Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/288 E. 2020/644 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/288 Esas
KARAR NO:2020/644

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/03/2017
KARAR TARİHİ:28/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 24/03/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında, 01.10.2003 tarihinde bir acentelik sözleşmesi tesis edildiğini, sözleşmeye göre davacının, davalının sözleşme yapmaya, poliçe düzenlemeye, prim tahsiline ve bu hususlarda, gerekli tüm işlemleri yapmaya, süre sınırlandırması yapılmaksızın tam yetkili kılınmış acentesi olduğunu, akdettiği mukaveleler doğrultusunda, her türlü ihbar, ihtar ve protesto gibi hakkı koruyan beyan ve belgeleri işleme koymaya, aynı zamanda bu sözleşmelerden doğabilecek ihtilaflara istinaden kendisi veya acentesi olduğu davalı namına, ilgili davaları açmaya yetkili kılındığını, davacının söz konusu acentelik sözleşmesi ve kurumsal misyonu gereğince faaliyetlerini eksiksiz bir şekilde ifa ettiğini, davalı tarafından 9.2.2017 tarihinde müvekkili acenteye hiçbir uyarı, ihbar, duyuru yapılmadan işlem ekranlarının kapatıldığını acentelik yetkisinin kaldırıldığının önce şifahen bildirdiğini, bunun Genel Müdürlük kararı olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin de …. Noteriliği 13.2.2017 tarih ve … yevmiye nol’lu ihtarname göndererek, “sözleşmeye aykırılığın giderilmesi, tüm işlem ekranlarının derhal ve eksiksiz olarak açılmasını, muhatap yanca duyurulan kampanya çerçevesinde müvekkilin hak ettiği tüm hediyelerin kendisine eksiksiz ve zamanında sunulmasını, olumlu cevap sunulmaması halinde fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla acentelik sözleşmesinden kaynaklı portföy tazminatı talep edeceklerini, müvekkillerinin uğradığı müşteri, pazar, portföy, ticari itibar kaybı, iş, işlem yapılmaması nedeniyle mahrum kalınan kar, buna bağlı her neviden maddi ve manevi zararının dava, talep ve şikayet, rücu ve sair hakları saklı tutulduğunun” davalıya ihtar edildiğini, davalı yanca …. Noterliği’nin 23.2.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile müvekkili taleplerinin yerine getirilmeyeceğinin bildirildiğini, davacı şirketin acentelik faaliyetlerinde bulunmasının da ekran kapatma yoluyla engellendiğini, davacının hiçbir kusuru olmaksızın acentelik sözleşmesinin hukuka aykırı olarak feshedildiğini, davacının uğradığı zararlara ilişkin olarak, başta müşteri/pazar kaybı ve müşterilerinden kendisine yönelik doğrudan/rücuen talepler için 1.000TL, müvekkilinin uğradığı ticari itibar kaybı için 500TL, müvekkilinin mahrum kaldığı/kalacağı kar kaybı için 1000TL, Sigortacılık Kanunu md.23/15 den hareketle komisyon tazminatı için 4000TL, Sigortacılık Kanunu 23/16’dan hareketle portföy tazminatı için 3000TL, davalı yanca 30/09/2016 tarihli olarak duyurulan kampanya kapsamında , kampanya değişiklik hakkı bağlamında davalının müvekkilini kampanyadan faydalandırmaması nedeniyle 500TL olmak üzere şimdilik toplam 10.000TL tazminatın yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 05/05/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının 01.10.2003 tarihli Acentelik Sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin acenteliğini yıllardır yürüttüğünü, … Bölge Müdüriüğü’ne bağlı olarak ticari ilişki içinde en fazla teşvik ve kolaylık sağlanan acenteler arasında ilk sırada yer aldığını, bunca yıl ticari ilişkinin verimliliği açısından desteklendiğini, haklı bir durum olmadığı sürece uzun dönem çalıştığı acentelik sözleşmesini feshetmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin Genel Müdürlüğe göndermiş olduğu mail gereği fesih talebi gereğince acentelik sözleşmesinin davacının tek taraflı irade beyanı ile feshedildiğini, …. Noterliği‘nin 2806 yevmiye nolu azilname ile kayıtlı adresine azilnamenin tebliğ edildiğini, davacının ekran kapatma, erişimin engellenmesi iddialarının gerçeği yansıtmadığını, …. Noterliği 22.2.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile de durumun açıklandığını, 30.9.2016 tarihinde yayınlanan … Kampanyası hakkında davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, bu kampanyada 552 kodlu ürünün ne olduğu ve neyi kapsadığının davacının da bildiğini belirterek, TTK 102. ve devamı maddeleri gereğince akdedilmiş bir acentelik sözleşmesi gereğince komisyonların davacıya ödendiğini, davacı acentenin kendi isteği ile sözleşmeyi feshettiğinden, müvekkili şirketin dahli olmadığından Sigortacılık Kanunu 23/16 gereğince portföy tazminatı talebinin hukuka aykırı olduğunu, fesih işleminin davacının istemi ile gerçekleştiğini belirterek ticari gayesi olan hiçbir şirketin üretimi koruyan veya fazlalaştıran acentenin, acentelik sözleşmesini feshetmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirterek, acentelik sözleşmesinin davacının istemi gereğince feshedildiğini ve vekaletten azledildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafından davalı aleyhine acentelik sözleşmesinden kaynaklı tazminat alacaklarının tahsili talebinden ibarettir.
Sigortacı bilirkişi tarafından düzenlenen 29/08/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalıya yüklü miktarda ticari kazanç sağlayan davacının portföy tazminatı talep edebileceği ,Portföy tazminatı tutarının hesaplanması Türk Ticaret Kanununa göre, acenteler için portföy tazminatı acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağı fakat davacı tarafın dosyaya sunulan bilançonun bulunmadığı, davacı vekiline sunulması bildirildiği fakat dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla, davacıya tazminata esas belgelerin sunulması için kesin süre verilip verilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, gerçek portföy tazminatı tutarı ise; sözleşmenin ne kadar sürdüğü, acentenin (veya distribütörün vs.) geliştirdiği pazar payı ve bunun için harcadığı çaba, ürün ve hizmetlerin niteliği, ürünlerin markasının bilinirliği, müşterilerin söz konusu ürün veya hizmetlere bağlılığı gibi hususlar dikkate alınarak hesaplanacağını, davacı acentenin 5 yıllık bilançosunun, devam eden poliçelerde prim alacağı olup olmadığı ve davacının talep edebileceği tazminat miktarının davacının bilanço ve kayıtları mahkemenize sunulduğunda veya atanacak muhasebeci ile taraflarına davacı iş yerinde belirtilen defter, bilanço ve muhasebe kayıtları üzerinde inceleme yapılması yetkisi verildiğinde değerlendirilebileceği kanaatine varıldığını, davacının portföy tazminatı talep edebileceği kanısına varılmakla birlikte; ne kadar talep edebileceği davacının asgari 5 yıllık bilançosunun sunulması ile bulunabilecek ve diğer tazminat hesaplamaları için davacının defter ve kayıtlarında bilanço incelemesi gerekebileceği ve acentenin devam eden prim alacağının yerinde inceleme ile değerlendirilebileceğinden, defter kayıt ve bilanço hesaplaması açısından tazminat hesaplamaları açısından, bu alanda uzman Muhasebecinin davada Bilirkişi olarak atanıp atanmayacağının mahkemenin takdirinde bulunduğunu, Yargıtay İçtihatları gereğince hukuki değerlendirmenin Mahkememize ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 22/02/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının davasının kabul edilmesi halinde davacının 5 yıllık gelir ortalaması hesaplandığında gelir ortalamasının 38.627,65 TL olduğu ancak devam eden prim alacaklarının yıllık ortalamasının 11.185,79TL olarak hesaplandığı, davalının da keşide ettiği ihtarname ile denkleştirme (portföy) tazminatı olarak 10.000 TL talep ettiği hususlarını hesaplandığını raporunda bildirmiştir.
Mali Müşavir ve Sigortacı bilirkişi tarafından düzenlenen 12/06/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalıya yüklü miktarda ticari kazanç sağlayan davacının portföy tazminatı talep edebileceği, Gerçek portföy tazminatı tutarı ise; sözleşmenin ne kadar sürdüğü, acentenin (veya distribütörün vs.) geliştirdiği pazar payı ve bunun için harcadığı çaba, ürün ve hizmetlerin niteliği, ürünlerin markasının bilinirliği, müşterilerin söz konusu ürün veya hizmetlere bağlılığı gibi hususlar dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda davacının 5 yıllık Bilanço, gelir vergisi beyannameleri, ayrıntılı gelir tablosu bilgilerine göre toplam beş yıllık 193,138,24TL kazancı olduğu beş yıllık ortalama olarak 193.138,24TL/5 YIUTL = 38,627,65 TL olduğu, 2016 takvim yılı 12 aylık kazanç toplamının 134.231,82TL olduğu aylık ortalamasının hesaplanmasında 134.132,82TL/12AY/TLxAy= 134.231,82x%20=26.846,36 TL komisyon gelirini azalabileceği tahmin edilerek tenzil edildiğinde davacının 107.383,58TL talep edebileceği ancak davacının talebi ile bağlı olmasından dolayı toplam 10.000,00 TL tazminat talebinin kabulünün gerekeceğini Yargıtay İçtihattan gereğince hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen 13/04/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacının talebinin, acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle, müşteri ve pazar kaybı, ticari itibar kaybı ve kar kaybı tazminatları ile komisyon tazminatı, portföy tazminatı ve kampanya kapsamında yararlandırılmayan hak ediş karşılıklarının tespit ve tahsiline ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin davacının göndermiş olduğu 26.01.2017 tarihli mailindeki yazılı bildirimiyle tek taraflı olarak sona erdirildiğinin kabulünün gerektiği, davalı tarafından yapılmış bir haksız fesih bulunmadığından, davacının müşteri ve pazar kaybı, ticari itibar kaybı ve kar kaybı tazminatları ile portföy tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı, davacı tarafından, sözleşmenin geçerli olduğu dönemde ödenmeyen bir komisyon alacağının ve hakedişin bulunduğunun geçerli delillerle ispat edilmesi gerektiği, bu yönde herhangi bir somut delil bulunmadğından davacının komisyon alacağına ve kampanyadan kaynaklanan haklarının kullandırılmamış olması nedeniyle oluşan hakkedişinin ispata muhtaç olduğunu raporunda bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve 13/04/2020 tarihli Ticaret ve Borçlar Hukuku uzmanı bilirkişinin düzenlediği rapor gözönüne alındığında; taraflar arasında 01/10/2003 tarihli Acentelik Sözleşmesinin akdedildiği, davalının ….Noterliğinin 10/02/2017 tarih, 02806 tarihli Azilname ile “Acentenin isteği” üzerine taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini feshettiğini bildirdiği ve ….Noterliğinin 23/09/2003 tarih … sayısı ile tasdikli vekaletnamedeki tüm yetkilerden davacıyı azlettiği, bunun üzerine davacının acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği gerekçesi ile müşteri ve pazar kaybı, ticari itibar kaybı ve kar kaybı tazminatları, portföy tazminatı ve kampanya kapsamında yararlandırılmayan hak ediş karşılıklarının tespit edilerek tazmini talebi ile mahkememizde bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davalının iddiası ise taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı nedenle yapıldığıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin haklı nedenle fesih edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Davacının 26/01/2017 tarihli davalı tarafa gönderdiği elektronik postada; “…01/02/2017 tarihi itibari ile karşılıklı yapmış olduğumuz acenteliğin sona erdirilmesi için gereğinin yapılmasını rica ederim” şeklinde davalıdan talepte bulunduğu dikkate alındığında; tarafların tacir olup, TTK 18/2 maddesi gereğince her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi davranması gerektiği gözetilerek; davacının bu beyanının taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini tek taraflı olarak sona erdirdiğini kabul etmek gerekli olmuştur. Ortada bir haksız fesih olmadığından davacının müşteri ve pazar kaybı, ticari itibar kaybı, kar kaybı ve portföy tazminatı talepleri yerinde değildir. Davacının bir diğer talebi olan ödenmeyen komisyon alacağı ve hakedişin ise tüm dosya kapsamında davacı tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının davasının tümüyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davacı tarafça yatırılan peşin harç ve tamamlama harcından alınması gereken 54,40-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 116,38-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-) Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza*