Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/285 E. 2022/350 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/285 Esas
KARAR NO :2022/350

DAVA Tazminat
DAVA TARİHİ:23/03/2017
KARAR TARİHİ:24/05/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Lojistik Hizmetleri Ltd.Şti ne karşı ve diğer eski çalışanlarının da davalı bulunduğu … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi … E numarası ile halen daha önceki tarihli “Haksız Rekabet “eylemlerinden dolayı derdest davalarının bulunduğunu, ilgili davada firmanın 2011-2012 dahil dava tarihine kadar olan haksız rekabet teşkil eden eylemlerine ilişkin tazminat ve haksız rekabete konu haksız eylemlerinin engellenmesi talep edildiğini, ilgili davaya rağmen davalı firmanın haksız eylemlerine devamla davalı şirket 2017 Mart ayı içinde 2 çalışana daha teklifte bulunmuş … ofis çalışanları olan …. ve … 15/03/2017 tarihinde istifa ederek ayrıldıklarını, davalı şirket eleman altyapısını davacı müvekkil … … Taş. A.Ş içinden sağlamayı yol seçtiğini, saldırgan bir rekabet uygulamakta olduğunu, davalı şirketin söz konusu eylemlerinin haksız rekabeti düzenleyen TTK.m.56,57 maddeleri ile işçinin rekabet yasağını düzenleyen TBK.m.444’e aykırı olduğunu, davada söz konusu hallerin gerçekleştiğini, davalı ve davacı şirketlerin Deniz Taşımacılığı konusunda çalışarak müşterilerinin teslim ettiği ürünlerini Yurt Dışı Deniz Nakliyesini gerçekleştirmekte her iki firmada Armatör firmalardan ve diğer alt taşıyıcılardan aldıkları taşıma bedelleri üzerine kendi hizmet bedellerini de koyarak malın taşınmasına aracılık etmekte olduğunu, her iki şirketinde yabancı yatırımcılar tarafından kontrol edildiğini, uluslararası rekabet piyasasını bilen ve yabancı iştirakleri ile paralel çalışan şirketler olduğunu, davalı şirketin her dönemde davacının eski çalışanlarını bünyesine katarak davacının rekabet gücünü zayıflatmayı amaçlamakta olduğunu, davalı eski çalışanlar ise davalı şirketin kendilerine sunduğu yüksek ücret ve bunun gibi kişisel menfaatleri uğruna davacı şirketin Ticari sırlarını Davalıya sunarak “Haksız Rekabetin “ unsurları olarak davada yer aldıklarını, davalı çalışanların Belirsiz süreli İş Akdi ile Davacının çalışanı olarak 2016 yılına kadar davacının işyerinde ve değişik ofislerinde çalışmış olduklarını, davalı çalışanlar kendi istekleri ile diğer davalı şirketin birtakım vaatlerine kanarak ve kendileri de davalı şirkete davacının Ticari bilgilerini vermek ve sırlarını paylaşmak kaydıyla daha yüksek kazanç sağlamak amacıyla işten ayrıldıklarını, davalı eski çalışanlar davacı şirkette çalıştıkları sürece ve ayrıldıklarında da kendilerini bağlayan kurallara aykırı hareket ettiklerini, imzaladıkları davacı şirkete ait “personel yönetmeliği” çalışma prosedürlerine aykırı hareket ederek hem kendilerine hem davalı şirkete menfaat sağlayarak haksız rekabet yarattıkları belirtilmekte davalı çalışanların yarattıkları haksız rekabetin tespitinde, Davacının hizmet sunduğu müşterilerine verdiği hizmet bedellerini açıklamak yolu ile yeni çalıştıkları diğer davalı şirket lehine Haksız Rekabet yarattıklarını, dava dosyamızda şimdilik 6 çalışan davalılar süreç içinde ekip halinde rakip firmaya geçmiş bulundukları belirtilmektedir. Ekonomik yönden bakıldığında Davacı işletme açısından bir KNOW_HOW kaybı olduğunu, davacı gibi işletmelerin çalışanlarının bilgi ve tecrübe sahibi olabilmeleri için büyük bir yatırım yaptıklarını, çalışanın işten ayrılmasının bu yatırımın boşa gitmesi sonucunu doğurduğu, işletmelerin değer tespitinde finansal değerleme şirket toplam değeri açısından rol oynadığı çalışanların toplu olarak başka işyerine geçmeye teşvik edilerek haksız rekabet yaratmak işletme açısından ekonomik değer kaybı olduğu, Davalı şirket daha önce 6 çalışanını ve yeni davamızda ise 4 çalışanın daha bünyesine kattığı, 2 çalışa daha bünyesine katmaya çalışmak ta durmadan teklifler sunduğu, Davacının ekonomik menfaatlerini doğrudan hedef alacak bir fiyat politikası ile müşterilerine zahmetsiz ve doğrudan ulaşmakta olup bu hedefini çalışan transferleri ile karşıladığı, Davalı şirket en büyük transferi Davacı firmadan yaptığı, hedefi yetişmiş personel almaktan çok Davacının müşterilerine Doğrudan ve kısa yoldan oluşmakta Haksız Rekabetini sürdürmekte olduğunu, Davalı çalışanlarının ayrılması sonucu yeni çalışanlar ikame etmesinin kolay olmadığı yeni çalışanların eğitilmesi ve müşterilerinin eski çalışanlar tarafından ayartılmaya çalışılması ve birçok müşteriyi de yanında götürmesi nedeniyle davacı işletmeye ek maliyetler yüklediğini, Serbest Piyasa koşullarında Rekabetin sıkı kurallara bağlı olduğu, TTK nin engel olmak açısından net ve anlaşılır hükümler getirdiği, ayrılan çalışanın kendi eski işletmesinde sahip olduğu müşteri bilgileri ve iş sözleşmelerini rakip davalı işletmelerde kullanıldığı, yeniden yetiştirilecek elemanın işletme açısından ekonomik değer kaybına neden olduğunu, Davalı işletmenin piyasanın altında bazen zarara bile olsa haksız rekabet yöntemi uygulayarak fiyat verdiği zarara uğranıldığı, Davalı işletmeye zaman içinde kademeli olarak geçen 4 eski çalışanın tüm müşteri dataları yanlarında götürmeleri sonucunda davacı şirket açısından inanılmaz kayba uğrayacağı ve şimdilik bu zararın net olarak tespiti mümkün olmadığından davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, Eski çalışanların işten birden ayrılmadığı, kademeli ve zaman içerisinde ayrılarak davacı şirket hakkında yeni politikaları ile ilgili bilgi akışını sürdürdükleri ve davalı şirketin ekono mik rekabetini destekler nitelikte eylem içerisinde oldukları Davalı şirketin Eski çalışanları bünyesine katmak yoluyla onlardan aldığı bilgi ve sırları paylaşarak haksız rekabet yarattıkları, piyasaya aykırı sayılabilecek vadelerde ödeme koşulları sunmakta oldukları, Davalı işletme sahibinin Davacının işletmesinde çalışan personeli sırf ve sadece bu işletmenin hizmet ve ticari sırlarını pazarlama usullerini elde etmek amacıyla bünyesine kattığından Haksız Rekabet hükümlerinin alanına giren eylem gerçekleştirdiği, Davalı işletmenin Davacının tüm müşterileri üzerinde vaadlerde bulunarak cirosunu arttırdığı, Davacının Ticari defter ve kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağı, İlk davanın … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyası ile başlayan haksız rekabet eylemi hızını kesmeden devam ettiği, rakiplerinin hakkında onun iş gücü ve ticari sırlarını bilerek 3.cü kişilere , piyasadaki rekabet gücünü zayıflatmak amacıyla her kişiye bildirmenin de haksız rekabet olduğu, Haksız rekabeti yaratan hem davalı firma Hem davacı firmanın Ticari sırrını bilen Armatör Çalışanları olduğu, bu dahi TTK Hükümlerine göre Haksız Rekabet teşkil etmekte olup “Bu çalışanlara karşı Haksız Rekabet Davası “ açma haklarını saklı tuttukları, Davacının çalışanlarını Davacı aleyhine ekonomik zarar ve piyasa gücünü doğrudan zayıflatmayı hedefleyerek teşvik ve tahrik ederek vaadlerle bünyesine katmak, davalı sadece … çalışanı olarak 6 kişiyi bünyesine kattığı 4 kişiyi de katmak için uğraştığı, geçmişte de … İzmir ofisi yeni müşteri kayıplarına uğramamak için bu 4 kişinin maaşlarını arttırarak gitmelerine engel olduğu, Davacının eski çalışanları sayesinde davacının müşterileri ile eski çalışanların tanışıklığından faydalanarak yeni müşteriler elde etmesi kendi emeği ve çabasına dayanmadan bir rekabet ortamı geliştirmesi davacının faaliyet alanı Deniz Taşımacılığı sektöründe rekabetini imkansızlaştıracak derecede ticari sır ve eski çalışan bilgi ve tecrübelerinden çekinmeden faydalanması, 6102 sayılı TTK nın Haksız Rekabet Hükümlerinin ilgili tüm maddelerinin ihlal edilmesinin olduğu, Davalı çalışanlar, Davacının iş politikalarını, ticari sırlarını,piyasa kuralları dahilinde belirlense dahi sır olarak saklaması yasa gereği olan tüm satış politikalarını davalıya ,davacı ile yaptıkları sözleşmeye ve davacı işyerinin çalışma koşulları arasında bu durumun yasak olduğu açıkça belirtilmesine rağmen sundukları, Davacının işyerinde beraber çalıştıkları diğer mesai arkadaşlarının da zaman içinde kademeli olarak davalı şirketin bünyesine aynı amaçla katılmalarını sağlamaları Davalı eski çalışanların normal piyasa koşulları içindeki bilgi ve tecrübelerini kullanmaları değil, eski işverenleri olan davacıyı hedefleyen şekilde bilgi ve tecrübelerini müşteriler le olan tanışıklıklarını kullanmaları yazılı bilgi ve belgeleri de Davalı işletmeye transfer ederek kullanmaları, bu şekilde davacıyı zayıf düşürerek veya onun iş faaliyetlerini imkansızlaştırmak amacının güdülmesi olduğu, Davalıların, davacının ticari sırlarını ifşa ettikleri, ticari sır kavramının ,şirketlerin yazışmaları, elde edilen bilgilerin fiyat politikaları, şirket stratejileri gibi bilgilerin, ticari sırlarının saklanması olduğu, Davalıların, yarattıkları haksız rekabet eylemi sonucunda kaybedilen ve davacı için en önemli olan bazı firmalar ve bu firmalar ile yapılan iş ve kapasiteleri açıkladıkları, kısa bir sürede bu kadar firmayı zahmetsiz olarak kazanma yoluna gittikleri Davalı ve Davacının defter kayıtları incelemelerinde ortaya çıkacak olan yaratılan haksız rekabet ile kaybedilen müşterilerden … Ambalaj firmasının yükünü aldıkları, konu ile ilgili e maillerde yazışmalar ve ekinde faturalar görülmekte olduğu, davacı şirket net kara ulaşmak için daha fazla masraf ve gider yaptığı daha çok özveride bulunduğu , Davalılarca yaratılan haksız rekabet ile taşıma fiyatlarında piyasa koşullarına göre indirime gitme zorunda kalındığı, 2012 yılından sonra dava tarihi ve devamında zarar görmeye devam edildiği, dava sürecinde davacıdan diğer davalılar 4 çalışanı daha bünyesine katarak davacı şirketin müşterilerini almakta olduğu, Davacı müvekkilin uğradığı maddi zararın hesaplanmasında sadece net kar ölçü alınmamalı toplam ciro üzerinden zarar hesaplanması gerektiği, ayrıntılı mizanların incelenmesi ile örneğin % 9 olarak hesaplanan kar miktarının gerçekte %11 iken bu rakama düştüğünün görüleceği, davacı şirketin %2 kar kaybına uğradığı, haksız rekabet konusu tazminat bedelinin net kardan değil Ciro üzerinden hesaplanmasının uygun olacağı, davalının karının da aynı yönde hesaplanması yapılması gerektiği, Haksız Rekabet eyleminin yarattığı ticari itibar kaybı da dahil olmak üzere maddi ve manevi zararların giderilmesine yönelik “belirsiz alacak “ davası açma zorunluluğu olduğu ayrıca TTK Madde 62.b temel alarak “ cezayı gerektiren fiiller “arasında sayıldığı ,davalı şirket hakkında TTK Madde 63. Dayanarak suç duyurusunda bulunacaklarını, Öncelikle TTK Madde 61. Kapsamında teminatsız veya Sayın Mahkemenin öngöreceği uygun bir teminat bedeli ile ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Davalıların haksız rekabete konu eylemlerinin tespitini, men’ini engellenmesini, Davalıların, davacıya haksız rekabet nedeniyle uğrattıkları ve uğratacakları muhtemel maddi kayıplarının dava sırasında belirlenecek bedel ile giderilmesini, Bu yönden davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına yönelik taleplerinin şimdilik kaydıyla dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddi tazminata, Dava konusu haksız rekabet eylemleri nedeniyle dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevi tazminatın tazminine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı … LTD ŞTİ vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın , dava dilekçesinde müvekkil şirketin diğer davalılar ile birlikte haksız rekabet teşkil eden eylemler içerisinde bulunduğu iddiası ile maddi ve manevi zararının tazmini talepli iş bu davayı açmış ise de söz konusu iddiaların tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğu, haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiği, Davacı şirket … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosya ile yargılaması devam eden, davacının haksız rekabet iddiası ile açtığı davanın 23.03.2015 tarihli KÖK Rapor ve Ek rapor Bilirkişi görüşlerinde çelişki barındırması nedeniyle hüküm kurmaya elverişli görülmediğinden dosya yeni bilirkişi heyetine tevdi edildiği,(Son raporun ekte sunulduğu ) davalıların dilediği yerde işe girmeleri Anayasanın 48.Maddesinde düzenlenen çalışma ve sözleşme özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, müvekkil şirketin diğer davalılara herhangi bir vaad de bulunmasının mümkün olmadığı, davalı çalışanların ….net isimli iş ve işçi bulma sitesinde verilen ilana kendi başvurularının olduğu, Key Account Manager ( Özel Müşteriler Müdürü ) pozisyonunda iş ilanına diğer davalılardan … ‘ın müracaatında eğitim, öğrenim, tecrübesi gibi hususlar değerlendirilmiş ve işe alımının gerçekleştiği, Davacı şirkette Satış Yöneticisi iken müvekkil şirkette … ( Özel Müşteriler Müdürü ) olarak göreve başladığı, …’ın pozisyonunun müşteri getirmek değil. aksine müvekkil şirketin mevcut müşterileri üzerinden ,İşin yürütülmesini sağlamak olduğu, Diğer davalılardan …’ın … pozisyonu için başvurduğu, …’in Hava Kargo Operasyon Sorumlusu pozisyonu için başvurduğu, müvekkil şirkete yapılan tüm başvuruların değerlendirilmesi ile işe alımın gerçekleştiği, diğer davalı … davacı şirkette Operasyon …olarak çalışmakta iken iş başvurusunda bulunarak uygun niteliklere sahip olması sebebiyle Hava Operasyon Müdürü olarak işe başladığı, müvekkil şirketin herhangi bir şekilde davacının eski çalışanlarına vaatte bulunması onları ayartmasının söz konusu olmadığı, Davacı şirkette yönetici pozisyonundaki iki kişinin de müvekkil şirkete görüşmeye geldiği fakat müvekkil şirketçe transfer edilmediği ( bu kişilerin görüşme kayıtlarının ..kişisel gizliliğin ihlal edilmemesi adına sayın Mahkemeye sunulamadığı,) Müvekkil şirketin Basiretli bir tüccar gibi davranarak işe alımlarda uygun pozisyona uygun adayları yerleştirmek olduğu, işe alımlarda davacı … de çalışmış olmak değil, kişisel bilgi ve tecrübeleri ön planda tutulduğu, Müvekkil şirketin … Meclisi tarafından en büyük 5.lojistik firması seçildiği, çalışanlar istihdam edilirken personellerin başvuruda bulundukları pozisyon bakımından deneyim ve tecrübeleri, mesleki yeterlilikleri ,eğitim ve öğrenimleri gibi kriterler olduğu,iş hayatında sektördeki farklı firmalardan çalışanlar firmalar arasında yer değiştirmesinin olağan bir durum olduğu, Davalı diğer çalışanların kişisel menfaat sağlamak için davacı şirketin ticari sırlarını müvekkil şirketle paylaştığına ilişkin iddiaların tamamen hayal ürünü olduğu, ispat yükü , kanunda özel bir düzenleme olmadıkça, iddiaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkil şirketin diğer davalılara yüksek ücret ve bunun gibi kişisel menfaatler sağladığını iddia etmekte olup ancak bu iddiasını hiçbir somut delille ispatlayamadığı, Huzurda görülmekte olan davada tespit edilmesi gereken başka bir hususun iş sırrı niteliği uyuşmazlıkta olup olmadığı değerlendirmesi olup bu doğrultuda Ticari sır, iş sırrı gibi kavramların davacı şirkete açıklanmasında yarar gördükleri, Ticari sır; herhangi bir yasal belirleme olmamasına karşın herkes tarafından bilinmeyen ve araştırılmayan bağımsız bir ekonomik değeri olan her türlü bilgi olduğu ,TTK m.55/1-d anlamında sırdan bahsedebilme adına :yalnızca hiç bilinmeyen hususların değil, ancak uzun ve masraflı bir çalışma sonucu elde edilebilen bilgiler” olarak ifade edildiği, iş sırrının imalat veya ticari faaliyet ile ilgili olması gerektiği, uzun ve emek getiren faaliyetlerde bulunması , ayrıca bunun çalışma sonucu elde edilebilen bilgi olması gerektiği,anlaşılmakta, Yargıtay uygulamalarında iş sırrının ; her halikarda imalat, ticaret ve sürüme ilişkin hususlarda söz konusu olabileceğine dair kararların verilmiş olduğu,işçiler yönünden, işçinin işinde zamanla kazanmış olduğu ve artık kendisinin ayrılmaz bir niteliği haline gelmiş mesleki bilgi ve tecrübelerin ticari sır olarak nitelendirilemeyeceği, Somut uyuşmazlıkta davacı vekili diğer davalı çalışanların davacıya ait ticari sırları müvekkil şirkete sunduklarını iddia etmiş, ticari sır sayılması gerektiği açıklığa kavuşturulamamış ispatlanamamış olduğu, Personellerden davacı şirkete ait yazılı bilgi ve belgeler, müşterilere verilen hizmet bedelleri, satış politikalarının açıklanması ve müşteri tanışıklığından faydalanılması, ticari sırların müvekkil şirkete açıklanması gibi hususların talep edilmediği, müşteri bilgilerinin aynı sektörde faaliyet gösteren tüm firmalar tarafından da kolaylıkla elde edilebilecek bilgiler olduğu, kurumsal ilkelere göre çalışan müşterilerin en az üç rakip firmadan fiyat alması gerektiği ,bunların ticari sır kapsamında bilgiler olmadığı, Davacı tarafın dava dilekçesinde ortak müşterilerinden … Ambalaj firmasının yüküne ilişkin bir elektronik posta yazışmasına yer verdiği, bu firmanın kurulduğundan beri müvekkil şirketin ortak müşterisi olduğu, belli bölgelerde davacı şirketle , belli bölgelerde müvekkil şirketle çalıştığı, davacı tarafın taşıma hizmeti verdiği bölgede davacının teknik ekipman eksikliği sebebiyle taşımayı gerçekleştiremediği, bu sebeple dava dışı … Tarafından ilgili taşımanın yapılması için müvekkil şirkete teklifte bulunduğu, elektronik posta yazışmalarının iddialarını kanıtlar nitelikte bulunduğu, davacı şirketin ekipman temin edememesi sebebi ile … Ambalaj ilgili yük için müvekkil şirketten talepte bulunduğu, davacı yanın iddialarının müvekkil şirketin salt rakip firma olması temeline dayandığı, fiili ve somut gerekçelere aykırı olan iş bu davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından haksız rekabete konu olacak herhangi bir eylemin hiçbir suretle yapılma dığı, müvekkilce yapılanın çalışma ve sözleşme özgürlüğü kapsamında iş değiştirmek olduğu Karşı taraf müvekkilin ,davacının iş yerinde çalışırken sahip olduğu müşteri bilgilerini, iş sözleşmelerini ve tecrübeyi rakip işletmede kullanarak menfaat sağladığını iddia etmiş ise de söz konusu beyanların asılsız olduğu, davacı tarafın iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu, davacı şirketin ticari sırlarının kullanılarak menfaat elde edilmesinin meydana gelmediği, Müvekkilin Davacı şirkette … olarak çalıştığı, davalı … tarafından verilen … net sitesi 25/08/2016 tarihli iş ilanında … ) pozisyonunda müracaatı ile olduğu herhangi bir vaadin söz konusu olmadığı, müvekkilin işe kabul edilmesi eğitim, öğretim ,tecrübe kişisel gelişimi sonucu elde ettiği bilgilere dayalı olarak mesleğini başarılı bir şekilde icra etmesinin sonucu olduğu müvekkilin davacı şirket ile iş ilişkisini kendi özgür hür iradesi ile bitirme kararı aldığı, Davacı şirketin herhangi bir daveti yada vaadinin olmadığı, müvekkilin kariyeri ve gelecek hedeflerine ilişkin olarak davalı şirkette çalışmayı uygun gördüğü, Anayasanın 48.ci Madd. Göre “ çalışma ve sözleşme özgürlüğü” çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, Davacı şirketin eski çalışanlarına açtığı davalar ile bünyesinde çalışanlara gözdağı vermek istediği, Davacı şirketin Haksız Rekabet yapıldığına ilişkin müvekkile dava yöneltebilmesi için yazılı ve geçerli bir “rekabet yasağı sözleşmesi” nin varlığı gerektiği, Türk iş Hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işveren ile rekabet etmemesini gerektiren kanuni bir yükümlülüğün bulunmadığı, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için ,rekabet yasağının konu , yer ve zaman bakımından sınırlandırılmış ve yazılı olması ayrıca işverenin korunmaya değer bir menfaatinin varlığının bulunması ve rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesi gerektiği belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından haksız rekabete konu olacak herhangi bir eylemin hiçbir suretle yapılmamış, müvekkilce yapılanın çalışma ve sözleşme özgürlüğü kapsamında iş değiştirmek olduğu Karşı taraf müvekkilin ,davacının iş yerinde çalışırken sahip olduğu müşteri bilgilerini, iş sözleşmelerini ve tecrübeyi rakip işletmede kullanarak menfaat sağladığını iddia etmiş ise de söz konusu beyanların asılsız olduğu, davacı tarafın iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu, davacı şirketin ticari sırlarının kullanılarak menfaat elde edilmesinin meydana gelmediği, Müvekkilin Davacı şirkette Müşteri Temsilcisi olarak çalıştığı, davalı … tarafından verilen … net sitesi 29/07/2016 tarihli iş ilanında Hava Kargo Operasyon Sorumlusu ) pozisyonunda müracaatı ile olduğu herhangi bir vaadin söz konusu olmadığı, müvekkilin işe kabul edilmesi eğitim, öğretim ,tecrübe kişisel gelişimi sonucu elde ettiği bilgilere dayalı olarak mesleğini başarılı bir şekilde icra etmesinin sonucu olduğu, müvekkilin davacı şirket ile iş ilişkisini kendi özgür hür iradesi ile bitirme kararı aldığı, Davacı şirketin herhangi bir daveti yada vaadinin olmadığı, müvekkilin kariyeri ve gelecek hedeflerine ilişkin olarak davalı şirkette çalışmayı uygun gördüğü, Anayasanın 48.ci Madd. Göre “ çalışma ve sözleşme özgürlüğü” çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, Davacı şirketin eski çalışanlarına açtığı davalar ile bünyesinde çalışanlara gözdağı vermek istediği, Davacı şirketin Haksız Rekabet yapıldığına ilişkin müvekkile dava yöneltebilmesi için yazılı ve geçerli bir “rekabet yasağı sözleşmesi” nin varlığı gerektiği, Türk iş Hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işveren ile rekabet etmemesini gerektiren kanuni bir yükümlülüğün bulunmadığı, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için ,rekabet yasağının konu , yer ve zaman bakımından sınırlandırılmış ve yazılı olması ayrıca işverenin korunmaya değer bir menfaatinin varlığının bulunması ve rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesi gerektiği, fiili somut gerçeklere dayan mayan iddialardan oluşan davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı Emrah Konak vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından haksız rekabete konu olacak herhangi bir eylemin hiçbir suretle yapılmamış, müvekkilce yapılanın çalışma ve sözleşme özgürlüğü kapsamında iş değiştirmek olduğu, Karşı taraf müvekkilin ,davacının iş yerinde çalışırken sahip olduğu müşteri bilgilerini, iş sözleşmelerini ve tecrübeyi rakip işletmede kullanarak menfaat sağladığını iddia etmiş ise de söz konusu beyanların asılsız olduğu, davacı tarafın iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu, davacı şirketin ticari sırlarının kullanılarak menfaat elde edilmesinin meydana gelmediği, Müvekkilin Davalı şirkette işe başlamasının iş ilanına başvurması ile olduğu, davacı şirkette satış yöneticisi (…) olarak çalıştığı, davalı … tarafından verilen … net sitesi 26/01/2016 tarihli iş ilanında … (Özel Müşteriler Müdürü ) pozisyonunda müracaatı ile olduğu herhangi bir vaadin söz konusu olmadığı, müvekkilin işe kabul edilmesi eğitim, öğretim ,tecrübe kişisel gelişimi sonucu elde ettiği bilgilere dayalı olarak mesleğini başarılı bir şekilde icra etmesinin sonucu olduğu, Davacı şirketin herhangi bir daveti yada vaadinin olmadığı, müvekkilin kariyeri ve gelecek hedeflerine ilişkin olarak davalı şirkette çalışmayı uygun gördüğü, Anayasanın 48.ci Madd. Göre “ çalışma ve sözleşme özgürlüğü” çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, Davacı şirketin eski çalışanlarına açtığı davalar ile bünyesinde çalışanlara gözdağı vermek istediği,Davacı şirketin Haksız Rekabet yapıldığına ilişkin müvekkile dava yöneltebilmesi için yazılı ve geçerli bir “rekabet yasağı sözleşmesi” nin varlığı gerektiği, Türk iş Hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işveren ile rekabet etmemesini gerektiren kanuni bir yükümlülüğün bulunmadığı, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için ,rekabet yasağının konu , yer ve zaman bakımından sınırlandırılmış ve yazılı olması ayrıca işverenin korunmaya değer bir menfaatinin varlığının bulunması ve rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesi gerektiği, fiili somut gerçeklere dayan mayan iddialardan oluşan davanın reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından haksız rekabete konu olacak herhangi bir eylemin hiçbir suretle yapılmamış, müvekkilce yapılanın çalışma ve sözleşme özgürlüğü kapsamında iş değiştirmek olduğu, Karşı taraf müvekkilin ,davacının iş yerinde çalışırken sahip olduğu müşteri bilgilerini, iş sözleşmelerini ve tecrübeyi rakip işletmede kullanarak menfaat sağladığını iddia etmiş ise de söz konusu beyanların asılsız olduğu, davacı tarafın iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu, davacı şirketin ticari sırlarının kullanılarak menfaat elde edilmesinin meydana gelmediği, Müvekkilin Davalı şirkette işe başlamasının iş ilanına başvurması ile olduğu, davacı şirkette satış yöneticisi (…) olarak çalıştığı, davalı … tarafından verilen … net sitesi 25/08/2016 tarihli iş ilanında (…Manager-…&Turkey ) pozisyonunda müracaatı ile olduğu herhangi bir vaadin söz konusu olmadığı, müvekkilin işe kabul edilmesi eğitim, öğretim ,tecrübe kişisel gelişimi sonucu elde ettiği bilgilere dayalı olarak mesleğini başarılı bir şekilde icra etmesinin sonucu olduğu, Davacı şirketin herhangi bir daveti yada vaadinin olmadığı, müvekkilin kariyeri ve gelecek hedeflerine ilişkin olarak davalı şirkette çalışmayı uygun gördüğü, Anayasanın 48.ci Madd. Göre “ çalışma ve sözleşme özgürlüğü” çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, Davacı şirketin eski çalışanlarına açtığı davalar ile bünyesinde çalışanlara gözdağı vermek istediği, Davacı şirketin Haksız Rekabet yapıldığına ilişkin müvekkile dava yöneltebilmesi için yazılı ve geçerli bir “rekabet yasağı sözleşmesi” nin varlığı gerektiği, Türk iş Hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işveren ile rekabet etmemesini gerektiren kanuni bir yükümlülüğün bulunmadığı, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için ,rekabet yasağının konu , yer ve zaman bakımından sınırlandırılmış ve yazılı olması ayrıca işverenin korunmaya değer bir menfaatinin varlığının bulunması ve rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesi gerektiği, fiili somut gerçeklere dayan mayan iddialardan oluşan davanın reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; haksız rekabetin tespiti ve meni ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davadaki iddianın dayanağını oluşturan davalı 4 personele ilişkin SGK ve iş yeri sicil dosyaları, iş sözleşmeleri ve dayanılan diğer deliller celbedilip incelenmiş, uzman bilirkişi heyetlerinden rapor ve ek rapor alınmış deliller toplanmıştır.
Davalı …’ın davacı şirketteki şahsi dosyası incelendiğinde; 04.11.2016 tarihinde hizmet sözleşmesinin ikale sözleşmesi ile anlaşarak sonlandırıldığı ve kıdem ve ihbar tazminatı, sözleşme fesih tazminatı, 69,5 günlük yıllık izin ücreti alacağının, 4 günlük ücret alacağının ödendiği anlaşılmaktadır.
Davalı …’in davacı şirketteki şahsi dosyası incelendiğinde; davalının 17.11.2016 tarihinde istifa ettiği ve SGK yazısına istinaden kıdem tazminatı ile, 17 günlük ücret,36 günlük yıllık izin alacağının ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı …’in davacı şirketteki şahsi dosyası incelendiğinde;29.12.2016 tarihinde istifa ettiği, 2 günlük ücret alacağı ile 21 günlük ücret alacağının ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı …’ın davacı şirketteki şahsi dosyası incelendiğinde;22.03.2016 tarihinde istifa ettiği ve 22 günlük ücret ile 12 günlük yıllık izin alacağının ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket tarafından …’ın Kariyernet internet sitesi üzerinden iş başvurusu yaptığına ilişkin başvuru formunu dosyaya sunduğu görülmüştür.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacı ve davalı şirketlerin dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, davalıların davacı şirketten ayrılarak davalı şirkette işe başlama tarihinden sonra davalı şirketin karlılık oranında kayda değer bir artışın olmadığı, davalı gerçek kişilerin, davacı şirketten ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başlamalarının gerek TTK.m.55/1/d gerekse TTK.m.54 çerçevesinde haksız rekabet oluşturmayacağı, TBK.m.444 ila 446 hükümlerindeki sınırlamalara tabi yazılı bir rekabet yasağı anlaşması sunulmadığından, davalı gerçek kişilerin, davacı şirketten ayrılarak daha yüksek ücretle rakip şirkette işe başlamalarının rekabet yasağına aykırılık kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı şirketin, davacı şirketin iş sırlarını ele geçirmek veya çalışanlarını iş sırlarını ele geçirmeye veya ifşaya yöneltmek amacıyla hareket ettiğine dair dosyada yeterli delil bulunmadığından, gerek TTK.m.55/1/b/3 gerekse TTK.m.54/2 çerçevesinde bir haksız rekabetin bulunmadığı, davalı şirketin, davacı şirketten personel transferleri yoluyla onun müşterilerini ve ticari sırlarını ele geçirdiğine ve davalı şirket tarafından kullanıldığına/yararlanıldığına dair yeterli delil bulunmadığı, davalı şirketin 2016, 2017, 2018 yılları satışlarında ve karlılığında buna bağlanabilecek anlamlı bir değişim olmadığı, davacı şirketten davalı şirkete müşteri kayması tespit edilemediği, sonuç olarak zarar ispat edilemediğinden maddi tazminat hesabı yapılamadığı, davacı ve davalı şirketlerin aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, aynı müşteri kitlesine hitap ettikleri ve rekabet ilişkisi içinde bulundukları, aynı sebebe dayalı aralarında derdest haksız rekabet davaları bulunmasına rağmen kısa sürede ve bu yoğunluktaki personel transferlerinin TTK.m.54 çerçevesinde haksız rekabet ve davacı şirket yönünden zarar tehlikesi oluşturacağı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; Mahkemenin ek rapor için yaptığı görevlendirme çerçevesinde tarafların kök rapora yönelik beyan ve itirazlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda, defter incelemelerine ilişki maddi hatanın düzeltilmesi dışında, kök rapordaki inceleme, tespit ve kanaatlerimizde bir değişiklik olmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafın sunduğu iş yeri şahsi dosyası incelendiğinde davalı … ile ilgili sözleşmenin anlaşarak ve hatta sözleşme fesih tazminatı da ödenerek sonlandırıldığı, diğer …,… ve …’ın ise istifa etmek suretiyle iş akitlerinin sonlandığı, bu davalılar bakımından hizmet akitlerinin sona ermesinden sonra geçerli olacak şekilde TBK 444 ve 445 maddesi kapsamında rekabet yasağına ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığından bu davalılar bakımından davacının davası yerinde görülmemiştir.
TTK 54.maddesi, “haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız hukuka aykırıdır.” hükmünü içermektedir. Sözkonusu maddede, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacının hukuka uygun ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğu belirtilmektedir.
Davacı nezdinde çalışan personelin sözleşmelerinin ihlali konusunda dışarıdan yapılan müdahalelerin TTK 54.maddesi çerçevesinde haksız rekabet teşkil edebilmesi için sözleşmenin ihlaline yönelik davalı şirket tarafından yoğunlaştırılmış bir yöneltmenin varlığı ve fiilin dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil etmesi gerekir.
Somut olayda, TTK 55/1-b maddesi 54/2 maddesi kapsamında davalı şirketin, davacı şirketin iş sırlarını ele geçirmek veya çalışanlarını iş sırlarını ele geçirmeye veya ifşaya yöneltmek amacıyla hareket ettiğine dair dosyada somut bir delil bulunmadığı, sözleşmeyi sona erdirmeye yönelik yöneltme eyleminin TTK 54.maddesi kapsamında dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil etmesi için davacı nezdinde çalışanların sistematik ve planlı bir şekilde ayartılması koşulunun oluşması gerektiği, aynı konuda faaliyet gösteren firmalardan biri nezdinde çalışan birkaç personelin kendi isteğiyle görevden istifa ettikten sonra davalı şirkete iş başvurusu yaparak davalı şirket nezdinde çalışmaya başlamasının haksız rekabet olarak kabul edilmeyeceği ve bu durumun dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturmayacağı, aynı konuda faaliyet gösteren firmaların ekonomik faaliyette bulunma hakkı mevcut olduğu gibi hizmet akdiyle çalışan işçilerin de anayasadan kaynaklanan çalışma özgürüklerinin bulunduğu, aynı alanda faaliyette bulunan şirketlerin aynı kişisel ve mesleki özelliklere sahip kişileri çalıştırılmasının normal olduğu, davalı eski işçilerin iş yeri şahsi dosyaları ve SGK kayıtları incelendiğinde, davalı 4 işçinin birinin iş aktinin fesih tazminatı da ödenmek suretiyle sonlandığı ve davacı nezdindeki işlerinden kendi istekleriyle ayrıldıkları ve bu iş yerinden ayrıldıktan sonra internet iş ilanları üzerinden veya bizzat kendi başvuruları ile davalı şirkette daha yüksek ücretlerle çalışmaya başladıkları, istifa tarihleri ile davalı şirkette işe başlama tarihlerinin yakın olmasının başlı başına bir ayartma olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından davalının hangi eylemiyle kendi çalışanlarının davalı şirkette çalışmaya başladığı, davalının ayartma ve yöneltmeyi sistematik bir şekilde gerçekleştirdiği ve davacı çalışanlarını kendisine transfer ettiği yönünde somut bir delilin dosyaya sunulmadığı, davacının bildirdiği müşteri listesinin davalı kaydında olmadığının ve davacının karlılık oranının 2016 yılına göre 2017 yılında arttığı, davalının ise azalma gösterdiğinin bilirkişi raporu ile tespit ediliği, davalının kasıtlı bir davranışla ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edecek eylemiyle bu çalışanları kendi şirketinde çalıştırmaya başladığı hususunun kanıtlanamadığı, kaldı ki, davalı çalışanlardan …’ın anlaşma ile diğer davalıların ise istifa ederek işten ayrıldıkları, istifa etmelerinin davalının yöneltmesiyle gerçekleştiği hususunda herhangi bir somut delil sunulamadığı, anayasal bir hak olan çalışma özgürlüğü çerçevesinde kendi isteğiyle işten ayrılan kişilerin davalı şirkette daha yüksek ücretle işe başlamalarının haksız rekabet teşkil etmeyeceği bu bakımından bilirkişi raporunun ”davacı ve davalı şirketlerin aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, aynı müşteri kitlesine hitap ettikleri ve rekabet ilişkisi içinde bulundukları, aynı sebebe dayalı aralarında derdest haksız rekabet davaları bulunmasına rağmen kısa sürede ve bu yoğunluktaki personel transferlerinin TTK.m.54 çerçevesinde haksız rekabet ve davacı şirket yönünden zarar tehlikesi oluşturacağı yönündeki” görüş mahkememizce benimsenmemiş ve ispat edilmeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile fazlaca alınan 1.627,05-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen maddi tazminat bakımından davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat bakımından davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
5-Reddedilen müdahalenin meni ve tespiti bakımından davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸