Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/173 E. 2020/283 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/173 Esas
KARAR NO:2020/283

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/02/2017
KARAR TARİHİ:30/06/2020

Mahkememize açılan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin nitelikli ve her müşterisine özel çağrı merkezi hizmeti veren bir şirket olduğunu, nihai tüketicilerin şirket müşterilerinden günlük hayatta hizmet aldıkları herhangi bir iş veya satın aldıkları herhangi bir ürün için satış, sorun giderme, satış sonrası destek ve buna benzer her bir hizmetin çağrı merkezi hizmetinin birer parçası olduğunu, davalı şirketin ticari faaliyetleri ise bilgisayar yazılımları geliştirmek ve yazılımlarını çoğunlukla mimarlar ve mimarlık şirketlerine pazarlamak alanlarında yoğunlaştığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin çağrı merkezi hizmetleri sözleşmesi ile başladığını, müvekkil şirketin 2016 yılının nisan ayı başına kadar davalıya sözleşme konusu hizmetleri ve keza talep edilen ek hizmetleri eksiksiz ve kesintisiz olarak verdiğini, yaklaşık 7 sene ticari ilişkileri olduğunu, ödemelerin davalı şirketin ödeme gücüne bağlı olarak değişiklik gösterdiğini, bir süre sonra ödemelerin aksamaya başladığını, davalı şirketin yönetici kadrosunun değiştiğini, yeni kadronun ödenmeyen eski borcu kabul etmediğini, hatta verilmekte olan hizmetlerin durdurulmasını, hizmet almak istemediklerini söyleyerek sözleşmeyi feshettiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borcun şimdilik 10.000,00-TL’lik kısmının ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi eklerini tebliğ almadıklarını, taraflar arasında 2011-2015 yılları boyunca ticari ilişkinin devam ettiğini, verilen tüm hizmetlerin karşılığının ödendiğini, herhangi bir bakiye alacağın söz konusu olmadığını, dosyaya sunulan delillerin davacının iddiasını ispatlar nitelikte olmadığını, verilen hizmetlerin müvekkil şirketten çok müvekkil şirketin ürünlerini satan distribütör ve bayilere verildiğini, davacı şirketin yıllar önce (2011-2015) vermiş olduğu hizmetlerine yönelik hesaplamalarda hata yapıldığından bahisle 2016 yılının son yarısında fatura düzenleyerek alacağı olduğunu iddia etmesinin kabul edilebilir olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; davacının 2011-2012-2013-2014-2015 yıllarında vermiş olduğu hizmetler karşılığı tanzim ettiği faturaları, yapmış olduğu tahsilatları ve kur farkları hesaplamalarını yevmiye defterine usulüne uygun olarak gününde yevmiye defterine kaydettiği 2015 yılı sonu itibariyle davalının … nolu cari hesabının 19.291,88-TL borç bakiyesi 2016 yılına devrettiği, 2016 yılında davalının 08/01/2016 tarihinde 10.648,95-TL’lik banka havalesini … nolu yevmiye maddesi ile yevmiye defterine kaydettiği ve 29/02/2016 tarihinde davalının … nolu hesabının sıfır bakiye verdiği, 2016 yılında dava konusu 31/08/2016 tarihli … numaralı 2011-2015 döneminde verilen hizmetler karşılığı açıklaması ile davalı adına tanzim ettiği 75.747,00-TL + KDV toplam 88.791,46-TL tutarındaki faturayı … nolu yevmiye maddesi ile yevmiye defterine kaydettiği, 2016 yılı sonu itibariyle davacının yasal defter kayıtlarında, davalının … nolu cari hesabının dava konusu 75.747,00-TL + KDV toplam 88.791,46-TL tutarındaki fatura kadar borç bakiyesi verdiği … nolu dönem sonu kapanış yevmiye maddesi ile 2017 yılına devrettiği, davalının 2011-2012-2013-2014-2015 yıllarında davacının hizmetleri karşılığı tanzim etmiş olduğu faturaları, yaptığı ödemeleri ve kur farkı hesaplamalarını …, … ve … nolu hesaplarda takip ettiği, tüm hesap hareketlerini usulüne uygun olarak gününde yevmiye defterlerine kaydettiği, 31/12/2016 tarihinde …, … ve … nolu hesapların sıfır bakiye verdiği, davalının, davacının 2011-2015 döneminde verilen hizmet karşılığı açıklaması ile tanzim ettiği dava konusu 31/08/2016 tarihli … numaralı 75.747,00-TL + KDV toplam 88.791,46-TL tutarındaki faturayı kabul etmeyerek iade ettiği, bunun üzerine davacının …. Noteri … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile dava konusu faturayı tekrara davalıya yolladığı, davalının da … Noteri … tarih … nolu ihtarnamesi ile dava konusu faturayı davacıya iade ettiği, davacı ile davalı arasındaki cari hesabın dava konusu fatura kapsamı işler dışında mutabık oldukları, davacının 2011-2012-2013-2014-2015 yıllarına ait … ve … nolu … gelecek aylara ait gelirler hesabı incelendiğinde davacının davalıya hizmet yapılmadan önce tanzim ettiği faturaları bu hesaba kaydettiği, ilgili dönemi geldiğinde (hizmet gerçekleştiğinde) 600 Yurtiçi gelirler hesabına kaydettiği, davacının yapacağı hizmetlerle ilgili faturaları döneminden önce tanzim ettiği (..) ve … nolu … gelecek aylara ait gelirler hesabının 2015 yılı sonu itibariyle sıfır bakiye verdiği, hesapta yer alan gelirlerin 600 hesaplara aktarıldığı, davacının 2011-2012-2013-2014 yıllarına ait …nolu … gelir tahakkukları hesabı incelendiğinde 600 yurtiçi gelir hesabı ile çalıştırıldığı, davacı belli dönemlerde gelir tahakkuku yapıp … nolu … gelir tahakkukları hesabına borç 600 yurtiçi gelirleri hesabına alacak kaydederek hesaptan düştüğü, 2015 yıllarında ise belli dönemlerde davalı ve davalının bayi ve distribütörleri adına tahakkuku yapıp … nolu … gelir tahakkukları hesabına borç 600 yurtiçi gelirleri hesabına alacak kaydettiği, davalı ve davalının bayi ve distribütörlerine fatura tanzim edildikçe (… nolu … gelir tahakkukları hesabına alacak kaydederek hesaptan düştüğü, 31/08/2016 tarihinde … nolu … gelir tahakkukları hesabında 75.247,00-TL bakiye kaldığı, davacının bu bakiye kadar 31/08/2016 tarih 7539 yevmiye kaydı ile dava konusu 75.247,00-TL + KDV toplam 88.791,46-TL tutarında fatura kestiği ve hesabı kapattığı, davacının, davalı ve davalının bayi ve distribütörlerini de … nolu … gelir tahakkukları hesabında takip ettiği, gelir tahakkuklarını ayrım gözetmeden … olarak yaptığı, kesin olmamak kaydı ile hata veya mükerrerlikler olabileceği, davalının yönlendirmesi ile davalıya ve davalının bayi ve distribütörlerine … nolu … gelir tahakkukları hesabından düşülmeden de faturalar tanzim edildiği, davacının dava dosyasına sunduğu tablonun muhasebe kayıtlarına ve tablonun hazırlanış mantığına göre yeniden düzenlenmesi sonucunda farkın başka bir deyişle davacının hizmet vererek faturalandırmamış olduğu miktarın 33.365,00-TL olması gerektiği, davacının incelemede teslim ettiği dava dışı firmalara ait 380. 181, 120 hesaplarının ve davacı tarafıondan dava dışı firmalara tanzim edilen faturalarının, dava dışı firmalarının yasal defterler bilgileri olmadan tek taraflı incelenmesinin sağlıklı olmayacağı, davacının dava konusu hizmetleri sadece davalıya değil bayi ve distribütörlerine de verdiği veri tabanının ve ürünlerin aynı olduğu, verilen hizmetleri davalıya, distribütörlere ve bayilere ayrı ayrı faturalandırdığı, fatura tanziminin her aşamasında davalı ile mutabık kalınarak yapıldığı, hizmetlerin tahakkukunda ve fatura edilmemiş hizmetlerin ayrıştırılmasında hatalar ve geçişler olabileceği, davacıdan incelemede teslim alınan faturaların eklerindeki e-maillerde tanzim edilen fatura tutarı ve muhteviyatından bahsedildiği, verilmiş olan hizmetin tanzim edilen faturadan fazla olduğuna, faturanın eksik kesildiğine dair herhangi bir ifadenin olmadığı, gerek dosya münderecatında gerekse fatura ekindeki e-maillerde, 2011-2015 yılları arasında verilmiş olan hizmetin tanzim edilen faturadan fazla olduğuna, faturanın eksik kesildiğine dair bir ifadenin olmadığı, davalı ile faturası kesilmemiş tamamlanmış hizmetlerle ilgili bir mutabakatın olmadığı, davacının dava dosyasına harici hard disk içinde sunulan ödeme-alacak listesi isimli excel dökümanının davacının kendi bünyesinde hazırlamış olduğu, dökümanlarda yer alan verilerin davalı ile mutabakatının olmadığı, hukuki ve mali delillere dayanan bilirkişi inceleme ve değerlendirilmesinde sağlıklı bir inceleme yapılabilmesi için verilerin yasal defter kayıtları ve teknik inceleme sonuçları ile uyuşması gerektiği, davacı ile davalı arasında 04/07/2008 tarihinden başlamak üzere korsan yazılımlarla mücadele hizmeti (…), tele-pazarlama (…) ve yazılımların eğitim kurumlarında tanıtım ve kullanımının sağlanması (…) hizmetlerini kapsayan (madde-III) “Çağrı Merkezi Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmenin süresinin bir yıl olduğu, hizmetlerin KDV hariç 22.750,00-TL olarak fiyatlandırıldığı, faturaların proje başlangıcında kesileceği ve 10 gün içinde ödeme yapılacağı, tüm telefon e-posta gönderimi, yönetim ve raporlama giderlerinin fiyatlara dahil olduğu, tarafların herhangi bir yükümlülük altına girmeden otuz gün önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla sözleşmeyi başka bir ihbara gerek kalmaksızın feshetme hakkına sahip olduğu, sözleşmede yapılacak her türlü değişiklik veya tadil her iki tarafın yazılı muvaffakatı neticesinde geçerli olacağının düzenlendiği, 2011-2015 yılları arasında korsan yazılımlarla mücadele hizmeti (…), tele-pazarlama (…) ve yazılımların eğitim kurumlarına tanıtım ve kullanımının sağlanması (…) hizmetlerinin devam edildiği, verilen hizmetlere müşteri profilleme (profiling) hizmetinin de eklendiği, sözleşmenin kapsamının genişlediği, fiyatlandırmada para cinsinin değiştiği, fiyatlandırmanın ve ödeme şartlarının karşılıklı e-maillerle sağlandığı sözleşmedeki şartların dışına çıkıldığı, e-maillerde sözleşmenin devam ettiğine, tadilinin yapıldığına dair bir ifadenin olmadığı, sözleşmeye herhangi bir atıfa bulunulmadığı, sözleşmenin devam edip etmediğine dair nihai hukuki değerlendirmenin Mahkememizin takdirinde olduğu, süresi içerisinde düzenlenmeyen faturalar için Vergi Usul Kanununun 353/1. Maddesi uygulanacağı ve bu faturalar VUK’un “ispat” başlıklı 3/B maddesine göre ispat edici bir vesika olarak değerlendirileceği, yapılan incelemede davalı genelde hizmet alınmadan bakiyeleri ödediği yani hep fazla ödeme yaptığı, davacı şirket bu hizmet süresince genelde düzenli bir hesap ekstresi veremediği, 11/05/2015 tarihli davacı tarafından davalıya gönderilen e-mailde davacının 3.012,85-TL bir alacağının olduğunu ve bunun faturasını kesildiğini belirttiği, taraflar arasındaki maillerden ve dosya münderecatından tarafların ne çalıştığı yıllarda ne de dönem sonunda tamamlanmış hizmetlerle ilgili sağlıklı teknik bir mutabakat yapmadıkları, davacı tarafından sunulan bu verileri çok sağlıklı bir veri olmadığı bir log kaydı olmadığı için bu verilerin değiştirilmesi veya üzerinde tahrifat yapılması mümkün olacağı, taraflar arasında yapmış oldukları çalışma düzeni saatleri davacı şirket tarafından kayıt altında tutulduğu, bu kayıtların sağlıklı olup olmadığı konusu kesin değildir, çünkü her türlü oynamaya müsait programlar olduğu, dosya münderecatından ve taraflar arasında yapılan e-mail yazışmalarından davacının, gerek davalıya gerekse davalı distribütör ve bayilerine ortak veri tabanını kullanarak ve aynı ürünleri için hizmet verdiği, bu hizmetlerin davalı ve dava dışı bayi ve distribütörlere dağılımının yapılmasının mümkün olamayacağı, nihai hukuk değerlendirilmenin Mahkememizde olması kaydı ile aradan yıllar geçtikten sonra bir hata yapıldığı iddia edilerek toplam 75.247,00-TL + KDV toplam 88.791,46-TL’lik bir tutar davacı tarafından talep edildiği ve yine davacı tarafından sunulan ve sağlamlığı konusunda şüpheli olunan kendi bünyesinde oluşturduğu, dışarıdan müdahalelere ve her türlü değişikliğe ve tahrifata açık olan davalının herhangi bir onayı ve mutabakatı olmayan verilere dayanarak bu tutarın talep edildiği, Mahkememizin davacıyı haklı bulması halinde, davacının düzenleme mantığı ve yasal defterlerindeki kayıtların birleştirilmesi ile yeniden düzenlenen tabloya göre 33.365,00-TL + KDV toplam 39.370,70-TL talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
18/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki ihtilaf söz konusu hizmetin verilip verilmediği değil, hizmete dair bakiye alacağı olduğundan ve bu konuda söz konusu 2011-2015 dönemine ait taraflar arasında hizmetin karşılık bedeli olarak belirlenmiş bir belge olmadığından, dosya içerisinde yer alan dökümanlarda davacı tarafın 2011-2015 dönemi içerisinde davalı tarafa “çağrı merkezi” hizmeti vermiş olduğu anlaşılmakla birlikte bu hşzmete ilişkin geçmişe yönelik dava konusu fatura bedelini hak edip etmediği hususu anlaşılamamış ve dosya kapsamında bu husus tespit edilemediğinden davacı şirketin 88.791,46-TL faturadan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
06/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda ise; taraflar arasındaki maillerden ve dosya münderecatından tarafların ne çalıştığı yıllarda ne de dönem sonunda tamamlanmış ilgi sağlıklı teknik bir mutabakat yapmadıkları, davacı tarafından sunulan bu verilerin çok sağlıklı bir veri olmadığı, bir log kaydı da bulunmadığı için bu verilerin değiştirilmesi veya üzerinde tahrifat yapılması mümkün olacağı, taraflar arasında yapmış oldukları çalışma düzeni saatleri davacı şirket tarafından kayıt altında tutulduğu, bu kayıtların sağlıklı olduğu konusunun kesin olmadığı ve her türlü dış müdahaleye müsait programlar olduğu, dosya münderecatından ve taraflar arasında yapılan e-mail yazışmalarından davacının, gerek davalıya gerekse davalı distribütör ve bayilerine ortak veri tabanını kullanarak ve aynı tip ürünler için hizmet verdiği, bu hizmetlerin davalı ve dava dışı bayi ve distribütörlere dağılımının yapılmasının mümkün olamayacağı, nihai hukuki değerlendirmenin Mahkememizde olması kaydı ile aradan yıllar geçtikten sonra bir hata yapılmış olduğu iddia edilerek toplam 75.247,00-TL + KDV toplam 88.791,46-TL ‘lik bir tutar davacı tarafından talep edildiği ve yine davacı tarafından sunulan ve sağlamlığı konusunda şüpheli olunan ve kendi bünyesinde oluşturduğu, dışarıdan müdahalelerle ve her türlü değişikliğe ve tahrifata açık olan davalının herhangi bir onayı ve mutabakatı olmayan verilere dayanarak bu tutarın talep edildiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve ek sözleşmenin, süre, fiyat ve yapılan işlere dayanak teşkil etmesi ile diğer hukuki değerlendirmeler bakımından Mahkememizin takdirinde olduğu, 2011/-2015 yılları arasında taraflar arasında iş ilişkisinin sürdüğü ve söz konusu hizmetlerin verildiği, davacının, gerek davalıya ve gerekse davalının iş ilişkisinde bulunduğu dava dışı şirketlere aynı ürünler için hizmet verdiği, davacının ticari defter kayıtlarında bu nedenle özellikle 181 kodlu hesap hareketlerinde bazı kayıt hataları olabileceği, davacının ticari defter kayıtlarına göre alacaklı olduğu, ancak alacak tutarının davalıya ait ticari defterlerde karşılığının olmadığı, davacının defter kayıtlarında görülen alacak tutarının ve borçlusunun tayininin (davacının kayıt hataları gibi nedenlerle) eldeki verilerle doğru olarak tespitinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafça davalı lehine yapıldığı iddia olunan iş ve işlemler nedeniyle açılan alacak davasına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı şirketin özel çağrı hizmeti veren bir şirket olarak, davalı tüzel kişiliğe verildiği iddia olunan iş ve işlemler sebebiyle Mahkememizdeki iş bu davanın 22.02.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanmış, taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanarak farklı bilirkişi heyetlerinden alınan bila tarihli, 18.06.2019 ve 06.01.2020 tarihli bilirkişi raporları dosyamız arasında alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyada alınan ilk iki bilirkişi raporunun arasında çelişki olması sebebiyle alınan 3. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, taraflar arasında bir çalışma ilişkisinin olduğu, davacı tarafça dosyaya sunulan log kayıtlarının tek taraflı ve üzerinde kolaylıkla değişiklik yapılacak nitelikte güvenirliği şüpheli veriler olduğu, bu dijital verilerin davalı tarafça teyit edilmediği, davacı taraf ticari defterlerine göre davalıdan alacaklı olduğu ancak davalı tarafın ticari defterlerinde bu alacağın karşılığının olmadığı, davacı tarafın kayıt hataları sebebiyle de davacı tarafın alacağının olup olmadığı varsa da tutarının tespit edilemediği belirtildiğinden, davacı tarafça somut veya Yasal kanıtlarla birlikte alacağın varlığı ve miktarı somut olarak ispatlanamadığından davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 116,38-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’a kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/06/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı