Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/143 E. 2018/51 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/143 Esas
KARAR NO : 2018/51
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden
(Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2017
KARAR TARİHİ : 31/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı müvekkil ile davalı arasında 26/12/2014 tarihinde yapılan bir kredi sözleşmesi söz konus olduğunu, davalı, müvekkilinden kredi kullanarak … plakalı aracı satın aldığını ve araç üzerine borç değerince rehin tesis edildiğini, ancak davalı sözleşmeye uygun olarak hareket etmediğini ve kredinin taksitlerini ödemediğini, bu sebeple kendisine ihtar olarak yapılmasına rağmen ödeme yapmadıkları için hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile takip düzenlendiğini bu takipten araca ulaşamadığından diğer malvarlıklarına giderek alacaklarının tahsil etmek üzere 03/11/2014 tarihli kredi sözleşmesine dayanarak tahsilden tekerrür olmamak kaydıyla 17/01/2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip düzenlendiğini, ancak borçlunun da her iki takibede haksız olarak itiraz ettiğini, davalı ile davacı müvekkil arasında yapılan kredi sözleşmesinde taksitler, taksit tutarları ödeme tarihleri tek tek belirtmiş ve davalılar tarafından kabul edildiğini, varılan anlaşma üzerine sözleşme taraflarca imza altına alındığını, davalı sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemiş olduğundan davacı müvekkil yasal hakkına kullanarak takip düzenlendiğini, taraflarına başlatılan takibe karşı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takiben devamına ve İcra takibine karşı yapılan haksız ve kötü niyetli itirazından dolayı alacağın belli ve belirlenebilir olması hasebiyle de %20 oranında icra-inkar tazminatının dava davalıdan istenemesi ile iş bu davanın huzudaki ikamesi zararet halini aldığını, İstanbul …. İcra Müdürlüğü .. esas sayılı dosyasından yürütülen takipte, icra takibinin istem gibi devamını, alacak belli ve belirlenebil olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatına dava masrafları ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Davacı müvekkil ile davalı arasında 26/12/2014 tarihinde yapılan bir kredi sözleşmesi söz konus olduğunu, davalı sözleşmeye uygun olarak hareket etmediğini ve kredinin taksitlerini ödemediğini, bu nedenle yaptığı icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazı iptali davası açmıştır. Davacının, kredi sözleşmesinin tarafı olan ve Muş/Malazgirt’te bulunan davalının tacir olduğunu ileri sürmediği, icra dosyası celbedilip incelendiğinde takip dayanağının Tüketici Kredi Sözleşmesi olduğu, yine icra dosyasındaki araç bilgilerini havi belgede … plakalı aracın hususi olduğu anlaşılmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Dava konusu olayda, hususi bir araç hakkında tüketici kredisine dayanan bir takibe vaki itiraz söz konusudur. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu nedenlerle Yargıtayın … Hukuk Dairesi 18.12. 2017 tarih, …E. … K. Sayılı kararı da gözetilerek uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiği, mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesini takiben 2 haftalık süre içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
3- HMK 331/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına
Dair, davacı vekili yüzüne karşı,davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır