Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1121 E. 2019/975 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1121 Esas
KARAR NO : 2019/975

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2017
KARAR TARİHİ: 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 18/12/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; takip konusu bono üzerinde davacı …’nin şahsi imzasının olmadığ, müvekkilinin takibe konu bononun lehdarının… olduğunu, bononun mal alımı karşılığında verildiğini, ancak söz konusu mal tesliminin yapılmadığını, bu nedenle bononun bedelsiz bono olduğunu, müvekkilinin bu bono nedeniyle borcunun bulunmadığını, öyle ki bono üzerinde adının bulunmadığı gibi şahsi imzasının da bulunmadığını, bunların sonradan müvekkilinin dışında yetkisi olmayan biri tarafından eklenebileceğini, ve yine takibe konu bononun vadeden sonra ciro edildiği için müvekkilin bonoyu verdiği lehdara karşı olan haklarını aynı şekilde takip alacaklısı görünene karşı da ileri sürme hakkının olduğunu, bu nedenle müvekkile teslim edilmesi gereken malın lehdar tarafından teslim edilmemiş olmasının senetten dolayı talep hakkının doğmadığını, ayrıca takibe konu bono incelendiğinde cironun protesto kaydının altına atıldığının görüleceğini, bu husus vadeden sonra ciro edilmiş evrağı teslim alan ve alacağın temliki hükümlerine tabi olmuş olan alacaklıya karşı da ile sürülebileceğinden ödemezlik defi haklarını kullandıklarını, öyle ki takibe konu bono incelendiğinde lehdarın cirosundan sonra gelen …’ın cirosunda imzanın bulunmadığını, bu sebeple geçerli bir ciro olmadığı ayrıca kendisinden sonraki hamillerinin de meşru hamil olmadığını, meşru olmayan hamillerin müracaat hakkı da bulunmadığından müvekkilden talepte bulunma haklarının olmadığını, yukarıda arz ve izah olunan gerekçelerle teminatlı veya teminatsız olarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının tedbiren dava sonuna durdurulmasını, takibin devamının imkansız zararlara yol açacağı gibi karşı tarafın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP : Davalı adına yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak davayı reddetmiştir.

DELİLLER: İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası, bono aslı, davacı şirketin ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı davalı … tarafından borçlu davalılar …Şti. ve … ile diğer borçlular…, …, …aleyhine bonoya dayalı 50.000,00-TL asıl alacak, 2.043,49-TL işlemiş faiz, 192,00-TL protesto gideri alacağı olmak üzere toplam 52.235,49 TL alacağının tahsili için icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava ve takip konusu bononun incelenmesinde; 14/02/2017 İstanbul düzenleme tarih ve yerli, 10/05/2017 vade tarihli, … Şti. tarafından düzenlenen alacaklısı…, cirantaları, …, …ve … olan bononun düzenleyen kısmında kefil bölümünde Aslan …yazdığı ve sadece düzenleyen şirket kaşesinin üzerinde düzenleyene ait tek imzanın bulunduğu anlaşılmıştır.
Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 27/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre “Uyuşmazlığın çözümü için senede karşı senetle ispat kuralı, bononun hukuki niteliği ve edimlerin aynı anda ifa edilmesine ilişkin kuralların bir arada İrdelenmesi gerekmekte olduğunu, ipat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190.maddesine göre ” (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğunu, (2) kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğunu, kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir olup senetle ispat kuralı 6100 saydı Hukuk Muhakemeleri Kanunu nda (HMK) 201. maddede yer aldığını, buna göre, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen, senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin kanunda belirtilen miktardan az bir miktarda olsa bile tanıkla ispat edilmeyeceğini, davacı taraf vekili tarafından tarafıma verilen 01/01/2017 – 31/12/2017 tarihleri arasında mizana bakıldığında davacı taratın davalı … ile arasında ticari ilişkinin bulunmadığı görülmüş olsa da, davacı tarafın ticari defter ye belgelerinde söz konusu senedin yer almadığı bu senedin…’e ticari ilişki kapsamında verilip verilmediği tespit edilemediğini, dava bono nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğunu, bonodaki keşideci imzası inkar edilemediğini, bonoya karşı ileri sürülen iddiaların yazılı delille kanıtlanmasının gerektiğini, ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre takip dayanağı bonoda temel ilişkiye dair kayıt bulunmamakla mal karşılığında senedin düzenlendiğini beyan ettiğini, davacı tarafın iddialarının da bu yönde olduğundan taraflar arasındaki temel ilişkinin mal alım satımına ilişkin olduğunun sabit olup, malın tesliminin ispat yükümlülüğünün davalı tarafa düştüğünü, teslimata ilişkin belge sunulmadığının görüldüğünü, davacı vekili müvekkilinin alacağı mal karşılığı verdiği bononun davalının mal teslim etmemesi nedeni ile bedelsiz kalmasına rağmen takibe konu edildiğini belirterek, bono nedeni ile borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, sonuç olarak kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olması nedeniyle davacının iddialarının ispata muhtaç olduğu” belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, davacı şirket ve şirket yetkilisi tarafından davalı şahıs aleyhine açılan takibe konu bonodan kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı şahıs dava konusu bono üzerinde şahsi imzası olmadığından, davacı şirket ise dava konusu bononun mal karşılığı verilmesine rağmen malların teslim edilmemesi nedeniyle takibi konu bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı adına yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak davayı reddetmiştir.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı davalı … tarafından borçlu davalılar … Şti. ve … ile diğer borçlular…, …, … aleyhine bonoya dayalı 50.000,00-TL asıl alacak, 2.043,49-TL işlemiş faiz, 192,00-TL protesto gideri alacağı olmak üzere toplam 52.235,49 TL alacağının tahsili için icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava ve takip konusu bononun incelenmesinde; 14/02/2017 İstanbul düzenleme tarih ve yerli, 10/05/2017 vade tarihli, … Şti. tarafından düzenlenen alacaklısı…, cirantaları, …,… ve … olan bononun düzenleyen kısmında kefil bölümünde Aslan …yazdığı ve sadece düzenleyen şirket kaşesinin üzerinde düzenleyene ait tek imzanın bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda icra dosyası, takip konusu bono, ticaret sicil kayıtları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şahıs yönünden yapılan incelemede icra dosyası kapsamında bulunan ticaret sicili kayıtlarına göre davacı …’nin diğer davacı …Şti.’ni münferiden 15/12/2020 tarihine kadar temsile yetkili şahıs olduğu sabit olup, dava ve takip konusu bonoda düzenleyen kısmında kefil bölümünde Aslan …yazdığı ve sadece düzenleyen şirket kaşesinin üzerinde düzenleyen şirket adına atılmış tek imzanın bulunduğu, bonoda şirket kaşesi üzerinde tek imza yer aldığından imzanın şirketi borç altına soktuğu, bono üzerinde davacı …’nin şahsi sorumluluğunu gerektirecek atılmış ikinci bir imzanın bulunmadığı anlaşıldığından davacı …’nin İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasında takip konusu bonodan dolayı davalı …’a borçlu olmadığının tespitine ve davalının bu durumu bilerek imzası olmayan şahıs aleyhine haksız ve kötü niyetli takip başlattığı anlaşıldığından asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
Davacı şirket yönünden ise dava ve takip konusu bonoda şirket kaşesi üzerinde şirket yetkilisi tarafından atılmış tek imza yer aldığından bu imzanın şirketi borç altına soktuğu anlaşılmış, davacı şirket tarafından her ne kadar dava konusu bononun mal karşılığı verilmesine rağmen malların teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz olduğu iddiasında bulunulmuş ise de, davacı şirketin bu iddiasını ispata yönelik dosya kapsamına herhangi bir delil veya belge ibraz etmediği anlaşılmakla, davacı şirket tarafından dava konusu bononun bedelsiz kaldığına yönelik iddias ispatlanamadığından ve ayrıca davalının kambiyo senedini iktisapta bilerek davacının zararına hareket ettiği, iktisapta ağır kusurlu yada kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davacı şirket tarafından dava konusu takibe dayanak bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkin davanın reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı …’nin İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasında takip konusu bonodan dolayı davalı …’a BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
b) Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
c) Davacı … Şti. tarafından açılan DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 3.568,20-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 3.536,80-TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan 67,40-TL ilk harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 10 adet tebligat gideri 141,40-TL, bilirkişi ücreti 750,00-TL olmak üzere toplam 891,40-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre yarısı olan 445,70-TL’nin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, bakiye kısmın davacı şirket üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı … yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.095,90-TL vekalet ücretinin yarısı olan 3.047,95-TL’nin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.