Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1089 E. 2023/322 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2017/1089 Esas
KARAR NO:2023/322

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:07/12/2017
KARAR TARİHİ:26/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eğlence sektöründe Cafe & Bar işletmecisi olduğunu, İstanbul’da bira markalarını ithal etmekte ve Türkiye’de satışa sunduğunu, birçok markayı farklı Avrupa ülkelerinden ithal ettiğini, bunlardan bir tanesinin de … … markası olduğunu, ithal ettiği tüm markalardaki satış kotasını tamamladığını ve satışı belirlenen kotanın oldukça üzerinde gerçekleştirmekte olduğunu, …’su …’ın müvekkilinin bira ithal ettiğini, … … isimli İngiliz firmasına elektronik posta yoluyla gönderdiği maillerde müvekkilinin ticari itibarını zedeleyici beyanlarda bulunduğunu, diğer bir hususun da müvekkilinin bira satış fiyatları ile alakalı olup değerinden çok düşük fiyata satış yaptığını, ekte sundukları yazışma dökümlerinin de ayrıca incelenmesinden davalının tüm iddialarının asılsız olduğunu ve haksız rekabet yaratıp ihracatçı firmadan distribütörlük almak amacıyla gerçek dışı söylemlerde bulunduğunu, davalı … isimli İngiliz Firmasından bira ithal etmek istediğini açıkça beyan ettiğini, ancak bu taleplerini müvekkilinin markasını kötüleyerek yapması hukuk kurallarına ve ticari ahlaka aykırı bir davranış olduğunu, … Marka CEO’su müvekkilinin … Bira Şirketinden yaptığı ithalatı durdurmak adına kötüniyetli davranışlarda bulunduğunu, müvekkilinin … Paz. LTD. ŞTİ adlı firmaya borcu olduğunu, bunun nedeninin ise müvekkilinin açtığı … adlı mekana yapılan yatırım nedeniyle ödemeyi kestiğini, aralarında bir yargılama sürecinin devam ettiğini, ödeme sorunu yaşadığını, bu durumu tüm Türkiye’nin bildiğini ve bu gerekçelerle müvekkilinin distribütörlüğünün iptal edilerek kendilerine verilmesi gerektiğini beyan ettiklerini, davalı tarafa ödeme yapmadığı için … kendilerine ürün tedarik etmemediğini, ancak davalı taraf ihracatçı firmaya daha sonra gönderdiği mailde … firmasının müvekkiline dava açacağını bildirerek müvekkil ile aralarında yargılama sürecinin devam ettiği yönündeki söylemi ile çelişkiye düştüğünü böyle bir yargılama süreci yahut icra takibi bulunmadığını, müvekkilinin uzun zamandan bu yana bu sektörde faaliyet göstermekte olduğunu, davalı tarafın bu söylemlerinin ihracatçı firmada bir şüphe oluşmasına neden olduğunu ve müvekkile gönderilen elektronik postada bu durumun gerçeklik payının olup olmadığı sorulduğunu, davalı taraf sadece … Marka değil müvekkilinin ithalat yaptığını, müvekkilinin ekonomik sıkıntı ve ödeme güçlüğü içinde olduğu iddiasının tamamıyla ihracatçı firma nazarında müvekkili karalamaya yönelik olduğunu müvekkilinin ödeme sıkıntısı içinde bulunduğu hususunun tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin aynı sektörde faaliyet gösteren … Hizm. Ltd. Şti. ve … İçecek ve Gıda Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin de sahibi olduğunu, davalının iddia ettiği gibi ödeme sıkıntısı içerisinde bulunan bir şahısın aynı sektörde üç tane şirket sahibi olması hayatın olağan işleyişine aykırı olduğunu,mahkememiz tarafından bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu haksız rekabetinin 55. madde ise sayma yoluyla haksız rekabet hallerini ayrı ayrı belirtmiş bulunduğunu belirterek, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf dilekçesinde, müvekkili davacı şirket aleyhinde gerçek dışı iddialarda bulunarak kötülediğini, ihracatçı firmadan bira ithal etmek isteğini … firmasına ilettiğini, bu şekilde müvekkilin haksız rekabet yarattığını beyan ettiğini, TTK’nın 54. maddesi “ rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. diyerek haksız rekabetin tanımını yaptığını, arz edildiği üzere müvekkilinin gıda toptancılığı, bira distribütörlüğü gibi bir istem ve talebi ya da bu işle iştigal etmesi söz konusu olmadığını, dolayısı ile rakipler arasında bir rekabetin varlığından ya da davacının müşterileriyle ilişkilerini etkileyecek bir eylemden bahsetme imkânı bulunmadığını, diğer yandan müvekkilin davacı şirket aleyhinde böyle bir söylemi söz konusu olmadığı gibi, davacı tarafın beyan ettiği şekilde müvekkilinin, ihracatçı firmadan ithal ürün alması halinde dahi bunu engelleyecek veyahut haksız rekabet hükümleri doğrultusunda sorumluluk doğuracak bir yasal engel de bulunmadığını, diğer yandan müvekkilinin … adlı markaya, davacı şirket aleyhinde ”Türkiye’de farklı satış politikası izlediğini, … adında bir pub açtığını ve … Marka ürünlerini diğer publara satmayı bıraktığını ve sadece kendi mekanlarında sattığını, müvekkilin bu eyleminin Türkiye’deki ve Uluslararası rekabet kurallarına aykırı hareket ettiği ” şeklinde beyanlarda bulunduğu iddia olunmuş ise de, kati surette kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için fazı mahal davacı firmanın Türkiye’de gerçekleştirdikleri eylemlerden ihracatçı firmanın haberdar edildiğinin kabul edilmesi halinde dahi , mevcut gerçeklik ile beyan edilen arasında fark olmadığı takdirde gerçek dışı bir beyan veyahut kötüleme söz konusu olamayacağından haksız rekabetten de söz edilemeyeceği mahkememizin kanaatinde olduğunu, davacı vekilinin dilekçesinde delil olarak gösterdiği Yargıtay kararlarının yakınma konusu ile irtibatı bulunmadığını, davacı vekili, dilekçesinin “Hukuki Deliller” başlıklı bölümünde, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararlarını delil olarak gösterdiğini yapılan araştırmada, mezkür kararların dava dilekçesinde anlatılan olaylar ile ilgisinin bulunmadığı tespit edildiğini, belirterek öncelikle husumet itirazları yönünden davanın usulden reddini,mahkememiz aksi kanaatte ise müvekkiline ait atfi kabil kusurlu bir eylemin bulunmaması somut ve denetlenebilir hiçbir delil ile desteklenmeyen davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminatın tahsili taleplerine ilişkindir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 28/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; TTK’nın 54 ve 55/1a/a hükümleri çerçevesinde davalıların fiillerinin kötüleme suretiyle haksız rekabet eylemi teşkil ettiği kabulünün mahkememiz takdirinde bulunduğunu mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15/08/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalının bira tedarikinin kesilmesi üzerine davacının rekabete aykırı olarak mal vermeyi kestiği gerekçesiyle tedarikçi firmaya başvurduğunu, bunun hak arama maksatlı olduğunun söylenebileceğini, ancak hak arayışı için zorunlu olmadığı halde davacının mali yapısı hakkında yorumlar yapılmış olmasının hak arayışı ile bağdaştırılmayacağını, bu davranışın haksız ve rekabet olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği hususunun mahkememiz takdirinde olduğunu ve davacı tarafça herhangi bir şekilde somutlaştırılmadığından hesaplama yapılmadığı mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; …’s markalı ürünlerin başka firmalara satışının yapıldığını, davalının ileri sürdüğü olguların sahada gerçekliği bulunmadığını, manevi tazminat miktarının bütünüyle mahkememizin takdirinde olduğunu mütalaa etmişlerdir.
İstanbul Bam 12.Hukuk Dairesinin 2020/868 E., 2022/1609 K. Sayılı ilamında “6102 sayılı TTK’nin 55/(1)-a-1 maddesi gereğince; “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” haksız rekabet olarak düzenlenmiştir. Buradaki “kötüleme” kavramı, genel bir ifade ile bir kişinin ticari hayatı hakkında olumsuz intiba yaratılmasını ifade etmektedir.
“Kötüleme yoluyla haksız rekabette, doğrudan mağdura yönelik bir hareket yer almamakta, dürüstlük kurallarına aykırı davranılarak, mağdurun dışında yer alan kişilere, mağdurla ilgili yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici bilgiler verilerek bu kişilerin mağdur hakkında yanlış kanaat edinmeleri sağlanarak mağdur kötülenmektedir. Bu haksız rekabet türünde, konu mağdur veya onun ticari işletmesi ya da buna dâhil değerler, muhatap ise mağdurun müşterileridir. 6102 sayılı TTK’nin 55/(1)-a-1 maddesi anlamında kötülemeden bahsedilebilmesi için ortada sözlü, yazılı veya resimli şekilde bir açıklama (beyan) olmalıdır.
Kötülemenin haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle bir açıklamanın (beyanın) olması; bu açıklamanın başkalarının şahsı, emtiası, iş mahsulleri, faaliyetleri yahut ticari işleri hakkında olması; nihayet bu beyanın yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici olması gerekmektedir.Gereksiz yere incitici beyan ise içeriği doğru olmakla birlikte ölçüsüz bir şekilde ve amacını aşarak kişi, faaliyetleri, iş ürünleri vb. hakkında olumsuz intiba yaratan açıklamalardır (Suluk, Cahit/Karasu, Rauf/Nal, Temel: Fikri Mülkiyet Hukuku, 2017, s. 428.)” gerekçesi ile kötüleme yoluyla haksız rekabetin şartları belirtilmiştir.
Haksız rekabet kurumu 6102 Sayılı TTK’nın 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş; 54. Maddenin 1. Fıkrasında haksız rekabet hukukunun amacı belirtilerek, buna ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilke vurgulanmış; aynı maddenin 2. Fıkrasında ise haksız rekabet tanımlanmıştır. Aynı kanunun 55. Maddesinde ise uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet halleri tahdidi olarak sayılmıştır. İş bu kanunun 55/1-a-1 hükmüne göre; “başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” fiili haksız rekabetin bir hali olarak düzenlenmiştir.
TTK’da kötüleme tanımlanmış değildir. Bununla birlikte kötülemeyi, “muhatabın üzerinde olumsuz etki yapan, her türde ve içerikteki karalayıcı veya küçültücü açıklama olarak” nitelendirmek mümkündür (KARAYALÇIN, Ticaret Hukuku, 1. Giriş – Ticari İşletme, Ankara 1968, s, 457; TEOMAN, Ö, Ticari İşletme Hukuku, ÜLGEN, H/ HELVACI, M, vd., 1. Baskı, İstanbul 2006, s. 458; ÖRS, F. H, Türk Hususi Hukukunda Haksız Rekabet, Ankara 1958, s. 34). Bu hüküm bağlamında bir kötüleme eyleminden söz edebilmek için kötüleme kastının bulunmasına gerek yoktur.
Bir açıklamanın kötüleme olarak nitelendirilebilmesi için her şeyden önce o açıklamanın rekabete ilişkin olması, yani rekabet ortamının etkilemeye elverişli olması gerekir. Ancak bu açıklama dolayısıyla rekabetin mutlaka etkilenmiş olması veya kötülemeyle güdülen amacın gerçekleşmiş olması gerekmez. Belirleyici olan, o açıklamanın ulaştığı kitlenin tarafsız ve objektif, ortalama bir ferdi nezdinde bu açıklamanın rekabeti etkilemeye elverişli olup olmadığıdır, Bu sebeple kötüleme teşkil eden açıklamaların gerçek veya sanal ortamda olması, sözlü veya yazık veyahut işitsel olması sonucu değiştirmeyecektir. Yine aynı şekilde, açıklamaların ulaştığı kitlenin büyüklüğü de eylemin haksız rekabet olarak tanımlanıp tanımlanmamasında belirleyici değildir. Bir açıklama, o açıklamayı yapan ile açıklamanın doğrudan muhatabı dışında üçüncü kişilere ulaşmışsa veya ulaşabilecek durumdaysa o açıklamanın “rekabet ortamını etkilemeye elverişli” olduğunun kabul edilmesi gerekir.
TTK’nın 54/1. maddesinde “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde belirtilmiştir.
TTK’nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.
TTK’nın 55(1)a-1 maddesinde “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” eylemi haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının, davalının … … isimli İngiliz firmasına mail atarak ticari itibarını zedeleyici ve asılsız beyanlarda bulunduğunu belirterek haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, sonuçlarının kaldırılmasını ve uğradığı maddi ve manevi zararın tazminine karar verilmesini talep ettiği, davalının dava dışı … … isimli firmaya attığı maillerde; davacının ödeme sorunu yaşadığını, yeni bir pub açtığını, … ürünlerini diğer publara satmadığını, sadece kendi pubında satmak istediğini, Ayı ve Joker isimli popüler bira satış yerlerinin ürünlerin tamamını menülerinden çıkardığını, davacının ürünlerde indirim yapması nedeniyle kendisinin de örneğin … Ipa’nın satışından küçük bir kâr elde ettiğini iddia ettiği, davalının attığı maillerin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespiti için mahkememizce araştırma yapıldığı, müzekkereler yazıldığı ve bilirkişi heyetlerinden raporlar alındığı, davacının ödeme güçlüğü içinde olduğunun ispatlanamadığı, alınan bilirkişi heyeti raporu ile … marka ürünlerin başka firmalara satışının yapıldığının dosyaya kazandırılan faturalarla anlaşıldığı, Ayı ve Joker isimli bira satış yerlerinden celbedilen menülerden … markalı ürünlerin menülerinde yer aldığının anlaşıldığı, davalının ürün fiyatlarında indirim yapıldığı iddiasının ise, … Ipa marka biranın satışının yeterli olmaması nedeniyle bu birayı tanıtmak için davacı tarafça indirim yapılmasına rağmen diğer ürünlerin fiyatlarında bir indirim olduğunun davalı tarafça ispat edilememesi nedeniyle yerinde olmadığı, tüm bu hususların davalının attığı maillerin içeriğinin TTK’nın 55/1-a-1 hükmünde; “başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” şeklinde düzenlenen haksız rekabet eylemi olarak kabul edilmesi gerektiği kanaati ile haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkin talebin kabulüne karar verilmiş, TTK’nın 56. maddesinde haksız rekabet fiilinden zarar görenin maddi tazminat da talep edebileceğinin hükme bağlandığı, bu kapsamda ispat yükü üzerinde olan davacının, davalının bu eylemi nedeniyle maddi zarara uğradığını dosya kapsamı itibariyle kanıtlayamadığı gözetilerek maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, davalının dava konusu mailleri, davacı şirket tüzel kişiliğinin ticari itibarını da zedeleyecek nitelikte olduğundan, haksız rekabet eyleminin ağırlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek, davacı yararına 15.000-TL manevi tazminata hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalı tarafından … … firmasına kötüleyici nitelikte e-posta atılması eylemlerinin haksız rekabet yarattığının tespiti ile haksız rekabetin önlenmesine,
2-Davacının maddi tazminat isteminin reddine,
3-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde hükmün ulusal gazetede ilanına ve ilan masrafının davalı tarafından karşılanmasına,
5-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
6-Alınması gereken 1.024,65‬ TL. harcın peşin harçtan mahsubu ile artan 1.707,75‬ TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve alınması gerekli 1.024,65 TL peşin harcın toplamı olan 1.056,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın kabul edilen bölümü yönünden A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davacı tarafından yapılan 5.714,8‬0 TL. yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 535,76 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı tarafından yapılan 50 TL. yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 45,31 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır