Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1050 E. 2020/730 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1050 Esas
KARAR NO:2020/730

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/11/2017
KARAR TARİHİ:17/11/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; davalı tarafından müvekkili aleyhine … … Şubesine ait, … seri nolu, 28.500 TL ‘lik 30/07/2017 keşide tarihli çek dayanak gösterilmek suretiyle …. İcra Müdürlüğü7nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, takibe itiraz ettiklerini, söz konusu çek üzerinde bulunan kaşe ve imzanın müvekkili şirkete olmadığını, müvekkili şirketin ile icra dosyasında adı geçen diğer firmaları tanımadığını ve söz konusu firmalarla herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin taşınması nedeniyle ödeme emrinin muhtara tebliğ edildiğini, bu nedenle icra takibini geç öğrendiği için süresini kaçırdığını, müvekkili firmaya ait yerinde davalı alacaklı tarafından fiili haciz işlemi yapıldığından, teminatsız olarak icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davalının haksız takip yapmış olması nedeni ile %20den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi ili birlikte yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; mahkememizin 30.11.2017 tarihli ara kararı ile “HMK 209. maddesi gereğince taraflar arasında geçerli olacak şekilde takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi” kararı verildiğini, İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, her ne kadar HMK da sahtelik iddiası karşısında açılan dava ile yargılama devam ederken doğacak hukuki sonuçlar belirlenmiş ise de gerek kanun maddesinin uygulanmasında gerekse kanun maddesinin gerekçesinde salt tek başına sahtelik iddiasının yeterli olmayacağına yer verildiğini, buna göre imzaya itiraz İcra ve İflas Kanununda özel olarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu kanunun 170. maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkârı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 sayılı HMK’nın 209. maddesinin uygulama yerinin olmadığını, İİK. 72.maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ayrıca davacı …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibine konu çekte ciranta olarak yer aldığını ancak kaşe ve imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, dava dilekçesinde her ne kadar tebligatın muhtara yapıldığını ve itiraz süresinin kaçırıldığını iddia etmiş ise de davacıya 07.11.2017 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığını, davacının bu beyanı gerçekçi olmamakla birlikte yalnızca mahkememizi yanıltmaya yönelik olduğunu, müvekkili … A.Ş. ile diğer davalı … A.Ş. arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiğini, iş bu Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden, müşterisi firmaya kredi hesabı açılarak finansman sağlandığını, diğer davalı … Dış Tic A.Ş. tarafından iş bu kredi işleminden doğan borcunun ifası uğruna temlik cirosu ile bir diğer davalı … Ltd. Şti. tarafından keşide edilen; … bankasına ait … Şubesinde bulunan … nolu hesap için alınmış … seri nolu, 30.07.2017 keşide tarihli, 28.500,00 TL bedelli çek müvekkil bankaya çek tevdi bordrosu (EK) eşliğinde ciro ve teslim edildiğini, söz konusu çekin ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından alacağının tahsili amacıyla, çek borçluları hakkında …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından kambiyo takibi yapıldığını, müvekkili alacaklı banka, davaya konu çekin haklı ve yetkili son hamili olarak yasaların kendisine tanıdığı hak ve yetkileri kullanarak çeke dayalı alacağının tahsili amacıyla yasal yollara müracaat ettiğini, müvekkil Şirket davaya konu çeki iktisabında ve tahsili talebinde Ticaret Kanunu ve Kambiyo Hukukundan kaynaklanan hak ve yetkilerini kullanmış olup haklı ve iyiniyetli olduğunu, müvekkili bankanın davacının imzasını kontrol etme şansı bulunmadığını, ayrıca müvekkil Banka çek keşidecisi ile lehdarı ve lehdar ile cirantalar arasındaki hukuki ilişkinin tarafı da olmadığını, ciro silsilesi incelendiğinde; müvekkili banka iyiniyetli hamil olup müvekkili bankanın çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilme yükümlülüğü bulunmadığı gibi çekteki imzasının davacıya ait olup olmadığını bilmesi de mümkün olmadığını, kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakma amacı açıkça anlaşılan davacı tarafın tüm iddialarının reddi ile takibin devamına ve takip konusu alacağın %20’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebi ile cevap dilekçesi sunduğu görüldü.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Mukayeseye esas alınan imzaları ile aralarında aynı elden çıktıklarını gösterir nitelikte ilgi ve irtibat saptanmadığından inceleme konusu, … … … şubesine ait, keşidecisi … olan, … 30/007/2017 keşide yer ve tarihli, … numara ve 28.500 TL meblağlı … ve Tic Ltd Şti emrine yazılı çekin arka yüzündeki … Paz Ltd Şti içerikli kaşe izinin üzerinde atılı bulunan 2.ciranta imzasının, davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu raporunda sonuç olarak; İnceleme konusu çek arka yüzde … Paz.Ltd.Şti. kaşe izi üzerine atılı 2.ciranta imzası ile …’in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; çekten kaynaklı olarak başlatılan icra takibinden sonra açılan, menfi tespit davasına ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, uyuşmazlığa konu …’a ait 30.07.2017 keşide tarihli, 28.500,00-TL bedelli, … seri numaralı çeke dayalı olarak, davalı … A.Ş. tarafından, davacının da bulunduğu çek cirantaları, çek lehtarı ile keşidecisi aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında, 20.10.2017 tarihli takip talebi ile birlikte kambiyo senetlerine mahsus yol ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, 24.11.2017 tarihinde de Mahkememizdeki iş bu menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış ve dava dosyamız bilirkişiye tevdii edilerek 27.05.2019 tarihli özel grafoloji bilirkişi ve 05.03.2020 tarihli ATK tarafından tanzim olunan grafoloji raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça dava konusu edilen çekin arka yüzünde bulunan cironun, davacı şirket yetkilisi tarafından yapılmadığı iddiasıyla iş bu menfi tespit davasının açıldığı, ciro altındaki imzanın, uzman bilirkişilerce yapılan incelemesi sonucunda, davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit olunduğundan, ciranta olan davacının, kendisinden sonraki cirantalara karşı çek bedeli yönünden sorumluluğunun olması, kendisinden önceki cirantalar ya da keşideci ile lehtara karşı bir sorumluluğunun olmaması sebebiyle bu davalılar yönünden dava açmakta hukuki yararının olmadığı sonucuna varılmış, ayrıca kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmaması sebebiyle de kötü niyet tazminatına hükmedilmeyerek neticede aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE
1-…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilen; …’a ait 30.07.2017 keşide tarihli, 28.500,00-TL bedelli, … seri numaralı çekten dolayı, davacının, davalılardan … A.Ş. ve … A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine,
2- Diğer davalılar … San. ve Tic. Ltd. Şti ile …. Tic. Paz. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın, hukuki yarar yokluğundan reddine,
3-Kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 1.946,83-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL + 468,00-TL ıslah harcı toplamı olan 499,40-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.447,43-TL harcın davalılardan … A.Ş. ve … A.Ş’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 4.275,00-TL vekalet ücretinin, davalılardan … A.Ş. ve … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı + 31,40-TL peşin harç + 468,00-TL tamamlama harcı + 750,00-TL bilirkişi ücreti + 350,60-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.631,4‬0-TL yargılama giderlerinindavalılardan … A.Ş. ve … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, kullanılmayan gider avansının, ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
17/11/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸