Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1029 E. 2020/148 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1029 Esas
KARAR NO : 2020/148

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı …Şti (asıl borçlu) arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, davalı borçluların bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borçlu şirkete kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından … Noterliğinin 11/03/2013 tarih ve …yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek asıl borçlu firma ve kefil olan davalılara borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ödeme yapılmayınca İst. … icra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından takibe geçilerek dosya borçlularına ödeme emri gönderildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu,alacağın muaccel, davalıların itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle takibin takip talebindeki şartlarla devamını, itirazın iptalini, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; İstanbul … icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile yapılan takiple ilgili, davacının talep ettiği kadar bir borcun olmadığını, bu borcun kendi şahsi borçları olmadığını, kefil oldukları şirketle ilgili kefalet borcu olduğunu,… ve … nolu hesaplarla ilgili cari hesap borçlarının 195.000-TL olduğunu, bu miktarın üzerindeki borcu kabul etmediklerini, uygulanan faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, … nolu taksitli kredi hesabından kaynaklanan borca da itiraz ettiklerini, uygulanan faiz oranı ve miktarının pek fahiş olup hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, kefil olunan şirketin davacı bankaya yapmış olduğu ödemeler incelendiğinde kefalet borçlarının davacı tarafından iddia edildiği kadar olmadığının anlaşılacağını, davacı bankanın uyguladığı faiz oranlarının keyfi olduğunu, bu yüzden alacak miktarının çok fazla yükseltildiğini, bu nedenlerle davanın reddini, dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve yargılama giderlerinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdikleri görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 27/04/2014 Tarih…Esas, … Karar sayılı ilamında, “…Dava GKS sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalılar ve dava dışı 3 Kişi aleyhine GKS sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için takip yapılmıştır. Davalı … icra dosyasına sunduğu 12/06/2013 havale tarihli itiraz dilekçesinde ödeme emrini 08/06/2013 tarihinde tebellüğ ettiğini belirterek takibe konu borca itiraz etmiştir. Diğer davalı … 26/12/2013 tarihinde sunduğu itiraz dilekçesinde aynı şekilde ödeme emri 08/06/2013 tarihinde tebellüğ ettiğini belirterek takibe konu borca itiraz etmiştir.
…’ün itirazı süresinde olmadığından takibin durmayacağı dikkate alındığında, davacının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Diğer davalı yönünden ise mahkememizce deliller toplantıktan sonra dosya bankacılık konusunda uzman bilirkişi …’na tevdi edilerek kendisinden 23/12/2014 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunca borçlu cari hesaptan ve taksitli krediden kaynaklanan asıl ve işlemiş faiz alacaklarını ayrı ayrı hesaplamıştır.
Bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine mahkememizce bilirkişiden 02/03/2015 tarihli ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda davalıların kefil olduğu sözleşmede asıl borçlıu firmanın çek kullanıma yönelik herhangi bir hüküm içermediğinden borçlu şirkete gayri nakdi çek kredisi kullandırılmamasından dolayı davalıların sorumlu olmadığını belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden davacı banka ile dava dışı … Şirketi arasında GKS imzalandığı, sözleşmeye davalı … ın müşterek müteselsil kefil sıfatı ile imza attığı, sözleşemeye istinaden davacı banka tarafından dava dışı şirkete borçlu cari hesabı ve taksitli ticari kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davacı banka tarafından hesap kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiği, borçlu cari hesabından kaynaklanan asıl alacağın takip tarihi itibariyle 212.457,74 TL olduğu, takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağının 23.795,27 TL ve BSMV nin 1.189,76 TL olduğu, taksitli destek kredisinden kaynaklanan asıl alacağın 12.752,35 TL işlemiş faiz alacağının 776,62 TL ve BSMV nin 38,83 TL olduğu, belirlenen bu borçların ödenmemesinden davalının kredi sözleşmesindeki imzası nedeni ile sorumlu olduğu, anlaşılmakla bilirkişi tarafından belirlenen miktarlar yönünden davacının davasının kabulüne davalının kefil olduğu kredi sözleşmesinde gayri nakdi çek kredisine ilişkin hüküm bulunmamakla, çek kredisinden dolayı davalının sorumlu olmayacağından davacının gayri nakdi alacağa yönelik talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir….” karar verildiği;
kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 07/04/2016 tarih 2015/13808 E. , 2016/6040 K. Sayılı ilamında, “…1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekilerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı … yönünden, süresinde itirazda bulunmadığı için takibin kesinleştiği ve bu nedenle itirazın iptali davasının koşulları bulunmadığından hakkındaki dava reddedilmiş olup adı geçen davalı yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca maktu vekalet ücretini geçmemek üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davalı … itiraz dilekçesinde asıl borçlunun borcunun 195.000 TL olduğunu, kendisinin kefil olma sıfatıyla asıl borçlunun borcuna göre sorumlu tutulması gerektiğini, itirazının asıl borca uygulanan faiz oranına ve faizin gider vergisi ile ferilerine ilişkin bulunduğunu açıkça bildirmiştir. Bu durumda adı geçen davalının itirazı kısmi itiraz olduğu halde mahkemece borcun tümüne itiraz varmış gibi değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup hükmün bu nedenle davalı … yararına bozulması gerekmiştir. Yukarıda(1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına, (3) nolu bentte belirtilen nedenlerle davalı … yararına hükmün BOZULMASINA,…”
yönünde içtihadında bulunduğu,
Bozma sonrası dosya mahkememize gelerek… Esas sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi, ticari defterler, ihtarname, hesap özetleri ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, dava dışı …Şti. ile imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden, asıl borçlu ve bu kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı imzalayan dava dışı kefiller ve davalı … ve …’dan toplam 251.010,57-TL. nakit ve 19.090-TL. gayrinakit alacaklarına, takip tarihinden itibaren, her bir kredi bazında işleyecek %48 ve %26,10 temerrüt faizleri ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalı …’ın süresi içerisinde, icra takibine, 195.000 TL. asıl alacak kısmı hariç, icra dairesinin yetkisine, asıl alacağa, işlemiş ve işleyecek faize ve fer’ilerine itirazı nedeniyle, takibin durdurulduğu, davalı …’ün süresi içerisinde icra takibine itirazının bulunmadığı, davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davalılara, 251.010,57-TL. nakit alacak üzerinden bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında, dava konusu alacağın, davacı …Bankası A.Ş. tarafından, … A.Ş.’ne devir ve temlik edildiği ve temlike ilişkin evrakları ve vekaletnamesini dosyaya sunulduğu görüldü.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Bankacı Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 06/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “… davalı … itiraz dilekçesinde asıl borçlunun borcununun 195.000-TL olduğunu, kendisinin kefil olma sıfatıyla asıl borçlunun borcuna göre sorumlu tutulması gerektiğini, itirazının asıl borca uygulanan faiz oranına ve faizin gider vergisi ile ferilerine ilişkin bulunduğunu açıkça bildirilmiştir. bu durumda adı geçen davalının itirazı kısmi itiraz olduğu halde Mahkemece borcunun tümüne itiraz varmış gibi değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup hükmün bu nedenle davalı … yararına bozulması gerekmiştir…” denildiği, … nolu krediden dolayı 12.752,35-TL. Yargıtay kararında davalı …’ın 195.000-TL anaparayı kabul ettiğini ve faizlere itirazı nedeniyle değerlendirme yapılmadığından bozma kararı verildiği açıktır. kat tarihi itibarı ile 3. sayfada yapılan ve bilirkişi raporunda gösterilen borçların hesaplanmasında anapara tutarlarının 16.015,38-TL + 12.752,35-TL + 14.254,32-TL= 177.022,05-TLolarak hesaplandığı, davalının ise 195.000-TL’yi kabul ettiğinden anapara yönünden davacı banka tarafından aşkın bir talepte bulunulmadığını, talep edilen faiz oranları sözleşme ve yargıtay içtihatlarına uygun bir şekilde alternatifli tespit edilmiş ve aşağıdaki yargıtay kararı doğrultusunda kat tarihindeki davacının kabul ettiği tutardan düşük anapara tutarına faize faiz işletilmemesi adına temerrüd tarihine kadar akdi faiz ve temerrüdden takip tarihine kadar temerrüt faizi oranından hesaplama yapılmış olup nihai karar sayın mahkemenize aittir.Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4368 E. 2018/6534 K. sayılı 11/12/2018 tarihli kararı kat tarihinden temerrüt tarihine kadar belirlenen akdi faizin hesaplanarak, kat tarihindeki asıl alacağa kapitalize edilmek suretiyle asıl alacağın hesaplanması, temerrüt tarihinden itibaren ise takip tarihine adar varsa temerrüt faizinin hesaplanması gerekir, denildiği, davacı bankanın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kefil …’dan tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibari ile (%45 temerrüd faizi oranından) 236.215,83-TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, borç tamamen ödeninceye kadar 212.457,74-TL asıl alacak üzerinden %45 oranında temerrüt faizi istenebileceği, davacı vekilinin %48’lik temerrüt faizi talebinin kabul edilmesi halinde ise, 237.442,77-TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, borç tamamen ödeninceye kadar 212.457,74-TL asıl alacak üzerinden %48 oranında temerrüt faizi istenebileceği, taksiti krediden dolayı 13.567,80-TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, borç tamamen ödeninceye kadar 12.752,35-TL asıl alacak üzerinden %26.10 oranında temerrüt faizi istenebileceğinin, kefiyeti 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve 6754 sayılı kanunun md. 3/3 ile HMK md. 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran sayın Mahkemeye ait olarak, yüce yargı makamının değerlendirilmesine arz ederim….” sonuç ve kanaati vardığı görüldü.
Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 49-1 Maddesi ile işbu sözleşmeden kaynaklanacak ihtilaflarda İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri’nin yetkili kılınmış olması nedeniyle, davalıların icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının yerinde olmadığı görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi,hesap kat ihtarnamesi, davacı (alacaklarını devir ve temlik eden) bankanın ticari defter ve kayıtları ile dayanılan diğer deliller bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davalı …’ın, dava dışı şirket ile imzalanan genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davacının davalıdan, icra takip tarihi itibariyle genel kredi sözleşmesine istinaden alacaklı olduğu, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı kanaati oluştuğu, ancak davalı …’ın 195.000 TL. asıl alacak kısmı hariç itirazı nedeniyle, davacının davalı … yönünden 195.000-TL. asıl alacak kısmı ile ilgili dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu bölümle ilgili davasının usulden reddine, davacının davasının, davalı … yönünden, borçlu cari hesabından kaynaklanan 17.457,74-TL asıl alacak, 23.795,27-TL. işlemiş faiz ve 1.189,76-TL. faizin %5 gider vergisi ve taksitli destek hesabından kaynaklanan 12.752,35-TL asıl alacak,776,62-TL işlemiş faiz ve 38,83-TL. faizin %5 gider vergisi üzerinden kabulü ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından toplam 55.990,57-TL. miktar alacak üzerinden yaptığı itirazın iptaline, borçlu cari hesabından kaynaklanan asıl alacağa takip tarihinden itibaren %48 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında gider vergisi ve taksitli destek hesabından kaynaklanan asıl alacağa takip tarihinden itibaren %26,10 temerrüt faizi ve faizin %5i oranında gider vergisi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, kabul edilen kısım üzerinden, İİK 67/2. maddesi kapsamında % 20 icra inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının davasının davalı … yönünden, süresinde itirazda bulunmadığı için takibin kesinleştiği ve bu nedenle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından,itirazın iptali davasının koşulları bulunmadığından adı geçen davalı yönünden davanın usulden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … yönünden 195.000-TL. asıl alacak kısmı ile ilgili dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu bölümle ilgili davasının usulden reddine,
2- Davacının davasının, davalı … yönünden, borçlu cari hesabından kaynaklanan 17.457,74-TL asıl alacak, 23.795,27-TL. işlemiş faiz ve 1.189,76-TL. faizin %5 gider vergisi ve taksitli destek hesabından kaynaklanan 12.752,35-TL asıl alacak,776,62-TL işlemiş faiz ve 38,83-TL. faizin %5 gider vergisi üzerinden kabulü ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasından toplam 55.990,57-TL. miktar alacak üzerinden yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, borçlu cari hesabından kaynaklanan asıl alacağa takip tarihinden itibaren %48 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında gider vergisi ve taksitli destek hesabından kaynaklanan asıl alacağa takip tarihinden itibaren %26,10 temerrüt faizi ve faizin %5i oranında gider vergisi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
3-Kabul edilen alacağın %20’si olan 11.198,11-TL. icra inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının davalı Şerif Püsür yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu bölümle ilgili davasının usulden reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 3.824,71-TL harçtan peşin alınan 2.915,75-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 908,96-TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 8.078,77-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’a verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’e verilmesine,
9-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 25,20-TL başvurma harcı + 2.915,75-TL peşin harç toplamı olan 2.940,95-TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 1.400,00-TL bilirkişi ücreti + 339,50-TL teblgat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 1.739,50 TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 388,01-TL’nin davalı …’dan alınarak, davacıya verilmesine,
11-Davalı … tarafından yapılan 46,00-TL tebligat giderinin davacı taraftan alınarak, davalı …’e verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.