Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1022 E. 2019/1002 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1022 Esas
KARAR NO : 2019/1002

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/11/2017

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılan satış sözleşmesi gereğince müvekkilinin, 23.500,00-Euroluk bedeli ödemekle yükümlü, davalı ise sözleşme konusu malı teslimle yükümlü olduğunu, söz konusu satış sözleşmesinin varlığı, e-mail üzerinden gerçekleştirilen yazışmalardan anlaşılmakta olduğunu, taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre müvekkilinin ilk olarak 16.500-Euro ödeme yapacağını, kalan miktarı ise 30 gün içerisinde karşı tarafa ödeyceğini, müvekkili tarafından 16.500-Euroluk ödeme yapılması gerektiğine dair fatura davalı tarafça hazırlandığını, müvekkili tarafından hazırlanan faturaya binaen 11.05.2017 tarihinde davalıya söz konusu ürünün satış bedeli banka aracılığıyla ödendiğini, müvekkilinin satış konusunu oluşturan gemi parçasının teslimi için ödemesi gereken bedel ise 1.350-Dolar şekilnde belirtilmiş olduğunu, söz konusu bedel, 12.07.2017 tarihide ödendiğini, sunmuş oldukları sipariş onayı evrakında görüleceği üzere ürünün teslimi için gerekli olan miktarın 16.500-Euroluk kısmının ödenmesinden sonra 35 gün içerisinde ürünün müvekkiline teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından gemi parçasını satın almak için gerekli ödemeler vaktinde gerçekleştirildiğini, ancak belirtilen zaman dilimi içerisinde davalı tarafça halin bir teslim söz konusu olmadığını, bu nedenle alacak davasını açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, gemi parçasının satış bedeli olarak ödenmiş olan 16.500-Euronun dava tarihindeki kur üzerinden 75.505 Türk Lirasi şeklinde davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, gemi parçasının teslimatı için ödenmiş olan 1.350-Doların dava tarihindeki kur üzerinden 5.224-TL şeklide davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının Japon vatandaşı olduğunu, Japonya ile Türkiye arasında teminat göstermekte muafiyete ilişkin bir anlaşmanın bulunup bulunulmadığının araştırılmasını, böyle bir anlaşmanın olmaması halinde dosyaya teminat yatırmasının davacıya ihtar edilmesini, davacının iddiası, müvekkili tarafından teslim edilmeyen mal nedeniyle ödendiğini, iddia edilen 16.500-Euro alacağın, davalı müvekkillinden tahsilinden ibaret olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan 16.500-Euro tutarlı dekontta, gönderici olarak davacı isminin yer almadığını, …Ltd. Unvanlı firma tarafından gönderildiğini, bu nedenle davacının işbu davada taraf ehliyeti bulunmadığını, tarafl ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki kurulmadığını, bu nedenle davacının 16.500-Euro alacak iddiasını kabul etmediklerini, müvekkilinin 2015 yılından bu yana dava dışı … Ltd. Unvanlı firmanın Türk armatörlere Gemi Yedek Parça satımına danışmanlık hizmeti verdiğini, 16.500-Euro, bu firmaya verilen hizmetin karşılığı olduğunu, yukarıda belirtilen nedenlerle, davanın taraf ehliyeti yokluğundan reddini, yargılama masraflarının davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dosya içerisinde, yeminli tercüman aracılığıyla tercüme edilen, para havale raporu incelendiğinde, talimatı veren müşterinin, … olduğu görülmektedir.
Davacı vekilince, 20.03.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında, “…davalı tarafın yokluğunda HMK.124. maddesi gereğince taraf değişikliği yapmak istediğini, davanın şirket adına açılması gerekir iken sehven şirketi temsile yetkili müdür adına açıldığını, şirket adına vekaletname sunmak için gelecek celseye kadar süre talep ettiğini..” beyan ederek, 02.04.2019 tarihinde, şirkete ait vekaletname ve tercüme evraklarını sunmuştur.
HMK.141.madde,
“İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi
(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
(2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” Hükmü,
Ve
HMK. 124. Madde
“Tarafta iradî değişiklik
(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.
(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” Hükmü gereği, davacı vekilince, HMK.141 madde gereği ön inceleme duruşmasında, HMK. 124. Madde gereğince taraf değişikliği yapmak istemiş ise de, HMK.141. madde, ön inceleme duruşmasına, usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, mazeretsiz olarak katılmayan taraf onun muvafakatını almadan, sadece iddia ve savunmasını genişletebileceğini hükme bağlamıştır, HMK.124.madde gereğince de, davalı vekilinin, cevap dilekçesinde davacının taraf ehliyeti olmaması nedeniyle davanın reddini talep etmesi, davacının, dava dilekçesinde tarafı yanlış göstermesinin, kabul edilebilir bir yanılgıya ve maddi hataya dayanmaması nedeniyle, davacı vekilinin taraf değişikliği talebi kabul edilmemiştir.
6100 sayılı HMK m.114 gereği aktif husumet ehliyeti mahkemece resen gözetilmesi gereken dava şartı olduğundan, davacının işbu davayı açmakta tarafı olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyetinin yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 44,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.378,65-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.334,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ye göre belirlenen 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.