Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1006 E. 2022/881 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2017/1006 Esas
KARAR NO:2022/881

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:13/11/2017
KARAR TARİHİ:15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu tarafından 12 Bankanın kredi ve kredi kartları konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğu belirlendiğini, bu tespit sonucu verilen para cezası kararı Danıştay tarafından onandığını, söz konusu 12 bankanın içinde davalı bankanın da bulunduğunu, müvekkili firmanın 30/12/2008 tarihinde davalı bankanın … Şubesi’nden 43.000-TL kredi kullandığını, kartel faizi sebebiyle zarar uğradığını, rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazmini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edilebileceğini, zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplandığını, yukarıda arz ve izah olunan sebepler çerçevesinde, davalı bankanın 21/07/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında kartel faizi uygulanmasını ve müvekkiline verilmiş olduğu zararın 3 katının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500.000-TL sinin kredi kullanım tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline ödetilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın mevsimsiz açılan bir dava olduğunu, erken açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, henüz Rekabet Kurulu’nun dava konusu kararının kesinleşmeden işbu davanın açılmış olduğunu, henüz fiilin hukuka aykırılığı kesinleşmeden, uygun illiyet bağı oluşmadan veya illiyet bağı var olmamasına rağmen, müvekkili bankanın kusurlu bir eyleminin mevcut olduğu kesin belirlenmeden dava açıldığını, müvekkili bankanın dava konu talebine ilişkin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, dava konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanmış olmasına karşın Rekabet Kurulu’nun … A.Ş yönünden verdiği cezanın dayanağının mevduat hizmetleri olması ve kredi hizmeti ile hiçbir ilişkisinin bulunmamasından dolayı davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, Rekabet Kurumu’nun … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazdığı 13/12/2016 tarihli … sayılı ekli yazısında … A.Ş.’nin ilk ve son belgelerine göre ihlal tarihi 30/06/2010 ile 21/12/2010 tarihleri arasında olduğunu, aynı yazıda rekabet kurulu zararın hesaplanmasının mümkün olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının 2011 yılı kasım ayı itibariyle, hangi bankalar aleyhine soruşturma açıldığı konusunda bilgi sahibi olduğunu, dava konusu rekabet ihlaline ilişkin eylemlerin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Borçlar Kanuna göre dava hakkı, zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde olayın vukuu tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle düşeceği, davaya konu edilen kredilerin kullandırım tarihleri ve davacının zarardan haberdar olduğu tarih dikkate alındığından müvekkili bankadan kullandırılan kredi ve davacının haberdar olduğu tarih açısından 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle … A.Ş. yönünden tazminat talebinin zamanaşımı itirazımız doğrultusunda reddine karar verilmesi gerektiğini, rekabet kurulu soruşturması 2007-2011 yıllarını kapsamadığını, davacının ise bu tarihlerde davalı bankada mevduatı bulunmadığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, müvekkili banka taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine uygun davrandığını, sözleşme, tacir olan davacı ile müvekkili banka arasında müzakere edilerek ve ortak iradelerin uyuşması ile imzalandığını, müvekkili banka açısından tazminat sorumluluğu bulunmadığını, tazminat sorumluluğunun yasal şartları oluşmadığını, müvekkili banka yönünden rekabet kurulunun verdiği cezanın konusunu mevduat hizmetleri oluşturduğunu, müvekkili aleyhine kredi ve kredi kartı hizmetleri yönünden bir ceza verilmediği için krediden kaynaklanan işlemler için müvekkili bankanın kusurundan bahsedilemeyeceği, yukarıda açıklanan nedenler ile erken açılan davanın reddini, Mahkememiz aksi kanaatteyse Rekabet Kurulu kararına karşı açılan davanın bekletici mesele yapılmasını, husumet itirazları doğrultusunda davanın müvekkili banka açısından husumet reddini, husumet itirazlarının kabul edilmemesi halinde zamanaşımı ve esasa ilişkin savunmalarımız doğrultusunda davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacının, 30/12/2008 tarihinde davalı bankadan kullandığı kredilerin faizinin belirlenmesinde, davalı tarafça, Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin ihlal edildiği iddiasına dayalı, tazminat talebidir.
Uyuşmazlık, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı kapsamında, davacının davalı banka ve dava dışı bankaların kartel faizi uygulamasından kaynaklı olarak, zararının olup olmadığı, tazminat talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı bankaya, 2011-4-91 Nolu 13-13/198-100 Sayılı 08.03.2013 tarihli Rekabet Kurulu Kararı ile, “Mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiğinin” tespiti ile idari para cezası verildiği, davalı banka tarafından idari para cezasının iptali için açılan davada, … 2. İdare Mahkemesi’nin 23/01/2015 tarih ve 2014/593E.-2015/80 K.sayılı kararı ile verilen red kararının, Danıştay 13. Daire Başkanlığı’nın 16/12/2015 tarih ve 2015/3655 E.-2015/4615 K. sayılı kararı ile onandığı, davacı banka (mahkememiz davalısı) tarafından karar düzeltme isteminde bulunulduğu; Danıştay 13.Dairesinin 21.05.2019 tarih ve 2016/4026 E.-2019/1780 K. sayılı sayılı bozma kararı verildiği, … 2.İdare Mahkemesi’nin … Esasına kaydedilen dosyada, 19/07/2019 tarih ve … E.-2019/1465 K.sayılı “Israr – Ret” kararı verildiği, Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun 31/05/2021 tarih ve 2019/3377 E-2021/1114 K. sayılı kararı ile bozma kararı verildiği, bu karara karşı karar düzeltme talebinde bulunulduğu, Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun 24/02/2022 tarih ve 2021/3647 E.-2022/660 K. sayılı Karar Düzeltme Ret kararı üzerine … 2.İdare Mahkemesi’nin 2022/925 Esasına kaydedilen dosyada, 26/04/2022 tarih ve 2022/925 E.-2022/853 K. sayılı İptal kararının verildiği ve karara karşı davalı idare tarafından temyiz talebinde bulunulduğu, dosyanın Danıştay Başkanlığına gönderildiği ve kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.
Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararının, … 2.İdare Mahkemesi’nin 26/04/2022 tarih ve 2022/925 E.-2022/853 K. Sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş ve her ne kadar karar kesinleşmemiş ise de, İYUK Temyizen Verilen Karar Üzerine Yapılacak İşlem başlıklı 50./4maddesi (Değişik: 18/6/2014-6545/23 md.), “Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır….” hükmü gereği, bozmaya uyularak verilen kararın temyizinin, sadece bozmaya uygunlukla sınırlı olarak incelemesi yapılacağından, kararın kesinleşmesinin beklenmesine gerek görülmemiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının tacir olduğu, işbu davanın dayandığı Rekabet Kurulu kararında belirtilen ve bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz belirledikleri tespit edilen kredilerinin, tüketici kredileri olduğu, ticari kredilerin Rekabet Kurulu kararına ve soruşturmasına konu olmadığı, ticari kredilerle ilgili herhangi bir rekabet ihlali tespiti bulunmadığı, somut uyuşmazlık konusu ticari kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, (Yargıtay 11. H.D. 02/12/2019 T., 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08/01/2020 T.,2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı kararları), bir an için aksi kabul edilse dahi, … 2.İdare Mahkemesi’nin, 26/04/2022 tarih ve 2022/925 E.-2022/853 K. sayılı kararı ile rekabet kurulu kararının iptali ile kredi sözleşmesi kapsamında rekabet hükümlerinin ihlal edilmediğinin anlaşıldığı, davacının bu konuda zararının oluşmadığı ve tazminat talep edemeyeceği, anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40-TL. harcın mahsubu ile bakiye 49,30-TL. harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 500-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır