Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/895 E. 2020/889 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/389 Esas
KARAR NO :2020/892

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:22/11/2012
KARAR TARİHİ:28/12/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; …. İcra Müdürlüğünün … nolu takibi ile müvekkili aleyhine icra takibine geçildiğini, müvekkili tarafından … İcra hukuk Mahkemesine itiraz edilmesine karşı açılan davanın süre yönünden reddedildiğini, borçlu bulunmadıklarının tespiti için iş bu davayı açtıklarını, takibe dayanak olarak gösterilen senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin bir arkadaşı aracılığı ile … Barosuna bağlı Av. …’ın bürosuna gittiğini ve ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile kardeşleri tarafından kendi aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası ile ilgili olarak hukuki bilgi istediğini, bunun üzerine Avukat …’ın da … mahallesinde bulunan … Köyü, … ada, … parselde müvekkili adına tapuya kayıtlı olan taşınmazın yarısını kendisine vermeyi taahhüt ederse işi halledeceğini belirttiğini, daha sonra ise müvekkiline haber gönderen avukatın bu işin laf ile olamayacağını ve müvekkilinin kendisine bir senet vermesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin bir senet imzaladığını, adres ve isim kısmının müvekkili tarafından yazılmış, vade tarihi, düzenleme tarihi, bedel, alacaklı kısmı ve diğer tüm kısımlar boş olarak bırakılarak bir adet senedi avukat …’a verdiğini, ancak daha sonra avukat tarafından verilen söz tutulmayınca da müvekkili yanında aracı olarak onu hukuk bürosuna götüren tanık … ile avukatın bürosuna giderek senedinin iadesini istediğini, ellerinde mevcut senet aslının müvekkiline geri verildiğini, müvekkili ile avukat …’ı tanıştıran ve bu süreçte sürekli yanında olan tanık … olduğunu, bu olayların arkasından müvekkili aleyhine bu icra takibi gelince icraya konu senetteki isim ve adres kısmını ve imzalarının müvekkilinin imzasına benzediğini, diğer tüm kısımlarının ise farklı bir yazı ile doldurulduğunun görüldüğünü, bu durumda müvekkilinin avukat … tarafından kendisine verilen senedin ya gerçek senet olduğunu ya da üzerinde çalışılarak gerçek senede benzeyen müvekkilinin yazı karakteri taklit edilerek bir senet doldurularak bu doldurulan senedin kendisine verildiğini, asıl senedin de …’da kalmış olabileceğini, icraya konulan senedin bu senet olma ihtimalini düşündüğünü, ancak herhalukarda icraya konu senetteki imzaya itiraz ettiklerini, bu hususta ayrıntılı bilirkişi raporu alınmasını, taraflarında mevcut senedin de Mahkemece teslim alınarak bilirkişiye gönderilmesini ve iki senetteki müvekkiline ait olduğu iddia edilen kısımlardaki yazıların karşılaştırılmasını, hangisinin müvekkilin gerçek yazısı ve imzası olduğunu tespit edilmesinin olayı aydınlatacağını, müvekkilinin 1958 doğumlu olup … bağlı … köyünde yaşayıp köyde çiftçilik yaptığını, hayatı boyunca ticaret ile uğraşmadığını ve 1978 yılında askerlik için … gidip, bir daha … gitmediğini, ismini yazabilecek kadar okur yazar olduğunu, davalı …’ı tanımadığını, 770.000 TL gibi bir miktarda borçlanmasının hayatının doğal akışına aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine davaya konu icra takibine ilişkin ödeme emri geldiğinde, konuyu anlayamayarak …’da ikamet ettiği ödeme emrinden anlaşılan …’ın kim olduğunu nasıl böyle haksız ve hukuka aykırı işleme yaptığını araştırmaya başladığını, davalı …’ın bu sahte senet işleri ile uğraştığını, …’ın … tarafından şikayet edildiğini, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine dava açıldığını, yine illerinde oturan … aleyhine 325.000 TL’lik sahte senet ile takip yaptığını, müşteki …’in şikayeti üzerine …. Ağır Ceza mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine ikinci bir ceza davası olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı …’ın illerinde bulunan Avukat … ile birlikte bu sahte evrak işi düzenlediklerini düşündüğünü, çünkü …’ı tanımadığı gibi … dışında da başka birisine böyle bir borcu olmasının mümkün bulunmadığını, hayatında 3 kez senet imzalayan müvekkilinin, birisini Avukat …’a diğer ikisinin de beyaz eşya alırken beyaz eşya mağazasına verdiğini, müvekkilinin davalı … ve Avukat … aleyhine 29.06.2012 tarihinde …. Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini, belirterek menfi tespit taleplerinin kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacının ileri sürdüğü iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin, davacı borçluya …’te yapılacak ihale ile alınacak olan yer için elden borç para verdiğini ve karşılığında da icra takibine konu senedi aldığını, sözü edilen ihalenin iptal olduğunu ve müvekkiline iade edilmesi gereken paranın iade edilmediğini, bunun üzerine davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi başlatıldığını, davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının dayanağı senet olmakla, taraflarınca açılan takip kambiyo takibi olduğunu, davacının bu senedi müvekkiline vererek kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarını kabul ettiğinin belli olduğunu, dolayısıyla kambiyo senetlerinin illetten mücerret olmaları hasebiyle borcun varlığının hiçbir surette inkâr edilemeyeceğini, bu konuda Türk Ticaret Kanununun kambiyo senetlerine mahsus maddelerinin açık olduğunu, açılan davanın menfi tespit davası olmakla, borçlu olmadığının ispat yükünün davacıda olduğunu, borcunun kaynağının kambiyo senedi olduğundan, senede karşı ancak senetle ispat zorunluluğu olduğunu, tarafların tacir sıfatına haiz olmadığını, davacının delilleri arasında bulunan tanık delili ve ticari defter kayıtlarının incelenmesine muvafakat etmediklerini, davacının dava dilekçesinin 3. paragrafında ileri sürdüğü iddialarının kabulünün mümkün olmayacağını, davacının köyde çiftçilik yaptığını, okuma yazmasının çok az olduğunu, senedinin olmadığını, alacak-verecek ilişkisine giremeyeceğini, 770,000 TL’lik borcunun olamayacağı iddialarının gerçek olmadığını, halbuki davacı adına … Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlı 12 adet tapu kaydı ve … plaka sayılı aracı bulunduğunu, davacı adına kayıtlı taşınır ve taşınmazların kaydının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının içerisinde mevcut olduğunu, ayrıca davacı senedin kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, ancak malvarlığını kurtarmak adına akrabalarına senet vererek kendisini borçlandırdığını ve kendi hakkında …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasından hacizler yaptırdığını, müvekkilinin sahte evrak düzenlediği, dolandırıcılık yaptığı gibi çok ciddi suçlamalarla müvekkilini zan altında bıraktığını, sanki her borç veya her senetten ötürü müvekkilini her defasında kötü niyetli hareket ederek senet düzenlermiş gibi gösterilmeye çalışıldığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Menfi Tespit davasıdır.
…. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası, ….. İcra Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyaları celbedilmiş ve taraf delilleri toplanmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile, davalı tarafından davacı aleyhine; 30/04/2012 düzenleme tarihli, 05/05/2012 ödeme tarihli, 770.000 TL bedelli bonoya istinaden; 770.000 TL asıl alacak, 11.233,56 TL işlemiş faiz ve 2.310 TL %0,30 komisyon alacağı toplamı olan 783.543,56 TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığı, … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas- 2012/640 Karar sayılı kararı ile, davacı tarafından davalı aleyhine açılan yetki itirazı, imzaya itiraz davasının süresinde açılmadığından reddine karar verildiği görülmüştür.
…. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas- … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının katılan, davalı … ile dava dışı …’ın sanık olarak davada yer aldığı, suçun Resmi Evrakta Sahtecilik suçu olduğu, … Barosuna kayıtlı Avukat Sanık …’ın Resmi Belgede Sahtecilik suçunu işlediği iddia edilerek kamu davası açıldığı, Sanık …’ın hukuka aykırı olarak ele geçirdiği belgeyi hukuki sonuç doğuracak hale getirme suçundan kamu davası açıldığı ve her iki davanın birleştirilerek görüldüğü, Grafolog bilirkişi … tarafından sunulan raporda, dava konusu 30/04/2012 tanzim, 05/05/2012 vade tarihli alacaklısı …, borçlusu … olan 770.000 TL bedelli senet aslı ile tanzim ve vade tarihi yazılı olmayan borçlusu … olan alacaklısı ve miktarı boş bırakılmış borçlu imzası bulunan senet aslının yapılan incelemelerinde borçlu adına atılan imzaların aynı el ürünü olduğunun bildirildiği ve yapılan yargılama sonucunda sanık …’ın diğer sanığa katılandan aldığı iddia edilen senedi verip icraya koydurmasına herhangi bir menfaatinin bulunmadığı, katılan … tarafından sanığın kendisine iade ettiği bildirilip dosyaya sunulan borçlu kısmında … ismi ve imzası adres kısmında … Köyü/…, miktar ve diğer kısımları boş bırakılmış senet üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda senetteki yazı ve imzaların sanık …’a ait yazı ve imzalar ile benzerlik tespit edilemediği, yazı ve imzaların katılan …’in elinin ürünü olduğunun 15/10/2012 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, yine Adli Emanet’te bulunan Sanık … tarafından icraya konulan senet üzerinde borçlu kısmındaki yazı ve imzaların katılan … eli ürünü olduğuna ilişkin bilirkişi raporu, her iki senedin borçlu kısmındaki yazı ve imzalar bakımından aynı el ürünü olduğuna dair 07/01/2018 tarihli bilirkişi raporu ile sabit olduğu, 30/04/2012 tarihli Komisyonculuk Belgesinin dosyaya ibraz edildiği, bu belgenin incelenmesinde …’e ait yerlerin izale-i şuyudan satılması sonrasında kat karşılığı inşaat yapılması için anlaşma yapıldığına dair belge olduğu, bunun için …’tan 770.000 TL senet alındığını ve bu senet karşılığında ihalede kullanılmak üzere …’e verildiğini, bu para ile …’in ihalede yerleri satın alacağını ve üstüne yapılacak inşaat için Noterde anlaşma yapılacağını, inşaatı yapılacak dairelerin tamamını komisyoncu … tarafından %5 komisyon karşılığı satılacağının bunun yarısının …’den, yarısının sanık …’tan kesileceğini, ihalenin …’de kalmasından sonra alınan paranın iade edileceğini, senedin de katılana iade edileceğini, anlaşmanın … ve … tarafından imzalandığı, …’ın sözleşmedeki imzayı inkar etmesi üzerine alınan bilirkişi raporunda bu belgedeki imzaların … ve …’ın eli ürünü olmasının mümkün olduğu tespit edilerek haklarında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, bu durumun katılan ile tanık …’ın birlikte hareket ettiğini, senet ve Komisyonculuk Belgesinin aynı tarihte düzenlendiğini, sanık … tarafından iddia edilen borç ilişkisinin mevcudiyetine de karine olduğu, icraya konulan senedin bu belgede bahsedilen senet olabileceği, sanık …’ın bahse konu senedi hukuka aykırı olarak ele geçirildiğinin sabit olmadığı gibi, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun da sabit olmadığı, katılan tarafından sanık …’a yalnızca borçlu kısmı doldurulup imzalanmış olan senedin sanığın belirtilen şekilde doldurup icraya koymasına da Komisyonculuk Belgesi de dikkate alınarak katılana başlangıçta muvafakat vermiş kabul edileceği, buna göre sanıklar … ve …’ın üzerine atılı suçları işlediklerine dair soyut iddialar dışında cezalandırılmalarına yeter derecede her türlü şüpheden uzak, yeterli delil elde edilemediğinden sanıkların beraatine karar verilmiş ve verilen bu kararın istinaf incelemesinden geçerek 31/05/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde davacı tarafın yemin deliline dayandığı anlaşıldığından davalıya yemin teklif edilip edilmediğinin bildirilmesi ve yemin metninin hazırlanarak sunulması için iki haftalık kesin süre verilmiş, iki haftalık kesin süre içerisinde davacı taraf yemin metni sunmamıştır.
Davacı vekili …. Ağır Ceza Mahkemesine yargılamanın iadesi için başvuruda bulunduklarını, ancak bu talebin reddedildiğini belirtmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, takibe konu 05/05/2012 tarihli bono, … tarafından imzalanan ödeme tarihi, miktarı, alacaklısı boş bırakılan bono, …. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. – … K. sayılı kesinleşmiş Mahkeme ilamı ile tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında, …. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılamada; alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusu 30/04/2012 tanzim, 05/05/2012 vade tarihli alacaklısı …, borçlusu … olan 770.000 TL bedelli senetteki imza ile tanzim ve vade tarihi yazılı olmayan borçlusu … olan alacaklısı ve miktarı boş bırakılmış borçlu imzası bulunan senetteki borçlu adına atılan imzaların aynı el ürünü olduğunun 07/01/2018 tarihli rapor ile tespit edildiği, yine aynı dosyada alınan 29/08/2016 tarihli raporda; borçlu kısmında … imzası bulunan ve diğer tarafları boş bırakılan senette bulunan yazı ve imzaların davacı …’e ait olduğunun tespit edildiği, 15/10/2012 tarihli bilirkişi raporu ile davalı … tarafından icraya konulan senetteki borçlu kısmında bulunan yazı ve imzaların davacı …’e ait olduğunun tespit edildiği ve …. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada dosyamız davalısı … ile dava dışı …’ın beraatlerine karar verildiği, kesinleşmiş Mahkeme kararına ve dosya kapsamına göre davacının icra takibine konu senetten dolayı borçlu olmadığı iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine ve koşuları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin Reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 11.635,65 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 11.581,25 TL nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 56.227,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır