Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/872 E. 2021/566 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/127 Esas
KARAR NO :2021/567

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:01/04/2019
KARAR TARİHİ:23/09/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkil şirket ile davalı şirket arasından imzalanan 15/03/2017 tarihli Beyaz Eşya Satın Alma Sözleşmesi uyarınca; …. San. Paz. ve Tic. A.Ş.’ne “beyaz eşya ürün satışı” yapılacağını ve buna karşılık sözleşmede belirlenen bedelin müvekkil şirkete ödeneceğini, sözleşme konusunun beyaz eşyalar adet, çeşit, model ve birim fiyat olarak belirlenmiş olduğunu, karşılığında toplam 509.208-EUR+KDV ödeme yapılacağının imza altına alındığını, sözleşmenin ödemeye ilişkin 8. maddesinde geçen “faturalarda fatura düzenleme tarihindeki TCMB döviz alış kuru, ödemelerde ise fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz alış kuru esas alınacağı” ve “fatura ve ödemelerde esas alınan kurlar arasındaki farka KDV ilave edilerek kur farkı faturası düzenleneceği” hüküm altına alındığını, müvekkili şirket tarafından davalı adına yukarıda açıklanan sözleşmeye istinaden düzenlenen faturaların bedelinin ödenmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin toplam meblağının 509.208-EUR+KDV olduğunu, ödenmeyen faturaların alacak toplamının 65.125,51 EURO ve 52.041,96 TL dikkate alındığında taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğunu, mal tesliminin yapıldığını ve müvekkilinin alacağının varlığı konusunda tereddüt kalmadığını, davalıdan olan fatura alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla 25/12/2018 tarihinde icra takibinin başlatıldığını ve 07/01/2019 tarihinde borçlu şirket vekili tarafından itirazda bulunularak takibin durduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkil şirketin muhtelif yerlere prestijli inşaat projeleri yaptığını, “…” isimli projede müvekkili şirket tarafından yapıldığını ve tamamlanarak oturuma hazır hale getirildiğini, yapmış olduğu projeleri yaparken de değişik tedarikçi firmalardan mal ve hizmet satın aldıklarını, almış olduğu mal ve hizmet bedellerini de taraflar arasında belirlenen şartlarla ödemekte olduğunu, davacıdan da beyaz eşya satın alındığını, davacıdan alınan ürünlerinin karşılığının ödendiğini, davacı tarafın borcun nasıl ödendiğini ispatlayamadıkları yönündeki iddiasının mesnetsiz olduğunu, borcun nasıl ve ne şekilde ödendiğinin defter kayıtlarında ve banka kayıtlarında sabit olduğunu, yapılacak inceleme neticesi ile bu durumun ortaya çıkacağını, davacının haksız ve mesnetsiz olarak bir takım faturalara dayanarak alacak talebinde bulunduğunu, gelişi güzel hazırlanan kur farkı faturaları ile alacak talebinde bulunduğunu, davacı satıcı taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinde belirtilen faturalama ve teslim süresine göre tesliminin gerçekleşmediğini, sözleşmeye göre en son faturalama ve teslim tarihinin 30/05/2017 tarihi olarak belirlendiğini, davacı satıcının işbu süreye riayet etmediğini, teslimi geciktirdiğini, bu durumun müvekkili şirketin 3. kişilere taahhütlerinin gecikmesine sebebiyet verdiğini, sözleşmede satıcıya mücbir sebepler ve işverenden kaynaklı süre uzatımları dışında hiçbir neden ve sebeple süre uzatımı yapılmayacağının kayıt altına alındığını, buna rağmen davacı satıcının bu teslim süresini fazlasıyla aşarak teslimi yaptığını, bu durum ortadayken davacının geç ödeme nedeniyle kur farkı alacağından bahsetmesinin iyi niyetli bir davranış olmadığını, davacıdan kaynaklanan bu gecikmelerden dolayı ödeme takviminin geciktiğini, yaşanan ekonomik dalgalanmadan dolayı anormal kur artışlarının meydana geldiğini, davacının bu durumu fırsata çevirerek kur farkı talebinde bulunduğunu, bu durumun hem hukuka hem de hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığının belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK.nın 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi raporları alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine; 79.609,50 Euro asıl alacak, 1.574,15 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 82.183,65 Euro toplam alacaktan -16.058,14 Euro takip öncesi ödeme düşüldüğünde 65.125,51 Euro bakiye alacak ve 52.041,96 TL bakiye alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi …’in Mahkememize sunduğu 03/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda ve 07/09/2020 tarihli ek raporunda; Davacı …. A.Ş.’nin 121.972,70 TL asıl alacağının kayıt düzenine göre mevcut olduğu, takip tarihinden itibaren işleyecek %19,5 reeskont avans faizi uygulanabileceği, icra inkar tazminatının takdirinin Mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi rapor ve ek raporu Mahkememizce hüküm kurmaya yeterli görülmediğinden Bilirkişiler… ve Prof. Dr. …’dan bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişiler Mahkememize sunduğu 14/06/2021 tarihli bilirkişi raporlarında; davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davalı şirketten 63.551,36 EUR ve 47.245,00 TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davacı şirkete 121.972,70 TL borçlu olduğunu, davacı şirketin davalı şirkete 2.611.822,62 TL karşılığı 608.288,02 EUR tutarında fatura tanzim ettiğini, davalı şirketin davacı şirkete 2.484.274 TL karşılığı 545.056,99 Euro ödeme yaptığını, davalı şirketin davacı şirkete 127.575,62 TL karşılığı 63.231,03 Euro borçlu olduğunu, davalı şirket borçları arasındaki farkın 127.575,62 TL-121.972,20 TL = 5.602,92 TL olduğunu, ilgili farkın davacı ve davalı şirketin 30/04/2018 tarihinden sonra ticari ilişkilerinin cari hesaplarda karşılıklı iade faturaları kesmeleri şeklinde ilerlediğini ve 5.602,91TL bedelli faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde farklı fatura numarası defaten fatura düzenlediği ve kayıt edildiğini, bu faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını; taraflar arasındaki 15/03/2017 tarihli sözleşmedeki “Ödeme” başlıklı m. 8.1’e göre, “…ürünlerin şantiyeye gelmesi ve teslim edilmesine müteakip tanzim edilen faturanın ödemesi bir sonraki ayın 1’i ile 10’u arasında yapılacaktır.”. Kur farkı faturaları bakımından da Sözleşme m. 8.2 hükmünde yer alan düzenlemenin: “…Faturalarda, fatura düzenleme tarihindeki TCMB döviz alış kuru, ödemelerde ise fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz alış kuru esas alınacak olup, fatura ve ödemelerde esas alınan kurlar arasındaki farka KDV ilave edilerek kur farkı faturası düzenlenecektir. Söz konusu kur farkı faturası sonraki ayın 1’i ile 10’u arasında tahsil edilir veya sonraki ayın ilk SATICI gününde ödenir.” şeklinde olduğunu, burada; borçlunun temerrüde düşmesi bakımından, TBK. m. 117/f.2 anlamında, ihtar kuralının istisnası olabilecek belirli bir vade mevcut sayılamayacağını dolayısıyla davacı alacaklının, temerrüde düşürmek için, ana kural gereğince davalı borçluya ihtarda bulunması gerektiğini (TBK. m. 117/f.1). tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye ilişkin ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemiyle yapılması gerektiğini, Davacının usulüne uygun olarak Davalıyı temerrüdü düşürmüş olmadığından icra takip tarihinden önceki dönem için alacağına işlemiş temerrüt faizi hesaplanamayacağını, izah edilen nedenlerle davacı şirketin davalı şirketten 63.231,03 EURO x 6.035 381.283,11 TL (25.12.2018 icra takip tarihi TCMB Döviz Efektif Satış Kuru 1 Euro— 6.03 TL) ve 47.245,00 TL olmak üzere toplamda 428.528,11 TL talep edebileceğini belirtmişlerdir.
Olaya ve dosyaya uygun, ayrıntılı ve gerekçeli 14/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna Mahkememizce itibar edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında 15.03.2021 tarihli Beyaz eşya satın alma sözleşmesinin bulunduğu, sözleşme konusu malların davalıya teslim edildiği konusunda bir ihtilaf bulunmadığı, davalının sözleşmenin 9.maddesi uyarınca en son faturanın ve teslim tarihinin 30/05/2017 olarak belirlenmesine rağmen davacının bu süreye riayet etmediğini ve geç teslimde bulunduğunu, 3.kişilere taahhütlerinin gecikmesine sebebiyet verdiğini bu nedenle davacının geç ödeme nedeni ile kur farkı alacağını talep etmesinin iyi niyet ile bağdaşmadığını ileri sürdüğü, sözleşmenin 10. maddesinde satıcıya mücbir sebepler ve işverenden kaynaklı süre uzatımları dışında hiçbir neden ve sebeple süre uzatımı verilemeyecektir hükmünün bulunduğu, sözleşmenin tek taraflı feshi başlıklı 11.maddesinde satıcının işe zamanında başlamış olsa dahi yapılan işin iş programına ve kalitesine uygun olmadığı tespit edildiği takdirde yazılı uyarılara rağmen tutumunu değiştirmez, değiştirse bile istenen şart ve vecibileri uygun bulunmaz ise işverenin herhangi bir şarta ve kurala bağlı kalınmaksızın sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh etme hakkı olacağının düzenlendiği, buna göre davalının buna ilişkin beyanda bulunmadığı ve buna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, davalının yazılı uyarıda bulunmadığı ve tek taraflı feshi hakkını kullanmadığı, geç teslimi herhangi bir çekinme ileri sürmeksizin kabul ettiği bu nedenlerle; sözleşmenin 8. maddesi gereğince kur farkı talebinin yerinde olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki 15.03.2021 tarihli Beyaz eşya satın alma sözleşmesi, tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar ve bilirkişi raporuna göre; davacının davalıdan takip tarihi itibari ile sözleşmenin 8.maddesine göre talep edebileceği kur farkı alacağının 63.231,03 Euro ve 47.245 TL olduğu, her ne kadar davacı tarafından işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de; takip tarihinden önce usulüne uygun olarak davacının davalıyı temerrüte düşürmüş olmadığından icra takip tarihinden önceki dönem için işlemiş temerrüt faizi talep edemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Sonuç olarak; Davacının davalıdan alacağının 63.231,03 Euro ve 47.245 TL olduğu ve takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile bu miktar alacak için davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına ve reddedilen dava kısmı ile ilgili davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 63.231,03 EURO ve 47.245 TL asıl alacak için yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, takip tarihinden itibaren, TL alacağı için avans faizi, EURO alacağı için 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli EURO mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi uygulamak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen alacağın takip tarihi itibariyle TL karşılığı olan toplam 428.528,11 TL’nin % 20 si olan 85.705,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 30.610,45 TL harçtan peşin alınan 5.554,49 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 25.055,96 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Davacı tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 5.598,89 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 39.455,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın reddedilen kısmına göre belirlenen 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 3.150 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.096,72 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan 85,08 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1,44 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.320 TL ücretin davanın kabul ve ret oranına göre 1.297,67 TL’sinin davalıdan, kalan 22,33 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır