Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/793 E. 2019/518 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/793 Esas
KARAR NO : 2019/518
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 26/07/2016
KARAR TARİHİ: 09/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 30/12/2011 tarihli verdiği dilekçesi özetle;
Davalılardan …ile davacı arasında, … Mevkii, 129 parseldeki akaryakıt istasyonu için bayilik sözleşmesi imzalamak ve istasyonun gelişimine katkı sağlamak bakımından protokol imzaladığı, protokolün imzalanmasını takiben protokoldeki hükümlere uygun olarak, davalı ile davacı arasında 01/11/2006 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığı, bahse konu sözleşmenin yürürlüğü esnasında, yine protokoldeki hüküm uyarınca, davalıya 22/02/2007 tarihli fatura karşılığında KDV dahil 196,540,80-TL ticari inkişaf (istasyon geliştirme ve mükemmelleştirme) bedeli ödemesi yapıldığı, davalının faaliyet gösterdiği taşınmaz üzerinde 28/03/2006 tarihinde davacı lehine 15 yıl süreli intifa tesis edildiği, davalının 01/11/2011 tarihinde sonlanması gereken bayilik sözleşmesini, öngörülen tarihten daha erken bir tarih olan 23/02/2011 tarihinde feshettiği, davalıya yapılan ödemenin intifa süresi ile orantılı olup, taraflar arasındaki ilişkinin 28/03/2021 tarihine kadar devam edeceği inancı ile yapıldığı, dolayısıyla davalının işlememiş süreye isabet eden bir kazanımı sözkonusu olmakla, sebepsiz zenginleşmesinin ortaya çıktığı, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre, sebepsiz zenginleşmenin hangi yolla yapılırsa yapılsın sebepsiz zenginleşenin karşı tarafa geri verme borcu olduğu, iktisap edilen şeyin getirdiği semereler ve sağladığı diğer yararlarında zenginleşmenin kapsamına dahil olduğu, semerenin faiz ve kira gibi getirileri de içerdiği, geçerli bir sebep olmadan ya da başta geçerli olup da sonradan geçersiz hale gelen bir sebebe dayanarak ifa edilmiş ifa edilmiş edimlerin karşılıklı ve eksiksiz iadesinin, denkleştirici adalet ilkesi düşüncesine dayandığı, iadeye karar verilirken verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerektiği, sebepsiz zenginleşmenin devamlı temerrüt halinde bulunmasından ötürü, alacaklının ayrıca bir ihtarda bulunmasına gerek olmadığı, diğer davalı …’nın ise, verdiği devir taahhütnamesi ve taahhütname isimli belgeler ile davalı …’nın davacıya karşı doğmuş ve doğacak her türlü yükümlülüğünü taahhüt ettiği, alacaktan her iki davalının da sorumlu bulunduğu, davacının davalı …’ya peşin ödediği inkişaf bedelinin geçersiz ve davacı tarafından kullanılamayacak sözleşme süresine karşılık gelen 115.184,49-TL kısmının, davalıya ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalılar tarafından dosyaya cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
DELİLLER;
Mahkememizin 24/09/2014 tarih, … esas, … karar sayılı ilamında,”… Davacı dayanağını 28.03.2006 tarihinde lehine tahsis edilen 15 yıl süreli intifa hakkına dayandırmış olup, sözleşmenin 23.02.2011 de fesh edildiğini, oysaki taraflar arasındaki ilişkinin 28.03.2021 ‘e kadar devam edeceği inancı ile yapıldığını iddia etmiş ve davalıya 22.02.2002 tarihli fatura karşılığı 196.540,80 TL ticari inkişaf(İstasyonu Geliştirme ve Mükemmelleştirilme) bedeli ödediğini, şirketin yararlanamayacağı süreye karşılık gelen kısmının iadesini talep etmiş ise de, usul ve yasaya uygun uzman bilirkişi raporlarında da açıkça belirtildiği üzere taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve bila tarihli ek protokolün 4. Maddesi ile davacının mezkur Akaryakıt LPK Satış ve Servis İstasyonu ve müştemilatı tadilatının …standartlarına göre kanopi yapımının istasyon binasının ve sahasının … standartlarına göre düzenlenmesinin istasyonun hazır hale getirilmesinin inkişafında kullanılmak üzere bayiye 166.560,00 TL fatura mukabilinde nakden ve defaten ticari inkişaf bedeli olarak ödendiğinin açık olup ,taraflar arasındaki sözleşmenin 5 yıl süreli olduğu ve bayilik lisansının 23.02.2011 tarihinde sona erdirildiği açık olup sözleşmede ve ek protokolde bu hususta herhangi bir hüküm düzenlenmediği , davalıya ödenen bedelin açık ve somut bir şekilde akaryakıt istasyonu olarak kullanılan binanın sözleşme gereği taraflar yararına yatırımlar olduğu, istasyonun tadilatı geliştirilmesi , yenilenmesi … standartların uygun şekilde biçimlendirilmesi için yapılacak masraflara karşılık verildiğinin açık olduğu dolayısıyla verilen bedelin anılan intifa hakkı ile bir ilgisinin bulunmadığı , tarafların bu yönde de herhangi bir sözleşme hükümleri kurmadıkları yapılan iyileştirmelerin sözleşme sonlanıncaya kadar davalının mallarını satmak ve bayi olarak faaliyette bulunabilmek için gerekli yatırımlar olduğu, dolasıyla davalının bunda herhangi bir zenginleşme sağlayamayacağı , zira bayilik sözleşmesine konu petrol istasyonu için yatırım mahiyeti taşıdığı ve sözleşmede beklenen davacının menfaatlerine hizmet ettiği, davacının bu nedenle talebinde haklı olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddine…” kararı verildiği görülmüştür.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 17/12/2015 tarih, 2015/2485 esas, 2015/17135 karar sayılı ilamında,”… Taraflar arasında 01/11/2006 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığı, petrol istasyonunun tadilatı, geliştirilmesi ve …standartlarına uygun şekilde biçimlendirilmesi işlemleri için yapılacak masraflara karşılık inkişaf bedeli ödendiği, taraflar arasındaki bayilik lisansının süresinden önce 23/02/2011 tarihinde sona erdiği, sözleşmenin yürürlükte kaldığı sürece inkişaf bedelinin istasyonda sözleşme gereği kullanıldığı, ödenen inkişaf bedelinin intifa tesisi ile bir ilgisinin bulunmadığı davacının talebinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili 02/02/2016 tarihli dilekçesinde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 17/12/2015 tarih, 2015/2485 esas, 2015/17135 karar sayılı onama kararının düzeltilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20/06/2016 tarih, 2016/4689 tarih, 2016/10994 karar sayılı ilamında,”… Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 17/12/2015 tarih 2015/2485 esas, 2015/17135 karar sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün belirtilen gerekçelerle davacı yararına BOZULMASINA…” karar verildiği görülmüştür.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler…, … ve …’un sunmuş oldukları 15/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak,”… Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler değerlendirildiği, taraflar arasındaki sözleşme gereği, davacının yazılı muvafakatini almaksızın, kendi isteğiyle bayilik lisansını iptal ederek söz konusu petrol tesisini diğer davalıya devreden davalının sözleşmeyi feshinde haksız olduğu, davaya konu huzurdaki olayda davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle normalde 5 yıl sürmesi planlanan ilişki daha erken bir tarihte son bulduğu, somut olayda tarafların mal varlıklarında meydana gelen bir artış ve buna bağlı bir azalma söz konusu olduğu, bu durumun başta var olan ancak sonradan ortamda kalkan bir hukuki ilişki sebebiyle meydana geldiği için de, takdirin Mahkemeye ait olmakla birlikte, kanaatimizce somut olayda sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği, bu bağlamda davalı tarafın iyi niyetli olup olmadığına göre BK md. 80 uyarınca zenginleştiği miktarı geri vermekle yükümlü olabileceği, petrol tesisinin gelişmesi, yenilenmesi ve her iki tarafın yararına olan kalıcı yatırımların yapılması için davacı tarafından davalıya verilen inkişaf bedeliyle elde edilen semerelerin ve sağladığı diğer yararların istenemeyeceği, taraflar arasındaki ilişki sözleşmesinin olağan bitim tarihi olan 01/11/2011 den daha erken bir tarih 23/02/2011 de son bulması sebebiyle davacı tarafından sözleşme süresi(5yıl) düşünülmekle verilen 196.450,80 TL inkişaf bedelinden yararlanılmayan süre olan 8 ay 5 güne karşılık gelen 26.751,39 TL tutarında davalının zenginleştiği, bu sebeple tarafımızca hesaplanmış olan tutarın, temerrüt tarihi olan, sözleşmenin feshi tarihi olan 23/02/2011 den itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsil edilmesi gerektiğini…” belirtmişlerdir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, verilen inkişaf bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi ile inkişaf bedelinden elde edilen semerelere dayalı alacak isteminden ibarettir.
Davacı ile davalı … arasında 01/11/2006 tarihli “…A.Ş. İstasyonu Bayilik Sözleşmesi” ve bila tarihli “Protokol”ün imzalandığı, anılan sözleşmenin geçerlilik süresinin 5 yıl olarak belirlendiği, buna göre sözleşme bitim tarihinin 01/11/2011 tarihi olduğu ayrıca sözleşme ve protokol hükümleri gereğince davalının üstlendiği yükümlülüklerin diğer davalı şirket tarafından da üstlenildiği, sözleşme bitim tarihinden8 ay 5 gün önce bayilik sözleşmesinin davalı … tarafından sona erdirildiği ve tesisin diğer davalıya devrettiği, sözleşmenin feshinin haklı bir nedene dayanmadığı, bu nedenle davacı tarafından davalıya ödenen 196.540,80 TL’nin sözleşmenin kalan süresine tekabül eden kısmının davacıya iade edilmesi gerektiği, bozma ilamı sonrasında alınan ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilen 16/03/2018 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre bu bedelin 26.751,69 TL olduğunun hesaplandığı, bu inkişaf bedelinden …’nın sorumlu olduğu gibi, diğer davalının verdiği taahhüt gereğince davalı şirketin de müştereken sorumlu olduğu, her ne kadar davacı elde edilen semerelere karşılık alacak talebinde bulunmuş ise de, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve protokolde bu yönde bir düzenlemenin bulunmadığı gibi talebin de yasal dayanağının olmadığı anlaşılmakla sonuç olarak davanın kısmen kabulü ile; 26.751,69 TL inkişaf bedelinin 23/02/2011 fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davacının diğer talebi açıklanan gerekçeyle reddedilerek sonuç olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
26.751,69 TL inkişaf bedelinin 23/02/2011 fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
3-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 1.827,40 TL harçtan peşin alınan 5.356,00 TL harcın mahsubu fazladan yatırılan 3.528,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 3.210,20 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından 18,40 TL başvurma harcı + 1.827,40 TL nispi harç olarak yatırılan toplam 1.845,80 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.858,70 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 235,41 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip … ¸e-imzalıdır
Hakim … ¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.