Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/778 E. 2018/776 K. 30.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/778 Esas
KARAR NO : 2018/776
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/07/2016
KARAR TARİHİ: 30/10/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … Şti. ile davalı…Şti. arasında davalının işlettiği otele verilecek hizmet için 05.12.2012 tarihinde ve 26.10.2013 tarihinde sözleşmeler imzalandığını, davacının servis sağlayıcısı olarak davalının işlettiği otel için web olarak bilgisayardan satış yapıldığını, konaklamak isteyen turistlerin rezervasyon yaptıklarını, sağlanan hizmet karşılığında davacı müvekkilinin edimini yerine getirdiğini ancak davalının oluşan cari hesap alacakları olan yıllık sabit hizmet bedeli ve yapılan rezervasyon komisyonlarının davacıya ödenmediğini, kesilen 12 adet faturaya davalının kısmen ödeme yaptığını, kalan bakiyenin ödenmediğinden İstanbul … İcra Müd…. E. sayılı dosyada icra takibi yaptıklarını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, ancak davalının kesilen faturalara itirazı olmadan ticari defterlerine işlediğini, İİK.’nun 67/2. maddesine göre davalının muaccel olan alacaklarına haksız itiraz ettiğinden % 20 den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödenmesini talep ettiklerini, arz edilen nedenlerle; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına vaki tüm itirazların iptali ile mezkur icra takibinin devamına ve dava konusu borcu ticari avans temerrüt faiziyle ödemeye mahkum edilmesine (davaya temel olan) hukuksal işlemlerden ve diğer alacaklardan doğan fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak, (Dava değeri: 4.094,39 TL), takibe konu alacağın % 20’si oranında icra inkâr tazminatının karar tarihinden itibaren ödeme gününe dek işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı müvekkil şirket arasında hizmet sözleşmesi olduğunu ve bu sözleşme gereği internetten rezervasyon hizmeti sunduğunu ve hak ettiği hizmet bedelini tahsil etmek amacıyla açtığı icra takibine İtiraz edildiğini” ve itirazın iptali talep ve dava ettiğini, ancak müvekkili ile davacı arasında hiçbir sözleşme imzalanmadığını, davalı tarafından müvekkiline herhangi bir hizmet verilmediğini, davacı şirket ile davalı müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını, durumun müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, davacının iddia ettiği sözleşmeyi sayın Mahkemeye sunması gerektiğini, sözleşme sunulduğunda gerçeklerin ortaya çıkacağını, bu nedenlerle davacının haksız davasının reddine, davacının haksız alacak talep etmiş olması nedeni ile %20′ den az olamamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 3.925,93 TL asıl alacak, 168,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.094,46 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, 13/11/2017 tarihinde Prof. Dr….’dan alınan raporda sonuç olarak; Davacının ibraz edilen yıllara ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının ibraz edilen yıllara ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, 22.04.2015 icra takip tarihinde davacının 3.925,93 TL asıl alacağı olduğu iddiası ile icra takibi yaptığı, ancak davacının muhasebe kayıtlarına göre, davalıdan 3.683,69 TL alacaklı olduğu, davalının ise muhasebe kayıtlarına göre ise davacıya sadece 917,89 Tl borçlu olduğu, buna göre tarafların arasında 2,765,80 TL fark olduğu, bu farkın yukarıda bahsedilen davacının davalıya 7 adet 2.233,04 TL faturaların toplamından ve davalının 15.03.2013 tarih 432,75 TL (davacının muhasebe kayıtlarında olmayan) ödemeden kaynaklandığı ((2.233,04 TL + 432,75 TL + 0,01 küsurat farkı =2.765,80 TL) davacının davalıya kestiği farka neden olan faturaları davalıya tebliğ ettiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge veya bilginin görülemediği, davalının kayıtlarında ayrıca 09.04.2013 tarihinde davacının davalıya kestiği yukarıdaki 04.04.2013 tarih … no.lu 730,32 TL fatura tutarının ödeme olarak kaydedilmesine rağmen davacının alacağına (davacının faturasının) kaydedilmediği, Buna göre seçimlik hakkı Mahkeme’nize alt olmak üzere; davalı tarafından 15.03.2013 tarihli 432,75 TL davacıya yapılan ödemeye dayanak belgenin Sayın Mahkemeye ibraz edilmesi halinde; davalının 917,89 TL cari hesap borcuna, davacının 04.04.2013 tarih … no.lu 730,32 TL davalıya kestiği faturanın eklenmesi ile, davacıya 22.04.2015 takip tarihinde 1.648,21 TL borçlu olabileceği, ancak davalı tarafından 15.03.2013 tarihli 432,75 TL davacıya yapılan ödemeye dayanak belgenin tevsik edilmemesi halinde davalının (1.648,21 TL + 432,75 TL=) 2.080,96 TL borçlu olabileceği, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir noter İhtarı ve/veya benzeri bir temerrüt ihtarının dosya kapsamında görülemediği, bu halde davacının işlemiş faiz talebinin Sayın Mahkeme’nizin takdirinde olduğu, TCMB verilenden 22.04.2015 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının talep gibi %10,50 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen asıl alacağına (Sayın Mahkemenin kararına göre, 1.648,21 TL veya 2.080,96 TL) takip tarihinden itibaren 10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği mütalaa edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın rezarvasyon istemi kullanım sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağına ilişkin takipte itizarın iptaline ilişkin olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 3.925,93 TL asıl alacak, 168,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.094,46 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu, yasal 1 yıllık süresi içerisinde İİK 67 maddesi gereğince itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nın 222. Maddesinde “Mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter ve kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” düzenlemesi yer almaktadır.
Taraflar defterlerini mahkememize sunmuşlar, defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu anlaşıldığından tarafların lehine delil olacakları görülmüştür. Denetime açık, karar vermeye elverişli ve oluşa uygun bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere; davalının 15/03/2013 tarihli 432,75 TL davacıya yapılan ödemeye dayanak belgenin mahkememize sunulmaması üzerine davanın kısmen kabulüne karar verilerek İstanbul…İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 2.080,96 TL üzerinden iptaline, bu miktara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiş. Tarafların açık cari hesap olarak çalıştıkları, bu nedenle alacağın varlığının yargılamaya muhtaç olduğu ve likit olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin ve alacaklının icra takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek miktar itibariyle kesin olmak üzere aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne, İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 2.080,96 TL üzerinden İPTALİNE, bu miktara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Tarafların icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminat taleplerinin reddine,
3-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 142,15 TL harçtan peşin alınan 69,93 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 72,22 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf lehine av asg üc tarifesi gereğince taktir olunan 2.080,96 TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan av asg üc tarifesi gereğince taktir olunan 2.013,43 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20 TL başvurma harcı + 69,93 TL peşin harç toplamı olan 99,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 800 TL bilirkişi ücreti + 138 TL teblgat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 938 TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre %50,82 oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafı yokluğunda açıkça yapılan yargılama sonuvcu kabul ve reddedilen miktarlar gözetildiğinde HMK 341.maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır