Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/752 E. 2020/56 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/752 Esas
KARAR NO : 2020/56

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2016
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi ve eklerine göre davalı şirketin distribütörü sıfatıyla ticari faaliyete başlandığını, istenen satış seviyesine ulaşılamayınca Şubat 2016’da yapılan görüşmeler doğrultusunda takip eden dönemde ürün iadelerinin gerçekleştirilmesi suretiyle distribütörlük ilişkisinin tasfiye edilmesi kararı alındığını, davacı şirketin sözleşmeyi %3 oranındaki iadesizlik priminden vazgeçmek suretiyle imzaladığını ve çalıştığı sürece bu primleri almadığını, ortak alınan karara istinaden davalı şirket ile görüşülerek iade edilecek ürün listeleri ve iade raporları oluşturulduğunu, peyder pey ürün iadesine başlandığını, iade işlemleri tamamlanmakta iken davalı şirket tarafından keşide edilen ihtarname ile tebliğden itibaren ürün iadesinin kabul edilmeyeceğinin beyan edildiğini, cevabi ihtarnamede sözleşmenin 16. Maddesinde yer alan iade mallar ile ilgili hükümlere ek olarak son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin iadesinin de yapılabileceği hükümlerine istinaden iadenin kabul edilmesi gerektiği belirtildiği halde iade alınmama konusunda ısrar edildiğini, 21.489,26-TL tutarındaki ürünün iade alındığı halde kalanın alınmamasının hukuki değerinin olmadığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, iade alınmayan ürün bedeli 140.965,79-TL’nin 29/04/2016 temerrüt tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin sattığı ürünleri geri alacağını yazılı veya sözlü olarak hiçbir zaman kabul etmediğini, atıf yapılan çalışma şartları başlıklı ticari satış sözleşmesinde veya distribütörlük ilişkisinde ayıpsız malın iadesi diye bir hak olmadığını, davacı şirketin 23/01/2016 tarihinden beri ürün satın almadığını, hatta 24/03/2015 tarihinden bu yana ürünleri piyasaya sürmeden elinde tuttuğunu, raf ömrünün dolmasını beklemenin açık bir kötü niyet olduğunu öne sürerek davanın yetkisizlikten ve esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; davacı satıcı şirket, alacak talebinin sebebi olarak, davalıdan satış için alınmış, satılmamış veya kullanım süresi dolmuş, iade edilmesi gereken ürünlerin satış bedellerini gösterdiği, dosyaya sunulan bayilik sözleşmesi incelendiğinde satılmamış ürünlerin iade alınacağına ilişkin açık bir düzenleme görülemediği, ek sözleşmede ise kullanım süresi dolmuş ürünlerin iade edileceğinden söz edilmekle birlikte, bu sözleşmede davalı üretici şirketin temsilcilerinin imzası tespit edilemediği, satıcı durumundaki davacı lehine, satılmamış ürünler için açık bir geri alım taahhüdü olmamakla birlikte, davalı üretici vekilinin ilk cevap dilekçesinde geri alım taahhüdünün kullanım süresi dolmuş ürünleri kapsadığı yönünde beyanda bulunulduğunun görüldüğü, bu hususta takdir Mahkememize ait olmakla birlikte, beyanın kabul anlamına geldiği kanaati oluşur ise kullanım süresi geçmiş ürünler için bedel iadesi talebinin mümkün olabileceği, Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında 01/12/2016 tarihi itibariyle ürünlerin %90’lık kısmının son tüketim tarihinin geçtiği tespit edildiği, davacı şirketin kullanım süresi dolmuş ürünleri iade edip bedellerini talep etmeye hakkı olup olmadığı konusunda nihai takdirin Mahkememize ait olduğu, davalı defterlerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, Ankara …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… D.İş sayılı dosyasında tespiti yapılan ürünlerin bedelinin heyetçe 145.463,42-TL olarak hesaplandığı, sayın Mahkememizce ürünlerin iade edilmemesinden kaynaklı olarak davacı tarafın alacaklı olduğuna hükmedilmesi halinde, davacı talebinin 140.965,79-TL olduğu, bu tutar için, tebliğ şerhi bulunan bir ihtarname görülemediğinden alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; distribütörlük sözleşmesinden kaynaklı olarak açılan tazminat davasıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı tarafın iddiasına göre taraflar arasındaki yapılan distribütörlük sözleşmesinin, sektörel ve davacı tarafın kurumsal kararları sebebiyle davacı taraftan satış amacıyla alınan kuruyemişlerin yeterince satışının yapılamayıp hedeflenen kar ve cirolara ulaşılamaması sebebiyle distribütörlük sözleşmesinin tasfiye edilmek istenildiği, bu doğrultuda da davalı taraftan alınıp davacı tarafın elinde kalan, satılamayan, kullanım tarihi geçmiş ürünlerin davalıya iadesine yönelik olarak Ankara… Sulh Hukuk Mahkemesinin… Değişik İş sayılı dosyasında tespit yaptırılıp davalı tarafa gönderilen …Noterliğinin 26.04.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname doğrultusunda Mahkememizdeki iş bu davanın açıldığı, davalı tarafın ise taraflar arasında bir distribütörlük sözleşmesinin varlığını ve davanın reddini savunduğu anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış ve dosyamız bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır.
Dava dosyasındaki tüm bilgi ve belgeler, değişik iş tespit dosyası, Mahkememizce alınan 11.06.2019 tarihli bilirkişi raporu hepbirlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında bir distribütörlük sözleşmesinin varlığı iddia edilip davacı tarafça bu sözleşmenin imzalı suretleri dosyamıza sunulamamış, imzasız bir sözleşme örneği dosyamıza ibraz edilmiş, bu sözleşme örneğinin imzalı suretleri Mahkememizce de temin edilememiş, davalı vekilince cevap dilekçesinde de böyle bir sözlemenin olmadığı belirtilip devamında da kullanım tarihi geçen ürünlerin iade alınabileceğinin davalı şirket yazışmalarıyla davacı tarafa bildirildiğinin belirtilmesi karşısında, taraflar arasında yazılı ve imzalı bir distribütörlük sözleşmesinin olduğu, ancak imzalı sözleşme metninin taraflarca dosyaya sunulamadığı veya sunulmadığı, davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinde de belirtildiği üzere kullanım ömrü geçen ürünlerin iadesinin kabul edileceğine ilişkin beyan, davacı tarafça dosyaya sunulan imzasız yazılı distribütörlük sözleşmesi ve bu sözleşmenin 16. Maddesi ile bu maddeye eklenen bila tarihli, son kullanma tarihi geçen ürünlerin iadesine ilişkin yazılı ancak imzasız ek sözleşme, iadeye ilişkin davacı tarafın Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin… Değişik İş sayılı dosyasında yaptırdığı tespit, bu dosyada kullanım ömrü geçen ürün oranının tespit edilmesi, Mahkememizce alınan 11.06.2019 tarihli bilirkişi raporunun da bu doğrultuda dosya kapsamıyla uyumlu ve denetime elverişli olması, davalı tarafa gönderilen … Noterliğinin 26.04.2016 tarih ve… yevmiye sayılı ihtarnamede ise açık bir temerrüte düşürme iradesinin olmaması sebebiyle, davalının, dava açılmakla birlikte dava tarihinden itibaren temerrüde düşürüldüğü sonucuna varılmakla faiz başlangıç yönünden davacının talebinin kısmen reddiyle birlikte, bilirkişi raporunda hesaplanan bedel üzerinden davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE
1- 140.965,79-TL’nin, dava tarihi olan 14.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faiz başlangıç talebine yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 9.629,37-TL harçtan, peşin alınan 2.407,35-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 7.222,02-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf lehine A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 17.341,75-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı + 2.407,35-TL peşin harç + 2.250,00-TL bilirkişi ücreti + 149,90-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 4.836,45-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’a kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.