Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/744 E. 2022/42 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/744 Esas
KARAR NO:2022/42

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/07/2016
KARAR TARİHİ:01/02/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … ili, … ilçesi, tapuda … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu otogaz satış ve servis istasyonunda otogaz satışı yapılması amacıyla 25.06.2014 tarihli ve 5 yıl süreli … Gaz Standart Bayilik Anlaşması akdedilmiş olduğunu, davalı taraf, keşide ettiği … 29, Noterliği’nin 11.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili şirket ile akdettiği bayilik anlaşmasını tek taraflı olarak feshetmiş olduğunu, davalı tarafın münakit Bayllik Anlaşması’nı süresinden önce tek taraflı olarak feshetmesi üzerine, keşide edilen … 8. Noterliği’nin 03.06.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile müvekkilin fesihten kaynaklı kar kaybı alacağı ve 50.000,00 USD cezai şart alacağının 7 gün içerisinde müvekkili şirkete ödenmesini ihtaren bildirmiş olduğunu, müvekkili şirketin ihtarına rağmen, davalı şirketin Bayilik Anlaşması’nı süresinden önce tek taraflı olarak feshetmesi nedeniyle muaccel hale gelen kar kaybı ve cezai şart alacağı davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmediğinden işbu davanın ikame edilmesi zorunluluğumuz hasıl olmuş olduğunu, açıklanan nedenlerle; fazlaya dair her türlü hakkının saklı kalmak kaydıyla; müvekkili şirketin kar kaybı alacağımızın şimdilik 10.000,00 TL’sinin temerrüt tarihi olan 14.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans falzi ve KDV’si ile birlikte tahsiline, müvekkili şirketin 50.000,00 USD tutarındaki cezai şart alacağının şimdilik 5.000,00 USD’sinin
temerrüt tarihi olan 14.06.2016 tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında akaryakıt satışı hakkında bayilik anlaşması yapıldığının doğru olduğunu, davalı taraf ile yapılan bayilik sözleşmesine göre,davacı taraf müvekkilime akaryakıt ve gaz ikmali yapacak,müvekkili şirkette davacıdan aldığı bu akaryakıt mamüllerini satacak ve satış sonrası davacının verdiği akaryakıt bedellerini kendisine ödeyecek olduğunu, en başta,davacı taraf müvekkili şirkete bu bayilik sözleşmesini yapmak için belirli bir peşinat ödemiş olduğunu, bunun karşılığında müvekkili şirketin bayilik yaptığı akaryakıt istasyonunun ruhsat sahibi … Tic.Ltd.Şti. İle kira sözleşmesi yapmış ve akabinde mülk sahibi bulunan … İşyeri Yapı Kooperatifi’nin ,taşınmaz üzerindeki ayni haklarına ,kendi lehlerine teminat ipoteği koydurmuş olduğunu, davacı, bahsi geçen sözleşme ve eki anlaşmalara aykırı olarak, 08.01.2016 tarihinden itibaren müvekkili şirkete satılması için akaryakıt mamüllerini vermeyi durdurması ile birlikte müvekkili şirkete ait akaryakıt satış istasyonu ticari faliyetini durdurmuş ve kapanmış olduğunu, kapalı olduğu dönem otomasyon kayıtlarıyla da sabit olduğunu, ,davacı …. ile yapılan 25.06.2014 tarihli bayilik anlaşması’nın 2. maddesinin (f) bendi gereğince, “….taraflar arasında mutabakat sağlanması halinde bayi’e kredili ve ıskontolu satış yapılabilir” denilmekte olduğunu, bu madde gereğince, davacı ile yapılan en son mutabakatta, müvekkili şirketin mevcut borçları yapılandırılarak bir ödeme takvimine bağlanmış, ayrıca davacı tarafından müvekkili şirkete verilecek akaryakıt ve gaz mamullerinin teminatı olarak açık bir çek davacı ….ye verilmiş olduğunu, ancak yapılan bu ek anlaşmaya ve asıl sözleşmeye rağmen davacı taraf, müvekkili şirketin faal olarak çalışmasını sağlayacak, ana sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesi için satış yapacağı akaryakıt ve gaz mamullerini göndermemiş olduğunu, davacının bu tavrı , müvekkili şirketin bir nevi ağır borç altına girmesine, işletmede çalışan personele ücretlerinin ödenmemesine, dolayısıyla adım adım iflasa sürüklenmesine sebep olmuş olduğunu, TMK 2. Maddesinde belirtildiği üzere,..”Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. davacı taraf müvekkili şirkette yapılan bayilik sözleşmesindeki hak ve edimlerini hakkıyla yerine getirmekten kasıtlı olarak imtina etmiş olduğunu, müvekkili şirketin ticari hayatının ,gelir elde etmesinin yegane kaynağı bayilik sözleşmesi gereğince davacı tarafın vereceği akaryakıt ve gaz mamüllerinin satışı olması gözönüne alındığında ve davacı tarafın da müvekkili şirkete satacağı akaryakıt ve gaz mamüllerini vermemesi halinde müvekkili şirketin yapacağı başka bir hususun olduğunun düşünülemez olduğunu, davacı tarafın davasında haksız olduğunu, müvekkili şirkete yapılan bayilik anlaşmasını feshetmekten başka yol bırakmamış olduklarını, zira yukarıda da tekraren belirtildiği üzere,müvekkili şirketten,akaryakıt ve gaz vermemeye gerekçe gösterdikleri biriken borçlarına karşılık, gayrimenkul teminat ipoteği ve verilen açık bir çekin var olduğunu, biriken borçlar kendileri tarafından yapılandırılıp vade bağlanmış olduğunu, bütün bunlara rağmen davacı taraf müvekkili şirkete akaryakıt ve gaz vermeyerek,şirketi iflasın eşiğine gelmesine sebep olmuş olduklarını, belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, otogaz bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle kar mahrumiyeti ve cezai şart istemli maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasında imzalanan 25.06.2014 tarihli bayilik sözleşmesi incelendiğinde; 4/d maddesinde satın alınan ürün bedellerinin ödenmemesi halinde ürün bedellerinin teminat mektubundan tahsil hakkının ve ürün bedellerinin ödenmemesi halinde ürün ikmalinin … Gaz tarafından durdurulacağının belirtildiği, 6.maddede kar mahrumiyeti ve cezai şartın düzenlendiği görülmüştür.
… 29.Noterliğnin 11.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı incelendiğinde; davalı tarafından bayilik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiği ve ariyetlerin alınmasının … edildiği görülmüştür.
… 8.Noterliğinin 03.05.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; davacı tarafından feshin haksız olduğu 105.869,78 TL cari alacağın ve 50.000,00 TL cezai şartın ve kar mahrumiyetinin ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, mali müşavir … ve Akaryakıt ve LPG sektör bilirkişisi …’dan 06/05/2019 tarihinde alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; İncelenen davacı şirkete ait 2014-2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran 12.07.2016 dava tarihi itibariyle davalı yandan 105.869,78 TL alacaklı göründüğü, davalı yan incelemeye gelmeyip ticari defterlerini ibraz etmediğinden, davalı ticari defterleri nezdinde herhangi bir inceleme yapılamadığı, davacı yanın sözleşmenin feshi ile cezai şart talebinde bulunabileceği değerlendirilmekle birlikte, sözleşmenin, Anlaşma Hükümlerinin İhlali başlıklı VI/c maddesinde cezai şart bedelinin rakamla 10.000,00 USD yazıldığı halde parantez içerisinde yazıyla (elli bin Amerikan Doları) yazılmış olması hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, dava dosyasında davacı yanın davalıya uyguladığı nakliye marjının ne olduğu yönünde bir bildirim bulunmamakla birlikte, tüm bayileri ile aynı nakliye ve kar marjında çalışmadığı hususu da dikkate alınarak, bu aşamada her iki husus da göz ardı edilmek sureti ile genel faaliyet karı üzerinden hesaplama yapıldığı, davacı yanın her iki husus ile ilgili olarak sadece huzurdaki davaya muhatap davalı bayi yönünden detaylı karlılık analizi sunması halinde bu hususların dikkate alınabileceği, rapor içerisinde yer verilen hesaplamalar çerçevesinde, davacı yanın mahrum kaldığı kar tutarının 1.170 gün için (sözleşmenin normal hitam süresine kadar) 236.829,10 TL olabileceği, Sektörel değerlendirme ile belirlenen Makul Süre olarak 3 aylık (90 gün) kar mahrumiyetinin ise 236.829.10/ 1170 x 90 — 18.217,62 TL olabileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce 08/11/2019 tarihide alınan bililirkişi ek raporunda sonuç olarak; Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ışığında ve rapor içerisinde açıklanan nedenlerle,
KÖK RAPORUMUZU TEKRAR EDEREK, İncelenen davacı şirkete ait 2014-2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, Davacı yanın kendi ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran 12.07.2016 dava tarihi itibariyle davalı yandan 105.869,78 TL alacaklı göründüğü, Davalı yan incelemeye gelmeyip ticari defterlerini ibraz etmediğinden, davalı ticari defterleri nezdinde herhangi bir inceleme yapılamadığı, Davacı yanın sözleşmenin feshi ile cezai şarl talebinde bulunabileceği değerlendirilmekle birlikte, sözleşmenin, Anlaşma Hükümlerinin İhlali başlıklı VI/c maddesinde cezai Şart bedelinin rakamla 10.000,00 USD yazıldığı halde parantez içerisinde yazıyla (elli bin Amerikan Doları) yazılmış olması hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, dava dosyasında davacı yanın davalıya uyguladığı nakliye marjının ne olduğu yönünde bir bildirim bulunmamakla birlikte, tüm bayileri ile aynı nakliye ve kar marjında çalışmadığı hususu da dikkate alınarak, bu aşamada her iki husus da göz ardı edilmek sureti ile genel faaliyet karı üzerinden hesaplama yapıldığı, davacı yanın her iki husus ile ilgili olarak sadece huzurdaki davaya muhatap davalı bayi yönünden detaylı karlılık analizi sunması halinde bu hususların dikkate alınabileceği, rapor içerisinde yer verilen hesaplamalar çerçevesinde, davacı yanın mahrum kaldığı kar tutarının 1.170 gün için (sözleşmenin normal hitam süresine kadar) 236.829,10 TL olabileceği, Sektörel değerlendirme ile belirlenen Makul Süre olarak 3 aylık (90 gün) kar mahrumiyetinin ise 236.829,10 / 1170 x 90 = 18.217,62 TL olabileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan Kimya Mühendisi …, mali müşavir … ve sözleşme hukukçusu … tarafından 14/09/2020 tarihli bilirkişi kök raporunda sonuç olarak; Davacının 2014-2015 ve 2016 yıllarma ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davacı ile davalı arasında iş bu dava açısından açık hesap ilişkisi yönünden ihtilaf bulunmamakla birlikte; davacının davalıdan 23.02.2016 tarihinde 105.869,78 TL alacaklı olduğu, 105.869,78 TL alacağın 27.06.2016 tarihinde hesaba şüpheli ticari alacaklar hesabına virman yoluyla kaydedildiği, Sayın Mahkeme tarafından davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin davaya konu edilen 25.06.2014 tarihli, “… Gaz Standart Bayilik Anlaşmasının” davalı … tarafından davacı …’a gönderilen … 29. Noterliği 11.04.2016 tarih, …45 yev. Nolu “tek taraflı sözleşmenin feshi ve ariyetleri teslim alınması” konulu ihtarnamede ile 11.04.2016 tarihinde haksız fesih edildiğinin kabulü halinde Sayın sektör görüşleri ve davacının 2014- 2015 ve 2016 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerindeki mali verileri üzerindeki karlılık oranlarına göre, kar mahrumiyeti hesaplaması yapılması gerektiği; Kar Mahrumiyeti Yönünden; yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere; davacının davalıdan 9.502,20 TL KAR MAHRUMİYETİ ALACAĞININ olabileceği hesaplandığı, Davacı tarafından dava dilekçesinde; “Müvekkili şirketin kar kaybı alacağımızın şimdilik 10.000,00 TL’sinin temerrüt tarihi olan 14.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline” denilerek talepte bulunulduğu, dava dosyası içeriğinde davacı tarafından davalıya iş bu davaya konu “kar kaybına” ilişkin herhangi bir kesilen fatura görülememiştir. Zira Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere Mahkeme’ce takdir olunacak olası bir kar mahrumiyeti bedeline hükmedilmesi durumunda, Sayın Mahkeme’ce takdir edilen tutara + % 18 KDV eklenmesi ile davalıya fatura kesilmesi, bir suretinin Sayın mahkeme’ye ibraz edilmesi ve ayrıca davalıya ilgili faturanın da tebliğ edilmesi ve tebliğ şerhinin Sayın Mahkeme’ye ibraz edilmesi gerektiği mütalaa edildiği, Buna göre; TCMB verilerinden 14.06.2016 temerrüt tarihi itibariyle avans faizi oranının %10,50 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 9.502,20 TL asıl alacağına (kar mahrumiyeti) takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, USD Cezai Şart Talebi Yönünden; Davacı tarafından 25.06.2014 tarihli sözleşmenin VI-ANLAŞMA HÜKÜMLERİNİN İHLALİ c bendine göre, “…fesih tarihinde 10.000-USD (ellibinAmerikanDoları) tutarında cezai şart” bedeli belirlendiği, ancak rakam olarak 10.000,00 USD yazı olarak ise, ellibinAmerikanDoları yazılı olduğu arada 40.000,00 USD fark olduğu, cezai şartın tutarırın belirlenmesi ve cezai şartın kabul edilip edilmemesi v.s. hususların takdirinin Sayın Mahkeme’nize ait olduğu mütalaa edilmekle birlikte; Sayın Mahkeme tarafından davacının cezai şart hususunda taleplerinin kabul görmesi halinde; yukarıda belirtilen Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 2013/E 2014/4851 K sayılı 21.03.2014 Tarihli USD faiz kararına göre; 14.06.2016 temerrüt tarihi itibariyle fiili olarak 1 yıllık USD mevduata uygulanan azami yıllık faiz oranının %1,00 olduğu görüldüğünden, davacının cezai şart talebi Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere ve takdir edeceği USD cezai şart tutarına 14.06.2016 temerrüt tarihinden itibaren yıllık %1,00 oranında değişen oranlarda döviz faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden ifa tarihinde hesaplanmasının uygun olacağı, mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan mali müşavir …, Sözleşme Hukukçusu … ve sektörel bilirkişi …’dan 04/02/2021 tarihli raporda sonuç olarak; Davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin davaya konu edilen 25/06/2014 tarihli … Gaz Standart bayilik anlaşmasının davalı … Ür. Paz. İnş. Nakl. San ve Tic Ltd Şti tarafından davacı … gönderilen … 29. Noterliği 11/04/2016 tarih, … yevmiye nolu tek taraflı sözleşmenin feshi ve ariyetlerin teslim alınması konulu ihtarnameye göre davacının 2014-2015 ve 2016 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannamelerindeki mali veriler üzerindeki karlık oranlarına göre kar mahrumiyet hesaplaması Davacının kar mahrumiyet alacağı 62.464,19 TL olup dava anına dek işlemiş faiz tutarı 38,415,44 TL olduğu, kar mahrumiyeti açısından sektörel değerlendirme ile belirlenen makul sürenin ise bir yıl (360) gün baz kabul edilebileceği, davacının USD Cezai Şart talebi bakımından, 25.06.2014 tarihli sözleşmenin; Anlaşma Hükümleri ihlali Kapsamında ilgi c bendinde belirtildiği üzere fesih tarihinde 10.000 USD rakamlarının yazılı ibarede ise hatalı olmasının muhtemel olduğu 50.000 USD olup yazı ile rakam arasında 40.000 USD reel fark bulunduğu, (Ancak, dava dilekçesinde talep, şimdilik kaydı ile 5.000,- USD olarak dermeyan edilmiş olmakla, buna göre değerlendirme yapılması ve işlemiş faiz benimsenirse, bu an için onun 225 – USD olarak dava ikame anına dek gözetilmesi gerekecektir, aşağıdaki total de ona göre değerlendirilmelidir. Süreç içinde dosyaya davacı yanca yapılan bildirimler de bu yönden ayrıca Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davacının cari hesap (cari işlem akışı) bakiye alacığı 105.869,78 TL mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan mali müşavir …, Sözleşme Hukukçusu … ve sektörel bilirkişi …’ten 26/10/2021 tarihinde alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacının, davalının sözleşmeyi haklı sebep olmaksızın süresinden önce fesh etmesinden ötürü sözleşmede kararlaştırılmış olan kar kaybı ve cezai şart alacağını talep edebileceği, kar kaybı yönünden talebe konu edilebilecek makul sürenin (360) olduğu, davacının uğradığı kar kaybının (360) gün makul süre için 148.528,91 TL olduğu, aksi kanaat ile sözleşmenin sona erme süresi boyunca talepte bulunulabileceğinin kabulü halinde bakiye (1170) gün için 482.712,83 TL olduğu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart miktarlarında, yazı ve rakam ile belirtilen miktarlar arasına bulunan fark sebebiyle hangisinin hükme esas alınacağı hususunda hukuki tavsif ve nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, cezai şart miktarının 10.000,00 USD kabulü halinde dosyadaki bilgi ve belgeler ile sınırlı olarak yapılan incelemede davalı şirketin mahvına sebep olmayacağı, 50.000,00 USD kabulü halinde bu miktarın davalının mahvına sebep olabileceği, cezai şartın tenkisi gerekirse, tenkise tabi tutulacak miktar ve oranının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, yoksun kalınan kar kaybı talebinin nitelik itibarı ile tazminat niteliğinde olduğu ve bir teslim ya da hizmetin karşılığı olmadığı da değerlendirildiğinde 60 No lu KDV Sirkülerinin 1.2.1.Tazminatlar başlıklı bölümü nazarında KDV’nin konusuna girmediği ve bu sebeple söz
konusu bedele KDV hesaplanması ve bunun hüküm altına alınmasının mümkün olmadığı Sayın Mahkemece aksi halin kabulü halinde hüküm altına alınacak yoksun kalınan kar miktarı üzerinden 018 oranında KDV’ye hükmedilebileceği, yukarıda hesaplanan bedellere (TL) cinsi alacak kalemi yönünden temerrüt tarihi olan 14.06.2016 tarihinden tahsil tarihine kadar değişen oranlarda, Merkez Bankasının Kısa Vadeli kredilere uyguladığı avans faizi üzerinden faiz talep edilebileceği, DÖVİZ cinsinden olan kalemler yönünden, temerrüt tarihi olan 14.06.2016 tarihinden 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesinde belirtilen Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz talep edilebileceği, işlemiş faiz hesabının ve uygulanacak faiz oranının doğruluğunun, ilamın infazı aşaması ile ilgili olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce bilirkişilerden rapor alınmış davacının itirazları üzerine ek rapor ve yeniden raporlar alındığı, davalı tarafından kendisine tebliğ edilen bilirkişi raporlarına süresi içerisinde bir itirazda bulunulmadığı, inceleme gününde ihtarata rağmen ticari defterlerini inceleme için ibraz etmediği, bilirkişilerce davacının davalıdan 23.02.2016 tarihinde 105.869,78 TL alacaklı olduğu, 105.869,78 TL alacağın 27.06.2016 tarihinde şüpheli ticari alacaklar hesabına virman yoluyla kaydedildiğinin bildirildiği, taraflarca imzalanan sözleşmenin 4/d maddesinde satın alınan ürün bedellerinin ödenmemesi halinde ürün ikmalinin durdurulacağının kararlaştırıldığı dolaysıyla davacının borcun ödenmemesi nedeniyle ürün vermemesinin davalı bakımından haklı neden olmayacağı ve davalının sözleşmeyi tek taraflı feshinde haksız olduğu, davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart talep edebileceği, cezai şartın sözleşmede rakamla 10.000-USD yazı ile ELLİBİN USD yazdığı ve yazı ile olana itibar edilmesi gerektiği, son alınan ( 26.10.2021 tarihli) ve davalı tarafından itiraz edilmeyen bilirkişi raporunda kar mahrumiyeti için makul süre olan 360 gün için 148.528,91 TL kar mahrumiyeti alacağının doğduğu ve 50.000 USD cezai şartın davalının mahfına sebep olabileceği fakat 10.000,00 TL cezai şartın mahfına sebep olmayacağı ve tazminat olan kar mahrumiyetine KDV uygulanamayacağı yönündeki bilirkişi raporunun denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu, 50.000,00 USD cezai şartın fahiş ve davalının mahfına sebep olabileceği ve talep edilebilecek cezai şartın 10.000 USD olduğu gözetilerek ve talep bağlı kalınarak davacının Kâr mahrumiyeti alacağına ilişkin davasının kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, KDV isteminin reddine, 5.000-USD. cezai şart alacağının, dava tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının Kâr mahrumiyeti alacağına ilişkin davasının kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, KDV isteminin reddine,
2-5.000-USD. cezai şart alacağının, dava tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 1.682,68-TL harçtan, peşin alınan 420,68-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.262,00-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf lehine A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı + 420,68-TL peşin harç + 9.200,00-TL bilirkişi ücreti + 986,00-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 10.635,88-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2022

Katip …

Hakim …