Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/718 E. 2019/722 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/718 Esas
KARAR NO : 2019/722
DAVA : İflas
DAVA TARİHİ: 29/06/2016
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Mahkememizde açılan İflas davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Davacı Yatırım Tazmin Merkezi’nin aracı kurum ve bankaların mali durumlarının bozulması halinde yatırımcıların 06/12/2012 tarih ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunundaki şartlar çerçevesinde tazmini amacıyla kamu tüzel kişiliğine haiz olarak kurulduğunu (SPK’nun 83/1 maddesi) …Merkezinin, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından idare ve temsil edildiğini, Sermaye Piyasası işlemlerine aracılık etmek üzere faaliyette bulunan … A.Ş.’nin müşterilerine olan nakit ve menkul kıymetlerden oluşan yükümlülüklerini karşılayamayacak şekilde mali bünyesinin bozulması üzerine, Sermaye Piyasası Kurulunun 01.12.2015 tarih ve 33/1543 sayılı Kararı ile Sermaye Piyasası Kanununun 96 ve 97.maddeleri uyarınca şirket hakkında Tedrici Tasfiye Kararı alındığını ve Sermaye Piyasası faaliyetlerinin 01.12.2015 saat 18:00 itibariyle geçici olarak durdurulduğunu, SPK’nın tedrici tasfiye karanndan sonra şirket nezdinde yapılan incelemeler sonucunda tanzim edilen 07.01.2016 tarihli inceleme raporundaki tespitler kapsamında, şirketin müşterilerine olan nakit ve menkul kıymet yükümlülüklerini yerine getirecek nakit ve menkul kıymet varlığının bulunmadığı, müşterilerin şirkete emanet ettikleri menkul kıymetlerin şirket hakim ortaklarından … ve …’nun …A.Ş. nezdinde açılan şahsi hesaplarına aktarıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine SPK’nın 110/1-a maddesi ve 5237 sayılı kanunun 155. maddesi kapsamında soruşturma yapılmasına teminen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, SPK’nın 82. maddesi uyarınca yatırımcılarının tazminine ve SPK’nın 86. maddesi kapsamı gereğince aracı kurumun tedrici tasfiyesine karar verildiğini, davalılar hakkındaki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki soruşturmanın devam ettiğini, davacı kurumun yönetim kurulunun 08/01/2016 tarih ve 1-YTM/3 sayılı kararı ile SPK’nın 86. maddesinin 7. fıkrası uyarınca davalılardan mal beyannamesi istenmesine ve tüm malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir istenmesine karar verildiğini, aracı kurumun ortak yöneticileri hakkında yurt dışına çıkış yasağına karar verildiğini, aracı kurumun yatırıcılarının tazmini kararı kapsamında yapılacak ödemelere ilişkin işlemlerin davacı kurum tarafından yerine getirildiğini ve SPK’nın 85/4 maddesi uyarınca ödenen bu tutarlar kadar yatırımcıların haklarına halef olunduğunu, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/01/2016 tarih ve… D. İş sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararının kabulüne ve davalıların malları üzerinde teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, 17/06/2016 tarihli raporda aracı kurumun tahmini açık tutarının 15.930.802,86 TL (yaklaşık 16 milyon TL) olduğunun tespit edildiğini, gerek aracı kurumun gerekse yöneticilerin bu borç tutarını karşılayacak malvarlığının bulunmadığını, Davacı Yatırımcıları Tanzim Merkezi Yönetim Kurulunun almış olduğu 24.06.2016 tarih ve 10-YTM/26 sayılı karar ile davalılar …, …, … ve … hakkında şahsi iflas davası açılmasına ve bu çerçevede davacı kuruma anılan kişilerin malvarlıkları üzerinde alınan ihtiyati tedbir kararının devamının sağlanmasına karar verildiğini, kurul karar organının 24/06/2016 tarih ve 20/718 sayılı Kararı ile tasfiye halinde … A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı …, Yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’nin şahsi iflaslarının SPK’nın 98. maddesi uyarınca istenmesine bu konuda …merkezine uygun görüş verilmesine karar verildiğini, bu karar üzerine davalılar hakkında işbu iflas davasının açıldığını, kurul tarafından hazırlanan inceleme raporunda; aracı kurumun müşterilerine karşı olan borçlarının 9.770.387 TL olduğunun tespit edildiğini, söz konusu raporda yatırımcı tazmini kapsamında …Merkezi tarafından ödenecek olan tutarın tahmini olarak 4.602.549 TL dolayında olacağı sonucuna ulaşıldığını, buna göre aracı kurumun tahmini açık tutarının 10 Milyon TL’nin üzerinde olduğunun belirlendiğini, davalılar tarafından taahhütlerinden kurtulmak ve alacaklarından mal kaçırmak üzere hileli muameleler gerçekleştirildiğini, bu durumun davalılar bakımından İİK’nın 177. maddesi uyarınca doğrudan doğruya iflas sebebi olduğunu, davalıların hileli muamelelerinin TCK. ve İİK.’nın taksirli iflas ve hileli iflas hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davalıların şahsi iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde; Davacı …Merkezinin müvekkili hakkında şahsi iflas talep edebilmesi için gerekli koşulların oluşmadığını, tedrici tasfiye işlemlerinin henüz tamamlanmamış olduğunu, henüz tedrici tasfiyenin kapatılması kararının alınmadığını, müvekkilinin doğrudan doğruya iflasını gerektirecek bir eylemde bulunmadığını, müvekkilinin hukuka aykırı ve hileli eyleminin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir
Davalı … verdiği cevap dilekçesi ile; lise mezunu ve ev hanımı olduğunu, Tasfiye halindeki … Ticaret A.Ş.’de % 1 pay sahibi olduğunu, borsa finans bilgisinin bulunmadığını, TTK. hükümleri gereğince anonim şirketlerinin asgari 5 ortaktan oluşması şartını yerine getirmek amacıyla eşi …’nin isteği üzerine yönetim kurulu üyeliğinin gerçekleştiğini, şirketin faaliyetine hiçbir şekilde katılmadığını, şirketten maaş, huzur hakkı gibi bir menfaatinin bulunmadığını, Şirketin tedrici tasfiyesinin şirket ve diğer yönetim kurulu üyelerinin başvurusu üzerine alınmış olduğunu, Sermaye Piyasası Kanunu ve Yönetmelik uyarınca tedrici tasfiye karan verilmesi halinde bu tasfiyenin kapatılmasına kadar iflas kararı verilemeyeceğini, tasfiyenin devam ettiğini yasal süreç tamamlanmadan şahsi iflas talebinde bulunulamayacağını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … verdiği cevap dilekçesi ile; Şirketin tedrici tasfiyesi kararının Şirket ve diğer yönetim kurulu üyelerinin başvurusu üzerine alınmış olduğunu, Sermaye Piyasası Kanunu ve Yönetmelik uyarınca tedrici tasfiye kararı verilmesi halinde bu tasfiyenin kapatılmasına kadar iflas kararı verilemeyeceğini, tasfiyenin devam ettiğini, yasal süreç tamamlanmadan şahsi iflas talebinde bulunulamayacağını, ceza soruşturmasının sonucu ile tedrici tasfiye sonucunun ve şirketin iflas kararının beklenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davaya müdahale edenler yargılamaya müdahil olarak katılmışlardır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. … ve… Mahkememize sundukları 07/02/2018 tarihli raporlarında; … A.Ş.’nin ortakları ve yöneticileri olan davalıların, SPK hükümlerine ve muhasebe ilkelerine aykırılık teşkil eden eylemleri ile, şirket emanetinde bulunan müşterilere ait hisse senetlerini müşteri talimatları olmaksızın kendi menfaatlerine olacak şekilde kullanmış olmalarından dolayı şirketin tedrici tasfiyeye alınmış olduğunu, davalıların usulsüzlüklerinden dolayı şirkete olan yükümlülüklerinin 30/11/2017 itibariyle 17.971.945,60 TL olduğu, süzkonusu tutarın tahsil kabiliyetinin bulunmadığını, şirketin müşterilere olan yükümlülüklerinin 4.380.088,14 TL’lik kısmının yasal düzenleme uyarınca davacı …Merkezi tarafından karşılandığını, şirketin 15.829.608,62 TL tasfiye açığından dolayı davalıların şahsi sorumluluklannın bulunduğu,06/12/2012 tarihli Sermaye Piyasası Kanunun 86.maddesinin 8. fıkrasının; “Kurul, YTMnin başvurusu üzerine tedricî tasfiyenin kapatılmasına karar verir, Haklarında tedricî tasfiye kararı verilenlerin aktiflerinin, tasfiyenin amacı kapsamındaki hak sahiplerinin alacaklarını, tazmin kapsamında yapılan ödemeleri ve tasfiye giderlerini karşılamaya yetmediğinin tespiti hâlinde, YTM, Kurulun uygun görüşüyle ilgililerin iflasını da isteyebilir.” şeklinde olduğunu, Mülga Sermaye piyasası Kanununun 46,maddesinin (h) bendinin daha açık olarak “(Kurul) Sermaye piyasası kurumların, mali yapılarının ciddi surette zayıflamakta olduğunun tespiti halinde; verilecek uygun süre içinde, mali durumlarının güçlendirilmesini istemeye; kurum görevlilerinin imza yetkilerini sınırlandırmaya veya kaldırmaya; verilen bu süre içinde, bu kurumlar tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması halinde veya mali durumlarının taahhütlerini karşılayamayacak kadar zayıflamış olduğunun tespiti halinde gerekli tedbirleri almaya, herhangi bir süre vermeksizin kurumların faaliyetlerini geçici olarak durdurmaya veya sürekli olarak durdurarak yetkilerini kaldırmaya; bu tedbirlerden netice alınmadığı takdirde tedrici tasfiyelerine karar vermeye ve tasfiyenin bitmesini takiben gerektiğinde veya tedrici tasfiyeye gitmeksizin doğrudan iflaslarını istemeye,…yetkilidir” hükmünün bulunduğunu, öğretide SPK m. 98 uyarınca, kanunda sayılan ve sorumlulukları tespit edilmiş olan yönetici ve ortakların kurulca şahsi iflaslarının istenebilmesi için, sermaye piyasası kanunun 86. maddesine göre tedrici tasfiyeye girmiş olması yeterli olduğunun belirtildiğini, SPK m,86, f.4’e göre, Tedricî tasfiye karan verilmesi hâlinde, bu tasfiyenin kapatılması kararına kadar iflas kararı verilemez. Hükmünün bulunduğunu, fakat bu hükmün sadece sermaye piyasası kurumu bakımından geçerli olması gerektiğini, Nitekim SPK m.98 bunu teyit ettiğini, Maddede “Kurul, sermaye piyasası kuramlarının iflası veya 86. madde uyarınca tedrici tasfiyeye girmesi durumlarında, 97. madde uyarınca sorumlulukları tespit edilmiş bulunmak kaydıyla; doğrudan veya dolaylı yüzde onundan fazla paya sahip ortaklarının, görevden ayrılmış olan veya görevde bulunan, yönetim kurulu üyelerinin ve imzaya yetkili yöneticilerinint portföy yönetim şirketi yöneticilerinin ve konut finansmanı fonları ile varlık finansmanı fonlarının fon kurulu üyelerinin şahsen iflaslarını istemeye yetkilidir.” hükmünün bulunduğunu, bu maddenin, sermaye piyasası kurumunun tedrici tasfiyeye girmesini, sorumlulukları tespit edilmiş olan ve maddede sayılan kişilerin iflasının istenmesi için yeterli saydığını, tedrici tasfiyenin sona ermiş olmasını aramadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti ek raporlarında; … A.Ş. nin ortakları ve yöneticileri konumundaki davalıların kanuna ve muhasebe ilkelerine aykırı, aynı zamanda güveni kötüye kullanma kapsamındaki eylemleri nedeniyle SPK’nın almış olduğu karar ile şirketin tedrici tasfiyeye alınmış olduğunu, şirketin halen devam eden 15.538.592,13 TL tasfiye açığı nedeniyle davalıların şahsi iflaslarının talep edilebileceğini, bu açılardan kök rapordaki görüşlerde değişiklik yapılmasını gerektiren bir hususa rastlanmadığını bildirmişlerdir.
Dava; … A.Ş. hakkında tedrici tasfiye kararının verilmesinden dolayı şirket yöneticilerinin SPK’nın 98. maddesi gereğince şahsi iflaslarının istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalıların yöneticisi oldukları … A.Ş.’nin tedrici tasfiyeye girmesinde sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, sorumlulukları söz konusu ise SPK’nın 98. maddesi uyarınca şahsi iflaslarına karar verilip verilemeyeceği olduğu anlaşılmıştır.
6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunun 98. maddesi “Kurul, sermaye piyasası kurumlarının iflası veya 86 ncı madde uyarınca tedricî tasfiyeye girmesi durumlarında, 97 nci madde uyarınca sorumlulukları tespit edilmiş bulunmak kaydıyla; doğrudan veya dolaylı yüzde onundan fazla paya sahip ortaklarının, görevden ayrılmış olan veya görevde bulunan, yönetim kurulu üyelerinin ve imzaya yetkili yöneticilerinin, portföy yönetim şirketi yöneticilerinin ve konut finansmanı fonları ile varlık finansmanı fonlarının fon kurulu üyelerinin şahsen iflaslarını istemeye yetkilidir.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalıların … A.Ş.’nin yöneticileri oldukları, … A.Ş.’nin SPK’nın 86. maddesi kapsamı gereğince tedrici tasfiyesine karar verildiği, Kurumca, tasfiye halinde … A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı …, Yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’nin şahsi iflaslarının SPK’nın 98. maddesi uyarınca istenmesine karar verildiği, aracı kurumla ilgili yapılan inceleme raporları ve Mahkememizce alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarına göre davalıların, SPK hükümlerine ve muhasebe ilkelerine aykırılık teşkil eden eylemleri ile, şirket emanetinde bulunan müşterilere ait hisse senetlerini müşteri talimatları olmaksızın kendi menfaatlerine olacak şekilde kullanmış olmalarından dolayı şirketin tedrici tasfiyeye alınmış olduğu, davalıların usulsüzlüklerinden dolayı şirkete olan yükümlülüklerinin 30/11/2017 itibariyle 17.971.945,60 TL olduğu, süzkonusu tutarın tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, şirketin müşterilere olan yükümlülüklerinin 4.380.088,14 TL’lik kısmının yasal düzenleme uyarınca davacı …Merkezi tarafından karşılandığı, şirketin 15.829.608,62 TL tasfiye açığından dolayı davalıların şahsi sorumluluklarının bulunduğu, SPK m. 98 uyarınca, kanunda sayılan ve sorumlulukları tespit edilmiş olan yönetici ve ortakların kurulca şahsi iflaslarının istenebilmesi için, Sermaye Piyasası Kanunun 86. maddesine göre tedrici tasfiyeye girmiş olmasının yeterli olduğunun düzenlendiği ve tedrici tasfiyenin sona ermiş olması koşulunun aranmadığı, benzer mahiyette bir davada Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas, … Karar sayılı dosyasında verilen 01/07/2015 tarihli aracı kurum yöneticilerinin iflasına ilişkin kararın, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 28/09/2017 tarih ve 2016/1344 Esas, 2017/2420 Karar sayılı ilamı ile onandığı hususu göz önüne alındığında; davanın kabulü ile, SPK’nın 98. maddesi uyarınca davalıların şahsi iflasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kabulü ile; davalılar …, …, … ve …’ nin 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunun 98.maddesi gereğince ŞAHSİ İFLASLARINA,
İİK.nın 165.maddesi uyarınca 09.05.2019 günü saat 15:24 itibariyle iflasın açılmasına,
İİK.nın 166.maddesi uyarınca iflas kararının derhal iflas müdürlüğüne bildirilmesine,
İflas avansının İflas müdürlüğüne gönderilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik 15,20 TL harcın davalılardan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesine göre 2.725 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 336 TL tebligat gideri ve 6.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.394,40 TL yargılama giderlerinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin, Müdahali …bank vekilinin, müdahil … vekilinin, Müdahil …’ın, Müdahale talep eden …, davalılar … ve … vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.