Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/701 E. 2020/622 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/701 Esas
KARAR NO :2020/622

DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/06/2016
KARAR TARİHİ:27/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Bankası, … Şb.sine ait … nolu ve … nolu çeklerinin imzasız ve boş iken çalındığını, öncelikle … Cumhuriyet Başsavcılığına … soruşturma dosyası ile çekleri çalanlar hakkında şikayetçi olduklarını, idari işlem mahiyette olay olduğundan bahisle Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılması gerektiğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, sonrasında müvekkilince …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E., … K. sayılı dosyasında çeklere ilişkin “çek iptali” davası açıldığını, açılan davada boş çek yapraklan TTK 781. madde uyarınca kıymetli evrak vasfı taşımadığından reddine karar verildiğini, müvekkilince …. Noterliği 25.04.2016 tarih, … yev. nolu ihtarname ile muhatap bankaya çeki erdeki imzaların müvekkili yetkilerine ait olmadığından gerekli incelemelerin yapılması hususunda ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin gerek imzaya gerekse borca itiraz ettiğini, banka tarafından söz konusu ihtarname gereği; çekin Üzerinde yer alan keşidecinin imzası kontrol edilmek suretiyle keşideciye ait olmadığından ödenmemesine şeklinde kaşe vurulduğunu, davaya konu … çek nolu 30.05.2016 keşide tarihli ve … çek nolu 15.06.2016 keşide tarihli çeklerin yüzünde bulunan imzanın, müvekkilinin yetkili şirket müdürü … tarafından atılmadığını, çekler henüz boş iken çalındığını ve çalanlar tarafından doldurulduğunu, müvekkilinin takibe konu bu çeklere konu herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, bu hususta müvekkilinin çekle ilgili tüm yasal süreçleri başlattığını, müvekkilinin rızası dışında elinden çıkan 3 adet çekten 2 tanesinin davalı şahsın elinde olduğunu, … nolu 30.05.2016 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli çekin …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takibe konulduğunu, çekin arkasında keşideciye ait olmadığı kaşesi olmasına rağmen müvekkiline karşı ihtiyati haciz kararı alarak takibe geçildiğini, müvekkilinin tüm malvarlığına haciz ve yakalama konduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş dosyasından ihtiyati hacze itiraz edildiğini, taraflarından 12.07.2016 tarihine mürafaa günü alındığını, bu icra takibi dolayısıyla borca ve imzaya …. İcra Hukuk Mahkemesi … E. sayılı dosyası ile itiraz edildiğini, takibin teminatsız ve geçici olarak durdurulmasına karar verildiğini, kötü niyetli kişilerin ısrarla çekte imzası yer almayan müvekkiline karşı ihtiyati haciz kararı alınmak suretiyle tüm malvarlığına ve bankalara hacizler gönderilmesinin kötü niyetin göstergesi olduğunu, takibin geçici olarak durdurulduğunu, …. İcra Müdürlüğünde … E. sayılı dosyasında hacizler ve yakalamaların kaldırılması talep edilse de, bu taleplerinin reddedildiğini, …. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında dava sonuçlanıncaya kadar araçlardaki yakalamaların ve hacizlerin kaldırılması amacıyla dosyanın kapak hesabı yapılarak teminat olarak, dosya borcuna yeter bakiyenin mahkeme veznesine depo edilmesi istendiğini, ancak İlk 270/2 maddesi uyarınca reddine karar verildiğini, müvekkilinin araçlarına ve banka hesaplarına hacizler konulduğundan, müvekkilinin ticari hayatına devam edebilmesini sağlamak amacıyla 17.06.2016 tarihinde icra dosyasının kapak hesabı yapılarak 40.845,00 TL dosyaya yatırmak zorunda kalındığını, ödemenin müvekkilinin ticari itiban sarsılacağından ve hacizlerin kaldırılması maksadıyla ve alacaklı tarafa ödenmemesi talepli olarak yapıldığını, …. İcra Hukuk Mahkemesi … E. sayılı dosyasında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesinin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini, %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, sadece çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmekle borçtan kurtulamayacağını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 1992/ 9367 E. 1993/8158 no.lu ve 30.11.1993 tarihli kararında; “yetkisiz temsilcinin düzenlediği başka çekleri benimseyip ödeyen davacının, dava konusu çekten sorumlu olacağının” karara bağlandığını, bu nedenle daha önce aynı imza ile Ödenmiş çek yaprağının bulunup bulunmadığının, çek düzenleme konusunda başka bir şahsa vekalet verilip verilmediğinin, … … Şubesinden sorulmasını talep ettiklerini, davacının; dava konusu çekteki imzayı benimsemiş veya icazet vermemiş olması gerektiğini, davacı keşideci lehtar ise … …. Ltd. Şti. olduğunu, davacı ile birlikte … şirketinin kayıtlarının incelemesini talep ettiklerini, davacı taraf imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını beyan etse de bu çeklerin kaybolduğu veya çalındığı, rızası dışında elinde çıktığına dair ciddi bir delil sunamadığını belirterek davanın reddini, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Mahkememizce alınan ATK raporunda sonuç olarak; İnceleme konusu çekteki keşideci imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacı ….Ltd. Şti. tarafından yapılan savcılığa şikayet ile … Cumhuriyet Başsavcılığına … … Şb.si ne ait …, … ve … no.lu çeklerin boş ve imzasız çaldınldığı yada kaybolduğu konusunun şikayete konu edildiği, dava konusu edilen; … A.Ş. … Şubesi’ne ait … … İBAN no.lu hesabına bağlı, … çek no.lu, lehtar …. Şti. olan, 30.05.2016 vade tarihli, 30.000,00 TL çeke ilişkin, davalı tarafından …. İcra Dairesi … E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, sonrasında ise; Davacı tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesi … E. sayılı dosyasında “İmzaya İtiraz” konulu dava açıldığı, davada alınan bilirkişi raporu ile … no.lu çekin davacı yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, … A.Ş. … Şubesi’ne ait … … İBAN no.lu hesabına bağlı, … çek no.lu, lehtar …. Şti. olan, 15.06.2016 vade tarihli, 30.000,00 TL çeke ilişkin, davalı tarafından …. İcra Dairesi … E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, sonrasında ise; Davacı tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesi … E. sayılı dosyasında “İmzaya İtiraz” konulu dava açıldığı, davada alınan bilirkişi raporu ile … no.lu çekin davacı yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davacı ….Ltd. Şti. tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E„ 24.03.2016 T., … Kararı ile “boş çeklerin kıymetli evrak vasfi taşımadığından” davanın reddine karar verildiği, davacının çeklerin kaybolduğu/çalındığı iddiasıyla hukuki süreçlere başvurduğu; Savcılığa suç duyurusunda bulunduğu, bankaya ihtarname gönderdiği, çek iptali için Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ve imzaya İtiraz ederek İcra Hukuk Mahkemelerinde davalar açtığı, . Sayın Mahkemenin müzekkeresine … … Şb. si tarafından 13.09.2017 tarihli verilen cevabi yazıda; Davacı şiıketin çek imzalamaya yetkilisi olarak başka bir kişinin vekaletnamesi olmadığı, dava konusu olan …-… no.lu çeklerin takastan bankaya ibraz edildiği, imza kontrolünde çeklerdeki imzanın davacı şirket yetkilisi tarafından düzenlenmediği, son bir yıl içinde dava konusu çeklerdeki imza ile işlem yapılan bir çek yaprağı olmadığı bilgisinin verildiği, Davacının 2015 ve 2016 yılına ait ticari defterlerinde; davalı … veya dava dışı …. Ltd. Şti.’nin bakiye veren herhangi bir hesabının olmadığı, ayrıca; 103 Verilen Çekler ve ödeme Emirleri hesabında dava konusu edilen 2 adet ve 30.000,00 TL olan çeklerin (toplamda 60.000,00 TL) herhangi bir Ödeme olarak, davalı … …’a yada dava dışı … şirketine verildiğine ilişkin bir kayda rastlanmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, çekten kaynaklı olarak açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı uhdesinden imzalı olmayan ve rıza hilafına elden çıktığı iddia olunan çeklerden kaynaklı olarak Mahkememizdeki iş bu menfi tespit davasının açıldığı, çekler üzerinde yapılan gözlemde, ilgili çeklerin, keşidecisinin davacı şirket olduğu, bu çeklerin, önce dava dışı …. Ltd Şti’ye ciro edildiği, ardından da davalı …’a ciro ve tesliminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanarak usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış ve dava dosyamızda ATK’dan imza incelemesi yaptırılmış ve 25.09.2017 tarihli mali bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 25.09.2017 tarihli mali bilirkişi raporunda, davacının 2015 yılı ticari defterlerinin usulsüz tutulduğu, 2016 yılı ticari defter ve kayıtlarının ise usulüne uygun olarak tutulup sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı, çeklerin davalı ya da dava dışı gerçek/tüzel kişilere teslim/ciro edildiğine dair bir kayda rastlanılmadığının belirtildiği, ATK tarafından tanzim olunan 27.08.2019 tarih – 2025 sayılı ve 03.07.2020 tarih-749-492 sayılı raporda, uyuşmazlık konusu edilen … seri numaralı çek altındaki imzanın, davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının tespit edilmesi, son olarak da , … seri numaralı çek yönünden de …. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında alınan 02.02.2016 tarihli grafoloji bilirkişi raporunda, çek altındaki imzanın, davacı şirket yetkilisine ait olmadığına dair rapor, bu rapora istinaden verilen anılan Mahkemece verilen 09.11.2017 tarih ve 2017/676 Karar sayılı kararın, 12.12.2017 tarihinde kesinleşmesi hepbirlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlık konusu edilen çeklerin keşideci bölümündeki imzaların, davacı şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşılması sebebiyle davacının menfi tespit talebinin kabulüyle, menfi tespit davalarında, icra takibinin iptaline veya icra dosyasındaki hacizlerin varlığına yönelik herhangibir hüküm kurulamayacağından bu taleplerin reddiyle birlikte, uyuşmazlık konusu çeklerin, dava dışı cirantadan ciro yoluyla teslim alan davalının, kötüniyetli olduğuna dair bir kanıya ulaşılamaması sebebiyle de kötüniyet tazminatına hükmedilmeyerek neticede aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE
1- Davacının;
a) …A.Ş. … Şubesine ait 30.05.2016 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli, … seri numaralı ve
b) …A.Ş. … Şubesine ait 30.05.2016 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli, … seri numaralı çeklerden dolayı, davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 4.098,60-TL harçtan, peşin alınan 1.024,65-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 3.073,95-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 8.600,00-TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı + 1.024,65-TL peşin harç + 700,00-TL bilirkişi ücreti + 408,50-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 2.162,35‬-TL yargılama giderlerinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının, ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …

Hakim …