Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/680 E. 2019/397 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/680 Esas
KARAR NO : 2019/397
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/06/2016
KARAR TARİHİ: 19/03/2019
Mahkememize açılan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin… adresinde işyerini 05.01.2014 tarihinde kiralayarak “Eğlence Mekanı” açmak üzere vergi açılışı yaptığını, ancak müvekkilinin sektördeki sıkıntılar nedeniyle dava konusu yerde dava dilekçesi tarihine kadar ticari faaliyetine fiilen başlayamadığını, müvekkilinin abone olmak için davalı kuruma 23.05.2014 tarihinde başvurduğunu, ancak başvurusunun herhangi bir gerekçe gösterilmeden cevapsız bırakıldığını, müvekkilinin mekanda çıkacak sanatçı ile anlaşma yaparak 09.03.2016 tarihinde davalı kuruma abone olmak için yeniden başvuru yaptığını, müvekkilinin başvurusu ile yapılan tespitte; “Evraka istinaden gidilen mahalde yapılan tespitte … nolu tesisatta kayıtlı … Marka (… seri nolu sayacın mahalde takılı olduğu tespit edildi. … nolu tesisatın aboneliği olmadığından enerjisi kesilmiş olup, … nolu tesisata abonelik yapıldıktan sonra açma servisi tarafından sayacın enerjisinin açılması uygundur.” tespitinin yapıldığını, bu tespit üzerine müvekkilinin abone sözleşmesi yapmak için davalı kuruma başvuru yaptığını, ancak müvekkilinin sözleşmesel ve hukuki olarak hiçbir sorumluluğu olmadığı önceki kiracı ve kullanıcının borçlusunun borcuna “kefil olman” halinde ancak abone sözleşme talebinin karşılanacağını aksi halde abone sözleşmesinin yapılmayacağının cevabı karşısında müvekkilinin hiçbir sorumluluğu olmadığı halde sanatçı anlaşması olması nedeniyle mekanını açmak zorunda olduğundan kefillik ile ilgili belgeyi 18.03.2016 tarihinde imzaladığını, Kefillik Belgesi imzalandıktan sonra davalı kurumun müvekkili ile 18.03.2016 tarihinde abonelik sözleşmesi imzaladığını, davalı kurumun müvekkili abone talebi ile ilgili “Çevre Araştırması” yaptığını ve dava konusu yerin önceki kullanıcısı…Şti. ile bir irtibatı bulunmadığı halde EPDK Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 9/1 maddesi gereğince müvekkilinin abone olma talebinin hiçbir yasal gerekçe olmadan ret edildiğini, davalı kurumun müvekkilinin kullandığı sayaçta önceki kullanıcılar tarafından tüketilen tüm enerji bedelinin, ödenmesi halinde abone sözleşmesi talebinin taraflarından karşılanacağını, müvekkilinin de işyeri ile ilgili yaptığı anlaşma gereği kefillik belgesini imzalamak zorunda kaldığını, dava konusu borcun müvekkilinin işletmeye başladığı 01.05.2014 tarihinden önceki döneme ait bir borç olduğunu, müvekkilinin abone sözleşmesi yapılmaması üzerine ticari faaliyetine devam etmek için ölçü devresindeki sayaçtan elektrik kullanmaya başlamak zorunda kaldığını, ancak davalı kurumca tespit edilen güç üzerinden bedelin iki katı oranında tahakkuk edilen enerji bedelinin ticaret faaliyeti ile orantılı olmadığını, müvekkilinin 11.03.2014 tarihinde …Abonelik Sözleşmesi yapmış olmasına karşın davalı kurumun tutumu nedeni ile Elektrik Sözleşmesi yapamadığını, kullanıcıların borçlarını ödemediği gerekçesi ile müvekkilinin eneıjisinin kesilmiş olması nedeniyle dava konusu faturalara dayalı olarak yapılacak elektriğin kesme işleminin dava sonucuna kadar durdurulmasını müvekkilinin abone olma talebinin karşılanmasını ve yapılan kefillik nedeniyle oluşan 18.03.2016 tarihli taklitlendirme protokolünün iptali ile 29.276,15TL borçtan müvekkilinin sorumlu olmadığının tespiti ile vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davalı kuruma yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, kiraladığı taşınmazdaki son abone olan …Şti. ile 17.03.2014 tarihinde noterde işletmenin devri sözleşmesi düzenlediğini, TBK m202 kapsamında bir işletmenin devrinin söz konusu olabilmesi için işletmenin tüm aktif ve pasifleriyle birlikte devredilmesi gerektiğini, buna göre ticari işletmeye ait borçların ayrıca bir borcun nakli sözleşmesi yapılmadan kanun gereği devralana geçtiğini, devralanın sorumluluğunun devreden gibi belli bir zaman dilimi ile sınırlı olmayıp söz konusu borçların zamanaşımına kadar devam edeceğini, bu nedenlerle ticari işletmeyi devralan davacı tarafın söz konusu borçlardan sorumlu olmayacağının kabulünün kanuna aykırı olacağını, davacının sorumlu olduğu borçlar için kendi iradesi ile 18.03.2016 tarihinde taksitlendirme protokolü yaptığını ve borcu kabul ettiğini. Bu nedenlerle davacının açmış olduğu davasının reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Davacı vekili 05/09/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 18/03/2016 tarihli taksitlendirme protokolünün iptali ile taksite bağlanan 29.276,00 TL den borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğunu beyanla ıslah ettiği anlaşıldı.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişi … tarafından hazırlanan 11/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;” İlgili Mevzuatlar uyarınca ve emsal Yargıtay Kararları doğrultusunda; abone sözleşmesi kimin adına düzenlenmiş ise tüketim bedelinden sözleşmenin tarafı olan abonenin sorumlu olduğu, elektrik dağıtım şirketlerinin, önceki abonenin borcunu yeni aboneden talep edemeyeceği, yeni başvuru sahibinin gerekli olan bilgi ve belgelerin yetkili perakende şirketine sunması kaydıyla taraflar arasında perakende satış sözleşmesi düzenlenmesi gerektiği, davalı şirket tarafından talep edilen dava konusu 29.276,00TL tutarındaki borcun, davacının işyerini kiraladığı ve ticari faaliyete başladığı tarihten önceki döneme ait elektrik kullanım bedeli borcu olduğu, bu borcun önceki Borçlu/Abone …Şti.’ ne ait olduğu, Davacı ile Önceki Borçlu/Abone arasında herhangi bir bağ tespit edilemediği, ilgili Mevzuatlar uyarınca ve Emsal Yargıtay Kararları doğrultusunda; dava konusu 29.276,00TL tutarındaki elektrik tüketim borcundan Davacı …’ in sorumlu olmadığı,” sonuç ve kanaatine varıldığı anlaşıldı.
İddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, taraflar arasındaki anlaşmazlığın davacının kiracı olarak bulunduğu yerdeki abonelik borcu nedeniyle iradesine aykırı olarak imzaladığını iddia ettiği kefaletin geçersizliğine bağlı olarak 29.270,00 TL borcu nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu anlaşıldı. Davacı abonelik sözleşmesine konu mahalde bulunan işletmeyi 17/03/2014 tarihinde devralmış, devir sözleşmesinde tarafların birbirlerinden alacaklarının kalmadığına dair beyanları alınmış, devir sözleşmesinden bir gün sonra 18/03/2014 tarihinde davalı şirket ile taksitlendirme protokulü yapmış, 29.276,15 TL borcu kabul etmiştir. Taksitlendirme sözleşmesini işletmeyi devreden … da kefil olarak imzalamıştır. Davalı şirket ile yapılan taksitlendirme sözleşmesi geçerli ve hukuka uygundur. Sözleşmenin baskı altında imzalandığı ispatlanamamıştır. Kaldı ki davacının işletmeyi devraldığı kişinin de kefil olarak imzalamış olması davacı ile bu kişi arasında taksitlendirme sözleşmesinden sonra ihtilaf çıktığını ortaya koymaktadır. Açıklanan nedenlerle her ne kadar bilirkişi raporunda aksine görüş bildirilmiş ise de; işletme devrinin tüm aktif ve pasifleriyle birlikte olması ve davacının kendi istek ve iradesiyle borcu üstlenmiş ve taksitlendirmiş olması nedeniyle davacının davalı ile akdetmiş olduğu 18.03.2016 tarihli taksitlendirme protokolü nedeniyle davalıya borçlu bulunduğu anlaşıldığından davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2- 492 Sayılı yasa gereğince alınması gereken 35,90 TL harçın dava açılılırken peşin alınan 256,17 TL harçtan mahsubi ile geriye kalan 220,27 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine ,
3- Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olanan 3.513 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına ,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.