Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/646 E. 2020/658 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/646 Esas
KARAR NO:2020/658

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/06/2016
KARAR TARİHİ:03/11/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin … Kunımu’yla imzaladığı imtiyaz sözleşmesi çerçevesinde mobil … sunan anonim şirket statüsünde bir tacir olduğunu, davalılardan … A. Ş.’nin BTK ile İmzaladığı sözleşme çerçevesinde sabit telefon aracılığı ile elektronik haberleşme hizmetleri sunduğunu, diğer davalı şirket … … A. Ş.’nin ise yine BTK ile imzaladığı imtiyaz sözleşmeleri çerçevesinde mobil … sunduğunu, davalılar “…” başlıklı bir reklamı görsel ve işitsel mecralarda dolaşıma soktuğunu, dava konusu reklamda tanıtılan ve sunulmaya başladığını ileri sürülen ve yeni bir teknoloji olarak lanse edilen hizmetin bir teknoloji olmadığını, dava konusu reklam filminde sunulduğu iddia edilen hizmetin (…) … teknolojisi ile en ufak bir ilgisi bulunmadığı halde lanse edilen hizmetin yeni bir teknoloji sayesinde … hızının 3 kat daha fazlasına erişilebilme imkanı sağladığı ve bunun da sadece …/… tarafından sunulduğu iddia edildiğini, reklamda bahsi geçen hızlara (…’nin 3 katına) erişimin davalıların iddia ettiği gibi yeni bir teknoloji sayesinde değil, sabit internet şebekesinin wifi hızının mobil internet hızı ile birleşmesi ile mümkün olabilmekte ise de bu hizmetin adının da “…” değil ya da “…” olmadığını, reklamda bahsi geçen “…” ibaresinin ise anılan hizmetle en ufak bir ilgisi olmadığı gibi “…” adı altmda herhangi bir teknoloji de bulunmadığını, müvekkil şirketinin mevcut … bant genişliği ile “… erişim hizmeti verebilmekte iken davalıların sahip olduğu bantlar ve … … hizmeti ile dahi “… Mbps” hıza ulaşamayacağını, “En yüksek … hızından 3 kat daha hızlı” söyleminin teknik olarak gerçekleşmesi mümkün olmayan yanlış ve aboneleri yanıltıcı bir söylem olduğunu, davalıların hem sunmadıkları hem de tüketicilerin belli koşullar bir araya gelmeden yararlanmalarının mümkün olmadığı bir hizmetin yeni ve sadece kendileri tarafından hali hazırda sunulan bir “teknoloji” imecesine tanıtımını yaparak tüketicileri yanılttığını ve aynı zamanda müvekkil şirketin dünyanın en hızlı teknolojisini sunduğuna dair reklamlara atıf yapmak suretiyle en hızlı …’den 3 kat daha hızlı diyerek müvekkil şirketi kötülediğini, sözü edilen reklamda sunulması teknolojik olarak imkansız olan bir hizmetin sunulmaya başlandığı gibi gerçek dışı iddia ve beyanlardan yola çıkılarak rakip operatörlerin ürün ve hizmetlerinin maddi gerçeklere ve teknik verilere açıkça aykırı bir biçimde kötülenmesi amacının güdüldüğü görüldüğünü, reklam filmiyle davalıların sanki BTK tarafından ihale edilmiş ve öncelik hakkı alınmış bir teknolojiye (…) geçilmiş gibi lanse ettiğini ve rakiplerinin önünde, onlara göre daha avantajlı bir teknoloji sunacağı iddiasıyla daha nitelikli bir … hizmeti sunacağı algısı yarattığını, halbuki 1 Nisan 2016 tarihi itibariyle bilindiği üzere operatörler BTK. ihalesi kapsamında ancak aldıkları spektrum kapsamındaki hızı sunmaya başladığını, hal böyleyken davalıların kendi frekans ve bandına göre dahi 3 kat daha fazla hız sunabildiklerini kanıtlamalarının gerekmesi bir yana, bu ifadeyle en yüksek hız ve kapasite hakkı alan müvekkil şirket aleyhine haksız rekabete yol açarak sanki daha ileri daha üstün bir teknoloji sunacakmış imajı verdiğini, dava konu reklam filminde sunulduğu iddia edilen “… …” hizmetinin günümüz teknolojisi İle ve reklamda iddia edildiği şekli ile Türkiye’de sunulması mümkün olmadığını, reklam konusu “… …” hizmetinin reklamda iddia edildiği şekilde sunulması mümkün olmadığı gibi davalıların hizmetin 81 ilin tamamında sunabildiklerine yönelik iddianın da gerçek dışı olduğunu, sunulduğu iddia edilen hizmetin gerçekten sunulmaya başlansa dahi mobil elektronik haberleşme hizmeti değil abonelerin belli yerlerde ve sınırlı olarak yararlanabilecekleri, diğer bir deyişle sabit kalarak ve sabit şebekeler üzerinden yararlanabilecekleri bir hizmet olduğunu, bu hizmetin mobil internet hizmeti gibi sunulduğu reklam filminde yer alan ifadelerin tüketicileri yanılttığını, wifi teknolojisi gerçek anlamda açık ve geniş alanlarda bir mobilite sunamadığından … … hizmetinin mobil olarak kullanılabilecek bir teknoloji olmadığını, fiber internet hizmetinin günümüz teknolojisiyle sadece ev ve işyeri gibi alanlara sabit geniş bant üzerinden sunulabildiğini, cep telefonu ve tablet gibi sabit bant olmayan cihazlar üzerinden … internet hizmeti sunulmasının günümüz teknolojisi ile mümkün olmadığını, dava konusu reklamda sunulduğu iddia edilen … … hizmetinde kullanılan wifi bandı lisanssız bir spektrum olup herkesin kullanımına açık olduğunu, wifi den verilecek hızın ortamdaki diğer operatörlerin ve tüketicilerin wifi erişim noktalarına, buradaki kullanıcı sayısına ve kullanımına göre değişim göstereceğini, dava konusu reklamda davalılardan hangisinin sabit internet hangisinin ise mobil internet sunabildiğine yönelik tüketicilere bilgilendirme yapılmadığını, bu şekilde tüketicilerin bilgilenme hakkı ellerinden alındığını, hizmet sunanların ise tüketicileri bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, reklam filminin haksız rekabeti düzenleyen mevzuata aykırı olduğu gibi Yargıtay’ın müstekar içtihatlarına da aykırı olduğunu, ayrıca 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda yer verilen ticari reklam ilkelerini ve ticari reklam ve ilanlara ilişkin ilkeler ve uygulama esaslarına dair Yönetmelikte yer alan ilkeleri de ihlal ettiğini, dava konusu reklamın yayımına devam edilmesi hatta yayımlanma ihtimali dahi müvekkil şirketi maddi zarara uğratacağı gibi müvekkil şirketin ticari itibarım da telafi edilemeyecek surette zedelemeye devam ettiğini beyan ederek; “…” başlıklı reklam filminin görsel, basılı, yazılı ve işitsel mecralar başta olmak üzere tüm mecralarda yayımının teminatsız olarak durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir karan verilmesini, davalıların “… … 4.SG …” başlıklı reklamlanyla haksız rekabete neden olduğunun tespit edilmesini, haksız rekabetin men’ini, şirketin uğradığı manevi zararın tazmini için reklamın ilk yayımlanma tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte 100.000,00 TL tutarındaki tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsılen alınarak müvekkil şirketine verilmesine karar verilmesini, mahkeme hükmünün Türkiye sathında yayımlanan tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde haftada 2’şer defa olmak suretiyle 15 gün süreyle ilan edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; … … teknolojisi … ile müvekkil şirketler arasında …’da imzalanan işbirliği anlaşması kapsamında basına duyurulmuş olup… ile birlikte 1 Nisan 2016 tarihinden bu yana Türkiye’de müvekkil şirketler tarafından müşterilerine sunulabildiğini, dünyada ilk olarak … tarafından kullanılmaya başlanan … … teknolojisinin esasen dünyada… (…) veya … olarak adlandırılan ve Türkiye’de … olarak bilinen teknoloji ile mobil wifi sisteminin entegre edilmesi sonucunda kullanıcılara çok yüksek hızda mobil internet deneyimi sağlanabildiğini, müvekkil şirketlerin 1 Nisan 2016 tarihi itibariyle Türkiye’de kullanılmaya başlanan … mobil internet hımm bir başka teknoloji ile destekleyerek 1 Nisan 2016 tarihi itibariyle müşterilerine 81 ilde İSO noktada “… 4.5 Teknolojisi” ile … internet hızından 3 (üç) kat daha hızlı internet hizmeti sunduğunu, müvekkil şirketlerin … ile yapılmış anlaşma gereği … … teknolojisi ile ilgili bağımsız bir test ve değerlendinne kuruluşu olan … ve … A. Ş.’ye ölçüm yaptırılmış olup ölçüme ilişkin raporun son sayfasında; … … ve Wifi altyapısı birleştirerek IGbps mertebesinde veri transfer hızlarına ulaşabilmeyi hedeflediği, bu teknolojinin …’deki 3 operatör tarafından ticari kullanıma sunulmuş olduğu, … bu yeni teknoloji için terminal tedarikçileri ve teknolojiyi geliştiren şirketlerin (…) ile işbirliği yaptığı belirtildiğini, … … olarak adlandırılan teknoloji ile baz istasyonlarından alman mobil internet ile wifı noktalarından alınan mobil internetin birleştirildiğini ve tüketicilere daha hızlı mobil internet sunulabildiğini, … … teknolojisinin sunulabildiği noktaların listesi dava dosyasına sunulduğunu, dava konusu reklamla ilgili oluşturulan RÖK (Reklam özdenetim Kurulu) karamın bütünüyle müvekkil şirketler lehine olduğunu, Mart 2016’da yaptırılan ölçümler sonucunda alınan rapor uyarınca en hızlı …’den 3 (üç) kat daha hızlı internet sunabildiğini ispat edebildiğini, süz konusu raporda ölçümlerin 08/03/2016 ve 09/03/2016 tarihinde müvekkil şirketlerin … binasında gerçekleştirildiği belirtildiğini, … …’nin …’den (…) 3 kat daha hızlı olduğunu gösteren ölçüm sonuçlarını sunduklarım, bağımsız ölçüm firması tarafından gerçekleştirilen söz konusu ölçümlerde bugün bir çok kullanıcısı olan … marka cihaz kullanıldığım, ölçümler boyunca 23 kez 5’er Gbyte dosya indirilmiş olup maksimum İnternet hızı 1.050 Mbps ~ 1.025 Gbps olarak deneyimlendiğini ve bağımsız ölçüm firması tarafından rapor altma alındığını, “En Hızlı …’den Üç Kat Daha Hızlı” ifadesinin kullanılmasının dilekçe ekinde belirtilen … ve … A. Ş.’nin raporu doğrultusunda doğru olduğunu, dolayısıyla hukuka aykırı olmayan bilakis doğruluğu bağımsız Ölçüm raporlarıyla da sabit olan bilgilere reklamda yer verilmesinin davacı aleyhine haksız rekabete neden olmayacağım, reklamda yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere kötüleyici bir yan bulunmadığını, tersine reklamda belirtilen hususların doğru ve doğruluğu bahse konu raporla müvekkil şirket tarafından ispat edilebildiğinden davacının haksız rekabet iddiasının reddedilmeği gerektiğinin ortada olduğunu, bahse konu reklamda tanıtılan teknolojiye ait detayların altyazıda …. de yer aldığı vurgulandığını, söz konusu internet adresinde ise uyumlu cihazların listesine yer verildiğini, davacının tüketicilerin yeteri kadar bilgilendirilmediği yönündeki iddiasının da gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktığını, reklamda vurgulanan hususunun müvekkil şirketlerden biri olan … A. Ş.’nin Türkiye’nin 81 iline yayılmış 214.395 kilometrelik yaygın bir fiber altyapıya sahip olması olduğunu, davacının ise yalnızca 26.000 kilometrelik fiber altyapıya sahip olduğunu, davacının da dilekçesinde kabul ettiği üzere 4.5 G teknolojisi için fiber altyapı olmazsa olmaz bir unsur olduğunu, müvekkil şirketin de altyapı kurmadaki bu başarısını vurgulamak ve …’nin tam ve gereği gibi müşterilere sunulabilmesi için büyük önem taşıyan geniş bir fiber altyapıya sahip olduğunu vurguladığını beyan ederek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; … nin … ile ilişkili bir uygulama olduğu, kavramsal olarak … özellikleri içinde …-WiFi entegrasyonunun ifade bulduğu, “…” için … teknolojisi ile kıyaslandığında aynı ifadelerle bir teknoloji kapsamını içermemekle birlikte, bir teknolojik geliştirme konusunun “nerede teknoloji olarak ifade bulduğu ya da diğer bir deyişle teknoloji olarak ifade edilemeyeceği” konusunda tam olarak belirleyici bir sınır bulunmadığı, Türkçe teknoloji isminin kullanımında sözlük tanımlamasının çok genel olduğu, telekomünikasyon alanında bir özelliğin teknoloji veya servis/hizmet olarak tanımlanması konusunda net bir ayrım bulunmadığı, literatür taramasında benzer durumlar için hem teknoloji hem de servis ifadelerinin kullanılıyor olduğu, bu durum nedeniyle de “… …” için kesin olarak “teknolojidir* veya teknoloji denemez bir “servistir” şeklinde ifade edilemeyeceği, ancak “…” için “Teknoloji” vurgusunun yoğun olduğu bir dönemde, bu teknolojinin getireceği bazı özelliklerin geliştirilmesi ile oluşturulacak yeni ve kapsanan uygulama alanlarının “… … teknolojisi olarak sunulmasının tüketicilerde teknolojik bir aşama kaydedildiği çağrışımını güçlendirebileceği, teknik terminoloji açısından sunulan hizmetin mobil internet olarak tanımlanamayacağını, ancak müşteri açısından servis olarak irdelendiğinde, mobıl telefon ile erişim sunduğu ve herhangi bir Wi-Fi bağlantısından farklı olarak, şebekede gerekli tanımlamaların birkez yapılmasını müteakip … şebekesinin bu servis kapsamında oluşturduğu nispeten birden fazla Wl-Fi noktası ile kısmi bir şebeke servisi sunuyor olması ve herhangi bir Wi-Fi bağlantısından farklı olarak daha kolay erişim ile ayrıca bir ücretlendirme olmaksızın ücretlendirmenin mevcut mobil internet paketi kapsamında olması dolayısıyla müşteriler tarafından sunulan servisin mobil internet kapsamında olduğu düşünülebileceği ve abone algısının bu servis için mobil internet yönünde olacağı, … tarafından internet sitesinde yapılan duyurularda sunulan hizmet hakkında detay bilgi verilmekle beraber, WiFi şebekesinin kapsamasına ilişkin olarak sen/is noktalarının yeri, yaygınlığı gibi konularda yeterli bilgi verilmediği, CAT4 ve üzeri sınıf cihazların CA ve MIMQ özelliklerini destekledikleri, … …-A teknolojisi ile mevcut cihazların kapasite sınırı nedeniyle maksimum 450 Mb it/s hız elde edilebileceği, her üç operatörün, mevcut frekans bandları ile, belirtilen dönemde öngörülen (Release 10-12) maksimum band külhanımı olan 60 MHz frekans band kaynağı ile …-A servisini maksimum hızda verebileceği ve bu hızın teorik 600 Mbit/s, cihaz kapasitesinin sınırı nedeniyle 450 Mbit/s olduğu, davacı tarafından ulaşılabildiği lanse edilen maksimum … hızının 375 Mbit/s olduğu, dosyada 375Mbit/s hız değerine ulaşıldığına dair ayrıca bir ölçüm vb, rapor olmadığı, davalılar tarafından konu edilmiş bu hızın 3 katının 3x 375 – 1125 Mbit/s (1.125 Gbit/s) olacağı, 8. … … hizmetinin teknolojik altyapısını oluşturan …+WiFı enlegrasyonu ile bu sistemde çalışabileceğine ilişkin uygunluğu belirtilen üç telefon modeli ile sunulacak servis kapsamında teorik olarak maksimum 1 73 Gbıt/s hız elde edilebileceği, …’un işortağı KT tarafından lanse edilen … … (…-WiFi enetgrasyonu) ile 117 Gbit/s hıza erişilebileceği, … 4 5G Raporu – Mart 2016” ölçüm sonuçlarına göre 2 farklı cihaz için yapılan testlerde; maksimum … … ile 1.02 Gbit/s ve 1 Q5 Gbit/s hızlarına ulaşıldığı, bu hızların reklamlarda ifade edilen “gigabit” (1 Gbit/s) seviyesini karşıladığı ve üzerinde olduğu, … nin maksimum hızının 375 Mbıt/s kabui ediidiği durum İçin matematiksel olarak bunun 3 katından (1.125 Gbit/s) daha düşük olduğu, ölçüm raporunu tanzim eden. … ve … A.Ş. nin ticari amaçlarla kurulmuş, telekomünikasyon alanında operatörlere ve/veya ilgili diğer kurumlara (müşteri referansları arasında BTK, …, … ve …. bulunmaktadır) uzmanlık alanında hizmet sağlayan bir şirket olduğu, ülkemiz içinde regülatif veya bağımsız bir kurul/kurum olarak işlev gördüğüne dair bir tespit olmadığı, bu hizmeti kullanabilecek cihaz listesinin, reklam altyazılarında, kurum web sitesi ve diğer d igital/yaz il ı/sözlü medya kaynakları aracılığı ile detay bilgi olarak verildiği, abonelik ve cihaz ayarları ile ilgili bilgi verildiği, bu konuda tüketicilerin bilgilendirildiği, Türkiye’nin 81 ilinde … … hizmetinin verilebildiğine dair sunlan listenin teknik detayları içermeyen beyana dayalı oluşturulmuş bir liste şeklinde olduğu, listeye göre Türkıyenin 81 ilinde enaz bir noktada GtGA … servisinin verilebildiği, bu servis noktalarının kapasitesi/hız vb. gibi detay teknik bilgilere yer verilmemiş olduğu, aboneler için bu servisi kullanmalarına yönelik temel bilgilerin verildiği ancak hizmet alınacak alanlarının tam olarak nerelerde olduğu ve hizmetin yaygınlığının 81 ilin ne kadarlık bir kısmına yayıldığının belirtilmemesi nedeniyle bilgilendirmenin yetersiz olacağı, reklamlardaki vurgu ile tüketicilerin anılan servis noktalarının 81 ilin genelinde servis vereceği şeklinde oluşacak algısını güçlendireceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan ek bilirkişi raporunda sonuç olarak; Dosyada yeralan bilgi ve belgeler incelenmesi ve literatür taraması ile yapılan araştırma ve değerlendirmeler doğrultusunda, 11.02.2019 tarihli Bilirkişi Raporu nun ” 2.3.1. … … ve … ilişkisi ile teknoloji tanımlamasının değerlendirilmesi … hızının değerlendirilmesi, 2.6. Davalının bu hizmeti 81 ilde kurup kurmadığı, 2 7. Ölçüm Raporu ve Raporu hazırlayan kurumun bağımsız veya resmi kurum niteliği taşıyıp taşımadığı ve 3 Sonuç” başlıkları altında yapılan teknik değerlendirmelerin kapsamlı ve açıklayıcı olduğu ve bu değerlendirmeler doğrultusunda bildirilen görüş ve kanaate ilişkin yukarıda yapılan değerlendirmeler dışında ek bir açıklama ve değerlendirme gerekmeyeceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacı yanın davalıların işlem ve eylemleri delillerle doğrudan temas eden yüce Mahkemece haksız rekabet olarak tavsif edilirse maddi zarara uğradığını gösteren bir donenin dosya içeriğinden saptanamadığı, zaten davacı yanın 100.000,- TL manevi tazminat ve hükmün ilanı yönünde hüküm kurulmasını istediği davacının davası kabul edilecek mahiyette bulunursa ve bu meyanda istem kalemlerinden olan “hükmün ilanına” da hükmedilecek olursa, davacının dava dilekçesinde istediği sayıda, sürede ve mahiyette ilanata hükmetmenin hakkın kötüye kullanılması olarak tavsif edilebileceğinin muhterem Mahkemece değerlendirilebileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davalı şirketlerin, sabit İnternet şebekesinin wi-fi hızını mobil internet hızı ile birleştirerek, rakiplerine göre daha hızlı internet hizmeti sunduğuna dair reklam/tanıtım yapmasının, usulünce yapılan tespitlere ve bilimsel rapor ve verilere dayandırarak ve bu farkı veya üstünlüğü ön plana çıkaracak şekilde mukayeseli reklam yapmasının ve bu özelliklerin … veya … şeklinde tanıtmasının haksız rekabet oluşturmayacağına, TKHK.m.61/6 ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği m. 8/1/e gereğince ticari reklamlarda yer verilen iddiaların ve sayısal verilerin reklam verenler tarafından bilimsel test, rapor veya belgelerle ispatlanması gerektiği, dava konusu reklamda gerek sözlü gerekse alt yazılı olarak açık ve kesin şekilde ifade edilen “en hızlı 4,5 G’den 3 kat daha hızir internet hizmeti sunma iddiasının ve ana vaadinin usulünce ispatlaııamadığına, üç kat hızlı internet iddiası yalnızca veriindirmehızı yönünden bilimsel rapora dayandığı halde bunda dahi reklamda kesin şekilde ifade edilen 3 kat hız seviyesine ulaşılamadığından, dava konusu reklamın TTK.m.55/l/a/2 hükmü anlamında gerçek dışı veya yanıltıcı olduğunun değerlendirilebileceğine, Reklam filmindeki ana vaadin … 4,5 G Teknolojisi olarak adlandırılan en hızlısından 3 kat daha hi2İı internet hizmetinden 1 Nisan 2016 tarihinden itibaren Türkiye genelinde ve herkes tarafından yararlanılabileceği yönünde olmasına karşılık, alt yazıdaki ve internet sitesindeki açıklamaların belirli yerlerde ve sınırlı sayıdaki cihazlarla bundan yararlanılacağı yönünde olması sebebiyle reklamdaki ana vaadi büyük ölçüde sınırlayan ve ortadan kaldıran nitelikte olduğundan, Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği m. 18/5-6-7 hükümlerine aykırı olduğuna, gerek iddia edilen hızın düzeyi ve kapsamı, gerekse iddia edilen hızdaki internet hizmetinden nerelerde ve hangi cihazlarla yararlanılabileceği konusunda, reklamla hedef kitlede oluşturulan algıya uymayan ve reklam abartısının sınırlarını aşan düzeyde yanıltıcılık bulunduğuna, dava konusu reklamın, internet hızı mukayesesi yönünden karşılaştırmalı reklam niteliğinde olduğuna, reklamın ana vaadinin yanıltıcı ve usulünce ispatlanamamış olması karşısında, TTK.m.55/l/a/5 ve Yönetmeliğin m.8 hükümleri gereğince haksız rekabet oluşturduğuna, bu şekilde davacı şirketin 3 kat daha yavaş internet hizmeti sunan telekomünikasyon şirketlerinden birisi olduğu algısı yaratılması sebebiyle, dava konusu reklam filminin yayımlandığı mecralar ve ulaştığı müşteri kitlesinin büyüklüğü gözetilerek, söz konusu reklamlar sebebiyle davacı şirketin bir miktar manevî zarar görmüş olabileceğine, manevi tazminatın miktarının tamamen mahkemenin takdirinde olduğuna, Mahkemenin nihai kanaati, haksız rekabetin tespitine ve men’ine karar verme yönünde olması halinde, TTK.m.59 gereğince ilanın şeklini ve kapsamının belirlenmesinin mahkemenin takdirinde olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; aldatıcı reklam sebebiyle açılan haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, gerekçeli kararın ilanı ve manevi tazminata ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı tarafça 2016 yılında yayımlatılan ” …” başlıklı reklamın, davacı tarafın ürün ve hizmetlerini kötülediği, reklam içeriğindeki ifadelerin aldatıcı nitelik taşıdığı, yeni bir teknoloji sunmadığı iddialarıyla birlikte 10.06.2016 tarihinde Mahkememizdeki iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanarak usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış, dosyamız bilirkişiye tevdii edilerek 11.02.2019 tarihli asıl, 25.06.2019 tarihli ek, 01.10.2019 bilirkişi raporlarıyla, 10.08.2020 tarihli heyet bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli, sektör ve haksız rekabet konularında uzman bilirkişi heyetinden alınan 10.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davalı şirketlerin sabit internet şebekesi ile wifi hızını mobil internet hızı ile birleştirerek rakiplerine göre daha hızlı bir internet hizmeti sunduğuna dair reklam yapılmasının, bu farkı önplana çıkaracak şekilde reklam yapılması ve bu özelliklerin … veya … şeklinde tanıtılmasının haksız rekabet oluşturmamakla birlikte, “en hızlı …’den 3 kat daha hızlı” internet hizmeti sunma iddiasının ve ana vaadinin usulünce ispatlanamadığı, üç kat hızlı internet iddiasının yalnızca veri indirme hızı yönünden bilimsel rapora dayanmasına rağmen, reklamda ifade edilen 3 kat hızlı internet seviyesine ulaşılamadığından, söz konusu reklamın gerçek dışı veya yanıltıcı nitelikte olduğu anlaşıldığından uyuşmazlık konusu reklamın haksız rekabet oluşturduğunun tespitiyle bu haksız rekabetin önlenilmesine, Mahkememiz kararının, ülke çapında tirajı 100.000’nin üzerinde olan 5 farklı gazetede, birer hafta arayla yayımlattırılmasına karar verilmiş, yine dava konusu reklamın, internet hızı mukayesesi yönünden karşılaştırmalı reklam niteliğinde olduğu, reklamın ana vaadinin, yanıltıcı ve yeterince ispatlanamamış olması sebebiyle TTK Md:55 ve Ticaret Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği 8 vd Maddeleri gereğince haksız rekabet oluşturduğu, bu haliyle davacı şirketin 3 kat daha yavaş internet hizmeti sunan telekominikasyon şirketlerinden olduğu algısı yaratılması nedeniyle, uyuşmazlık konusu reklam filminin, yayımlandığı mecralar ile ulaştığı müşteri kitlesinin büyüklüğü gözetilerek, söz konusu reklamlar nedeniyle davacı şirketin uğradığı itibar kaybına karşılık manevi zararının tazminine yönelik olarak, davacı tarafça, ilk reklam yayım tarihi ispatlanamadığından, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte hakkaniyete uygun olarak belirlenen manevi tazminatın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine yönelik, neticede davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı tarafça yayımlatılan ” …” başlıklı reklamın, haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile haksız rekabetin önlenmesine,
2-75.000,00-TL manevi tazminatın, dava tarihi olan 10.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Mahkememiz kararının kesinleşmesinin ardından, masrafları davalılarca müştereken ve müteselsilen karşılanmak üzere, Mahkememiz kararının, ülkede tirajı 100.000’nin üzerinde olan 5 farklı gazetede, birer hafta arayla ve birer kez olmak üzere toplamda 5 kez yayımlanmasına,davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
4-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 5.123,25-TL harçtan peşin alınan 1.707,75-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 3.415,50-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4- Manevi tazminat talebi yönünden; Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 10.550,00-TL vekalet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5- Manevi tazminat talebi yönünden; Davalılar vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan toplam 3.750,00-TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
6- Manevi tazminat talebi dışındaki sair talepler yönünden; Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20-TL başvurma harcı + 1.707,75-TL peşin harç toplamı olan 1.736,95‬-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 3.800,00-TL bilirkişi ücreti + 247,60-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 4.047,60-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre %75,00 oranında davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı …Ş tarafından yapılan 300,00-TL bilirkişi ücretinin kabul ve ret oranına göre %25,00 oranında davacıdan alınarak davalı …Ş’ne verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının, ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸