Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/561 E. 2021/74 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/561 Esas
KARAR NO:2021/74

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/05/2016
KARAR TARİHİ:02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 17/02/2005 günü sürücü sevk ve idaresindeki … plakalı araç yaya geçidi üzerinden geçmekte olan yaya müvekkili …’a çarpması neticesinde ağır şekilde yaralandığını, meydana gelen kaza sonrasında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile davalı şirkete sigortalı bulunan … plaka sayılı araç karışmış olduğu trafik kazası neticesinde müvekkilinin maluliyetine sebep olduğunu, bu nedenle davalı şirketçe ödeme yapıldığını, ancak işbu kaza sonucunda vücut fonksiyonlarında kayba uğrayan müvekkili için daha zor hale gelen yaşam koşulları karşısında yapılan ödeme miktarının düşük olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan vücut fonksiyonlarından meydana gelen kayıp oranı belirlenen orandan düşük olduğunu, müvekkili trafik kazasının meydana getirdiği olumsuz etkilerden dolayı iş gücü kaybı ve kazandan sonra çalışmamasından dolayı maddi kazanç kaybına uğradığını, davalı sigorta şirketi yapmış olduğu eksik ödemeden dolayı sorumlu olduğunu, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, davalarının kabulünü, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, davalı şirket tarafından müvekkile ödenen tazminat miktarı müvekkilinin mağduriyetini gidermediğinden ve müvekkilinin vücut fonksiyonlarında meydana gelen kaybın belirlenen orandan daha fazla olması nedeniyle, davalı sigorta şirketinin ödemekte sorumlu olduğu miktarın şimdilik 1.000-TL’sinin davalı şirkete başvurdukları tarihin 8. iş gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığından, reddini talep ettiklerini, dava konusu uyuşmazlık … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar ilamı ile kesin hükümle çözümlendiğini, huzurdaki davanın mesmu olmaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı araç müvekikli şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumlulu poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limiti 50.000-TL ile sınırlı olduğunu, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu reddinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından, davacının talebi neticesinde hasar dosyası açıldığını ve taraflarına iletilen evraklar kapsamında dosya aktüere gönderildiğini ve ödenmesi gereken tazminat miktarının hesaplandığını, hesaplanan tazminat miktarı olan 27.344,49-TL, hak sahiplerine 09/02/2015 tarihinde ödendiğini, sorumluluğunu ödemiş olan müvekkili şirketin başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, taraflarınca tazmin gedilecek olan gerçek zarar davacının vücut bütünlüğü kaybı oranı değil, meslekte kazanma gücünün daimi kaybı oranındaki gerçek maddi zarar olduğunu, müvekkili şirket temerrüde düşmediğini, ödeme yaparak sorumluluğu yerine getirmediğini, müvekkili şirkete yapılan başvuru neticesinde gerekli tazminat ödemesini yapan şirketin temerrüde düştüğünden bahsedilemeyeceğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirket ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu tutulabileceğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, davanın reddini, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirketin aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliğini, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… Asliye Ceza Mahkemesi … E.-… K. sayılı dosyası, …Asliye Hukuk Mahkemesi … E.-… K. sayılı dosyası, trafik kayıtları, hastane kayıtları, kaza raporları, sağlık raporları, sigorta kayıtları, sigorta poliçesi, hasar dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazmini davasıdır.
Davacı, sürücüsü dava dışı… olan … plakalı aracın 17/02/2005 tarihinde, yaya olarak yürüdüğü esnada kendisine çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle bedensel zarar miktarının tespiti ile maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan bedensel zararın tazmini davalarında, dava dışı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü işleten ve davalı sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
… Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 24/06/2019 tarih ve … sayılı raporunda “…sürücü…’in, 5/8 e tekabül eden %62,5 oranında kusurlu, davacı yaya …’ın 3/8 e tekabül eden %37,5 oranında kusurlu olduğu…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 27/12/2005 tarih, … E.-… K. sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, davacısı KH, katılanı …, sanık… olduğu, 17/02/2005 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin olarak, sanığın cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 04/01/2006 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği görülmüştür.
….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22/04/2008 tarih ve … E.-… K. sayılı dosyası celp edildip incelenmiş, davacısının …, davalısının… olduğu, 17/ 02/2005 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin açılan maddi ve manevi tazminat davasında, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davacının maluliyet raporunun alınması için, 12/03/2019 tarihli celsenin 6-a maddesi gereğince dosyanın … ATK’ya gönderilmesine karar verilmiş, … ATK’ya 10/07/2019 tarihli müzekkere yazılmış ve ilgili kurum tarafından 22/11/2019 tarihine muayene günü verilmiş, davacı vekiline, müvekkilinin belirtilen … … Adli Tıp Kurumunda muayene için hazır olması için tebligat çıkarılmış, 09/08/2019 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacının belirtilen tarihte muayene için hazır olmadığı anlaşılmıştır.
… ATK’ya 06/11/2019 tarihli yeniden maluliyet raporu alınması için müzekkere yazılmış ve ilgili kurum tarafından 12/02/2020 tarihine muayene günü verilmiş, davacı vekiline, müvekkilinin belirtilen tarihte … Adli Tıp Kurumunda muayene için hazır olması için tebligat çıkarılmış, 05/01/2020 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacının belirtilen tarihte muayene için hazır olmadığı anlaşılmıştır.
… ATK’ya 23/01/2021 tarihli yeniden maluliyet raporu alınması için müzekkere yazılmış ve ilgili kurum tarafından 15/06/2020 tarihine muayene günü verilmiş, davacı vekiline, müvekkilinin belirtilen tarihte … Adli Tıp Kurumunda muayene için hazır olması için tebligat çıkarılmış, 05/06/2020 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacının belirtilen tarihte muayene için hazır olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin, 06/10/2020 tarihli duruşmada, müvekilinin maluliyet raporunun … Üniversitesi Adli Tıp Kurumundan alınmasına ilişkin talebi üzerine, 1 nolu ara karar ile … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine, 2 nolu ara karar ile “Hastane tarafından belirlenecek tarihte müvekkilinin muayene için hazır olması aksi takdirde, mazeretsiz hazır olmadığı takdirde maluliyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delillere göre karar verileceği” kesin süre ihtarı ile … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş ve 09/10/2020 tarihinde kesin süre ihtarı ile talimat yazılmış, …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Tal. Sayılı dosyasının, davacının MERNİS adresinin Ümraniye/İstanbul, dava dilekçesindeki adresinin …/… olması nedeniyle işlemsiz iade edildiği görülmüştür.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasına yazılan talimat ile, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 21/12/2020 tarihli raporda “…dosya tarafımıza ulaştıktan sonra adı geçenin telefon numarasından eşine ulaşılmış ve görüşmede kişinin Parkinson hastalığı nedeniyle yatalak durumda olduğu ve İstanbul ilinde ikamet ettikleri bu nedenle hastayı muayeneye getiremeyeceğini tarafımıza bildirdiğinden kısaca dosya incelemesi yapılarak dosya üzerinden raporun düzenlenemeyeceği de anlaşıldığından adı geçenin muayenesinin yapılabileceği İstanbul ilinde bir kurumdan görüş alınmasının uygun olacağın belirtir durum bildirir rapordur” rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, maluliyete ilişkin rapor alınabilmesi için, … Adli Tıp Kurumu’na üç defa müzekkere yazılarak dosya aslının gönderildiği, davacı vekiline muayene günlerinin tebliğ edildiği ancak, davacının belirtilen gün ve saatlerde muayeneye gitmediği, kesin süreye ilişkin verilen 06/10/2020 tarihli celsenin 2 nolu ara kararında, davacı vekiline, maluliyet raporu alınmak üzere hastane tarafından belirlenecek kesin süre içerisinde hastanede hazır bulunulması, mazeretsiz hazır olunmadığı takdirde maluliyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklandığı, kesin süreye uymamanın doğuracağı sonucun açık bir şekilde anlatıldığı ve bunlara uyulmaması durumunda mevcut deliller göre karar verileceği hususunun ihtar edildiği, maluliyet raporunun düzenlenmesi, uyuşmazlık konusu vakıaya ilişkin iddianın ispatı ile doğrudan ilgili olduğu ve davacının verilen kesin süre içerisinde maluliyet raporu için muayeneye gitmediği, maluliyete ilişkin rapor düzenlenemediği ve iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır