Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/534 E. 2022/291 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/534 Esas
KARAR NO :2022/291

DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/05/2016
KARAR TARİHİ:26/04/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın triko tekstil firması olduğunu, triko ürünler üretip, yerli ve yabancı piyasaya sattığını, ürettiği triko ürünlerini davalı firmaya boyattığını, son olarak davalı firmaya boyatmak için teslim ettiği hırkalardan 1.300 adedinin hatalı boyandığının ortaya çıktığını ve yaptırılan testler sonucunda belgelendiğini, davalı tarafından hatalı boyanan bu ürünlerin satılamaz hale geldiğini, müvekkili firmanın zararının 31.200,00 EUR olduğunu, davalı firmaya süresinde bildirimde bulunulduğunu, ihtarname çekildiğini ancak bugüne kadar sonuç alınamadığını iddia ederek fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin uğradığı tüm zararların tazminine karar verilmesini talep ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; 6100 sayılı HMK nın 119 ve devamı maddelerine göre, davacı yanın delil listesi ve dava dilekçesi eklerini taraflarına tebliğ ettirmesi gerektiği halde somut olayda, davacı yanın taraflarına tebliğ ettirmediğini, dava dilekçelerinde netice ve talep kısmında talepleri açık olmadığından davacıların taleplerinin anlaşılamadığını, taleplerin çok kısa bildirilmiş olup, bahsedilen zararın dayanağının da açıkça belirtilmediğini, müvekkili şirketin 36 yıldır kumaş boyama işi üzerine çalışan, kumaş boyama sektöründe saygın bir yer edinmiş bir firma olduğunu, hırkaları anlaşmaya uygun olarak boyamış olup, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, bu yöndeki beyanlarına halel gelmemek kaydıyla davacı tarafından imzalanan 15.10.2015 tarihli yazılı mutabakatta aynen; “Yağlı boyamanın yüzeysel bir boyama işlemi olduğunu, parça boya gibi ürünün üzerine çok güçlü tutunan kimyasal bağlara sahip olmadığını, bu nedenle renk haslıklarının düşük olduğunu, koyu renklere gidildikçe haslık değerinin düştüğünü, pamuklu ürünlerin haslığının daha yüksek olduğunu, işlem sırasında fiskeleyici malzemeler kullanıp fiske sağlansa da tüketici kullanımında her yıkamada rengin muhakkak açacağı, koyu renklerde sapmanın daha çok olacağı, numunenin efektinin imalata göre daha fazla olduğunu, bu durumun kumaşın yapısına bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini, imalat kumaşının yapısından dolayı tüylenmelerin görülebileceğini, yağlı boyamada tüylenmeyi giderici herhangi bir işlem yapılamadığını, ürünlerde ters dönmeler meydana gelebileceği, boyama işleminin ürünün tersine yapıldığı için gerçek yüzüne yansıyan rengin tonuna müdahale edilemeyeceği, müvekkili şirketin ürünlerine en iyi şekilde çıkması çin elinden geleni yaptığını ve bu şekilde çalışılan malların bitiminde ihracatçı firmanın ürünleri beğenmediğini veya müşterinin beğenmediğini deme hakkı bulunmadığını, aksesuarlardan ve baskıdan kaynaklanabilecek problemden firmanın sorumlu olmadığı,” şeklinde karşılıklı mutabakata varıldığını, davacının boyama işlemi sonucunda oluşacak problemleri açık ve net bir şekilde kabul ettiğini, yazılı belgede görüleceği üzere boyamanın riskli olduğunu ve çıkabilecek risklerden müvekkili şirketin sorumlu olmadığının açıkça belirtildiğini, bu durumun davacı şirket tarafından da kabul edildiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz ve süresinde yerine getirdiğine dair beyanlarına halel gelmemek kaydıyla, bir an için davacı şirketin iddialarının doğru olduğu düşünülse dahi risklerden müvekkili şirketin sorumlu olmayacağı davacı tarafından kabul edildiğinden bu iddiaların müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz ve süresinde yerine getirmiş olup, ayıplı ifanın söz konusu olmadığını, davacı şirketin yine aynı taleplerle müvekkili şirkete haksız ve dayanaksız bir ihtar gönderilmişse de verdikleri cevapta müvekkili şirketin ayıplı herhangi bir ifada bulunmadığını … 17. Noterliği’nin 07.01.2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarla bildirildiğini, davacı şirketin hırkaların hatalı boyandığına dair test yaptırıldığını iddia ettiğini, testlerin kabulü anlamına gelmemek ve esasa ilişkin beyanları saklı kalmak kaydıyla, bu testlerin hiçbir örneğinin kendilerine gönderilmediğini, müvekkili şirketin yokluğunda yapılan söz konusu testlerin hiçbir şekilde kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin varılan mutabakatta belirlendiği şekilde boyama edimini eksiksiz ve ayıpsız yerine getirdiğini, davacının iddialarının kabul edilebilir nitelikte olmadığını, müvekkilinin herhangi bir zararı tazmin etmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davalı tarafından boyama işlemi yapılan tekstil ürünlerinin ayıplı boyandığı iddiasına dayalı olarak açılan ayıplı ifadan kaynaklı zararın tahsili davasıdır.
… 16.Noterliğinin 30.12.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; davacı tarafından davalıya hatalı boyama nedeniyle oluşan 31.200 Euro zararın ödenmesinin ihtar edildiği görüldü.
Davacı tarafından dosyaya sunulan 10.11.2015 tarihli … Laboratuar Hizmetleri tarafından yapılan testlerde test sonuçlarının başarısız olduğunun yazıldığı, 18.12.2015 tarihli testte sonucun yazılmadığı görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme incelendiğinde; Yağlı boyamanın yüzeysel bir boyama işlem olduğu, parça boya gibi ürünün üzerine çok güçlü tutunan kimyasal bağlara sahip olmadığı, bu nedenle renk haslıklarının düşük olduğu, yağlı boyama işleminde koyu renklere doğru gidildikçe haslık değerinin düşeceği, pamuklu ürünlerin haslığı polyester-viskona göre daha yüksek olacağı, işlem sırasında her ne kadar fikseleyici malzemeler kullanılıp fikse sağlansa da tüketici kullanımında her yıkamada rengin muhakkak açacağı, ürünün yıkandıkça renk bir noktada sabitleneceği ancak ilk rengine göre sapmanın fazla olacağı, koyu renklerde sapmanın daha fazla olacağının, yağlı yıkama işleminde numuneyle imalat arasında renk farklılıkların olabileceği, imalatın numuneye göre bir iki ton açık ya da koyu olabileceği, özellikle kahve antrasit gri haki gibi renklerde sapmaların fazla olacağı, imalatta kazanlar arası %10-15 kadar farklar görülebileceği, numunenin efektinin imalata göre daha fazla olacağı çünkü numunenin tek başına işlem gördüğü, imalatın ise ürünlerin birbirine sürtünmesinden dolayı daha az efektli çıkabileceği, bu durumun biraz da kumaşın yapısına bağlı olarak değişkenlik göstereceği, yüzde yüz pamuklu kumaşlarda rengin daha kolay yakalanırken polyester oranı arttıkça bu oranın düşeceğinin yazıldığı görülmüştür.
Taraflar arsındaki ihtilaf sözleşme gereğince yapılan boyama işleminin ayıplı olup olmadığı, gizli ayıp olup olmadığı ve zararın miktarı noktalarında toplanmakta olup bu hususların tespiti bakımından bilirkişilerden rapor ve davacının itirazları üzerine ek rapor ve yeniden raporlar alınmıştır.
Bilirkişiler Sektörel Bilirkişi … ve Finans Uzmanı … tarafından sunulan 13.06.2018 tarihli raporda sonuç olarak; Davalı tarafca hazırlanan ve davalının da kabul ederek kaşe/imza altına alınan sözleşme/mutabakat formunda davaya konu olan “ Yağlı Boyama “ işlemine ait oluşabilecek tüm risk ve alınabilecek sonuçların detaylı olarak yazıldığı ve davacının da bunları kabul ettiği, inceleme için alınan 2 farklı parti /koliden 2 ürün üzerinde yıkama talimatlarına uygun standart ve kullanıcı/müşterin yapması gereken şekilde yıkama işlemi yaptırıldığı, I-Nolu denemede ve İl-nolu denemelerdeki ürünlerin yıkama sonrasında taraflarca belirlen sonuçlara uygun ve STANDARTLARDAKİ YAĞLI BOYAMA sonuçlarına uygun olduğu, toplam ürün olan 1300 adet üzerinden alınan 2 ürün sonucunun davaya konu edilen üründeki RENK KAYBI şeklinde sonuçlara uğramadığı görülmüş olsa da uluslararasın Labratuar hizmetleri verilen kuruluşlardan alınmış dava dosyasında bir belgenin olmamış olması nedeniyle ancak kısıtlı sayıda örnekleme usulde seçilen ve kendi olanakları ile yaptırılan test sonuçlarına göre satandart dışında bir sonuca rastlanmadığının mütalaa edildiği anlaşıldı.
Bilirkişiler Sektörel Bilirkişi … ve Finans Uzmanı … tarafından sunulan 05.12.2018 tarihli ek raporda sonuç olarak; Kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynen geçerli olduklarını bildirir rapor sundukları görüldü.
Bilirkişiler Tekstil Mühendisi Prof Dr…., Tekstil Mühendisi …, Mali Müşavir … tarafından sunulan 05.02.2020 tarihli raporda sonuç olarak; Taraflar arasında yazılı bir mutabakat metni (sözleşme) bulunduğu, sözleşmede renk haslıklarının düşük çıkabileceği yönünde madde bulunduğu ve davacı tarafından imzalandığı, sözleşmede yıkama haslığının 2-3 akma haslığının 4-5 olmaması gerektiği yönünde bir madde bulunmadığı, dolayısıyla bu değerler çıkan test sonuçlarının sözleşmeye göre değerlendirilmeyeceği, ürünlerde yağ yıkama uygulaması yapıldığı ve yağ yıkamanın kimyasal yapısından dolayı yıkandıkça akan bir boyama olduğunun sözleşmede taraflarca kabul edildiği, sözleşmede malların bitiminde ihracatçı firmanın ürünleri beğenmedim veya müşterim beğenmedim deme hakkı bulunmaz maddesinin bulunduğu, dolasıyla 3.tarafların itirazlarının davacı-davalı sözleşmesini bağlamadığı, 1300 adet hırkanın tek partide boyanmadığı; davacı temsilcisi tarafından her parti boyama sonrası yıkama testleri yaptırılarak var ise hatalı boyamalara müdahale olanağı, daha sonra yapılabilecek hatalı boyamaları önleme olanağı bulunduğu, fakat dosyada bu konuda bir bilgiye rastlanmadığı, tanıklar tarafından, 1.parti boyamasının davacı tarafından onaylandıktan sonra diğer parti boyamalarına devam edildiğinin beyan edildiği, eğer ayıp var ise davacının üretim aşamasında ayıp bildiriminde bulunmadığı, davacının olayda kusurlu davrandığı, davacının 26-27 Ekim 2015 olan ürünleri teslim tarihinden sonraki 8 gün içindeki gerekli kalite kontrol denetimini yapmadığı, ürünlerini bu sürede kontrolsüz teslim aldığı, davacının satış kaybının 1300 adet x 24 Euro = 31.200 Euro olarak hesaplandığının mütalaa edildiği anlaşıldı.
Bilirkişiler Tekstil Mühendisi Prof …. …, Tekstil Mühendisi … …, Mali Müşavir … tarafından sunulan 15.12.2020 tarihli ek raporda sonuç olarak; Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunduğu, sözleşmede; Yağlı Boyamanın yüzeysel bir boyama işlemi olduğu, bu nedenle Renk Haslıklarının düşük çıkabileceği yönünde madde bulunduğu, taraflar arasında yapılan sözleşmede; ürünlerin Yıkamaya Karşı Renk Haslığının hangi değerden az olmaması ile ilgili bir madde (4-5 veya 5 gibi) ve toplam siparişin kaç adedine veya % kaçına kadar hatalı ürüne izin verilebileceğine dair bir madde olmadığı, davacı tarafından Bilirkişi Heyetine verilen 3 adet hırkanın laboratuarda yapılan Yıkamaya Karşı Renk Haslıklarının 3 hırkada da Solmada 4, Akmada ise 4-5 çıktığı, bu aşamadan sonra tekrar Laboratuvarda test yaptırmaya gerek olmadığı, 1300 Adet hırkanın tek partide boyanmadığı, davacı temsilcisi tarafından her parti boyama sonrası yıkama testleri yaptırılarak varsa hatalı boyamalara müdahale olanağı ve daha sonra yapılabilecek hatalı boyamaları önleme olanağı bulunduğu fakat yapılmadığı, davacının 26-27 Ekim 2015 olan ürünlerin teslim tarihinden sonraki 8 gün içinde gerekli kalite kontrol denetimini yapmadığı, ürünleri teslim aldığı, denetim kusuru yaptığı, davacının ancak 30/12/2015 tarihinde ayıp ihbarında bulunduğu, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının takdirinin Yüce Mahkeme’de olduğu, sözleşmede “malların bitiminde, ihracatçı firmanın ürünleri beğenmedim veya müşterim beğenmedi” deme hakkı bulunmaz’ maddesinin bulunduğu, dolayısıyla 3. tarafların itirazlarının davacı- davalı sözleşmesini bağlamadığı bu nedenlerle davacının zarar tazmini isteme hakkının bulunmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Bilirkişiler Prof … …, Tekstil Mühendisi .. …, , Mali Müşavir … … tarafından sunulan 04.12.2021 tarihli raporda sonuç olarak; Yapılan Testlerde yıkama haslığı değerlerinin en düşük değer 3 ile en yüksek değer 4-5 aralığında olduğunun görüldüğü, dosya içeriğine göre, davacı tarafından davalı firmadan istenen herhangi bir test standardı veya test değeri bulunmadığı, davalı tarafça hazırlanan ve davalı firmaca da kaşe ile imza altına alınan sözleşme maddeleri ve davacı tarafça davalı taraftan istenen herhangi bir test değeri yada kriteri bulunmadığı dikkate alındığında, davalı … Tic.Ltd.Şti tarafından yağlı boyama yapılarak davacı … San. ve Tic.Ltd.Şti firmasına teslim edilen ürünler de davacı … San. ve Tic.Ltd.Şti tarafından imzalanan sözleşmede de yer alan “Yağlı Boyama; yüzeysel bir boyama işlemidir, parça boya gibi ürünün üzerine çok güçlü tutunan kimyasal bağlara sahip değildir, bu nedenle renk haslıkları düşüktür ve Yağlı boyama işleminde koyu renklere doğru gidildikçe haslık değeri düşer” maddeleri de nazara alındığında somut olayda bir gizli ayıbın bulunmadığı, netice olarak davalının sorumluluğunun da doğmayacağı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, ihraç edeceği tekstil ürünlerine davalı tarafından yapılan yağlı boyama işleminin ayıplı olduğunu iddia ederek oluşan zararının tazminini istediği, davalı tarafça sözleşme kapsamında bir ayıbın bulunmadığının iddia edildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ve ek raporla arasında esasen bir fark bulunmadığı, gizli ayıp olmadığına ilişkin bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu, alınan bilirkişi raporları ve numuneler üzerinde yaptırılan test sonuçlarına göre boyama işlemine ilişkin haslık değerlerinin 3-4-5 arasında değişkenlik gösterdiği, taraflar arasında imzalanan ve teknik şartname olarak adlandırılabilecek sözleşme de boyama işleminin sonuçlarının ayrıntılı olarak düzenlendiği, her yıkamada renk atacağının, hatta kazanlar arası boyama işleminde bile %10-15 oranında fark oluşacağının, yağlı boyamanın yüzeysel bir işlem olduğunun, renk haslıklarının düşük olduğunun, koyu renklerde haslıkların daha da düşük olduğunun, numune ile teslim edilecek ürünün aynı olmayacağının açıkça kararlaştırıldığı ve davalı tarafından davacıya haslık değerleri konusunda bir taahhütte de bulunulmadığı hususları hep birlikte gözetildiğinde sözleşme kapsamında davacının iddia ettiği şekilde gizli bir ayıbın olmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.792,39-TL harcın mahsubu ile fazlaca alınan 1.711,69-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 66,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸