Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/525 E. 2021/781 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/525 Esas
KARAR NO:2021/781

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:12/05/2016
KARAR TARİHİ:25/11/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı … Müh. Tur. İnş. Madencilik Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin 14/08/2014 tarihli sözleşme imzaladıklarını, işbu sözleşmenin konusunun satıcı tarafından aynı sözleşmede belirtilen değerlere sahip yüksek tenörlü mineral çinko toprağının alıcıya satılması olduğunu, bu sözleşme ile satıcı tarafın 01/09/2014 tarihinden itibaren ayda en az 2.000 ton sözleşmede belirtilen nitelikte yüksek tenörlü mineral çinko toprağını alıcıya teslimini taahhüt ettiğini, aynı şekilde davacı alıcının da sözleşmede belirtilen nitelikteki ve miktardaki çinko toprağını satıcı firmadan almayı taahhüt ettiğini, tarafların daha sonra tekrar bir araya geldiğini, diğer davalı …’nun da katılımıyla aynı konuda ancak şartları yönünden daha kapsamlı her iki davalının satıcı olarak kabulü ile, 01/10/2014 tarihinde yeni bir sözleşme düzenlediklerini, bu sözleşmenin 14/08/2014 tarihli sözleşmenin yerini aldığını, mezkur sözleşme hükümlerine göre; satıcı tarafından … Mevki Yahyalı/… adresinde bulunan maden ocağından çıkarılacak olan sözleşmenin 4.maddesinde kararlaştırılmış niteliklerde çinko madeni cevherinin 01.01.2015 tarihinden başlayarak sözleşmenin sona ereceği 31.12.2016 tarihine kadar her ay 1.500 ton, yıllık 18.000 ton olacak şekilde alıcıya teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, işbu sözleşme hükümlerinde satıcının bu maden ocağından çıkaracağı çinko cevherini alıcıdan başka bir firmaya veya şahsa satmaması ve satıcının çıkaracağı cevheri alıcı tarafından teslim alınacağı tarihe kadar kendi deposunda saklamasının kararlaştırıldığını, yine mezkur sözleşmenin 12.4 maddesinde işbu sözleşmenin uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek her türlü ihtilafta sözleşmede satıcı ile birlikte sözleşme tarafı olan davalı …’nun alıcı müvekkili şirkete karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını kararlaştırıldığını, müvekkili alıcı şirketin anılan sözleşmeler ile yükümlendiği edimlerini aksatmadan yerine getirmiş olmasına rağmen muhatap satıcı firmanın 15.08.2014, 01.09.2014 ve 08.10.2014 tarihinde yaptığı teslimat ve satışlar dışında bu tarihlerden itibaren sözleşme hükümlerine uymadığını, alıcıya sözleşme hükümlerinde belirtilen nitelik ve miktarlarda mal teslimi yapmadığını, ilk aşamada davacı alıcı firmaya satışa sunulan ve teslim edilmek istenen çinko toprağının sözleşmede belirtilen niteliklere uygun olmadığı, yine sözleşmede belirtilen usul çerçevesinde ölçümü yapılmak sureti ile anlaşılmış bu yüzden teslim alınmadığı, bunu takip eden zamanda davalı satıcı firma sözleşme koşullarını hiçe sayarak davacı alıcı firmaya toprak çinko cevheri satışından imtina ettiğini, müvekkili firma anılan sözleşmeler gereği satıcı firmaya 14.08.2016 tarihinde firmanın … Bankası … Şubesine 190.000 USD ve 02.10.2014 tarihinde elden 100.000 USD’yi olmak üzere toplam 290.000 USD avans ödemesinde bulunduğunu, Davalı satıcı firma buna karşılık yukarıda belirtildiği şekilde 15.08.2014, 01.09.2014 ve 08.10.2014 tarihlerinde davacı alıcı firmaya teslim ettiği mal karşılığının 109.441,14 USD olduğunu, davacı alıcı müvekkilinin, satıcı firma nezdinde 180.558.86 USD alacağı kaldığını, davacı alıcı müvekkilinin, davalı satıcı firma ve rödovansçı nezdindeki takip tarihinde faizi ile birlikle 185.607.09 USD’nin karşılığı olan 498.559,20 TL’lik avans alacağının tahsili için ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, icra takip dosyasına davalı borçlular takip konusu borca ve yetkiye haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduklarını, takip konusu avans karşılığı sözleşme ile kararlaştırılan nitelikte ve sürede mal teslimi yapılmadığını, müvekkili adına davalılara yönelik olarak düzenlemiş olan … 10.Noterliğinin 02.07.2015 tarihli … yevmiye sayılı ihlarnamesi ile taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine uygun nitelik ve ihtar tarihine kadar teslimi gereken miktardaki çinko cevherinin üç gün içinde teslimini aksi halde sözleşmenin fesh edilerek müvekkili şirketin zararları ve cezai şart yönünden hukuki yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davalı taraf vekilleri aracılığı ile düzenlemiş olduğu Yahyalı Noterliğinin 3506 yevmiye sayılı ve 07.08.2015 tarihli cevabi ihtarnamede; öncelikle sözleşmeye uygun olarak üretilen ve teslime hazır hale getirilen ve depolanarak bekletilen cevherlerin davacı tarafından alınmadığı iddia ve beyan edildiğini, ancak bu hususun doğru olmadığını, davalı satıcı firmanın son satışa yönelik cevher tesliminin 08.10.2014 tarihinde olduğunu, davalılar sözleşme konusu madenden çıkardıkları cevheri davacıya teslim etmek ve satmak yerine davacı alıcı firma dışında başka şahıs ve firmalara satarak sözleşmenin ilgili maddesini ihlal ettiğini, davacı alıcı firma davalı tarafın 01.10.2014 tarihli sözleşme maddelerine riayet etmemesi sebebi ile ciddi bir şekilde mağdur olduğunu, müvekkilinin mezkur sözleşmeye istinaden masraf yaptığını ve kar kaybına uğradığını, davalı tarafın 01.10.2014 tarihli sözleşmenin 4.maddesine aykırı davrandığından aynı sözleşmenin 9.1 maddesi gereği davacı alıcının her türlü zararını karşılamakla mükellef olduğunu, aynı sözleşmenin 9.2 maddesinde taraflardan biri sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamasının yanı sıra 500.000 USD cezai şartı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalıların 01.10.2014 tarihli sözleşme hükümlerine aykırı davrandığının tespitini ve mezkur sözleşmenin feshini, davacının davalı tarafın sözleşme hükümlerine aykırı davranmaları sebebi ile maruz kaldığı kar kaybı, sözleşme sebebi ile yapılan yapmış olduğu masraflar vs. zararları tespit edilerek şimdilik 5.000 TL olarak müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, davalıların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması sebebi ile ödemeleri gereken cezai şart miktarı tespit edilerek şimdilik 5.000 TL olarak müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, belirlenecek tazminata ve cezai şarta feshi ihbar tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizinin uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 20/06/2016 tarihli cevap dilekçesi ile; 14.08.2014 tarihli sözleşmenin yetkiye ilişkin 15. maddesi ile belirlenmiş bir yetkili mahkeme bulunmaması nedeniyle HMK.nın 6. maddesi gereği yetkili mahkemenin ve icra dairelerinin davalının ikametgâhı olan Yahyalı Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle yetki itirazında buluklarını, müvekkilinin taahhüt ettiği edimlerini yerine getirdiğini, davacıya 1.433,60 ton cevher teslim edildiğini, teslimi yapılan cevherlere ilişkin sözleşmeyle belirlenen (4.madde) tenör tespit yeri İran Gümrük SGS şirketi yerine, kendilerine ait tesislerde tenor ölçümü yaptırmaları nedeniyle, teslimi yapılan mal tenör bedelleri davacı tarafça eksik ve hatalı olarak belirlenerek bakiye alacak talebinde bulunduklarını, yani tenör ölçüm analizleri İran Gümrük SGS şirketi tarafından yapılmayarak sözleşmeye aykırı davranış sergileyenin davacı taraf olduğunu, sözleşmeye uygun olarak üretilerek davacıya teslime hazır hale getirilen ve depolanarak stok sahasında bekletilen cevherlerin teslim alınması için davacı tarafından herhangi bir girişimde bulunulmadığını, teslim öncesi davacı tarafından temin edilerek müvekkiline teslim edilmesi gereken big bag çuvallarının verilmediğini, bu hali ile sözleşmeye aykırı davrananın bizzat davacı olduğunu, teslime hazır halde bekletilen cevherlerin alınmamasının sorumluluğunun müvekkiline yükletilemeyeceğini, 28.04.2015 tarihinde ocak içerisinde meydana gelen göçük nedeniyle üretimin durdurulduğunu ve halen tahkimat vs. işlemler nedeniyle de üretim yapılamadığını, sözleşmesinin 9.maddesi 3. fırkası gereği mücbir hallerin varlığı halinde, (ocakta göçük) sebep ortadan kalkıncaya kadar sözleşme şartlarının yerine getirilememesi hallerinde tarafların sorumluluklarının bulunmayacağı kararlaştırıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Müh. Tur. İnş. Mad. San ve Tic. A.Ş. vekili Mahkememize verdiği 02/01/2017 tarihli cevap dilekçesi ile; 14.08.2014 tarihli sözleşmenin yetkiye ilişkin 15. maddesi ile belirlenmiş bir yetkili mahkeme bulunmaması nedeniyle, yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin davalının ikametgâhı olan Yahyalı mahkemeleri olduğunu, sözleşmeye uygun olarak üretilerek davacıya teslime hazır hale getirilen ve depolanarak stok sahasında bekletilen cevherlerin teslim alınması için davacı tarafından herhangi bir girişimde bulunulmadığını, teslim öncesi davacı tarafından temin edilerek müvekkiline teslim edilmesi gereken big bag çuvallarının verilmediğini, bu hali ile sözleşmeye aykırı davranan bizzat davacı olduğunu, 28.04.2015 tarihinde ocak içerisinde meydana gelen göçük nedeniyle üretimin durdurulduğunu ve halen tahkimat vs işlemler nedeniyle de üretim yapılamadığını, sözleşmesinin 9.maddesi 3. fırkası gereği mücbir hallerin varlığı halinde (ocakta göçük), sebep ortadan kalkıncaya kadar sözleşme şartlarının yerine getirilememesi hallerinde tarafların sorumluluklarının bulunmayacağı kararlaştırıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada verdiği dava dilekçesi ile; taraflar arasında imzalanan 14/08/2014 tarihli sözleşme uyarınca, davalı satıcı tarafından sözleşmede belirtilen niteliklerdeki çinko toprağının davacı alıcıya satılmasının kararlaştırıldığını, ayda en az 2.000 ton sözleşmede belirtilen nitelikteki ürünün 01/09/2014 tarihinden itibaren satışının davalı tarafından tahahhüt edildiğini, tarafların daha sonra 01.10.2014 tarihli yeni bir sözleşme düzenleyerek eski sözleşmeyi ortadan kaldırdıklarını, bu sözleşmenin 4. maddesinde kararlaştırılan niteliklerdeki çinko madeni cevherinin 01.01.2015 tarihinden 31.12.2016 tarihine kadar yıllık 18.000 Ton olacak şekilde satılacağının kararlaştırıldığını, davacı müvekkilinin ediminin yerine getirilmesine rağmen, davalı satıcının sözleşmedeki yükümlülüğünü yerine getirmeyerek, belirtilen nitelik ve miktarlarda mal teslimi yapmadığını, toprak çinko cevheri satışından imtina ettiğini, sözleşmeler gereği davalıya toplam 290.000 USD ödeme yapıldığından bunun 180.558,86 USD’Lik kısmının mal teslimi yapılmaması nedeniyle karşılıksız kaldığını, faiziyle birlikte iadesi için davalı hakkında, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının haksız ve dayanaksız itirazı ile takibin durdurduğunu, 01.10.2014 tarihli sözleşmenin 10. maddesi uyarınca İstanbul İcra Daireleri yetkili kılındığından davalının yetki itirazının da yerinde olmadığını belirterek davalıların haksız itirazlarının iptali ile, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin birleşen davada verdiği 20/06/2016 tarihli cevap dilekçesi ile; Yetkili mahkeme ve icra dairelerinin müvekkilinin ikametgâhı olan Yahyalı Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin taahhüt ettiği edimleri yerine getirdiğini, davacıya 1.433,60 ton cevher teslim edildiğini, teslimi yapılan cevherlere ilişkin sözleşmeyle belirlenen (4.madde)tenör tespit yeri İran Gümrük SGS şirketi yerine, kendilerine ait tesislerde tenor ölçümü yaptırmaları nedeniyle, teslimi yapılan mal tenör bedelleri davacı tarafça eksik ve hatalı olarak belirlenerek bakiye alacak talebinde bulunduklarını, sözleşmeye aykırı davranış sergileyenin davacı taraf olduğunu, sözleşmeye uygun olarak üretilerek davacıya teslime hazır hale getirilen ve depolanarak stok sahasında bekletilen cevherlerin teslim alınması için davacı tarafından herhangi bir girişimde bulunulmadığını, 28.04.2015 tarihinde ocak içerisinde meydana gelen göçük nedeniyle üretimin durdurulduğunu ve halen tahkimat vs. işlemler nedeniyle de üretim yapılamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava; kar kaybı tazminatı, sözleşme nedeni ile yapılmış olan masrafların tahsili ve cezai şart alacağının tahsili, birleşen dava ise; itirazın iptali davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, taraflar arasındaki 01/10/2014 ve 14/08/2014 tarihli sözleşmeler, ihtarnameler, ödeme belgeleri incelenmiş ve bilirkişi raporları alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalılar aleyhine 180.558,86 USD avans iadesi alacağı ve 5.048,23 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 185.607,09 USD alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasında bilirkişi Ramazan Küçükdemir’in sunduğu 26/08/2017 tarihli raporunda; davalı tarafın ticari defterlerine göre, taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişkiye istinaden davalı şirketin 3 adet fatura mukabilinde davacı şirkete toplam 279.121,72 TL tutarında 1.433,60 ton çinko madeni cevheri teslim ettiği, karşılığında davacı şirketten toplam 712.861 TL tutarında tahsilat yaptığı, dolayısıyla fazla tahsilattan dolayı davalı şirketin bakiye ( 279.121,72 – 712.861) 433.739,28 TL tutarında davacı şirkete borcunun olduğunu belirtmiştir.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasında bilirkişi…’un sunduğu 09/10/2017 tarihli raporunda; davalı … tarafından talimat gereği 2014-2015 yılana ait yevmiye defterleri dava dosyasına ibraz edildiği, defterlerin usulüne uygun açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davalı defter kayıtlarında davacıya herhangi bir satışın olmadığı, dolayısı ile her hangi bir borç alacağın bulunmadığı, davalı … tarafından dava dosyasına beyan edilen 2014-2015 yılı yevmiye defterleri üzerinden yapılan inceleme neticesinde, diğer davalı … MÜH. adına 120 ALICILAR hesabı altında 120.10 … MÜH. isimli tali hesabın açıldığı, kayıtlar üzerinden diğer davalıya 2014 yılında 358.207 TL tutarında satış yapıldığı, 77.554,32 TL tutarındaki kısmının tahsil edildiği, kalan 280.652,68 TL’nin aynen 2015 yılına devir edildiği ve 2015 yılı içerisinde diğer davalıya herhangi bir satışın olmadığı, devir eden alacak tutarı olan 280.652,68 TL’nin 31.12.2015 tarihinde tahsil edildiği, 2015 yılı sonu itibarıyla davalının diğer davalı … MÜH’den kayıtlar üzerinden herhangi bir alacağının bulunmadığı belirtmiştir.
Bilirkişiler … ve …’ün mahkememize sundukları 21/09/2018 tarihli raporlarında; 01.10.2014 tarihinde diğer davalı …’nunda katılımı ile daha kapsamlı yeni sözleşme düzenlendiği, satıcı tarafından … mevkii Yahyalı adresinde bulunan maden ocağından sözleşme 4. maddesinde belirtilen kalitede çinko madeni cevherinin 01.01.2015 tarihinden itibaren 31.12.2016 tarihine kadar her ay 1.500 ton yıllık, 18.000 ton alıcıya teslim edeceğinin belirtildiği, buna istinaden Davacı tarafından değişik zaman diliminde toplamda 290.000 USD karşılığı olarak 637.624 TL tutarında bedelin davalıya ödendiği, davalı şirketin 15.08.2014, 01.09.2014 ve 08.10.2014 tarihinde yaptığı 279.121,72 TL tutar karşılığında 1.433,60 Ton Çinko cevher satışını yaptığı, bu satışlar dışında alıcıya başka mal teslimi yapmadığından, hem sözleşme şartlarını yerine getirmediği, hem de alıcıdan aldığı tutar karşılığı kadar sözleşmede belirtilen kalitede Çinko madenini teslim edemediğinden, davalının 358.502,28 TL tutarında alacaklı kaldığı, bu alacağın yukarıda hesabı yapılan 08.07.2015 takip tarihi itibarı ile toplam 133.470,69 USD’ye karşılık geldiği ve Davalının 133.470,69 USD fark tutar ve 144,59 USD faiz olmak üzere toplamda 133.615,28 USD alacağı olduğunun tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … ve …’ün mahkememize sundukları 18/03/2019 tarihli ek raporlarında; davacı tarafından iddia edilen cezai şart maddelerine istinaden zararlarının hesaplanması talebinin ilk sözleşmede herhangi bir cezai şart maddesinin olmaması ve ikinci sözleşmedeki 9.1 ve 9.2 cezai şart maddelerinin hangi tarafa uygulanabileceği konusunda, dava dosyası içerisinde herhangi bir bilgi ve belge olmadığından bu konuda herhangi bir tespit ve hesaplama yapılamadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Dr. …, … ve Prof. Dr. …’nin Mahkememize sundukları 10/09/2020 tarihli raporlarında; davacı tarafın 2014-2015-2016 yılı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, davacı tarafın davalı taraftan 358.502,28 TL tutarında alacaklı görüldüğünü, davacı firmanın 2.000 ton alım yapılması gerekirken, toplam 1.433,60 ton alım yaptığı taraflar arasındaki sözleşme şartları gereği alım miktarının (2.000 ton -1.433,60 ton) 566,40 ton eksik olduğu, başka satışın yapılmadığı, davacının 358.502,28 TL tutarında alacaklı kaldığı, bu alacağın 08.07.2015 takip tarihi itibariyle toplam 133.470,69 USD karşılık geldiğinin tespit edildiğini, davacı her ne kadar sözleşmenin feshi ifadesini kullanmışsa da bunun bozucu yenilik doğuran hak olan sözleşmeden dönme iradesi olarak anlaşılması gerektiğini, davacının eksik kalan ifaya ilişkin bedeli ve menfi zararlarını (depo kirası vs.) talep edebileceği, müspet zarara ve ceza koşuluna ilişkin talepleri ileri süremeyeceğini, sözleşmeden dönme olarak kabul edilmeyerek ifadan vazgeçerek müspet zararın istenmesi olarak kabul edilmesi halinde; davacının menfi tazminat kalemlerini talep edemeyeceği, TBK m.179/I gereği davacının ya ifayı ya da cezai şart talep edebileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve Dr. …Mahkememize sundukları 14/04/2021 tarihli rapor ve 25/08/2021 tarihli ek raporlarında; davacı şirketin, sahibi lehine delil niteliğini haiz ticari defterlerine göre davalı … A.Ş’ den 358.502,28 TL alacaklı olduğunu, taraflar arasında akdedilen 14.08.2014 tarihli sözleşme kapsamında yıl sonuna kadar 2.000 Ton cevher satışının taahhüt edildiği, ancak sadece 1.433,60 Ton ürün tesliminin gerçekleştiği ve bu cevher alım sözleşmesine istinaden davacı şirketin toplamda 290.000 USD ödeme yaptığı, ticari defter kayıtlarına göre davacı şirketin ödemiş olduğu bu tutardan 181.768,17 USD’nin karşılıksız kaldığı, ancak dava dilekçesinin “sonuç” kısmında açık bir şekilde, 01.10.2014 tarihli sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığı ve buna ilişkin taleplerde bulunulduğu belirtildiğinden, 01.10.2014 tarihli sözleşme kapsamında değerlendirme yapıldığında 01.10.2014 tarihli sözleşmenin konusunun “Satıcı tarafından çıkarılacak olan çinko madeni cevherinin 01.01.2015 tarihinden başlayarak sözleşmenin sona ereceği 31.12.2016 tarihine kadar alıcıya her ay 1.500 ton yıllık 18.000 ton olacak şekilde teslim edeceğini satıcı şimdiden kabul beyan ve taahhüt eder” olduğu, davaya konu edilen 01.10.2014 tarihli sözleşme kapsamında davacının ödeme yapmadığı, davalıların ise davacıya cevher tesliminde bulunmadığı, davacı şirketin dilekçesinde belirtmiş olduğu 01.10.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklı olarak yapmış olduğu masraflar nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlara ilişkin dosya kapsamına belge sunulmadığından bu hususta tespitin yapılamadığı, Davacının, davalı satıcı firmanın sözleşme gereğince 15.08.2014, 01.09.2014 ve 08.10.2014 tarihinde yaptığı teslimat ve satışlar dışında bu tarihlerden itibaren sözleşme hükümlerine uymadığı, davacı alıcıya sözleşme hükümlerinde belirtilen nitelikteki ve miktarlardaki malın teslim edilmediğini iddia ettiği görülmekle yapılan teknik değerlendirme neticesinde; davacı … İnş. Petrol San. Tic. Ltd. Şti. ile Davalı … A.Ş. ve … arasında 14.08.2014 tarihinde yüksek tenörlü mineral çinko toprağı satışında yapılan analizlerin sonucunda, düşük tenörlü çinko cevheri teslimatı nedeniyle sözleşmede yazılı olan sevkiyatın gerçekleşmediği, böylece davalıların sözleşme şartlarını yerine getirmediği, davalının 28.04.2015 tarihinde ocak içinde göçük meydana geldiği ve bu nedenle üretim yapılamadığını, sözleşmenin m.9/IlI maddesi gereği mücbir sebep ortadan kalkıncaya kadar sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi halinde tarafların sorumluluklarının gündeme gelmeyeceği iddiası bakımından ise dosya kapsamında, ocakta göçüğün meydana geldiğini tespite yarayan davalı tarafın iddiasından başka bir belge veya bilgiye rastlanmadığını, Davacı dava dilekçesinde 01.10.2014 tarihinde yeni bir sözleşme düzenlenerek bu sözleşmenin, 14.08.2014 tarihli sözleşmenin yerini aldığı beyan etmiş ise de; 01.10.2014 tarihli sözleşme hükümleri incelendiğinde buna ilişkin olarak TBK m. 1/1 hükmünce “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanına” rastlanmadığını, davacının 01.10.2014 tarihli sözleşme kapsamında ödeme yapmadığı, davalıların ise davacıya cevher tesliminde bulunmadığı, dolayısıyla tarafların 01.10.2014 tarihli sözleşmeden doğan edimlerini hiç ifa etmediği, davacının davalılardan bu sözleşme kapsamında alacaklı olmadığı, Davacı dava dilekçesinde açık bir şekilde “sözleşmenin feshini” talep edilmiş olsa da; tarafların 01.10.2014 tarihli sözleşmeden doğan edimlerini hiç ifa etmediği tespit edildiğinden sözleşmenin ifasına hiç başlanmadığı, bu halde borçlar hukuku bakımından “ileriye etkili fesih” değil, “geriye etkili dönme” söz konusu olacağından bu halde doktrin ve de Yargıtay’ın müstakar kararları gereğince sözleşmeden dönme halinde olumlu (müspet) zararın ve bu kapsamda sözleşmeye göre ceza koşulunun (cezai şartın) istenemeyeceğini, davacı tarafından davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edilmesi sebebiyle açılan itirazın iptali davası bakımından değerlendirme yapıldığında takipte “borcun sebebi” olarak “01.02.2015 tarihli 180.558,86USD avans iadesi-sözleşmeden kaynaklı avans iadesi talebidir” ifadesine yer verildiği, 180.558,86USD(avans iadesi alacağı) + 5.048,23USD (01.02.2015/08.07.2015) arası işlemiş en yüksek USD faiz (Yıllık) %6,5) = 498.559,20TL(185.607,09USD) ödeme yapılmasının talep edildiği, davacının 01.10.2014 tarihli sözleşme kapsamında ödeme yapmadığı, davalıların ise davacıya cevher tesliminde bulunmadığı, dolayısıyla tarafların 01.10.2014 tarihli sözleşmeden doğan edimlerini hiç ifa etmediği, 01.10.2014 tarihli sözleşmenin ifasına hiç başlanmadığı tespit edilmiş olup eğer birleşen dava yönünden dava dilekçesinin “Sonuç” kısmındaki talebe ilişkin davacının, 14.08.2014 tarihli sözleşme kapsamında alacak hakkını talep ettiği kabul edilir ise bu halde 14.08.2014 tarihli sözleşme kapsamında yıl sonuna kadar 2.000 Ton cevher satışının taahhüt edildiği, ancak sadece 1.433,60 Ton ürün tesliminin gerçekleştiği ve bu cevher alım sözleşmesine istinaden davacı şirketin toplamda 290.000 USD ödeme yaptığı, ticari defter kayıtlarına göre davacı şirketin ödemiş olduğu bu tutardan 181.768,17 USD’nin karşılıksız kaldığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, davalıların sözleşmedeki hükümlere aykırı davrandıklarını ileri sürerek kar kaybı tazminatı, sözleşme nedeni ile yapmış olduğu masraf ve zararların tahsilini ve ceazi şart alacağının tahsilini, birleşen davada ise; sözleşme gereği davalılara yapılan fazla ödeme nedeni ile bunun iadesi için icra takibi yaptığını ve yapılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki 01/10/2014 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; davacı şirketin alıcı, davalıların satıcı olarak yer aldığı, sözleşmenin konusunun satıcılar tarafından çıkarılacak olan çinko madeni cevherini 01/01/2015 tarihinden itibaren başlayarak sözleşmenin sona ereceği 31/12/2016 tarihine kadar alıcıya her ay 1.500 ton yıllık 18.000 ton olacak şekilde teslimine ilişkin olduğu, satıcıların bu miktar çinko madeni cevherini alıcıya teslim etmeyi taahhüt ettiği, (sözleşmenin 3.1 maddesi) çinko cevherinin alıcı tarafından temin edilerek satıcıya verilecek olan big bag çuvallarına satıcı tarafından doldurularak ve satıcı tarafından gönderilecek tırlara yükleneceğini ve alıcı tarafından bu şekilde teslim alınacağını (sözleşmenin 3.2 maddesi), sözleşmenin 4.maddesinde çinko cevherinin sahip olması gereken değerlerin bildirildiği, 5. maddesinde cevherin analizinin düzenlendiği, 7. maddesinde fiyatının, 8.maddesinde ödeme şeklinin düzenlendiği, 9. maddesinde cezai şart ve mucbir sebeplerin düzenlendiği, 9.2 maddesinde taraflardan birinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde diğerinin zarar ve ziyanı karşılayacağı ve ayrıca 500.000 USD cezai şart ödeyeceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 10. maddesinde İstanbul Mahkemelerinin ve icra dairelerinin anlaşmazlıkların çözümünde yetkili olduklarının düzenlendiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki 14/08/2014 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; davacı şirketin alıcı, davalıların satıcı olarak yer aldığı, davalı …’nun saha sahibi olarak sözleşmede yer aldığı, sözleşmenin konusunun satıcı tarafından yüksek tenörlü mineral çinko toprağının satışına ilişkin olduğu, sözleşmenin 3.maddesinde çinko toprağının hangi değerlerde olması gerektiğinin düzenlendiği, 6.maddesinde fiyatının ne şekilde hesaplanacağının düzenlendiği, 9.maddesinde toprağın satıcı tarafından teslimatının saha sahibi …’nun … maden ocağında yapılacağı, 10.maddesinde nakliye giderlerinin alıcının sorumluluğunda olduğunu, 11.maddesinde 01/09/2014 tarihinden sonra ayda en az 2.000 ton yüksek tenörlü mineral çinko toprağının alıcıya verilmesinin taahhüt edildiğini, 14.maddesinde ödeme şeklinin düzenlendiği görülmüştür.
Asıl davada, dava dilekçesinde 01/10/2014 tarihli sözleşme hükümlerine davalıların aykırı davranması nedeniyle kar kaybı, bu sözleşme nedeni ile yapılan masraflar ve cezai şart talebinde bulunmuş ve dava dilekçesinde 01/10/2014 tarihinde 2.sözleşmenin yapıldığı ve bu sözleşmenin ilk sözleşme olan 14/08/2014 tarihli sözleşmenin yerini aldığı iddia edilmiş ise de; 14/08/2014 tarihli ve 01/10/2014 tarihli sözleşmeler, tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar, ihtarnameler, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre 01/10/2014 tarihli sözleşme hükümleri incelendiğinde; bu sözleşmenin ilk sözleşme olan 14/08/2014 tarihli sözleşmenin yerini aldığını gösterir şekilde hiçbir hüküm içermediği, dava dilekçesinde 01/10/2014 tarihli sözleşmeden kaynaklı olarak talepde bulunulduğu ancak 01/10/2014 tarihli sözleşme kapsamında davalılara herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalıların davacıya cevher tesliminde bulunulmadığı, bu sözleşmeden kaynaklı olarak davacının yapmış olduğu masraflara ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, dolayısıyla tarafların 01/10/2014 tarihli sözleşmeden doğan edimlerini hiç ifa etmediği, bu nedenle geriye etkili sözleşmeden dönmenin söz konusu olduğu ve sözleşmeden dönme halinde cezai şart talep edilemeyeceği, ayrıca kar kaybı, masraf ve zararlarını talep edemeyeceği, ayrıca davacı her ne kadar sözleşmenin feshini talep etmiş ise de; sözleşmeden dönme nedeni ile sözleşmenin sona ermiş olması nedeni ile mahkememizce bu konuda ayrıca sözleşmenin feshi için hüküm kurulmasına gerek bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen davada, davacı sözleşme kapsamında ödeme yaptığını, davalıların davacıya taahhüt ettikleri kadar çinko cevherini teslim etmediklerinden fazla yapılan ödemenin tahsili için icra takibi yaptığını, davalıların icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptalini talep ettiği, tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar, ihtarnameler, icra dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; 14/08/2014 tarihli taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalıların davacıya ayda 2.000 ton çinko toprağı teslim etmeyi taahhüt ettiklerini ancak sadece 1.433,60 ton ürün tesliminin gerçekleştiği, bu ürünlerin alımı için davacı şirketin toplamda 290.000 USD ödeme yaptığı, davacıya teslim edilen 1.433,60 ton çinko toprağının değerinin 108.231,83 USD olduğu buna göre davacı tarafından yapılan fazla ödemenin 181.768,17 USD olduğu, davacının icra takibinde avans iadesi olarak talep ettiği asıl alacak miktarının daha az miktarda 180.558,86 USD olduğu, bu nedenle davalıların icra takibindeki asıl alacak miktarına yaptıkları itirazın yerinde olmadığı ve iptalinin gerektiği, icra takibinde her ne kadar işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de; davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarnamenin davalı …’ya 06/08/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirkete gönderilen tebligatın 07/07/2015 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, ihtarnamede 3 gün içinde ödemenin yapılmasının talep edildiği, icra takibinin ise 09/07/2015 tarihinde başlatıldığı, buna göre icra takibinden önce temerrüdün söz konusu olmadığı anlaşıldığından icra takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak; birleşen davanın kısmen kabulüne, davalıların 180.558,86 TL asıl alacak için yaptıkları itirazın iptaline, işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebinin reddine, alacağın likit olması nedeni ile davacı lehine icra inkar tazminatına ve reddedilen faize ilişkin kısım ile ilgili davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın reddine,
2-Birleşen davanın kısmen kabulü ile; davalıların ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında 180.558,86 USD asıl alacak için yaptıkları itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi uygulamak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Kabul edilen alacağın takip tarihi itibariyle TL karşılığı olan ( 1 USD= 2,6839 TL den) 484.601,92 TL.nin % 20’ si olan 96.920,38 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalıların kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-ASIL DAVADA;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 111,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c)Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
d)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-BİRLEŞEN DAVADA;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 36.491,30 TL harçtan peşin alınan 6.010,12 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 30.481,18 TL harcın davalılardan tahsiline,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 43.760,07 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
d)Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20 TL başvurma harcı + 6.010,12 TL peşin harç toplamı olan 6.039,32 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafından yapılan 191 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre 185,80 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
f)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır