Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/468 E. 2018/256 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/468 Esas
KARAR NO : 2018/256
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2016
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirkete karşı İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi …esas sayılı … karar sayılı ilamı ile açılan itirazın iptali davasında Mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda davacı müvekkil şirketin davalı taraftan dava ve takip konusu yapılmayan 15.106,61 TL daha alacağının olduğu belirtildiğini, davalı ile davacı şirket arasında taşeron sözleşmesi mevcut olduğunu, davalı … A.Ş ile yaptığı sözleşme ile üstlendiğ işleri alt taşeron olarak davacı şirkete yaptırdığını, davacı müvekkilin dava ve takip konusu faturaya ilişkin olarak yaptığı iş ve işlemlere ilişkin olarak kestiği faturaya yasal yolların arkasına sığınarak ödeme yapmamak için kullandığını, davalı şirket üst işverenden alacaklarını tahsil ettiğini, davalı şirket aleyhine daha önce diğer bir fatura alacağına ilişkin olarak İzmir…İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı şirket bu takibe de itiraz ettiğini, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi…E…E sayılı kararı ile itirazın iptaline karar verildiğini, dosya davalı şirket tarafından temyiz edildiğini, karar Yargıtay … Hukuk Dairesinin … esas ve … kararı ile onandığını, izah edilen nedenlerle davacı şirketin davalı şirketten 15.106,61 TL alacağı 30/06/2012 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline ve davalı tarafın … Bankası … Şubesi … hesabına tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasını talep ile dava açtığı görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu davaya ilişkin usul hukukunu itirazlarını 01/04/2012 tarihli taşeron sözleşmesini ve yetki sözleşmesi varsa belirlenen mahkeme kesin yetkili olduğunu, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili bulunması bir dava şartı olarak düzenlendiğini, davacının taraf olduğu sözleşmedeki yetkiyi ilişkin düzenlemeyi yok sayarak İzmir mahkemelerinde dava açması kötü niyetli bir çaba olduğunu, müvekkilin davayı takip etmesini zorlaştırmak amaçlandığını, davanın dava şartı yokluğundan usulen reddi yönünde karar verilmeyecek ise yetki itirazımız sebebiyle dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini ayrıca davanın esastan reddini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı… karar sayılı ilamında, “Taraflar arasında 01/03/2012 tarihinde düzenlenen sözleşmede istanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili sayılacaklarının kararlaştığı görülmüştür. Her iki tarafında tacir olduğu görülmekte olup, buna göre 6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesi hükmü gereğince, tacirler arasında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınması, başka bir deyişle yetki sözleşmesi yapılması mümkündür. Ancak, yetki sözleşmesiyle yetkili yer kararlaştırılması durumunda, aksi başka bir sözleşmeyle belirlenen mahkemede açılır. İcra takibi de sadece yetki sözleşmesiyle kararlaştırılan icra dairesinde yapılır. Bu yöndeki yetki kesin yetki olup, davanın yetki sözleşmesiyle belirlenen başka bir yerde açılması mümkün değildi. Başka bir deyişle, yetki sözleşmesiyle belirlenen yer mahkemesi münhasır ve kesin yetkili yer mahkemesi lup icra dairesi de kesin yetkilidir. Bu sebeple İstanbul (Çağlayan ) Mahkemesi yetkili olduğundan mahkememizin yetkisizliğine…” şeklinde karar verilerek dosyanın, mahkememize geldiği … esas numarasına kaydı yapılarak yargılamanın bu dosya üzerinden devam ettiği anlaşıldı.
Davalının derdestlik itirazı nedeniyle İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayıl dosyası celbedilerek incelenmiş, tarafları aynı olan davada mahkemenin yakın zamanda davanın reddine karar verdiği, mahkememizde derdest davanın dayanağının önceki dönemde verilen bilirkişi raporu olduğu anlaşıldığından, davanın tarafları aynı olsa da davanın konusu itibariyle birbirinden ayrı olduğu kanaatiyle derdestlik itirazı reddedilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, taraflar arasında İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyası ile bir yargılama yapıldığı, bu yargılama sırasında bilirkişi raporu alındığı, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi… esas, … karar sayılı kararında ; “… Raporda 30/06/2012 tarihli, 236.813,25-TL’lik yapılan işlerle ilgili faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğunu, 3 ayı aşkın süre geçtikten sonra bu fatura ile ilgili olarak 120.027,94-TL bedelli iade faturasının kesildiğini, bu iade faturasının KDV beyan süresi geçtikten sonra yapılmış olmasının usulüne uygun olmadığını, ayrıca bu iade faturasının davacı kayıtlarında yer almadığını belirterek, bu iade faturasının davacıya karşı etkisi olmadığının mahkemece kabul edilmesi halinde davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya takip tarihi itibari ile 211.919,86-TL’lik borcu gözüktüğünü, ancak davacının icra takibinde 196.813,25-TL’lik talebinin bulunduğunu temerrüt ihtarnamesi bulunmadığından takipteki işlemiş faizi talep edemeyeceğini belirttiği görülmüştür. Rapor içeriğinden sözleşmeninin 9. Maddesi gereğince davalının, davacı taşeronu şehir içinde çalışması yönünde herhangi bir uyarısının bulunmadığını, taraflarca imzlanmamış olan 3. Hakedişdeki 5,35-TL/metre birim fiyatı ile ilgili sözleşmede bir hükmün bulunmadığını açıkladıkları anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda yapılan işle ilgili sözleşmedeki birim fiyatı üzerinden KDV eklenecek ve teminat kesintisi yapılarak hakediş alacağının 211.073,71-TL olduğu hesaplanmıştır.” şeklinde rapora yer vererek gerekçelendirdiği görülmüştür.
Yargıtayın…Hukuk Dairesi … esas, … karar sayılı ilamıyla, “dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, … temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına ….” gerekçesiyle onandığı anlaşılmıştır.
Bahsedilen raporda alacağın 211.919,86 TL olduğu icra takibine konan miktarın 196.813,25 TL olduğu İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin taleple bağlılık ilkesine riayet ettiği, davacının davalıdan 15.106,61 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Yargıtay denetiminden geçen karara müstenid rapora itibar ederek davacının davasını ispat ettiği anlaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 15.106,61 TL’nin dava tarihinden işleyecek değişine oranlarda avans faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2 – 492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 1.031,93 TL harçtan, peşin alınan 257,99 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 773,94 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3 – Davacı taraf lehine av.asrg.ücret tarifesi gereğince 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4 – Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı + 257,99 TL peşin harç + 87,50 TL tebligat – müzekkere giderleri olmak üzere toplam 373,19 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır