Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/363 E. 2020/805 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/363 Esas
KARAR NO:2020/805

DAVA:Menfi Tespit – İstirdat
DAVA TARİHİ:04/12/2015
KARAR TARİHİ:03/12/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Temlik eden Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili firma ile davalı firma arasında 01.09.2009 başlangıç ve 01.09.2014 son bulma tarihli 5 yıl için geçerli olan “Madeni Yağ Satış Sözleşmesi” düzenlendiğini, iş bu sözleşmenin konu başlıklı 1. maddesine göre “Bayinin …/ELF’in satışa sunduğu madeni yağ, greslerin ve özel ürünlerini, münhasıran bulundurulması, teşhiri ve satışının yapılması” şeklinde düzenlendiğini, yapılan sözleşmeye göre her yıl 20 ton ürün/mamül alınması ve satılması konusunda anlaşmaya varıldığını, bir başka ifade ile yapılan sözleşmeye göre sözleşme süresinin 5 yıl olması nazarı itibara alındığında müvekkilinin 100 tonluk alım yapması gerektiğini, ancak bu durumun taraflar arasındaki gerçek istenilen sonuç olmadığını, tarafların gerçek arzu ve isteklerinin bir başka ifade ile bu sözleşmeden beklentilerinin yıllardır devam eden ticaretin devam etmesi, başka bir firmadan mal alınmaması ve bayrağın burada devam etmesinin sağlanması olduğunu, bunun için de her ne kadar yıllık 20 ton yazılmış olunsa da bu miktarda ürün alınmasının yıllardır devam eden taraflar arasındaki ticari ilişkinden de açıkça görüleceği üzere mümkün olmadığını, zira müvekkilinin … markasının yetkili servisi olarak faaliyet gösterdiğini, davalıdan satın alındığı madeni yağı, bakım amacıyla gelen araçlarda kullanmakta, bunun dışında bir satış mümkün olmadığını, sadece … marka araçlara verilen bakım hizmeti sırasında madeni yağ satışı mümkün olduğundan, sözleşmenin akdedilmesini takip eden yıllarda yıllık 20 ton madeni yağ alım taahhüdünün yerine getirilmesi fiilen mümkün olmayacağını, davalı yanın zaten sözleşme yapılırken fîili olarak bildiğini, sözleşmeye göre 2010 yılında 20 ton satın alma taahhüdü yerine getirilemediği halde davalı şirketin bu hususta bir talebi bulunmadığı gibi takip eden yılda müvekkili şirkete 2500 kg bedelsiz madeni yağ verdiğini, ve aynı şekilde 2012 ve 2013 ve 2014 yıllarında öngörülen miktarda ürün alınamadığı gibi davalı bu hususta herhangi bir talepte bulunmadığını, salt sözleşmenin devamı için imkansız olan bu rakam yazılmış ancak gerçekte alınması gereken rakamın taraflar arasında kararlaştırıldığını ve bu şekilde ticari ilişkinin sorunsuz olarak devam ettiğini, bu durumun en güzel örneğinin müvekkili ile davalı arasında 1997 yılından beri yaklaşık 20 yıldır devam eden ticari ilişkide hiçbir zaman tonaj taahhüdüne (sözleşmede olmasına rağmen) bağlı olamadığını ve gerçekte ne kadar ürün alınması gereklisi ise o kadar ürün alımı yapılarak tarafların bugüne ticari ilişkilerini devam ettirdiklerini, müvekkili firma davalı ile olan 20 yıllık ticaret hayatından edimlerini fazlası ile yerine getirdiğini, müvekkilinin, firmanın kendisine şiar edinmiş olduğu dürüstlük, doğruluk ve güven prensibi gereği davalı firmaya güven duyduğu ve istenilen 550.000 TL bedelli teminat mektubunu davalı firmaya verdiğini, verilen teminat mektubunun hali hazırda taraflarına iade edilmediğini, en son yapılan sözleşmenin 01.09.2009 tarihli olup 5 yıllık düzenlenmiş olduğu için 01.09.2014 tarihinde süre nedeni ile son bulduğunu, sözleşme süresi 16 ay evvel sona ermiş olmasına rağmen, davalı şirketten istenilmesine rağmen bu güne kadar teminat mektubunun tarafına teslim edilmediğini, teminat mektubunun taraflarına verilmesi talep edilmiş olunmasına karşın, her seferinde yeni bir sözleşme yapma şartı müvekkilinin önüne sunulduğunu, taraflar arasında yeni bir sözleşme de yapılmadığı için son bulan sözleşme gereğince alınan teminat mektubunun müvekkile iade edilmesi gerektiğini, davalı yan ile yeni düzenleme yapılmaması nedeniyle davalının son bulan sözleşmeye göre müvekkilinin ürün alım taahhüdünü yerine getirmemesi gerekçesine dayanarak haksız bir şekilde 242.612,96 TL talep ettiğini, bu hususta davalı tarafın müvekkili şirket yetkilisi olmayan personeline göndermiş olduğu 26.11.2015 tarihli mail ile bu talepte bulunduğunu, davalının herhangi bir mahkeme kararına da dayanmayan bu talebinin haksız olup, şirketlerince sözleşmeden kaynaklanan bütün yükümlülükler yerine getirildiğini, taraflarının bu konu ile ilgili herhangi bir borcu da bulunmadığını, davalı ile yapılan sözleşmeye göre teminat mektubunun veriliş sebebi olarak sözleşmenin 8.1 maddesinde aynen “Bayi, iş bu sözleşme uyarınca mubayaa ettiği ve edeceği mal bedelleri, alacağı madeni yağ, gres, özel ürünler ve malzemelerin kontragarantisi ve sözleşmeden doğan borç ve taahhütlerin garantisini teşkil etmek üzere … lehine 550.000 TL teminat mektubu vermeyi kabul ve taahhüt eder” hükmüne dayandırarak, teminat mektubu ya cari borçtan ya da sözleşmede doğan borçların garantisi olarak alındığının belirtildiğini, onaylı cari hesap ektresinde görüleceği üzere müvekkili firmanın davalıya dava tarihi itibari ile hiçbir borcu bulunmadığını, dolayası ile teminat mektubunun asıl garantisini teşkil edeceği hiçbir borcun olmaması nedeni ile teminat mektubunun davalı uhdesinde tutulmasının haksız olduğunu belirterek, müvekkili şirketin davalı yan ile 01.09.2009 başlangıç ve 01.09.2014 bitiş tarihli olan madeni yağ satış sözleşmesi vs. nedenler ile borçlu olmadıklarının tespitine, müvekkili tarafından davalıya söz konusu sözleşme nedeniyle verilen … A.Ş. … Şubesi tarafından düzenlenen 09/10/2009 tarih … nolu ve 550.000 TL bedelli teminat mektubunun müvekkiline iadesine, teminat mektubunun müvekkiline iade edilmemesi nedeniyle müvekkili bankaya vermiş olduğu komisyon/masrafın tazmini, teminat mektubu nedeniyle verdiği teminatları kullanamamasından oluşan ve oluşacak zararlarının tazmini ve bunun yanında sözleşme hükmünde geçen teminat miktarının yıllık % 2’sinin taraflarına ödetilmesine ve ayrıca teminat bedelinin %20′ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile, müvekkili ile davacı arasında Madeni Yağ Satış Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 13.maddesince yetkili mahkeme olarak … Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin kararlaştırıldığını, belirterek öncelikle mahkemenin yetkisine itirazla yetkisizlik kararı verilerek dosyanın … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, sözleşme gereğince davacının her yıl 20 ton/yıl ürün almayı kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin 5.maddesi gereğince müvekkili tarafından davacı tarafa peşin ciro prim avansı verildiğini, sözleşmenin 6. ve 3.1 maddesinde davacının almayı taahhüt ettiği oranlarda ürünleri almaması durumunda karşılıklı mutabakatla bakiye kalan ciro prim avansının karşılıklı mahsuplaşması veya sözleşmenin yenilenmesine karar verileceğinin de açıkça belirlendiğini, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin yenilenmediğini, ticari ilişkinin sona erdiğini, davacı tarafın sözleşme süresi boyunca alması gereken oranlarda ürün alımı yapmadığını, taahhütlerini yerine getirmediğini, sözleşmeden önce ciro prim avansı verildiğini, bu durumun sözleşme ve müvekkil ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğunu, primin davacının taahhüt ettiği oranlarda ürün alımı yapacak olması öngörülerek verildiğini, alım taahhütlerine uyulmaması halinde 5 yıllık sözleşme sonunda bakiye primin geri alınacağının sözleşmede kararlaştırıldığını, müvekkilinin davacıyı yeni sözleşme yapmaya zorlaması ve sözleşme ilişkisi yenilenmediği için kendilerinden para talep edildiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, sözleşmenin yenilenmemesi halinde peşin verilen ciro prim avansının iadesinin gerektiğini, müvekkilinin 16/12/2015 tarih … fatura referanslı 242.612,96 TL bedelli peşin prim avansı iade bedeli açıklaması ile e-fatura düzenleyerek davacı tarafa gönderdiğini, davacı tarafça halen müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davacı taraftan cezai şart talebi bulunmadığını, açıklandığı üzere peşin ödenen ciro priminin sözleşme tonaj taahhüdü üzerinden bakiyesinin talep edildiğini, iş bu bedelin henüz alımlar başlamadan peşinen müvekkili tarafından davacıya ödendiğini ve alım taahhüdünün yerine getirilmemesi sebebiyle davacı tarafın iade etmesi gereken ciro priminin bulunduğunu, davacı tarafça ödeme yapılmaması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davacının sebepsiz olarak zenginleştiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasından verilen yetkisizlik kararı nedeniyle dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 12.07.2016 havale tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin dava dilekçesinde 550.000 TL bedelli teminat mektubu nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve teminat mektubunun iptalini talep ettiklerini, ancak yargılama sırasında teminat mektubunun 257.387,04 TL’lik kısmının paraya çevrildiğini, bu nedenle paraya çevrilen bu miktar için davalarını istirdat davasına dönüştüğünü, kalan 242.612,96 TL için müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti davasına devam ettiklerini, teminat mektubu nedeniyle müvekkilinin banka nezdinde ödediği masraflar ile teminat mektubu nedeniyle kullanamadığı teminatlardan dolayı oluşan veya oluşacak zararlar için 1.000 TL talep ettiklerini, müvekkilinin teminat mektubu nedeniyle bankaya ödemek zorunda kaldığı ve sözleşme hükmünde geçen teminat miktarının %2’si oranında tazminat için 1.000 TL talep ettiklerini belirtmiştir.
Temlik eden Davacı vekili Mahkememize verdiği 07/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, teminat mektubu katılım payı yönünden dava değerinin 35.791,54 TL olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Temlik alan … vekilinin Mahkememize verdiği 03/12/2020 tarihli dilekçesi ile davacı …. Ltd. Şti.den tüm hak ve alacakların temlik alındığını belirtmiş ve temlikname ile vekaletnamesini sunmuştur.
Dava Menfi Tespit, İstirdat ve Tazminat davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri incelenmiş, bilirkişi raporları ve ek raporu alınmıştır.
Bilirkişiler …, … ile … Mahkememize sundukları 13/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalının davacı yandan eylemli olarak aldığı meblağın cezai şart değil, davacıya, davacının taahhüt ettiği satışlara ulaşması kaydıyla verilmiş bir destek ön ödemesi olduğu ve mahiyetinin yanlar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde yazılı bulunduğu, davalının geçmiş evrelerde davacının eksik ürün almasına ilişkin olarak davacıya gönderdiği dönemsel bir ihtar bulunmamakla, bu durumda, akden kararlaştırılmış cezai şart olsa bile, yukarıda temas edilen yargısal inançların işaret ettiği yolda o cezai şartı isteyemeyeceğinin mütalaa edildiğini, cezai şart meselesinin de, yanlar arasında münakit Sözleşmenin 6.maddesinde düzenlenmiş bir husus olduğunu, davalının teminat mektubundan aldığı tutar olan 219.120,65 TL, davada tartışılan davalı yanın faturası tutarından az olmakla, davalının a) 219.120,65 TL’yi hesaplama yöntemini ve b) Sözleşmenin 3. maddesine göre davacıya hangi tarihte ne kadar ödeme yaptığını hesap yapmaya salih şekilde Mahkeme huzuruna getirmesi gerekeceğini, bu hususun davalı yanca yerine getirildikten sonra, davalının bu işlemi Sözleşmenin 3. maddesinde esası belirlenen miktarda alım yapamamaya bağlı olarak ve fakat sözleşmede yer bulan miktarda alım yapılacağı inancıyla davacıya -varsa- bidayette yapılmış ödeme tutarının bulunabilineceği ve bu tutar bulunduktan sonra 219.120,65 TL’lik işlemin yerinde olup olmadığı ve o rakamın içinde ayrıca cezai sart bulunup bulunmadığının hesaplama ile belirlenebileceğini, bunlardan başka: davacının iki ayrı kalemde 1.000’er TL olarak ileri sürdüğü iki istemi yönünden ise, davacı yanın hesap yapmaya salih veriyi mali bilirkişi incelemesine sunmadığı, davacının o talep kalemleri yönünden belgelere dayalı sunumu olması kaydıyla; mali inceleme yapılıp, sunulacak ek raporda o hususlara da yer verilebilineceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ile … Mahkememize sundukları 15/08/2017 tarihli bilirkişi Ek raporunda; davacının sözleşmede almayı taahhüt ettiği oranlarda ürün alımı yapmadığını, bunun davacı tarafça dava dilekçesinde kabul ve ikrar edildiğini, davalı tarafından sözleşme gereğince, sözleşme başladığı tarihte peşin ciro prim avansı verilmiş bu hususun davalının Mahkemeye sunduğu dekont sureti ile tespit edildiğini, davalı tarafından verilen prim avansı, davacının taahhüt ettiği oranlarda ürün alımı yapacak olmasının öngörülerek verildiğini, alım taahhütlerine uyulmaması halinde de 5 yıllık sözleşme sonunda bakiye primin geri iade alınacak olduğunun sözleşmede kararlaştırıldığını, davacı yanca sunulu içtihatlar gözetildiğinde, mübrez ve Yargıtay’ın tonaj İhlali sebebi ile talep edilen cezai şartlara ilişkin verdiği kararların, işbu dava ve davacının alacak konusu ile ilişkisi bulunmadığı düşünülebilineceğini, açıklandığı üzere peşin ödenen ciro priminin, sözleşme tonaj taahhüdü üzerinden bakiyesinin talep edildiğini, işbu bedelin henüz alımlar başlamadan peşinen davalı tarafından davacı tarafa ödenmiş ve alım taahhütlerinin yerine getirilmemesi sebebi ile davacı tarafın iade etmesi gereken 242.612,96 TL ciro primi bedeli olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ile … Mahkememize sundukları 23/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında 01.09.2009 başlangıç, 01.09.2014 bitiş tarihli Madeni Yağ Satış sözleşmesi akdedildiğinin her iki tarafında kabulünde olduğunu, davalı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, 2015 ve 2016 yılı yasal defterlerinin ise E-Deftere tabi olduğu, E- Deftere tabi olan 2015 ve 2016 yılları envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, Taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde davacı tarafça her yıl 20.000 KG 5 yıl sonunda 100.000 KG madeni yağ alımının taahhüt edildiği ancak davacı tarafça 5 yıllık süreçte toplamda 53.106,59 KG (53,106 TON) alım yapıldığı, 46.893,41 KG (46,89 TON) alım taahhüdünü gerçekleştiremediği, Buna karşın davacı tarafça davalıya 5 yıllık süreçte toplamda 241.982,28 TL tutarında ciro prim faturası kestiği, davalının da bu faturaları kabul ederek yasal defterlerine işlediği ve sözleşme süresince davacıya herhangi bir eksik alıma ilişkin bir ihtarda bulunmadığı, raporlarının sektörel değerlendirme başlığında belirtildiği üzere, davalı …’in davacıya avans olarak ödemiş olduğu bedeli kıstelyevm olarak iade faturası ite mahsup edebileceğini, diğer bir ifadeyle sözleşme kapsamında davalı tarafça davacıya kesilen eksik alımdan kaynaklı ciro prim avans iadesi muhteviyatlı 242.612.96 TL tutarındaki faturadan sorumlu olduğunu, davacı tarafça, davalıya verilen 550.000 TL tutarındaki teminat mektubunun davalı tarafça tazmin edilerek alacaklı olduğu tutarın tenzili ile kalan bakiye 330.879,35 TL yi davacıya iade ettiğinin tespit edildiğini, davacı tarafça davalıya 09.10.2009 tarih … nolu ve 550.000 TL bedelli teminat mektubu verilmiş olup, sözleşmenin 8.1 maddesi kapsamında 5 yıl boyunca teminat miktarının yıllık %2’si oranında davalı tarafça davacıya ödenmesi hususunun imza altına alındığı, bu kapsamda davalı tarafça davacıya yıllık ödenmesi gereken tutarın 550.000*%2*5 yıl = 55.000 TL + KDV olarak hesaplandığı, ancak davacı tarafça şimdilik 1.000 TL talep edilmiş olduğunu, davacı tarafça davalıya verilen teminat mektubu nedeniyle uğradığı zarar talepleriyle ilgili olarak ise davacı tarafça talep edilen zararların ne olduğu ile ilgili olarak ne dosyaya ne de incelemeye herhangi bir bilge ve belge sunulmadığından bu hususta herhangi bir tespitin yapılamadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ile … Mahkememize sundukları 06/07/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; Kök Raporunun 4.3 sektör el değerlendirme başlığı altında da belirtildiği üzere davalı …’in davacıya avans olarak ödemiş olduğu bedeli kıstelyevm olarak iade faturası ile mahsup edebileceği, diğer bir ifadeyle sözleşme kapsamında davalı tarafça davacıya kesilen eksik alımdan kaynaklı ciro prim avans iadesi muhteviyattı 242.612.96 TL tutarındaki faturadan sorumlu olduğunu, davacı tarafça davalıya 09.10.2009 tarih … nolu ve 550.000 TL bedelli teminat mektubu verilmiş olup, sözleşmenin 8.1 maddesi kapsamında 5 yıl boyunca teminat miktarının yıllık %2 si oranında davalı tarafça davacıya ödenmesi hususunun imza altına alındığı, davalı tarafça ek rapor aşamasında gündeme getirilen ve incelemeye sunulan davacı tarafça davalı adına düzenlenen iki adet toplam 29.108,46 TL tutarındaki teminat mektubu katılım payı bedellerinin sözleşme kapsamında hesaplanan 550.000 TL*%2*5 yıl=55.000 TL + 9.900 KDV= 64.900 TL’den tenzili neticesinde davacının davalıdan huzurdaki dava ile talep edebileceği teminat mektubu katılım payı tutarının bakiye (64.900- 29.109,46 ) 35.791,54 TL olarak hesaplandığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Temlik eden davacı şirket ile davalı şirket arasında 01/09/2014 bitiş tarihli, 5 yıllık Madeni Yağ Sözleşmesi bulunduğu, temlik alan …’ın bu sözleşmede kefil olarak yer aldığı, sözleşmenin 3. maddesinde bayi olan temlik eden davacının davalı şirketten her yıl asgari 20 ton madeni yağ, gres ve özel ürünlerinden almayı kabul ve taahhüt ettiği, sözleşmenin 5. maddesinde davalı şirketin sözleşmede belirtilen şartlar dahilinde 300.000 Dolar+ KDV’yi sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen geri ödeme şartlarında bayi olan temlik eden davacıya ciro prim avansı olarak vermeyi kabul ve taahhüt ettiği, sözleşmenin 6. maddesinde bayi olan temlik eden davacının taahhüdünü yerine getirdiği tutarda ödemesi gereken ciro prim avans miktarının davalı şirkete ödemeyerek ciro prim avansının verildiği tarihteki Türk Lirası karşılığını haketmiş olduğu ciro prim avansından takas mahsup edilmek üzere, 1’er yıllık dönemlerin sonunda davalı şirkete ciro prim faturası düzenleyeceği, 5 yıllık sözleşme süresinin sonunda sözleşme tonaj taahhüdü üzerinden bakiye kalması durumunda karşılıklı mutakabatla bakiye kalan ciro prim avansının karşılıklı mahsuplaşılması veya sözleşme yenileme koşullarında tarafların seçim hakkına sahip olduklarını, 8. maddesinde bayi olan temlik eden davacının 550.000 TL tutarında 5 yıl süre boyunca her yıl yenilenmek şartıyla 1’er yıllık banka teminat mektubu vermeyi kabul ve taahhüt ettiği, banka teminat mektubu masraflarının bayi olan temlik eden davacı şirket tarafından karşılanacağı, ancak yıllık banka teminat mektubu masraflarından banka teminat mektubu tutarının %2’si oranındaki kısmı fatura karşılığı davalı şirket tarafından bayi olan temlik eden davacı şirkete ödeneceği, sözleşme hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde davalı şirket tarafından teminat mektubunun paraya çevrilebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Taraflar arasında 01.09.2014 bitiş tarihli 5 yıl süreli Madeni Yağ Satış sözleşmesi bulunduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde davacı tarafça her yıl 20 ton, 5 yıl sonunda 100 ton madeni yağ alımının taahhüt edildiği, ancak davacı tarafça 5 yıllık süreçte toplamda 53.106,59 KG (53,10 TON) alım yapıldığı, 46.893,41 KG (46,89 TON) alım taahhüdünü gerçekleştiremediği, buna karşın davacı tarafça davalıya 5 yıllık süreçte toplamda 241.982,28 TL tutarında ciro prim faturası kesildiği, davalının da bu faturaları kabul ederek yasal defterlerine işlediği ve sözleşme süresince davacıya herhangi bir eksik alıma ilişkin bir ihtarda bulunmadığı, davalı şirketin davacıya avans olarak ödemiş olduğu bedeli kıstelyevm olarak iade faturası ile mahsup edebileceği, buna göre sözleşme kapsamında davalı tarafça davacıya kesilen eksik alımdan kaynaklı ciro prim avans iadesi 242.612.96 TL tutarındaki faturadan sorumlu olduğu, davacı tarafından davalıya verilen 550.000 TL tutarındaki teminat mektubunun davalı tarafça tazmin edilerek alacaklı olduğu tutarın tenzili ile kalan bakiye 330.879,35 TL’yi davacıya iade ettiği anlaşıldığından bilirkişi raporu ve taraflar arasındaki sözleşme ile tüm dosya kapsamına göre, davacının istirdat talebinin yerinde olmadığı sonucuna varılarak istirdat talebinin reddine, yargılama devam ederken, teminat mektubunun 330.879,35 TL ‘sinin davacıya iade edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin 12/07/2016 tarihli açıklama dilekçesindeki 242.612,96 TL için menfi tespit davası konusuz kaldığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı oluşan ve oluşacak zararlar için tazminat talep etmiş ise de, bu zararlarını ispat edemediğinden bu taleplerinin reddine ve davalı tarafın kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Sözleşmenin 8.1 maddesi kapsamında 5 yıl boyunca teminat miktarının yıllık %2’si oranında davalı tarafça davacıya ödenmesi hususunun kararlaştırıldığı, bu kapsamda davalı tarafça davacıya yıllık ödenmesi gereken teminat bedeli katılım tutarının 550.000x%2×5 yıl = 55.000 TL + 9.900 TL KDV = 64.900 TL olduğu, bu miktardan davalı tarafından düzenlenen 20.651,18 TL tutarının mahsubu gerektiği, 8.457,28 TL tutarındaki faturanın daha önce mahsup edilmiş olduğundan yeniden mahsubu gerekmediği, buna göre 64.900 TL- 20.651,18 TL= 44.248,82 TL davacının sözleşmenin 8.1. maddesi gereğince yıllık %2 oranında ödeme talep edebileceği, davacının bu konuda ıslahla toplam 35.791,54 TL talep ettiği göz önüne alınarak taleple bağlı kalınarak davacının sözleşmenin 8.1. maddesi gereğince yıllık %2 oranında ödeme talebinin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istirdat talebinin reddine,
2-Davacının teminat mektubunun 242.612,96 TL’si için açtığı menfi tespit davasının konusuz kaldığından bu talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının oluşan ve oluşacak zararlar için tazminat ve kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Davacının sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince yıllık % 2 oranında ödeme talebinin kabulü ile, 35.791,54 TL’nin dava dilekçesinde faiz talebi olmadığından 1.000 TL’sinin faizsiz olarak, kalan 34.791,54 TL’sinin ıslah tarihi olan 07.10.2020 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.444,92 TL harçtan peşin alınan 10.023,63 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 7.578,71 TL harcın karar kesinleştikten sonra ve talep halinde temlik alan davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yatırılan başvurma harcı ile ilam harcı toplamı 2.472,62 TL’sinin davalıdan alınarak temlik alan davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabulüne karar verilen 35.791,54 TL ile konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilen 242.612,96 TL’nin toplamı 278.404,50 TL üzerinden yapılan hesaba göre 27.938,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak temlik alan davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısma göre belirlenen 30.037,09 TL vekalet ücretinin temlik alan davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 6.768 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı ile davanın konusuz kalan kısmına göre yapılan hesaba göre 3.211,09 TL’sinin davalıdan alınarak temlik alan davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde temlik alan davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
sz