Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/272 E. 2018/923 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/272
KARAR NO : 2018/923
DAVA :Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/03/2016
KARAR TARİHİ:18/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 17/03/2016 havale tarihli dilekçesinde özetle;Davacının davalı şirketten elektrik hizmeti satın aldığını,Davacının başka abone numaraları üzerinden aldığı elektrik var ise davalı kayıtlarından çıkacağını, davacının her ay kullanmış olduğu elektrik tüketim miktarına göre davalı firmalar tarafından fatura tahakkuk ettirildiğini, davalı … şirketleri yasal dayanağı olmayan ve davacı tarafından her ay düzenli olarak ödenen faturalarda tüketim bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli adı altında haksız ve hukuka aykırı bir bedeli davalı tarafından faturalara yansıtıldığını, kayıp-kaçak bedelinden %2 TRT payı da alındığını, davacı şirket tarafından faturalara yansıyan bu bedelleri ödendiğini, Ayrıca 2011 yılına kadarki dönemde kayıp-kaçak bedeli adı altında alman bedellerin aktif tüketim bedeli içinde alınmaktayken 2011 yılından sonra ise elektrik faturalarına kayıp veya kayıp-kaçak bedeli adı altında yansıtıldığını, Ancak Hukuk Genel Kurulunun ve 3.Hukuk Dairesinin, dağıtım şirketlerinin abonelerden kayıp-kaçak bedeli adı altında bir bedel alınamayacağına dair kararından sonrada kayıp-kaçak bedeli (gizlenerek) aktif (tüketim bedeli) enerji içinde alındığını, her faturanın %14 ünü teşkil ettiğini, Diğer kalemlerle (sayaç okuma (PSH). İletim bedeli, sistem kullanım bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedelleri) birlikte yaklaşık %27 fazla bedel alındığını,davacının halen davalı şirketlerden elektrik hizmeti satın aldığını, davacıya her ay kullanmış olduğu elektrik tüketim miktarına göre davalı firmalar tarafından fatura tahakkuk ettirildiğini, faturalar incelendiğinde, kayıp-kaçak bedeli ve diğer taleplerine ilişkin alacak kalemlerinin tam ve kesin bir şekilde tespit edilmesinin mümkün olmadığını, elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmakta olduğunu, her iki bedel birbirinden farklı olduğunu, faturalar incelendiğinde, faturaların bir kısmında kayıp -kaçak bedeli ancak kaçak bedeli gösterilmeden düzenlendiğini, 01.01.2011 tarihinden itibaren faturalarda ayrı bir kalem olarak gösterilmesi uygulamasına gelen tepkiler üzerine son verilmiş ve bu nedenle kayıp-kaçak bedeli sadece 01.01.2011 tarihinden itibaren belli bir süre faturalarda yer aldığından abonelerin toplamda ne kadar kayıp-kaçak bedeli tahsil edildiğinin hesaplamasının mümkün olmadığını,yargılama aşamasında ortaya çıkacak ve re’sen gözetilecek nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalmak koşuluyla,19.03.2016 31.12.2013 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak …’den olmak üzere şimdilik 10.000 TL talepli HMK 107 çerçevesinde belirsiz alacak davamızın kabulüne, 19.03.2006-31.12.2013 tarihli arasındaki döneme ilişkin olarak müvekkil şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak Elektrik faturalarına yansıtılan ve müvekkilce de fazladan ödenen kayıp-kaçak (Kayıp kaçak bedelinin başka nam vd adlar altında alınması durumunda, bu bedellerin iadesi talebi), Sayaç okuma (PSH) bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, ve Perakende satış hizmet bedelleri kapsamında alman bedeller ile bu bedeller üzerinden alman KDV, TRT PAYI, Enerji fonu, Belediye Tüketim Vergisi vesaire haksız kesintilerin faturaların tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari- reeskont faizi ile birlikte abonelik başlangıcından bu yana geriye dönük olarak (10 yıllık geçmişe yönelik süre dikkate alınarak) tahsili amacıyla ödenen meblağlarm temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari, reeskont faizleriyle beraber her bir davalı Kurumlardan tazmin ve tahsiliyle davacı müvekkilime verilmesine, Müvekkilden haksız olarak alman bu bedelleri, davalı şirketlerin haricinde başka şirketlerce de haksız olarak tahsil edildiği ortaya çıkması veya mahkemece belirlenmesi halinde eldeki davaya bu şirketlerinde dahil edilmesine, Ayrıca talep ettiğimiz bedele ve akabinde bilirkişi incelemesi neticesinde çıkacak bedel için de dava tarihinden itibaren T.C Merkez Bankası’nm kısa vadeli krediler için uyguladığı en yüksek avans faizi oranında temerrüt faizi(3095 s.Kanuni faiz ve Temerrüt Faizine )ilişkin Kanunana göre işletilmesine, Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 16/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak taleplerini 33.703,33-TL’ye çıkarttıklarını belirtmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği 28/04/2016 havale tarihli dilekçesinde özetle;Davanın esastan da reddi gerektiğini,davacı şirket tarafından tahakkuk ettirilen başta kayıp kaçak bedeli olmak üzere, faturayı oluşturan diğer kalemler, elektrik piyasasında faaliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin kullanıcılarına yansıtacakları tarifeler, EPDK tarafından çıkarılan “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği”, Tarife Uygulama Tebliğleri ve “Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve raporlamaya ilişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini, Mevzuat kapsamında, 16.12.2010 tarih ve 2932 sayılı Kurul Karan ile 2011-2015 dönemini kapsayan ikinci uygulama dönemi için 21 dağıtım şirketi kayıp kaçak hedefleri belirlenerek, hedef kayıp kaçak oranları ve bu bölgelerde gerçekleşen kayıp kaçak oranları ve bu bölgedeki gerçekleşen kayıp kaçak oranlan esas alınarak 28.12.2010 tarih ve 2977-2998 sayılı kurul kararları ile onaylandığını, Tarifeler bu kurul kararı ile ulusal bazda ve abone grupları bazında Türkiye genelinde tek fiyat olarak belirlendiğini ve 01.01.2011 tarihi itibariyle uygulanmaya başlandığını, EPDK tarafından resmi internet sayfasında 07.12.2011 tarihinde yayımlanan duyuru ile kamuoyu da bilgilendirilmiş olup, kayıp kaçak bedelinin, daha önce olmayan bir bedelin uygulamaya konması değil, maliyet kalemlerinin ayrıştmlarak faturalarda gösterilmesinin söz konusu olduğu bu duyuruda açıklandığını, Tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olup, müvekkilin de içinde bulunduğu lisans sahibi şirketler tarifeyi değiştiremeyecekleri gibi, tarifede yer almayan bir bedeli tahsil edemezler veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacaklarını, Lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Kayıp kaçak bedeli, TRT payı, enerji fonu gibi kalemler EPDK’nın kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bedeller olduğunu, Bu bedelleri (oranları) belirlemek adına alman kurul kararlan düzenleyici işlemler olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliği olduğunu, Tüketicilerden tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin elektrik şirketlerinden iadesinin istenip istenmeyeceği hususundaki Yargıtay kararları incelendiğinde kayıp kaçak bedelinin iadesinin talep edilemeyeceği ve yetkili Mahkemenin Danıştay olduğu yönünde görüş birliği mevcut olduğunu, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: 2006 mart -2016 mart tarihleri arasındaki dönemlere ait dava konusu elektrik faturalarının dekontları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Mali Müşavir ve Elektrik Mühendisi Bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor ve ek raporda; İncelenen davacıya ait 2006-2007-2008-2009-2010-2011-2012-2013 yılları ticari defterlerinden yevmiye, envanter ve defteri kebir açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığını ve yine 2006-2007-2008-2009-2010-201l yılına kadar zorunlu olan envanter defteri kapanışı, 2012-2013 yıllarına kadar yevmiye defteri kapanış tasdikinin yapıldığını, dolayısıyla davacının Ticari Defterlerinin T.T.K, V.U.K ve tekdüzen hesap planına göre tüm ticari defterleri uygun tutulduğunu, davalı şirketin 2006-2007-2008-2009-2010-2012-2013 yılları ticari defterlerin kapanış tasdikinin süresinde yapılması nedeni ile davalı tarafın kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunu,İncelenen davalı yana ait 2006-2007-2008-2009-2010-2012-2013 yılları ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığını, yine 2006-2007-2008-2009-2010-2012- 2013 yıllanna ait yevmiye defteri kapanış tasdikinin süresi içerisinde yapıldığını, Ticari Defterlerinin T.T.K.,V.U.K ve tek düzen hesap planına uygun tutulduğunu,2006-2007-2008-2009-2010-2012-2013 yılları kapanış tasdikinin süresinde yapılması nedeni ile davalı tarafın kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunu, faturaların 2006/02, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılı Aralık ayı sonuna kadar dosya içerisi ve fatura üzerinde yapılan incelemede Kayıp Kacak Bedelleri (KK), İletim Bedelleri (İB) Ve Perakende Satış Hizmet Bedelleri (PSH) Tek Tek yukarıda tespit edildiğini, yapılan tespit de 2006 yılında toplam 0 TL, 2017 yılında toplam 1.102,81 TL, 2008 yılında toplam 1.105,99 TL, 2009 yılında toplam 1.158,82 TL, 2010 yılında toplam 1.285,26 TL 2011 yılında toplam 5.571,33 TL, 2012 yılında toplam 7.328,92 TL 2013 yılında toplam 6.643,52 TL Kayıp Kacak Bedelleri (KK), İletim Bedelleri (İB) Ve Perakende Satış Hizmet Bedelleri (PSH) tespit edilmekle birlikte toplam 24.196,65 TL Kayıp Kacak Bedelleri (KK), İletim Bedelleri (İB) Ve Perakende Satış Hizmet Bedelleri (PSH) tespiti yapıldığını, Davacı yanın fatura ödenme tarihinden, dava açma tarihine kadar toplam 9.506,68 TL yasal faiz talep edebileceğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafça elektrik aboneliğine ilişkin davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin içinde haksız şekilde kayıp kaçak bedeli ve sair isimler adı altında tahsilat yapıldığı iddiasıyla ödenen bu bedellerinin iadesine ilişkindir.
Davacı taraf elektrik tüketimi nedeniyle tahakkuk ettirilen faturada kayıp kaçak bedeli ve sair isimler adı altında tahsil edilen bedellerin ödendiği tarihlerden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf ise tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin yasal mevzuat gereği alındığını ve son yasal düzenleme ile bu bedellerin iadesine ilişkin dava açılamayacağından dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Elektrik aboneliğinden ve bu aboneliğe dayalı faturalara yansıtılan kayıp-kaçak ve sair bedeller adı altında davacıdan tahsilat yapıldığı noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu alınan bu bedellerin hukuka ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı ve davalı tarafın ticari şirket olmaları ve dava konusu elektrik aboneliğinin ticari abonelik olması nedeniyle her iki tarafı tacir olan ve dava konusunun tacir olan tarafların ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle işlemin ticari iş olduğu, dolayısı ile ihtilaf konusunda Mahkememiz yargılama yapmaya görevlidir.
Dava konusu ihtilaf hakkında dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 6719 sayılı kanunun Geçici 20. maddesine göre Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. 6719 sayılı yasanın 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu düzenlenmiştir. Yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu sebeple 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davacıya tahakkuk ettirilen faturalardaki bedellere ilişkin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi açısından bilirkişi incelemesi yapılması gerekmektedir. Ancak davacı tarafın bu yönde bir inceleme ve rapor alınması talebi olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkememizce davacı tarafın talebi aşılarak anılan şekilde rapor alınıp EPDK kararlarının uygunluğunun denetimi mümkün görülmemiş olup, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20. madde ile de kurul kararına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmünün uygulanacağı hususunun düzenlenmesi, 6446 sayılı kanunda yapılan 6719 sayılı kanunun değişikliği ile kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp, kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp kaçak perakende satış hizmet maliyeti ve benzeri gibi kanunda sayılan kalemler bakımından 17. maddeye eklenen 10. fıkra ile mahkemece yapılacak incelemenin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi ile sınırlı olduğunun ifade edilmesi, Geçici 20. madde ile de bu hükmün mevcut davalara da uygulanır şeklindeki yasanın amir hükmü gereğince açılan davanın dava tarihinden sonra yürürlüğe girin yasa değişikliğinden dolayı konusuz kaldığından dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ıslah tarihi olan 16/10/2017 tarihi itibariyle anılı yasa hükmünün yürürlükte olmasından dolayı davacı tarafın talebini artırmakta haklı olmamasından dolayı ıslahla talep edilen miktar yönünden talebin reddine dair karar verilmiştir.
Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Davacı tarafça açılan dava hakkında dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden karar verilmesine yer olmadığına ıslah ile artırılan miktar yönünden talebin reddine karar verilmiş ise de, gerek dava tarihindeki mevcut mevzuat hükümleri ile gerekse Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar sayılı içtihatı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2017 tarih 2016/16610 Esas 2017/1011 Karar sayılı içtihatında kayıp-kaçak bedelinin istenmesi mümkün olduğundan davacı taraf dava tarihi itibariyle iş bu davayı açmakla haklı ancak ıslah tarihi itibariyle talebe konu miktarı artırmakta haksızdır.
Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ıslah ile talep edilen miktar yönünden davanın reddine karar verilerek, dava dilekçesi ile talep edilen ve ıslahla artırılan miktar yönünden haklılık durumu nazara alanarak davacı yararına maktu vekalet ücreti, davalı lehine nispi vekalet ücreti takdir edilerek yine haklılık durumuna göre yargılama gideri hususunda oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1- Davacı tarafça dava açıldıktan sonra yapılan yasal değişiklik nedeniyle,
a) Dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
b) Islah dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden DAVANIN REDDİNE,
2- Davacı tarafça yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamından maktu 35,90-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 539,68-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davanın dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa gereği konusuz kalması ve dava tarihinde davacının haklı olması nedeniyle davacı tarafça yapılan ilk harç gideri toplamı 69,40-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4- Davanın dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa gereği konusuz kalması ve dava tarihinde davacının haklı olması ancak ıslah tarihi itibariyle haksız olması nedeniyle yargılama sırasında davacı tarafça yapılan 11 adet tebligat gideri 120,00-TL, posta masrafı 7,00-TL, bilirkişi ücreti 1.400,00-TL olmak üzere toplam 1.527,00-TL yargılama giderinin haklılık durumuna göre 453,07-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5- Davanın dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa gereği konusuz kalması ve dava tarihinde davacının haklı olması ancak ıslah tarihi itibariyle haksız olması nedeniyle yargılama sırasında davalı tarafça yapılan 4 adet tebligat giderinden oluşan 50,00-TL yargılama giderinin haklılık durumuna göre 35,16-TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa gereği konusuz kalması ve dava tarihinde davacının haklı olması ancak ıslah tarihi itibariyle haksız olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa gereği konusuz kalması ve dava tarihinde davacının haklı olması ancak ıslah tarihi itibariyle haksız olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2.844,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imza*
Hakim …
e-imza*
* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.