Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/258 E. 2020/397 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/258 Esas
KARAR NO:2020/397

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/12/2015
KARAR TARİHİ:15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı ile elektrik tedarik sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşmeye göre müvekkili şirket tarafından sözleşme süresince davalı şirkete elektrik satışı yapıldığını, sözleşme hükümlerine göre müvekkili şirket tarafından davalıya elektrik tedarik edilmiş ve kullanım miktarına göre fatura keşide edildiğini, müvekkili şirket ile davalı takip borçlusu arasında 01.08.2015-01.08.2016 tarihleri arasını kapsayacak şekilde 1 yıllık sözleşme yapıldığını, davalı şirketin sözleşmenin erken feshederek, sözleşme devam ederken başka bir tedarik şirketinden elektrik almaya başladığını, müvekkili şirket tarafından cezai şart bedelinin hesaplanarak faturalandırıldığını, 08.10.2015 tarihli 2.940,48 TL.bedelli fatura keşide edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından fatura borcunun ödenmemesi üzerine ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının anılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit olmasından dolayı %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine ilişkin olarak takip dosyasına yaptığı itiraz dilekçelerinin içeriğini aynen tekrar ettiğini, icra takibinden evvel işyerine gelen şahısların kendilerini elektrik şirketi yetkilileri olduklarını bildirerek abone olmasını istediklerini, önceki aboneliğinde bir değişiklik olmayacağı konusundaki beyanları ve elektrik fiyatında indirim olacağını söylemeleri üzerine şirketin ortağı olarak beyanlarına itirbar ederek kabul ettiğini, bir kısım evrakları imzaladığını, kimlik ibrazında bulunmadığını, bu süre içinde …’dan elektrik kullandığını, daha sonra … ile indirimli abone sözleşmesi akdettiğini, sözleşmenin tam olarak yapılmamasına rağmen davacının sözleşmeden doğan hakkının tahsili için takibe geçtiğini, oysaki sözleşmenin kimlik ibraz edemediğinden geçersiz sayıldığını, davacının haksız olarak takibe geçtiğini, şirketin iki ortak adına olduğu halde takibin adına başlatıldığından bahisle açılan davanın reddine yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, davanın reddine karar verilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık, elektrik dağıtım sözleşmesinden kaynaklı cezai şartın tahsili yolunda başlatılan icra takibinde, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı şirketin elektrik dağıtım şirketi, davalı asilin ise büfe işletmecisi olarak tacir sıfatı olmaksızın esnaf olarak geçimini sağladığı, taraflar arasında 01.07.2015 sözleşme, 01.08.2015 tedarik başlangıç tarihli ve 12 ay süreli elektrik tedarik sözleşmesinin imzalandığı, davalı tarafın sözleşme şartlarına aykırı davranışı sebebiyle de sözleşme uyarınca hesaplanan cezai şartın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 13.10.2015 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, 21.10.2015 tarihli itiraz dilekçesiyle borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, 18.12.2015 tarihinde de Yasal 1 yıllık süresi içerisinde Mahkememizdeki iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı Yasamız;
” Madde 20- Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.
Madde 21- Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır.” hükümlerine haizdir.
Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak ileri sürülen deliller toplanılmış, dosya bilirkişiye tevdii edilerek 30.11.2018 tarihli kök ve 17.04.2020 tarihli ek bilirkişi raporları alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar taraflar arasında, yazılı bir elektrik tedarik sözleşmesi imzalanmış ise de davalı asilin büfe işletmeciliği yaparak geçimini sağlamaya çalışan bir esnaf olması, yaptığı işin sonucu olarak tacir sıfatına haiz olmayıp ancak geçimini sağlayacak kadar gelir elde edebileceği gerçeği, taraflar arasındaki sözleşmenin matbu bir sözleşme olması, davalı asilin ise bu sözleşmenin kurulması esnasında yeterince bilgilendirilmediği ve bu esnada sözleşme hükümleri konusunda karar verici, yön tayin edici bir konumda olmaması, yazılı olarak kararlaştırılan cezai şartın tek taraflı ve genel işlem şartı niteliğinde hazırlanıp karşı tarafla müzakere edilmeyip imzalanmak zorunda bırakılması, bu haliyle de Borçlar Kanunu hükümlerine göre geçersiz oluşu, aksi durumda da davalı asilin bu cezai şartı ödemek zorunda kalması durumunda, davalı asilin ekonomik olarak ciddi sorun yaşayabilme ihtimali, Hukuk Hakimine verilen takdir yetkisi nazara alınarak cezai şartın kaldırılmasının hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılarak davanın reddine dair ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açılanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40-TL harçtan dava açılırken peşin alınan 36,48-TL harçtan eksik yatan 17,92-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle kesin olarak verilen karar okundu, usulen anlatıldı.15/09/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır