Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/254 E. 2020/630 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/254 Esas
KARAR NO :2020/630

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:14/03/2016
KARAR TARİHİ:27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı …’in … San. Sitesi … Cad. No:12 2. … Kat … San. Tic. Ltd. Şti. İstanbul adresindeki işyerinde abone olmadan kaçak elektrik kullandığının tespit edilerek 13/09/2013 tarihli kaçak kullanım zabıt varakasının tanzim edildiğini, tanzim edilen bu zapta istinaden davalı adına 88.899,25-TL bedelli faturanın düzenlendiğini, dava konusu alacağın talebe rağmen ödenmediğini, bu sebeple davalı aleyhine …. İcra Müdr. … E. Sayılı dosyasıyla EPDK uyarınca çıkarılan yönetmelik hükümlerine dayalı olarak hesaplanan kaçak kullanım bedeline takip tarihine kadar işlemiş 9.998,21-TL gecikmiş gün faizi + 1.799,67-TL faiz KDV’si olmak üzere toplam 100.697,13-TL üzerinden takibe geçildiğini, davalının kötü niyetli olarak takibin tamamına itiraz ettiğini, bu sebeple takibin durmasını sağladığından bahisle davalının takibe vaki haksız itirazının iptalini, takibin talep edilen miktar üzerinden devamını, takip miktarının %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, Mahkeme masraflarıyla vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın bir yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığından reddinin gerektiğini, müvekkilinin 13/09/2013 zabıt tarihi öncesi veya sonrası bahsi geçen adreste abone sözleşmesinin bulunmadığını, mecurun kiracısının unvanı açıklanan şirket olduğunu, 11/10/2012 tarihine kadar faaliyette bulunduğunu, dava dışı anılan şirketin kira borçları sebebiyle …. İcra Müdür. … E. Sayılı dosyasıyla mecur’un tahliyesi için 11/10/012 tarihinde tahliye edildiğini, müvekkilinin dava dışı şirketin hissedarı olduğunu, düzenlenen tutanağın fiili duruma ve hukuka aykırı bulunduğunu, zabıt varakasında gösterilen … numaralı aboneliğin araştırılmasının gerektiğini, mahalde mühürlü ve çalışır durumda sayaç olduğu halde zabıt varakasının düzenlendiğinden bahisle davanın süre, pasif husumet yönü ile esastan reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, ….İcra Müd…. E. sayılı takip dosyası, ….Asliye Ceza Mah., … E. sayılı dosyası, kaçak usulsüz elektrik tespit tutanağı, ticaret sicil kayıtları, faturalar, ticari defterler ve dayanılan diğer tüm deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
İddia, alınan bilirkişi raporu, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı idareye kayıtsız sayaçtan abonesiz elektrik kullanıldığının tespiti ile düzenlenen kaçak elektrik tutanağından kaynaklanan alacakta itirazın iptaline ilişkin olduğu anlaşıldı.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının davalıdan, … aboneliğe ait ödenmeyen, asıl alacak, işlemiş faiz ve KDV olmak üzere toplam 100.697,13-TL. üzerinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %16,80 temerrüt faizi ve fer’ileri birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde borca ve icra takibine itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Elektrik Mühendisi … tarafından hazırlanan 29/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda, “…yukarıda yapılan tüm açıklamalardan görüleceği gibi davacı tarafından tanzim olunan tutanak ile dosya münderecatına göre mahalde kullanılan kaçak elektrik bedelinin 88.899,25-TL ve 09/06/2014 takip tarihli itibari ile hesaplanan yasal faiziyle birlikte toplam takip tutarının 94.210,98-TL olduğu, davalının hesaplanan bu miktar için itirazının iptaliyle takibin yalnızca asıl alacağa takip tarihinden sonra değişen oranlarda yasal faiz yürütülmesi suretiyle devam etmesinin gerekeceğini, davacının %20 oranında icra inkar tazminatı talebinin Yüksek Mahkemesinin takdirlerinde bulunduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Kaçak elektrik tutanağı incelendiğinde, tutanağın tutulduğu, “… … Cad.No:… … Kat …” adresinin, dava dışı … San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin ticaret sicil adresi, davacının iş bu şirketin ortağı ve yöneticisi olduğu ticaret sicil müdürlüğünden gelen cevabi yazı ile anlaşılmıştır.
Dosyamıza celp edilip incelenen, ….İcra Müd…. E. sayılı dosyasından, dava dışı … San. ve Tic. Ltd.Şti. aleyhine, … tarafından, davaya konu kaçak elektrik tutanağı tutulan “… … Cad.No:… … Kat …” adresinde bulunan mecurun tahliyesi haciz ve tahliye takibi yapıldığı anlaşılmıştır
Kaçak elektrik kullanımının davalı tarafından değil, dava dışı şirket tarafından yapıldığı, davalının kaçak elektrik kullanımı ile ilgisi bulunmadığı, anlaşılmış olup, kaçak tespitinin yapıldığı yerde dava dışı şirketin faaliyet gösterdiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Kaçak elektriği kullanan limited şirket olup, şahıs şirketi değildir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin, 15/10/2020 tarih ve 2018/2125 E.-2020/1192 K. sayılı, “…kaçak tespitinin yapıldığı yerde dava dışı şirketin faaliyet gösterdiği konusunda ihtilaf yoktur.Yerleşik yargısal uygulamada kabul edildiği üzere; tüzel kişiliğin varlığı asıl olup borcun yükümlüsü olan bir tüzel kişilik bulunmakta iken şirketin ortaklarına ya da başka bir şirkete karşı bu borçtan dolayı yönelinemeyecektir. Ancak tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hallerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğu cihetine gidilebilecektir.Uygulamada ve doktrinde tüzel kişi ile ortaklarının alanlarının ve malvarlığının birbirine karışması halinde, yetersiz sermaye durumunda, aynı şirketler topluluğu içinde yer alan kardeş şirketler arasında koşulların varlığı halinde ve çok istisnai hallerde Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisinin uygulanmasının mümkün olabileceği de kabul edilmektedir.
“Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi” ana kuralın istisnası olarak ancak belirli ve sınırlı durumlarda “sakınılarak” uygulanması gereken bir yoldur….” İlamı ile de şirketin borçlarından dolayı, şirket ortaklarının ve şirket yetkilisinin sorumlu tutulamayacağı açıkça karar altına alınmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamına göre bilirkişi raporu alınmış ise de, 6100 sayılı HMK m.114 gereği dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli koşullardandır. Mahkemece yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp incelemek durumunda olup, husumet ehliyeti mahkemece resen gözetilmesi gereken dava şartı olduğundan, mahkemece alınan bilirkişi raporuna itibar edilmemiş ve yukarıda açıklanan olgular dikkate alınarak, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının PASİF HUSUMET yönünden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 1.216,26-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.161,86-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı lehine …Ü.T. gereğince taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafın yapmış olduğu 16,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır