Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/214 E. 2019/630 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/467 Esas
KARAR NO : 2019/552
DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti – Tazminat
DAVA TARİHİ: 30/04/2015
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
Mahkememize açılan haksız rekabetin tespiti ve tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin yurt çapında gazete kağıdı, magazin kağıdı ve karton gibi kağıt ürünlerinin satış ve pazarlanması alanlarında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin kendi alanında uzun yıllar neticesinde elde ettiği ticari deneyim sayesinde yine kendi alanında Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı ticari portföyüne sahip olduğunu, davalı şirketin ise müvekkili şirket ile aynı alanda iştigal ettiğini ve mümessilliğini üstlendiği şirketlere acenta hizmeti sunduğunu, müvekkili şirket ile merkezi …’da bulunan dava dışı “….” unvanlı şirket arasında mevcut 29.12.2011 tarihli acentelik sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin, acentelik sözleşmesinin dava dışı … tarafından sözleşmeye ve hukuka aykırı surette feshedildiği 30.04.2014 tarihine kadar müvekkili şirketin, …firmasının Türkiye mümessilliği görevini ifa ettiğini, müvekkili ile dava dışı …şirketi arasındaki ticari ilişkinin sözleşmede kararlaştırıldığı şekil ve şartlarda devam ederken, …şirketinin CEO’su … tarafından 21.03.2014 tarihli e-mail ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği bilgisinin müvekkili şirkete iletildiğini, sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmesinin doğru ve kabul edilebilir olmadığını, acentelik sözleşmesi kapsamındaki hizmetin aynen ve en ufak bir aksama olmaksızın ifa edildiğini, müvekkili Şirketin o dönem Yönetim Kurulu Başkanı olan … ile yine müvekkili şirketin o dönem satış departmanı şefi olan …’ in müvekkili şirketten tamamen habersiz, bağımsız bir şekilde Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye uçak ile gittiğini ve kendi nam ve hesaplarına dava dışı …şirketi ile görüştüklerini, dava dışı …şirketin genel merkezinin Finlandiya’da olduğunu, …’ dan gelen ve 21.03.2014 tarihli e-mailin, …’nun işten ayrılmasından yalnızca 1 hafta sonra müvekkili şirkete iletildiğini ve yalnızca … şirketten ayrılmış olmasına rağmen sanki 8. Maddede belirtilen bütün çalışanlar işten ayrılmış gibi belirtilerek müvekkili şirketin mümessillik sözleşmesinin feshedildiğini, …’nun resmiyette hiçbir ilgisi yokmuş gibi görünse de ve ortaklar arasında yer almasa da Türkiye’de davalı şirketin kurulmasına önayak olduğunu, perde arkasından davalı şirketi yönettiğini, …’in de davalı şirketin Genel Müdürü olduğunu, davalı şirketin genel müdürü olan …’e … tarafından atılan bir mailde, e-mail adresi uzantısı Superonline.com iken, bir sonraki mailde e-mail uzantısının papercare.com.tr olduğunun görüleceğini, aynca şirket ile resmiyette bir bağı bulunmayan bir kimsenin, şirketin genel müdürüne emir ve talimatlar vermesinin ise hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, salt bu hususun dahi, … ve …’in müvekkili şirket zararına hareket ederek birinin perde arkasından davalı şirketi yönettiğini ve diğerinin ise davalı şirketin genel müdürlüğünü ifa ederek, gerek bu şahısların ve gerekse davalı şirketin müvekkili şirketin ticari sırlarından, pazarlama faaliyetlerinden ve en önemlisi müşteri portföyünden yararlanma maksadını güttüklerini ortaya koyduğunu, müvekkili şirket ile acentelik sözleşmesini fesheden dava dışı …şirketinin hemen akabinde davalı şirket ile mümessillik sözleşmesi akdettiğini, nitekim dava dışı …’a ait www.kotkamills.com alan adlı resmi internet sitesinde onlarca ülke yanı sıra Türkiye’deki mümessillerinin davalı şirket olduğunu ve iletişim bilgisi olarak da “[email protected]” adresini refere ettiğini ilan ettiğini, davalı tarafından davacının çalışanlarına bir takım menfaatler ve ünvanlar önermek suretiyle farklı bir sebep yok iken görevlerinden art arda istifa etmelerinin sağlandığını, böylece hem söz konusu çalışanlarının ticari sırları, satış koşullarını, müşteri bilgilerini elde ettiğini, hem de mümessil firmanın davacı ile olan acentelik sözleşmesini haksız olarak feshetmesini sağladığını ve aynı firmanın Türkiye acenteliğini kendisi almak suretiyle davacı tarafından uzun bir emek ve maliyetlere katlanılarak oluşturulmuş müşteri kitlesini ele geçirdiğini, acentelik komisyon kazancını kendisi elde etmeye başladığını, böylece müvekkilinin elde ettiği gelirden mahrum kaldığını belirterek davalı tarafından gerçekleştirilen eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin men’ine, TTK’nun 56/l-e maddesi uyarınca davalının 02.05.2014 tarihinden itibaren elde ettiği acentalık komisyonu gelirlerinden şimdilik 10.000 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğradığını, dava dışı …. firmasının 21.3.2014 tarihinde davacı şirketle olan sözleşmesini feshettiğini, bu feshin 30.4.2014 itibariyle hüküm ve sonuçlarını doğuracak olmasının da sözleşmenin 21.3.2014 itibariyle feshedildiği gerçeğini değiştirmediğini, huzurdaki davanın açılma tarihinin 30.04.2015 olduğunu, bu çerçevede huzurdaki davanın açılış tarihi itibariyle TTK nun 60.maddede öngörülen 1 yıllık sürenin dolduğunu, dava dışı …isimli firmanın haklı nedene dayanarak davacı şirket ile olan sözleşmesini feshettiğini, davacı şirket ile dava dışı …isimli firma arasında imzalanan sözleşmenin acentelik sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin 8.maddesine göre yazılı olarak kabul edilmedikçe firma işlerinin …, …, … , …, … ve … isimli çalışanlarla yerine getireceğini düzenlendiğini, …’in, … ‘nun iş akitlerinin 31/12/2013 tarihinde davacı tarafından feshedildiğini, … ve …’ün 2014 yılı Mart ayı içinde istifa ettiğini, …’in 14/02/2014 tarihinde istifa ettiğini, dava dışı …firmasının, davacı şirketle olan acentelik sözleşmesini feshederken sözleşmenin 8.maddesinin ihlaline dayandığını, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 16.maddesine göre feshin haklı olup olmadığı yönündeki değerlendirmenin Finlandiya hukukuna tabi olduğunu, söz konusu feshin Türk hukukuna göre de haklı fesih olduğunu, TTK.nun 102/2 hükmü uyarınca, aracılık eden acentelere TBK’ na göre simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hallerde vekalet hükümlerinin uygulandığını, müvekkili şirketin davacı şirketin çalışanlarını etkilediği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin, ismi geçen personelden sadece …’e iş teklifinde bulunduğunu, kendisinin de müvekkili şirkette 01/04/2014 tarihinde genel müdür sıfatı ile işe başladığını,müvekkilinin …’e yaptığı teklifin tamamen profesyonellik çerçevesinde olduğunu, müvekkilinin davacı şirketin çalışanlarını ikna ederek davacı şirketin ticari sırlarını ele geçirdiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, Yargıtay uygulamalarında özellikle ticari portföy, ürün fiyatları ve fikri mülkiyet hakkı kapsamında kalan bilgilerin ticari bir sır olarak kabul edilmediğini, davacı tarafından dosyaya sunulan tercümelerin bir kısmının hatalı ve tahrif edildiğini, yurt dışı şirketinin davacı firmadan ayrılmasının davacı firma ve ortakları nezdinde büyük bir şok meydana getirdiğini ve suçlu arayışına girdiklerini, müvekkkili şirketin bu olaylarda en küçük bir etkisinin olmadığının davacı şirketçede iyi bilindiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava haksız rekabetin tespiti ve tazminat davasıdır.
Davacı vekili 06.11.2018 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah etmiş ve tazminat taleplerini 301.241,48 TL’ye çıkartmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, taraf tanıkları dinlenmiş ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi … sunduğu 03/09/2012 tarihli raporunda; dava dışı …adlı şirketinin davacı ile olan sözleşmesini 30.04.2014 tarihi itibariyle hüküm ifade edecek şekilde feshettiğini, feshe gerekçe olarak taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen personelin işten ayrılmasının gösterildiği, davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşmenin yeminli Türkçe tercümesinde sözleşmenin 8. maddesinde sözleşme kapsamında işleri yapacak personel kısmında eğik yazı tipi ile yazılmış Haşim İşık isminin görüldüğü, dosyada yer alan sözleşmenin orijinal halinde ise böyle bir bilgiye rastlanılmadığı, davalı şirketin kuruluşunun 28.10.2013 tarihinde tescil edilerek 05.11.2013 tarih ve 8435 sayılı …Gazetesinde yayımlandığı, …’in davalı şirkette 15.04.2014 tarihinden itibaren şirket müdürü olarak münferid ve imza yetkilisi olduğunu, davacı şirkette işten ayrılan hiçbir personelin davalı şirket ortağı olarak görünmediklerini, davalı şirketin … kayıtlarının incelendiğinde; davalı şirkette sadece … ve …’ ün …’lı olarak çalıştığının tespit edildiğini, …, … , … ve … nun davalı şirkette çalıştıklarına ilişkin herhangi bir kayda ve … bildirgesine rastlanılmadığını, davalı şirket ile dava dışı …şirketi arasındaki sözleşmenin davacı ile sözleşme feshedildikten sonra akdedildiğini, …’ in davacı şirketten 2014 yılı şubat ayında istifa yoluyla ayrıldığını, davalı şirkette 01.04.2014 tarihinden itibaren …’lı göründüğünü, …’ ün ise istifa yoluyla 2014 yılı mart ayında davacı şirketten ayrıldığı ve davalı şirkette 01.06.2014 tarihinde … lı olarak göründüğünü, Sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde Davacı tarafça dava dışı …şirketine acentalık komisyon geliri olarak toplam 552.550,94 USD + 39.936,50 EURO fatura kestiği ve bu fatura tutarının KDV dahil TL karşılığının ise 1.212.655 TL olduğunu, davalı tarafça dava dışı …şirketine ilk faturanın 11.09.2014 tarihinde kesildiği ve sözleşmenin yürürlükle olduğu tarihten huzurdaki dava tarihine kadar acentalık komisyon geliri olarak kesmiş olduğu fatura tutan toplamının 98.593 USD + 20,856,56 EURO olduğu ve bu tutarların TL karşılığı ise 301.241,48 TL olarak hesaplandığını belirtmiştir.
Davacının, davalı tarafından çalışanlarına bir takım menfaatler ve ünvanlar önermek suretiyle farklı bir sebep yok iken görevlerinden art arda istifa etmelerini sağlandığını, böylece hem söz konusu çalışanlarının ticari sırları, satış koşullarını, müşteri bilgilerini elde ettiğini, hem de mümessil firmanın davacı ile olan acentelik sözleşmesini haksız olarak feshetmesini sağladığını ve aynı firmanın Türkiye acenteliğini kendisi almak suretiyle davacı tarafından uzun bir emek ve maliyetlere katlanılarak oluşturulmuş müşteri kitlesini ele geçirdiğini, acentelik komisyon kazancını kendisi elde etmeye başladığını, böylece müvekkilinin elde ettiği gelirden mahrum kaldığını belirterek davalı tarafından gerçekleştirilen eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin men’ine, davalının 02.05.2014 tarihinden itibaren elde ettiği acentalık komisyonu gelirlerinin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalının ise; davacı şirketin çalışanlarının ikna edilerek, davacı şirketin ticari sırlarının ele geçirildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketin dava dışı …şirketi ile aralarındaki sözleşmede isimleri geçen çalışanlardan iki tanesinin sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiğini, üç tanesinin de istifa ettiklerini, davacı şirketten ayrılan 6 personelden sadece … ve …’ün müvekkili şirkette çalıştıklarını, bunlarında işten ayrıldıktan 2-3 ay sonra müvekkili şirkette işe başladıklarını, bu durumun tek başına haksız rekabet olarak değerlendirilemeyeceğini, işten çıkan insanların yeni bir iş arayışında olmaları ve aynı sektörde buldukları başka bir işe girmelerinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, dava dışı …firmasının 21/03/2014 tarihinde fesih bildirdikten sonra yaklaşık 12 gün sonra Türkiyede çalışacağı yeni firmayı belirlediğini, bu firmanın sözleşmeyi feshedeceğini açıklamasından sonra yeni iş ortakları araması ve iş akışının sağlıklı bir şekilde devamının sağlamak için davalı firma ile anlaşmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davalı şirketin davacı şirketin personeli ile iletişime geçip onları işten çıkmaya teşvik ettiğine dair somut bir delil bulunmadığını, çalışanların büyük bir kısmının genel müdürün baskısı sonucunda işten ayrıldığını yada işten çıkartıldığını, haksız rekabet durumunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı şirket tarafından davalı şirketin davacı çalışanlarına bir takım menfaatler ve unvanlar önermek suretiyle haklı sebep yokken istifa etmelerinin sağlandığı ve ticari sırlar ile satış koşullarını, müşteri bilgilerini elde ettiği, acentelik sözleşmesini haksız olarak feshetmesini sağladığı ve Türkiye acenteliğini kendisine aldığı iddia etmiş ise de; davalı şirket ile dava dışı …şirketi arasındaki sözleşmenin davacı ile sözleşme feshedildikten sonra akdedildiği, davacı şirket ile dava dışı …şirketi arasındaki sözleşmenin 21/03/2014 tarihli yazı ile 30/04/2014 tarihi itibariyle hüküm ifade edecek şekilde feshedildiği, fesih sebebi olarak sözleşmenin 8.maddesinde belirtilen personelin işten ayrılmasının gösterildiği, sözleşmenin feshinde davalı şirketin dahili olduğu hususunun davacı tarafından ispatlanamadığı, davalı şirketin kuruluşunun 28.10.2013 tarihinde tescil edildiği, davacı şirkette işten ayrılan hiçbir personelin davalı şirket ortağı olarak görünmedikleri, davalı şirketin … kayıtlarına göre davalı şirkette sadece … ve …’ ün …’lı olarak çalıştığının tespit edildiğini, …, … , … ve …’ nun davalı şirkette çalıştıklarına ilişkin herhangi bir kayda ve … bildirgesine rastlanmadığı, …’ in davacı şirketten 2014 yılı şubat ayında istifa yoluyla ayrıldığı, davalı şirkette 01.04.2014 tarihinden itibaren …’lı göründüğünü, …’ ün ise istifa yoluyla 2014 yılı mart ayında davacı şirketten ayrıldığı ve davalı şirkette 01.06.2014 tarihinde … lı olarak göründüğü, davalı şirkette çalışmaya başlayan … ve …’ün işten ayrıldıktan 2-3 ay süre sonra yeni bir iş arayarak aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirkette çalışmaya başlamalarının, hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davalı şirket tarafından bu çalışanlara bir takım menfaatler ve unvanlar önermek suretiyle işten ayrılmalarının sağlandığı hususunun ispat edilemediği, bu iki çalışanın davalı şirkette 2-3 ay sonra işe başlamalarının tek başına haksız rekabet eylemi olarak sayılamayacağı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan toplam 5.170,78 TL harçtan mahsubu ile artan 5.126,38 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 24.024,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.