Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/191 E. 2023/279 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2016/191 Esas
KARAR NO :2023/279

DAVA:Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:25/02/2016
KARAR TARİHİ:11/04/2023

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili …’in …’na kayıtlı lisanslı binici olduğunu, yurtiçi ve yurtdışı birçok binicilik yarışmasına katıldığını ve önemli başarılan elde etmiş milli binicilerden olduğunu, Müvekkili …’in … … isimli atın maliki olduğunu, davalılar … ve Macar şirketinin bahse konu atı yurtdışında Almanya’da müvekkili adına yarışmalara katılmak üzere binicisine teslim etmek üzere almış olmasına karşın, birlikte hareket ederek ve bu yönde evrakta sahtecilik yoluyla sahte belgelerle atı kendi üzerine geçirmek suretiyle Macaristan’a kendi adına ihracat yaptığını ve bu şekilde gönderdiğini, davalıların bu işlemi ihracat biçiminde göstermek suretiyle müvekkilini dolandırdığını ve sahip olduğu atı da bu şekilde elinden almak suretiyle zarara soktuğunu, müvekkiline ait … … isimli yarış atını yarışlara katılması için Almanya’da bulunan biniciye götürmesi gerekirken evrakta sahtecilik yoluyla kendi adlarına kayıt ettirmek suretiyle Macaristan’a ve bu durumu kendi adına sahte evrak yaparak ihracat olarak göstererek müvekkilini dolandırarak atını çalan davalılar aleyhine şikayetleri üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/… soruşturma dosyası ile soruşturma başlatıldığını ve soruşturmanın devam ettiğini, atın Macaristan’da bulunduğunu ve diğer davalı … Ltd. firmasına ait tırın araçla yurtdışına nakledildiği hususunun davalı … ile yapılan telefon yazışmaları içeriği ve gönderdiği yazı ve fotoğraflarla sabit olduğunu, …’ün her ne kadar bu yazışmalarda at için 1.000 Euro istiyor gibi görünse de telefon görüşmelerinde sahte belgelerle mülkiyetini ele geçirdikleri at için müvekkilinden haksız ve dayanıksız 100.000 Euro para talep ettiğini, davalı … Ltd. firmasına ulaşıldığında bu firma tarafından da 100.000 Euro ödenmez ise atın geri verilmeyeceği cevabının alındığını, Atın gümrükten sahte evraklarla kaçak olarak çıkartıldığını belirterek, evrakta sahtecilik yoluyla müvekkiline ait atı kendi adlarına göstermek suretiyle yurtdışına ihracat yapmak biçiminde kaçakçılık yapan ve bu esnada müvekkilini dolandırarak zarara uğratan davalıların, atın değerinin, spermlerinin alınarak satılmasından doğan kazancın ve bu sürede müvekkilinin atı ile birlikte katılacağı ancak atın çalınması nedeniyle katılamadığı yarışlardan alınacak ödüllerin maddi karşılığının bilirkişi tarafından tespiti halinde bu bedele arttırılmak üzere şimdilik 200.000 TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ödenmesine, davacının önemli ve değerli yarış atının çalınması sebebiyle yaşadığı elem ve acı nedeniyle 100.000 TL manevi tazminat bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 31/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 3.300.000 TL arttırarak 3.500.000 TL’ye çıkarttıklarını belirtmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacı tarafın, dava dilekçesini kaleme alırken hukuki tüm isnatları ardı ardına kullanarak hangi iddiaya dayandığını anlaşılmayacak hale getirdiğini, ceza davasına konu bir olaya dayanarak tazminat talebinde bulunmuş ise de; “çalma, hırsızlık, dolandırıcılık, sahte evrak” gibi biri olursa diğerinin olmayacağı tüm isnatları ardı ardına hesapsız olarak yazdığından kavram kargaşasına sebep olduğunu ve … Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla şikayet ettiğini beyan ettiğini, her iki iddianın da asılsız olduğunu, iftira olduğunu, davacı tarafın şikayeti var ise bu şikayetinin sonucunun beklenmesinin gerekli olduğunu, davacı tarafın bu tür iddialarını yüksek sesle dile getirdiğini, yazılı ve görsel basında benzer iddiaları dile getirdiğini, bazı yayın organlarında çalışan üst düzey yetkililerin de hayali “çete, çalma hırsızlık” olaylarını davacının ağızdan dinleyip doğru imiş gibi kabul ederek “ulusal basındaki bazı gazetelerde yazdıkları için “hakaret ve iftira” sebebiyle Ceza yargılamasıyla karşı karşıya kaldıklarını, davacı tarafın işin gerçeğini çarpıtmak suretiyle, müvekkilini mağdur ederek haksız maddi menfaat elde etme peşinde olduğunu, müvekkili ile davacı tarafın ticari iş ilişkisinin yaklaşık 3 sene önceye kadar dayanmakta olduğunu, davacı tarafın işbu davaya konu ettiği … … isimli atı da 2014 yılında yurtdışından ithal edip davacıya satan kişinin de müvekkili olduğunu, bu at ile birlikte davacıya sattığı at sayısının 4 adet olduğunu, 2013 yılından beri davacıya at yemi, at bakım ve binek malzemeleri de sattığını, davacının çalma, dolandırma vs. isnatlarını kabul etmediklerini, yapılacak ceza yargılamasından sonra davacı tarafın gerçekleri gizleyerek müfteri olduğunun ortaya çıkacağını, davacı tarafın dosyada iddia ettiği tüm beyanların hilafı hakikat olduğunu, davaya konu … …’i müvekkilinin Türkiye’ye ithal ettiğini, müvekkilinin bu at ile birlikte … isimli atı da davacı tarafa KDV dahil 15.500 TL ye sattığını, davacı tarafın ortalama 7.750 TL’ye aldığı atın değerini 700.000 Euro olarak belirlemiş olmasının davacı tarafın inandırıcılığını ve davasındaki samimiyet seviyesini gösterdiğini, davacı tarafın mülkiyeti kendine ait olduğunu iddia ettiği … … isimli atın, müvekkiline teslim edildiğinde hasta ve bakımsız olduğunu, buna ilişkin fotograflarının mevcut olduğunu, davacı tarafında “atın hasta olduğunu, nakliye sırasında dikkate edilmesini, tedavisinin yurtdışnda acilen yaptırılmasını” talep eden mesajlarının mevcut olduğunu, … …’in bu mevcut durumunun, davacının atın bakımını ağır biçimde ihmal etmesinden kaynaklandığını ve atın ekonomik olarak değerinin bitme noktasına taşıdığını, davacı tarafın atının usulsüz olarak elde edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin canlı at ihraç ve ithal eden kişi olduğunu, müstahsil makbuzu ile satın aldığı atları yurtdışına götürdüğü gibi, yutdışından da at getirme yetkisine haiz olduğunu, davacı tarafın bu işlemler sebebiyle ve geçmişten gelen borçları sebebiyle müvekkiline toplam 8.000 Euro borcunun biriktiğini, davacı tarafın müvekkiline borcu olduğunun telefon mesajlaşmalarıyla belli olduğunu, davacı tarafın borçlarını ödememesi üzerine atın varış noktasında ödemedeki bu aksaklığa bağlı olarak bekletmeler yaşandığını, müvekkilinin ücretini almadığı için nakliye işlemini tamamlayamadığını, müvekkilinin ücretini almadığı hizmeti vermek zorunda olmadığını, taraflar arasında borç doğurucu bir anlaşma var ise herkesin üzerine düşen edimi yerine getirmesi gerektiğini, davacı tarafın kendi kusurundan kaynaklanan ve edimini yerine getirmediğinden dolayı işlemleri bitirilemeyen bu olayda, davacının üzerine düşen edimi yerine getirmek için çaba sarfedeceğine müvekkiline iftira attığını ve müvekkili hakkında linç kampanyası başlattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd.’ne usulüne uygun tebligat yapılmış ancak bu davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava Maddi ve Manevi Tazminat davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, … Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/… Soruşturma numaralı dosyası, …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiş, Gümrük kayıtları celp edilmiş ve bilirkişi raporu ile ek raporları alınmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/… Soruşturma sayılı dosyasında yapılan soruşturma sonucunda 05/04/2017 tarihli karar ile “…müştekinin Almanya ülkesine şüpheli … vasıtası ile … … isimli atının gönderilip şüphelinin söz konusu atın ihracına ilişkin ücretlerinin ödenmemesinden dolayı atı belirtilen adrese teslim etmemesinden doğan uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu, olayda soruşturmayı gerektirir herhangi bir suç unsurunun bulunmadığı, dolayısıyla olayın çözüm yerinin Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından hukuki uyuşmazlık nedeni ile şüpheliler hakkında dolandırıcılık suçundan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına…” gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
…. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı kararının incelenmesinde; katılanın bu dosyanın davalısı …, sanıklarının Veli Erdal Sarıboğa, … olduğu, sanıklar hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının yapılan açık yargılamasında ” sanık … hakkında hakaret suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de; Sabah gazetesindeki haberlerin görünür gerçekliğe uygun olduğu, herhangi bir hakaret içermediği…sanık Veli Sarıboğan’ın Takvim gazetesinde yayımlanan “at hırsızı” başlıklı haberinde ise her ne kadar çarpıcı başlık kullanma amacı ile de yayımlansa haber içeriğinin ve başlığının açıkça “hırsız” kelimesi ile hakaret içerdiği yapılan yargılama sonucunda anlaşılmakla…” gerekçesi ile sanık Veli Erdal Sarıboğa’nın mahkumiyetine, sanık …’ın beraatine karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişiler … mahkememize sundukları 26/04/2022 tarihli raporlarında; uyuşmazlığın taraflar arasındaki taşımacılık sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğunu, davacının taşımacılık sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini (taşıma ücretini ödeme) layıkıyla yerine getirmediği gerekçesine/ iddiasına dayalı olarak davalıların zilyetliklerinde bulunan uyuşmazlık konusu At üzerinde TTK m. 891 kapsamında hapis hakkını kullanmasından ibaret bir husus olduğunu, bu nedenle bu aşamada davacının diğer iddialarının değerlendirilmesine gerek görülmediğini, davaya konu olayın davacıya ait “… …” isimli At’ın taraflar arasındaki sözleşme kapsamında Türkiye’den Almanya’ya taşınması ve taşıma işleri ile gümrük işlemlerinin davalılarca yerine getirilmesinden kaynaklandığını, söz konusu taşıma sözleşmesine göre davacının taşıyana 2.000 Euro taşıma ve gümrük işlemlerini yapma karşılığında ödeme yükümlülüğünü layıkıyla yerine getirmediğini, davalının bu nedenle TTK m.891 kapsamında hapis hakkını kullanarak söz konusu At’ı Macaristan’da kendi zilyetliğinde tuttuğunu, esasen At’ın mülkiyetinin geçişine dair bir işlem tespit edilemediğinden tazminata esas olmak üzere bu aşamada söz konusu yarış Atının değerinin tespit edilmesinin gerekmediğini, yine bu aşamada haksız fiiliden söz edilemeyeceğinden davacının manevi tazminat talebine ilişkin değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 24/08/2022 tarihli ek raporlarında; dava konusu … … adlı atın şu an yarışlara katılmıyor olsa bile damızlık değerinin yüksek olduğunu, bu at için 1.500.000 TL değerin uygun olduğunu, doğan taylar için de babanın kazandığı yarışların dikkate alınması gerektiğini, taylar yarışlara katılıp derece yapmadan satışa sunulduğu için babadan daha değerli fiyata satışa sunulmakta olduğunu, bu durumda taylar için 2.000.000 TL değer uygun olduğunu, şu an kayıtlı başka bir doğum dosyada bildirilmediğini, tekrar böyle bir sebeple dosya geri gelmemesi içinde kayda geçmiş bir doğum karnesi ortaya çıkması durumunda tay için belirtilen değerin her doğum için eklenmesi gerektiği kanaatinin doğduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 02/02/2023 tarihli 2.ek raporlarında; söz konusu taşıma sözleşmesine göre davacının taşıyana 2.000 Euro taşıma ve gümrük işlemlerini yapma karşılığında ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının bu nedenle TTK m. 891 kapsamında hapis hakkını kullanarak söz konusu Atı Macaristan’da kendi zilyetliğinde tuttuğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı sahibi bulunduğu … … isimli atının, Almanya’da bulunan biniciye götürülmesi gerekirken davalıların atı kendi adına kayıt ettirmek suratıyla Macaristan’a götürdüklerini iddia ettiği, davalı …’ün ise davacıya ait atın bakımsızlık sebebi ile çok zayıf düştüğünü, bu nedenle yurt dışında bulunan kliniğine götürülmek üzere anlaşma yapıldığını, ancak ücretini alamadığı için nakliye işlemini tamamlayamadığını ileri sürmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları, savcılık dosyası, gümrük kayıtları, davalı tarafından sunulan cep telefonu mesajları, fotoğraflar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıya ait … … isimli atın tedavisi için Almanya’ya götürülmesi konusunda taraflar arasında taşıma anlaşması yapıldığı, davalı …’ün taşıyıcı, diğer davalının alt taşıyıcı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıya ait atın Türkiye’den Almanya’ya taşınması ve gümrük işlemlerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından sunulan cep telefonu mesajlarında, davalının kalan 2.000 Euro ödenmeden transfer işlemini yapmayacağını bildirdiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık uluslararası kara taşımacılığından kaynaklandığından, uyuşmazlığın çözümünde CMR (Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyat İçin Mukavele Sözleşmesi) nin 1. maddesine göre CMR hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR 13.m. “(1)Yükün teslimi için belirtilen yere varışından sonra alıcı, makbuz karşılığında kendisine sevk mektubunun ikinci nüshasını ve yükü teslim etmesini istemek hakkına sahiptir…(2)Bu maddenin 1. paragrafında kendisine sağlanan haklardan yararlanan alıcı, sevk mektubundan doğan ödemeleri ödemekle yükümlüdür. Fakat bu konuda bir anlaşmazlık çıktığında taşımacı, alıcı tarafından teminat gösterilmedikçe yükü teslim etmek zorunda değildir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
CMR 13/2.maddesi uyarınca taşıyıcı olduğu sabit olan davalıların, taşıma bedeli ödenmedikçe hapis hakkını kullanabilecektir. Dolayısıyla hapis hakkının kullanılabilmesi için taşıma ücretinin ödenmemiş olması zorunlu koşuldur. Dava konusu olayda davalı tarafından davacıya taşıma ücretinin ödenmesi gerektiğine dair bildirimlerin yapıldığı, davacı tarafından taşıma ücretinin ödendiğine dair hiçbir yazılı belge, dekont sunulmadığı, bu nedenle davalıların CMR 13/2 maddesi kapsamında hapis hakkının bulunduğu, bu durumda taşıma ücretini tahsil edemeyen davalıların, CMR 13/2. maddesi uyarınca taşıdığı emtia üzerinde hapis hakkını kullanabileceği (Yargıtay 11. HD.nin 2013/13251 E., 2014/5169 K. sayılı ilamı, İstanbul BAM 13.HD.nin 15.10.2020 tarih ve 2109/1587 E.,2020/1112 K. sayılı ilamı)
Sonuç itibariyle; iki tarafa borç yükleyen taşıma sözleşmesinden kaynaklı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının, davalılardan taşıma işlemini yerine getirilmesini talep hakkının bulunmadığı, taşıma ücretini tahsil edemeyen davalıların hapis hakkını kullanmasında hukuki bir engel bulunmadığı, dolayısıyla davacının davalılardan herhangi bir maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 5.123,25 TL ve 56.355,75 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 61.479 TL harçtan mahsubu ile bakiye 61.299,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3-4 ve 13/4. maddeleri gereğince maddi tazminat için hesaplanan 9.200 TL vekalet ücreti ile manevi tazminat için hesaplanan 9.200 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 18.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/04/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır