Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/19 E. 2020/126 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/19 Esas
KARAR NO : 2020/126

DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/01/2016
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 07.01.2016 tarihli dava dilekçesinde; Davalının … nolu KTK ZMMS poliçesi ile sigortalısı olan sürücü …’un idaresindeki … plakalı aracın 20.07.2015 tarihinde … devlet kara yolunun Sütlüce mevkiinde yaptığı kaza sonucunda müvekkilinin eşi …’ün kaza sonucunda araçtan yaralı olarak kurtulmuş ise de kaldırıldığı … Devlet Hastanesinde vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak eşi … ve ortak çocukları … ve …’ün kaldıklarını, kaza sonucu ölen …’ün geride kalan mirasçıları adına uğradıkları destekten yoksun kalma zararlarının tazmini için davalı sigorta şirketine 09.09.2015 tarihinde müracaat ettiklerini ancak sigorta şirketinin destekten yoksun kalan mirasçılarına tazminat ödemekten imtina ettiklerini, ayrıca çok yüksek oranlarda hakkaniyet kurallarına aykırı olarak indirimler yapmaları nedeni ile bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, vefat eden …’ün (T.C … nolu 1977 doğumlu) 38 yaşında olduğunu, geride eşi ile 1999 Doğumlu … (16 yaşında), 2002 Doğumlu … (13 yaşında) kaldıklarını, ölenin eşi …’ün eşini kaybetmesi nedeni ile her iki çocuğu ile ilgilenmek durumunda kalması ve çocuklarının da öğrenci olması yüzünden maddi ve manevi olarak büyük bir çöküntü içinde destekten yoksun bulunduklarını, müteveffanın ölümü ile müvekkili ile 2 çocuğunun destekten yoksun kaldıklarını, sosyal bir hukuk devletinin bir gereği, davalı sigorta şirketinin yüklendiği sorumluluk gereğince eş için 500 TL, her bir çocuk için ise 500 TL olmak üzere 3×500 TL= 1.500,00 TL. fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile maddi tazminata hükmedilmesini, davalının temerrüde düştüğü 09.09.2015 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesini, ayrıca vefat eden … ile ilgili olarak yapılan defin ve cenaze masraflarının da müvekkiline ve çocuklarına verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19/04/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini 172.389,06 TL. artırarak eş için 99.377,41 TL, … için 65.440,44 TL., … için ise 71.037,21 TL olmak üzere toplam 172.389,06 TL. artırarak 173.889,06TL.’ye yükseltmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı vekilinin 09.02.2016 tarihli cevap dilekçesinde; Müvekkili şirket tarafından zorunlu karayolu taşıma mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın 20.07.2015 tarihinde işletilmesi sırasında oluşan kazada davacının desteğinin vefat ettiğini, davacının kaza geçirdiği aracın ticari bir araç olmayıp hatır taşıması olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da görüldüğü üzere hatır taşımalarında BK. 43-44 Md. belirtildiği üzere ödenecek olan tazminattan belli ölçülerde hakkaniyet kurallarına göre indirimi yapılmasını öngördüğünü, genellikle hatır için taşınan sürücünün içki içmesine veya hız yapmasına engel olmaması içkili olduğunu bilerek taşıta binmesi durumlarında kusura katılımın söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin vefat eden …’ ün eşinin destekten yoksun kalma tazminatı olarak aktüer hesabı yaptırıldığını, yapılan bu hesaplamada kusur oranı ve hatır taşıması nedeni ile indirim yapılarak ödeme yapıldığını, gerçek zararlardan hiç birinde indirim yapılmayarak aktüer hesabı uyarınca davacıya 63.516,00 TL. ödeme yapıldığını, müvekkilinin gerçek zararı ödemesine rağmen davacının iş bu davayı ikame ettiğini, diğer davacıların anneleri olan müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları iddia ederek destekten yoksun davayı açtıklarını, çocuklarının yaşlarının küçük olması nedeni ile davacılar lehine tazminat ödenmesine karar verilmesinin imkansız olduğunu, tazminat süresinin belirlenmesinde ölenin muhtemel ömür süresi kadar hak sahiplerinin ihtiyaç süresinin de önemli olduğunu, hak sahibinin mal varlığında meydana gelen azalmayı tespit etmek olduğuna göre, ölüm olmasa idi desteğin ne zamana kadar hak sahibine yardımda bulunulacağını, sosyolojik realiteye, göre belirlenmesi gerektiğini, eşler ile anne ve baba açısından ihtiyaç süresi sonu olarak onların muhtemel ömür süresinin esas alındığını, bunun için PMF tablosundan yararlanıldığını, sosyolojik realiteye göre insanların eşlerine ya da anne ve babalarına ölene kadar yardımda bulunmaları şeklinde tecelli ettiğini, erkek çocuklarının erginlik çağına geldikten sonra anne ve babalarından yardım almaktan çıktıklarını, kız çocuklarının ise çoğu kez evlenene kadar aileden yardım almaya devam ettiklerini, bu nedenle hesaplamada rüşt, evlenme, öğrenimi bitirme yaşlarından hangisi olaya uygun ise o hesaplamanın tercih edilmesi gerektiğini, bu hususun tamamen hakimin takdire bağlı bulunduğunu, bu hususta ölenin ve hak sahiplerinin yaşadıkları çevre, yerel görenek ve geleneklerin dikkate alınması gerektiğini, belirtilen çevrede çocuklar kaç yaşında evlenmekte olduğunu, ne zamana kadar ailelerinden yardım aldıklarını, erkek çocuklarının erginlik çağına kadar, kız çocuklarının ise kent merkezlerinde 22 yaşına kadar kırsal alanlarda ise 18 yaşına kadar destek aldıklarını yüksek öğrenimde bulunmaları halinde 25 yaşına kadar destek aldıklarını, bu hususların gözetilmesi gerektiğini, 2918 sayılı yasanın 98 ve 99 md. Sigortacının kendisine tazminat ödenmesi için gerekli ihbarın yapılıp belgenin ibrazından itibaren 8 gün içinde ödeme yapılacağının hükme bağlandığını, müvekkili şirkete gerekli belgeler ile birlikte müracaat etmeleri halinde 8 gün içinde ödeme yapılmaması halinde temerrüdün oluşacağını ancak davacıların müracaatı üzerine gerekli ödemenin yapıldığını, davacılara belirtilen sürede ödeme yapıldığından faizin temerrüt tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, açılan davanın reddi ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava davacı tarafından davalı aleyhine açılan trafik kazası sonucunda oluşan TBK’nın 53. maddesinde yer alan ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları zararlar sebebi ile açılan maddi tazminat davasından ibarettir. Buna göre destek yoksun kalma tazminatı TBK 55. maddesindeki ; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Sürücü …’un idaresindeki … plakalı aracın 20.07.2015 tarihinde … devlet kara yolunun … mevkiinde yaptığı kaza sonucunda ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir.
Zorunlu mali mesuliyet sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesinin yollamasıyla anılan Kanunun 85. maddesine göre belirlenmektedir. Buna göre; sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana gelen kişinin yaralanması veya ölmesinden kaynaklanan bedeni zararlara dayalı maddi tazminat ile tedavi giderleri ve maddi hasarlar sigortacının poliçe limitleri dahilinde tazminle zorunludurlar. Bu durumda meydana gelen kazanın oluşumunda tam kusurlu olan sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı sigortalayan davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde davacının TBK 53. maddede sayılan desteklerini kaybetmeleri nedeniyle meydana gelen zarardan ve ölüm nedeniyle müteveffanın cenaze ve defin giderlerinden sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Makine Mühendisi bilirkişi … ve Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 07/03/2017 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; Meydana gelen, …’ün ölümü ve … plaka sayılı otonun hasarlanmasıyla neticelenen ölümü ve maddi hasarlı trafik kazasında …’ un idaresinde bulunan … plaka sayılı otosu ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47/d, Madde 52/b, Madde 73 ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin Madde 95/d, Madde 101/b, Madde 145, Madde 157/a/6 bentlerinde açıklanan hükümler gereği yukarıda açıklanan trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde etkenlik arz ettiği için 8/8 oranında % 100 kusurlu olduğu, … plaka sayılı otoda bulunan yolcu …’ün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bağlı yönetmelikte belirtilen yolcuların uyması zorunlu kurallara riayet ettiği, … plakalı aracın hasarlanmasıyla neticelenen trafik kazasının oluşumunda alabileceği her hangi bir tedbirinin olmadığı için atf-ı kabil kusuru bulunmadığı, 20.07.2015 günü oluşan trafik kazasında ölen …’ün desteğinden yoksun kalan Kızı …, oğlu …, eşi …’e maddi tazminatın davalı sürücünün %100 kusuru dikkate alındığında ödenmesi gereken tazminatın ödenen miktarın mahsubundan sonra 173.889,06 TL olması gerektiği, ödenecek tazminat miktarının sigorta poliçesindeki tazminat miktarından fazla olamayacağını raporda bildirmişlerdir.
Davalı … Sigorta A.Ş. müzekkere cevabında; kazanın ihbarı üzerine hasar dosyası açıldığını ve davacılara 05/11/2015 tarihinde 63.516,00 TL. ödeme yapıldığını bildirmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişi … ve Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 10/05/2019 tarihli bilirkişi heyet EK raporuna göre; 20.07.2015 tarihinde trafik kazasında ölen …’ ün desteğinden yoksun kalan eşi ve çocuklarının maddi tazminat isteklerinin yargıda geçerli yöntemlere ve Yargıtay ilke kararları doğrultusunda inceleme ve değerlendirilmesi sonucu davalı tarafın 8/8 yani %100 kusuruna göre, hak sahiplerinin talep edebilecekleri destek zararlarının, eşi … için 82.375,06 TL. oğlu … için 15.378,77 TL. kızı … için 25.275,49 TL. toplam 123.029,32 TL. olduğu, davalının davacı yana yapmış bulunduğu 63.516,00 TL tutarındaki ödemenin mahsup sonucu bakiye 59.513,32 TL tutarındaki miktarın davacılara ödenmesi gerektiği, davalının faiz talebinin yerinde olmadığını ek raporda bildirmişlerdir.
Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 03/10/2019 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; … plakalı araç sürücüsü …’ un % 100 oranında kusurlu olduğu, davacılardan baba …’ün hesaplanan toplam tazminat miktarı 273.960,45 TL olmak ile, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin kendi oranına denk gelen kısmı mahsup edildikten sonra (273.960,45-72.100,25=201.860,20 TL) kalan bakiyenin 201.860,20 TL (Talebin 500,00 TL) olduğu, davacılardan …’ ün hesaplanan toplam tazminat miktarı 6.711,05 TL olmak ile, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin kendi oranına denk gelen kısmı mahsup edildikten sonra (6.711,05-1.766,20=4.944,85 TL) kalan bakiyenin 4.944,85 TL (Talebin 500,00 TL) olduğu, davacılardan …’ ün hesaplanan toplam tazminat miktarı 45.531,29 TL olmak ile, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin kendi oranına denk gelen kısmı mahsup edildikten sonra ( 45.531,29-11.982,81=33.548,48 TL) kalan bakiyenin33.548,48 TL (Talebin 500,00 TL) olduğu, davacıların toplam maddi zararların (201.860,20+33.548,48=240.353,53) 240.353,53 TL (Talebin 1.500,00 TL) olduğu ve bu tutarın teminat limitleri dahilinde kaldığı, Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarına göre ölüm ile sonuçlanan kaza ticari bir faaliyetin ifası sırasında gerçekleşmediğinden uygulanacak faiz oranının yasal faiz oranı olacağı, KTK 99. Md. (Paralelinde; ZMSS Genel Şartları B.2/a.b.) Hükmünde; ” Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiş olup, dosya münderecatından; Davacı yanın, davalı sigorta şirketine 08.09.2015 tarihinde başvuru yaptığı, davalı sigorta şirketinin 09.09.2015 tarihinde başvuruyu aldığı, ödemenin ise 05.11.2015 tarihinde yapıldığı tespit edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, başvurunun iletildiği tarihten itibaren sekizinci iş günü olan 18.09.2015 tarihinden sonra ödeme yapıldığından dolayı, temerrüt tarihinin 18.09.2015 olduğunun düşünüldüğünü raporunda bildirmiştir.
Davacı vekilinin mahkememiz 12/02/2020 tarihli duruşmasında beyanında; “davacı … yönünden 33.548,08 TL.’ye davacı … yönünden 4.944,85 TL.’ye, davacı … için ise 135.395,73 TL.’ye arttırıyorum ve talep ediyorum. Fazlaya ilişkin haklarımı ve ek dava açma hakkımı saklı tutuyorum. cenaze ve defin giderleri talebimizden de vazgeçiyoruz” beyanında bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce toplanan tüm deliller değerlendirildiğinde; 20/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı …’ün eşi, diğer davacılar … ve …’ün anneleri olan …’ün vefat ettiği, olayın meydana gelmesinde sürücü …’un % 100 oranında kusurlu olduğu, kaza tarihi itibariyle … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet trafik poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği, ölüm halinde poliçe limitinin 290.000TL olduğu, davacıların talebinin destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olması nedeniyle davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu, 03/10/2019 tarihli bilirkişi 2. raporuna göre; sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin kendi oranlarına denk gelen kısmının mahsup edilmesinden sonra bakiye alacak olarak davacının eşi, diğer davalıların annesi olan …’ün ölümü sebebiyle eş …’ün 201.860,20TL, çocuk …’ün 4.944,85 TL, çocuk …’ün 33.548,48TL olmak üzere toplam 240.353,53TL destekten yoksun kalma alacağının bulunduğu, davacının davasını toplam 173.889,06TL olarak ıslah ettiği, 12/02/2020 tarihli duruşmada ıslahını açıklayarak davacı … yönünden 33.548,08 TL.’ye davacı … yönünden 4.944,85 TL.’ye, davacı … için ise 135.395,73 TL.’ye arttırdığını beyan ettiği anlaşıldığından davacıların davasının kabulü ile davacı … yönünden 33.548,48TL, davacı … yönünden 4.944,85 TL, davacı … yönünden 135.395,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 12/02/2020 tarihli duruşmada davacılar vekili cenaze ve defin giderleri talebinden vazgeçtiğinden bu talepler yönünden vazgeçme nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davacı … yönünden 33.548,48TL, davacı … yönünden 4.944,85 TL, davacı … yönünden 135.395,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Cenaze ve def’in giderleri talebinin vazgeçme nedeniyle reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 11.878,00 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan 618,00 TL harcın mahsubu ile eksik alınan bakiye 11.260,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınmasına,
4-Davacıların yatırmış olduğu 29,20 TL peşin harç ,618,00 TL ıslah harcı ve 29,20 TL başvurma harcı ve 1.979,70 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.626,90 TL nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5- Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davacılar kendisilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 20.469,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine.
7- Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacılar vekilinin yüzüne karşı; davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
12/02/2020

Katip
e-imza*

Hakim
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.