Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1279 E. 2018/179 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1279 Esas
KARAR NO : 2018/179
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketler ” … -… – …Adi ortaklığı “nın adi ortaklarından ikisi olduğunu, adi ortaklık ile davalı şirket arasında 09/02/2013 tarihinde …Projesi… cihazları tedarik sözlemesi imzalandığını , imzalanan sözleşmeye göre davalı şirketin beyaz eşya ve ankastre cihazlarını temini işini üstlendiğini , sözleşmenin devam ederken davalı şirketin adi ortaklığa karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü …Es saylı dosyasından cari hesap alacağı adı altında icra takibi yapıldığını ve her bir adi ortağa ayrı ayrı ödeme emri gönderildiğini , ödeme emrine müvekkili şirket tarafından sehven itiraz edilmemesi üzerine takip kesinleştiğini , müvekkilinin haciz baskısı altında dosya borcunun tamamını ödediğini , müvekkili adi ortaklığın takip alacaklısına borcunun bulunmadığını ,bu nedenle İİK 72. Maddesi gereğince müvekkilinin takip alcıklısına borçlu olmadığının tespitini , icra müdürlüğüne ödenen paranın takip alacaklısına ödenmesine yönelik ihtiyati tedbir karar verilmesini , masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile… – … – … -… adi artıklığı arasında cari hesap ilişkisi olup ödemeyen bakiye alacak için adı ortaklığın tüzel kişiliği bulunmaması ve ortakları her birinin adi ortaklığın borcundan tamamen müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları nedeni ile icra takibi davacıların da ortağı olduğu adi ortaklığın 4 borçlusu aleyhine ikame edildiğini , adi ortaklık adına kısmi itirazda bulunulduğunu , mahkemece bu dikkate alınmadın borcun büyük bir bölümü kabul edilmiş olmasına rağmen dosyaya yatan meblağın müvekkiline ödenmemesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin yıllardır süren mağduriyetinin daha fazla uzamaması için kaldırılmasını , cari hesap ekstresinde TL cinsinden olan ikinci kalem olan ve itiraza konu edilen alacağın sebebi ise davacıların da ortağı olduğu adi ortaklık ile müvekkili firma arasında sözleşmeye konu olan projeye örnek daireleri için teslim edilen teşhir ürünlerinin proje bitiminde iade edilmemesi ve adi ortaklık ile müvekkili firma arasında 29/06/2016 tarihinde imzalanan sözleşme ve ekinde yer alan ürünler tespit tutanağı ile mutabakat formu gereği olduğunu , mutabakatla teslimine karar verilen ayıpsız olarak teslimi beklendiğini , ancak ibraz edilmemeleri üzerine kısmi delil netiliğine haiz anlaşma gereğince adi ortaklığına 24/10/2016 tarihinde fatura edildiğini , iş bu kesin delile rağmen haksız ve kötü niyetli olarak iş bu davayı ikame ettiklerini , adi ortaklık adına münferit olarak hareket eden ve adi ortaklığı tek başına temsil etme yetkisi olan ortaklar aynı zamanda da ortaklığın borçları ile TTK gereğince müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını , bu nedenle davanın reddini , dava değerinin % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini , yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalılar tarafından davacı aleyhine 10,851,90 Euro asıl alacak, 427,68 Euro işlemiş faiz , 45.316,06 TL asıl alacak , 273,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 85.519,53 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, emsal nitelikteki Yargıtay … Hukuk Dairesi 27/02/2014 tarih … E., … K. Sayılı ilamı, Yargıtay … Hukuk Dairesi 24/12/2013 Tarih … E. , …K. Sayılı ilamı ve yine aynı dairesinin 08/12/2015 Tarih … E. , … K. Sayılı ilamlarında da vurgulandığı üzere , adi ortaklık niteliğindeki ortak girişimin tüzel kişiliği olmadığından taraf ehliyetlerinin de bulunmadığı , ancak davacı – borçlu olarak gösterilen ortak girişimin ortaklarını , aynı avukata ayrı ayrı vekaletname vererek dava açmaları halinde davanın ortak girişimi meydana getiren şirketler tarafından açıldığı kabulü gerekeceği , aksi halde ortak girişimin tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmadığından davanın dava şartı nedeniyle reddi gerekeceği , somut olayda taraf vekilinin 17/10/2017 tarihli celse tutanağında adi ortaklığın diğer tarafı olan şirketler bakımında da dava açıp dosyayla birleştirilmesi hususunda davacı tarafa süre verildiği , davacı tarafça süresinde adi ortaklık adına dava açıp mahkememiz dosyası ile birleştirmediği , oysaki adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için , taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle adi ortaklığa ilişkin davalarda , adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir adi ortaklığın açmış olacakları davalar tümü tarafından açmış sayılır , bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklar tarafından üçüncü kişiler aleyhine açılmış davalar bütün ortaklar tarafından açılmalıdır. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle mahkememizce adi ortaklığı oluşturan … A.Ş ve … A.Ş tarafından da dava açılarak dava ve taraf ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa süre verilmiş ancak davacı taraf süresinde bu eksikliği gideremeyeceğini beyan ettiğinden davacının davasının, dava ehliyetine yönelik dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-d 115.maddeleri gereğince dava şartına yönelik eksiklik kapsamından usulden reddine,
2 – 492 sayılıyasa gereğince alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 1.460,46 TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.424,56 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde davacıya iadesine,
3 – (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/h maddesinde, hukuki yarar açıkça dava şartları içerisinde sayılmıştır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta; maddenin 2.fıkrasında ise “davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunmaktadır.)
– Davalı davasını vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin 7/2.maddesi ve ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/02/2014 tarihli, 2013/587 esas ve 2014/125 sayılı içtihadı da dikkate alındığında; II.kısım, II.bölüm 9.bendde belirtilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınmasına, davalıya verilmesine.
4 – Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’a kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır