Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1269 E. 2021/391 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1269 Esas
KARAR NO:2021/391

DAVA :Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/12/2016
KARAR TARİHİ:25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından 12/06/2013 tarihinde 15/02/2011 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi, …. Noterliği kanalı ile gönderilen 07/05/2013 tarihli Hesap Kat’ı bildirimi ve Hesap Özeti dayanak yapılarak …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile Kredi lehdarı … … A.Ş. ve takip talebinde isimleri açıklanan diğer kişiler ile birlikte müvekkili … aleyhine toplam 162.397,15-TL alacağın tahsili amacı ile icra takibine başlandığını, yürütülen takip sürecisinin devamında müvekkiline tebligat yapılarak hakkında takip kesinleşmediği halde ve müvekkilinin borcu takip talebinde 17.835-TL olarak sınırlanmış olmasına rağmen alacaklı bankanın müvekkili dahil takibin tarafların tümünü kapsamak üzere 17/02/2016 tarihinde vaki talebi doğrultusunda takip konusu alacağın tutarı da 167.397,15-TL olarak açıklanarak tebliğ edilen haciz ihbarnamesi ile … Bankası … şubesi nezdinde ki 151.542-TL, 251,37-USD doları hesaplarına ve … şubesi nezdinde ki 1.650,32-TL ve 82-USD doları hesaplarına haciz konuluduğunu, müvekkili takip borçlusu … ve Gıda San. Tic. A.Ş.’de sahibi olduğu 10.000 adet hisse karşılığı 100.000-TL’lik sermaye payının tamamını devir etitğini ve 21/03/2006 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile de kendisinin Pay defterlerinde silinmesine ve Payı devir alan yeni ortağın pay defterine kaydolunmasına karar verildiğini, pay devir işlemi ile müvekkili şirketten ayrıldığını ve şirket ile tüm ilişlerini sonlandırdığını, yönetim kurulu kararının ise … Sicil gazetesinde yayımlandığını, davalı tarafından 12/06/2013 tarihinde başlatılan icra takibine müvekkilinin takibin tarafı A.Ş.’den ayrılmasını izleyen 5 yılı aşkın bir süre sonra taraflar arasında kurulan 15/02/2011 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi dayanak yapıldığını, kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzası dahi yer almadığı halde aleyhine müteselsil kefil sıfatı ile takip açıldığını, davalı bankanın bilgisi dahilinde olmasına rağmen haciz talebini takiben tebliğ edilmeyen ödeme emrinin bir kez daha tebliğe çıkarılmasının talep edilerek açılan ve yürütülmekte olan hakısz icra takibinin devamında ısrar edilmesi nedeni ile olayda davalı bankanın ağır kusurlu olduğunu ve uygulanan işlemlerin müvekkili aleyhine manevi zarar oluşturduğunu, yukarıda açıklanan nedenlere dayalı olarak 100.000-TL manvi tazminatın 17/02/2016 tarihinden itibaren yasal faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan yersiz ve hukuki mesnetten uzak davanın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını ve reddedilmesi gerektiğini, icra dairelerinde yapılan işlemlerde sistem alacaklı veya borçlu vekili tarafından talebin dosyaya sunulması, icra müdürü tarafından talebin usul ve yasaya uygunluğunun kabul görmesi halinde talep gereğinin yerine getirilmesi şeklinde ilerlemekte olduğunu, yapılan işlemlerde usule ve yasaya aykırılık teşkil eden bir husus olduğunda bunun sorumluluğu işlemi yapan icra müdürlüğünde olduğunu, davacının 100.000-TL manevi tazminat talebini gerektirir bir kişilik hakkı ihlaninin söz konusu olmadığını, geri dönülemeyecek veya telafisi mümkün olmayan bir zararın bulunmadığını, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, Genel Kredi Sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, cari hesap ekstresi, ticaret sicil kayıtları , banka kayıtları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davacının, davalı banka tarafından, kefalet imzası bulunmayan, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanarak hakkında başlattığı haksız takip nedeniyle, kişilik haklarının saldırıya uğradığı bu nedenle manevi zararın davalıdan tahsiline ilişkindir.
İhtilaf, davalı bankanın, dava dışı … Gıda San. Tic. A.Ş. kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, davacı … dava dışı diğer borçlular aleyhine başlattığı takibe konu alacağının, davacının kefalet imzasına havi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda olup, takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Banka Emekli Müdürü … tarafından hazırlanan 14/01/2019 tarihli raporda; “…davacı vekilinin ibraz etmiş olduğu, kredi sözleşmesi, ihtarname, hesap özetleri ekstre kayıtları, detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, takip tarihi 12/06/2013 itibariyle davalı bankanın dava dışı asıl borçlu şirketten taksitli ticari krediden kaynaklanan, 128.425,90-TL asıl alacak, 3.583,16-TL kat tarihine kadar işlemiş faizi, 1.373,01-TL işlemiş akdi faizi, 68,90-TL %5 Bsmv, 448,64-TL masraf olmak üzere toplam 133.904,61-TL alacağını talep edebileceği, hesaplamalarımızı aşan 10.657,84-TL (144.562,45-TL – 133.904,61-TL) davalı banka talebi yerinde olmadığı, borç tamamen tahsil edilinceye kadar, taksitli ticari kredisinden kaynaklanan; 128.425,90-TL asıl alacak üzerinden yıllık %15,60 temerrüt faizi ile faizin %5 gider vergisi ile birlikte dava dışı asıl borçlu şirketten talep edilebeceği, davalı bankanın kat ihtarında ve takip talebinde talep ettiği alacak tutarını hangi sözleşmeye dayandırıldığını açıkça beyan etmediğinden, … şubesi ile dava dışı asıl borçlu … ve … ve Tic. A.Ş. arasında daha önce imzalanmış 15/02/2011 tarihli 1.5000.000-TL tutarlı Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine dayandırdığı ve bu sözleşmeden davacı …’ın sorumlu tutulamayacağı, haciz ihbarnamesi ile haczedilen davacının … Bankası … şubesi nezdindeki 151.542-TL, 251,37-USD doları hesaplarına ve ayrıca … şubesi nezdindeki 1.650,32-TL ve 82-USD doları hesapların üzerindeki haciz işlemi hala devam ediyorsa, bu meblağların hesaplarında bekletilen süreler için TL ve döviz bazında TCMB’nin belirlediği oranlarda faiz oranı tatbik edilmek suretiyle davacının oluşan zararının giderilmesi ve haciz işleminin kaldırılması gerektiği, davacının manevi tazminat talebi ile ilgili olarak, TBK 58,49 ve TMK 24 madde hükümlerini yorumlamak uzmanlık alanıma girmediğinden, Sayın Mahkemenin yetki ve taktirleri içinde mütalaa edildiği…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davacı … davalı vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, taraf vekillerinin itirazlarını değerlendirir yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Emekli Banka Müdürü …tarafından hazırlanan 18/02/2020 tarihli raporda; “…detayları yukarıda verilen inceleme hesaplamalar sonucunda, takibe konu banka alacağı, dosya içeriğindeki belge ve bilgilerden davacının kefalet imzasının bulunmadığı, 15/02/2011 tarihli sözleşmeden sonra kullanılan kredilerden kaynaklandığı dikkate alındığında davacının takip tarihi itibari ile aşağıdaki yargıtay kararları doğrultusunda sorumlu olup olmadığı Sayın Mahkemenizin takdirlerindedir. Ancak, Sayın Mahkeminizce davalı bankanın alacaklı olduğu yönünde karar verilmesi halinde davalı bankanın davacıdan takip tarihi ile, 130.728,71-TL asıl alacaklı olduğunun hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere 130.728,71-TL asıl alacaklar tamamen ödeninceye kadar yıllık %15.60 temerrüt faizinin davacıdan istenebileceği…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davacı … davalı vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı … davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi tarafından hazırlanan 07/04/2021 tarihli ek raporda sonuç olarak; “…detayları yukarıda verilen inceleme hesaplamalar sonucunda, takibe konu banka alacağı, dosya içeriğindeki belge ve bilgilerden davacının kefalet imzasının bulunmadığı, 15/02/2011 tarihli sözleşmeden sonra kullanılan kredilerden kaynaklandığı dikkate alındığında davacının takip tarihi itibari ile aşağıdaki yargıtay kararları doğrultusunda sorumlu olup olmadığı Sayın Mahkemenizin takdirlerindedir. Ancak, Sayın Mahkeminizce davalı bankanın alacaklı olduğu yönünde karar verilmesi halinde davalı bankanın davacıdan takip tarihi ile, 130.728,71-TL asıl alacaklı olduğunun hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere 130.728,71-TL asıl alacaklar tamamen ödeninceye kadar yıllık %15.60 temerrüt faizinin davacıdan istenebileceği, çek teslim belgesi ve çek seri numaraları sunulmadığından herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı ….’nin, davacı … dava dışı borçlular … Gıda San. Tic. A.Ş., …, …, …, …,… ve … aleyhine, 12/06/2013 tarihinde, kredi taahhütnamesi/sözleşmesi, ihtarname, hesap özetinden kaynaklı olarak, asıl alacak, işlemiş faiz ve fer’ileri olmak üzere toplam, 162.397,15-TL.’nin (davacının, 27.000-TL. nakit asıl alacak ve 17.385-TL. gayri nakit alacaktan sorumlu olmak üzere) tahsili amacıyla, ilamsız icra takibi yaptığı, davalı banka vekilinin, 18/02/2016 tarihinde, borçluların tüm mal varlıklarına ve hesaplarına haciz konulmasını teminen talep açtığı, dava dışı … Bankası’na, İİK. 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi için talep açtığı, tüm borçluların adını içeren ve 162.397,15-TL. alacak tutarlı İİK. 89/1 haciz ihbarnamesinin, dava dışı … Bankasına 22/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, … Bankası A.Ş. ‘nin, 29/02/2016 tarihli cevabi yazısı ile, dava dışı diğer borçlular ile birlikte, davacının hesabına haciz konulduğunun bildirildiği, davacı vekilince, 24/02/2016 tarihinde, davacı hesabına konulan hacizlerin fekki için … Bankası A.Ş.’ne müzekkere yazılması talebinde bulunulduğu, 24/02/2016 tarihli haciz fek müzekkeresinin, … Bankası A.Ş.’ne 25/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacıya gönderilen ödeme emrinin ise 25/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ve davacı tarafından 25/02/2016 tarihli dilekçe ile takip konusu borca süresi içerisinde itiraz edildiği ve icra müdürlüğünce takibin 25/02/2016 tarihinde durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizden dava dışı … Bankasına yazılan müzekkereye verilen, 10/05/2016 tarihli cevabi yazı ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine istinaden, davacının hesabına, 22/02/2016 tarihinde haciz konulduğu, aynı icra dairesinden gelen 24/02/2016 tarihli fek yazısına istinaden de davacının hesabına konulan hacizlerin fek edildiğinin bildirildiği görüldü.
Davanın hukuki dayanağı haksız fiil hükümlerine dayalı olup, borçlar hukukunda borçların kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ya da bir kanun hükmü olarak kabul edilmiştir.
Haksız fiilden söz edilebilmesi için şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalı; bu fiili işleyen kusurlu olmalı; kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda haksız fiilin varlığından söz edilemez.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Mahkememizce, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; icra dosyası, Genel Kredi Sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, cari hesap ekstresi, ticari defterler, banka kayıtları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yapılan inceleme sonucu alınan kök ve ek bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu, mahkememizde de, 4721 sayılı TMK.nun 24 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58.maddesi gereği manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığın aranması ve kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması gerektiği açık olup, davalı bankanın takibe konu alacağının, 15/02/2011 tarihli sözleşmeden sonra kullandırılan kredilerden kaynaklandığının bilirkişi tarafından tespit edildiği ve davalı bankanın alacağının dayanağı genel kredi sözleşmesinde, davacının kefalet imzasının bulunmadığı anlaşıldığından, davalı tarafından gerekli özen ve itina gösterilmeden davacı aleyhine takip başlatıldığı, davacının imzalamadığı bir sözleşme için borçlu duruma düşmesi, bunun da ötesinde hakkında takip başlatılması ve davacının mevduatına haciz konulması ile icra takibinin ve yapılan haciz işleminin haksız olduğu, davacı hakkında yapılan haksız icra takibi ve haciz işleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı kanaatine varıldığı, bu nedenle manevi tazminatın tüm hususları da göz önünde bulundurularak, davacının davasının kısmen kabulü ile, takdiren 5.000-TL. manevi tazminatın, 17/02/2016 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, 5.000-TL. manevi tazminatın, 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 341,55-TL harçtan peşin alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.366,20-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20-TL başvurma harcı + 341,55-TL peşin harç toplamı olan 370,75-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.250-TL bilirkişi ücreti + 208,10-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 2.458,10-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 122,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır