Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1231 E. 2020/664 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/764 Esas
KARAR NO:2020/742

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:18/07/2016
KARAR TARİHİ:17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın, davalı borçlu firmaya kumaş sattığını, bunun sonucunda datakibe dayanak faturaların kesildiğini, ancak borcun davalı/borçlu tarafından ödenmediğini, bu sebeple faturaya dayalı alacaklarının …. icra Müdr. … E. sayılı dosyasından borçluya 7 örnek ödeme emri çıkarılarak işleme konulduğunu, davalının, itiraz dilekçesinde malların ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de, bu hususun doğru olmadığını, sunduğu belgelerin de davacının imzasını içermediğini, teslim vukuunu inkar etmediğini, davacının malını sattınığı, borçlunun ise malın bedelini ödemediğini, ticari alım satımın, şirket ticari defterleri ile sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle, davalının haksız itirazının iptalini ve takibin devamını, %40 icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın huzurda açmış oludğu dava ile …. icra Müdr. … E. sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptalini istemekte oludğunu, davacı tarafından davasında haksız ve kötü niyetli oludğunu, davacı tarafın müv davalıya satmış olduğu mallara karşılık olarak advacıya ekte sunulan çekleri vermiş oludğunu, bu çeklerin davacı tarafından tahsil edildiğini, davacı tarafın davalıya göndermiş olduğu malların bir kısmı alıplı ürünler olduğunu, davalı tarafından mallarını geri alması için defalarca kendisine haber verildiğini, ancak kötü niyetli olan davacının malları teslim almadığını, ayıplı olan ürünlerin bedelini kendisinden almayacağının belirtmiş olmasına rağmen kötü niyetli olan davacının yıllar sonra davacı hakkında icra takibine geçtiğini, davacı tarafın davalıdan mal göndermek kaydıyla çek aldığını, ancak daha sonra davalıya mal göndermediğini ve davalıyı mağdur ettiğini, sürekli davalıyı oyaladığını, bugüne kadar da mallarını göndermediğini, ekte listesini sundukları çeklerin ilgili bankalardan karşılığının çekilip çekilmediği sorulduğunda davalının davacıya bir borcuun olmadığı bilakis alacaklı olduklarının görüleceğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, davacının %20 tazminata mahkum edilmesini, yargılama ücreti ve ücreit vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE
….İcra Müd. … E. sayılı dosyası, ticari defter ve belgeler, cari hesap kayıtları, fatura, … Vergi Dairesi,… Ticaret Sicil Müdürlüğü, … Esnaf ve Sanatkarlar Odası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacı tarafından fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili için ….İcra Müd. … E. sayılı dosyasından başlatılan takibe, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
Somut olayda, dava konusu edilen tutarın fatura alacağı olduğu, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 03/03/2020 tarihli cevabi yazısı ile, davalının gerçek ticari işletme kaydı bulunmadığı gibi, ortağı bulunduğu bir şirket kaydının da olmadığı, … Vergi Dairesi’nin,18/02/2020 tarihli cevabi yazısı ile de, “… davalı mükellefin işletme hesabına göre defter tuttuğu, 31/12/2015 tarihinde faaliyetini sonlandırmış olduğunun…” bildirildiği görülmüş, davalının dava tarihi itibariyle tacir olmadığı anlaşılmıştır.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında davaya konu uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
4- Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır