Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1198 E. 2018/259 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1198 Esas
KARAR NO : 2018/259
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 03/05/2011
KARAR TARİHİ: 12/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan tenkis davası kapsamında müvekkilinin sahip olduğu … nolu 6 adet …bank T.A.Ş. kurucu intifa senedi üzerine davanın kesinleşmesine kadar geçerli olmak kaydıyla 18.01.2000 tarihinde temettü dağıtımı ve devir-satışın önlenmesine yönelik tedbir kararı konduğunu, yargılama devam ederken davalının bütün kurucu senetlerin satın alınacağı açıklaması yaptığını ve her bir hissenin değerinin İstanbul .. ATM’nin … D.İş dosyası ile 403.248,00 TL olarak belirlediğini, müvekkilinin sahibi olduğu toplam 10 senetten üzerinde tedbir bulunmayan 4 tanesini 29.06.2005 tarihinde davalıya teslim edip bedellerini tahsil ettiğini, ancak tedbir bulunanların hukuki imkansızlık nedeniyle teslim edilemediğini, davalının dilekçe ile mahkemeye müracaat edip devre izin talep etmesine rağmen mahkemece tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına karar verildiğinden davalı taraftaki kurucu ortaklığın 30.12.2008 tarihine kadar devam ettiğini, davalı tarafça bu ara dönemde temettü ödemesi de yapılmadığını, senetler üzerindeki tedbirin ancak 10.10.2008 tarihinde kaldırılabildiğini, davalının temettü ödemesi yapmama gerekçesini senetlerin iptal edilmiş olması şeklinde izah ettiğini ancak senet bedellerinin ödeneceğini ifade ettiğini, bu nedenle davalıya 26.11.2008 tarih ve 26508 yevmiye nolu ihtarnamenin keşide edilerek senetlerin güncel değer üzerinden satın alınmasının talep edildiğini, bilahare senet bedellerinin tahsil edilip senetlerin davalıya teslim edildiğini ve davalının 28.06.2005 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak ibra edildiğini, müvekkilinin yaklaşık zararının 1.500.000,00 TL olduğunu esasen güncel değer üzerinden hisse senetlerinin bedellerinin ödenmesi gerektiğini, öte yandan davalının 6 adet senet bedelini 2005 yılından 2008 yılının 10. Ayına kadar yaklaşık 3,5 yıl vadesiz hesapta bloke ettiğini, bunun açıkça bir kusur olduğunu, mahkemece daha önce temettü gelirlerinin vadeli hesapta tutulmasına karar verildiğini davalının bu uygulamaya rağmen senet bedellerini vadesiz hesapta tuttuğunu iddia ettiğini belirterek 31.12.2008 tarihi itibari ile beher hisse senedinin bedelinin tespitini, bu bedelle müvekkiline ödenen bedel arasındaki farkın ve ödenmeyen temettü bedellerinin davalıdan tahsilini, bu talebin kabul görmemesi halinde 28.06.2005-30.12.2008 tarihleri arasında en yüksek banka mevduat faizi işletilmek kaydıyla zararın tazminini,zarara ilişkin olarak şimdilik 100.000 TLnin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kardeşleri tarafından açılan vasiyetnamenin iptali davasında konulan ihtiyati tedbir nedeniyle davacının kurucu hisse senedi bedellerini geç tahsil ettiğini,davanın tedbir kararının alındığı davayı açan kişilere yöneltilmesi gerektiğini belirterek öncelikle husumet itirazında bulunmuş,esasa ilişkin olarak ise intifa senetlerinin ortadan kaldırıldığını ,kurucu hisse senetleri satış bedellerinin 28.05.2005 tarihinden itibaren hisse senedi sahiplerine ödendiğini,davacıya satış bedellerinin kardeşleri tarafından açılan davada konulan ihtiyati tedbir kararı nedeniyle ödenemediğini,satış bedellerinin tedbir kararı uyarınca ayrı bir hesapta blokede tutulduğunu,dava konusu hisse senetlerinin bankaya satıldığını ve ana sözleşme değişikliği nedeniyle ortadan kaldırıldığını,,ortadan kaldırılan kurucu ve intifa senetleri hakkında bundan sonraki yıllarda temettü isabet etmesinin hukuken mümkün olmadığını, senet bedellerinin mahkemece tespit edildiğini ve kurucu ve intifa senet sahipleri kurulu tarafından belirlenen bedeller üzerinden satışı konusunda karar alındığını,davacı ve diğer mirasçıların bu senetlere ilişkin haklarının senetlerin satış bedeli tutarı alacak hakkına dönüştüğünü,mahkemece hisse senedi bedelinin faiz getiren bir hesapta tutulması konusunda bankaya talimat verilmediğini, sadece 2004 yılı temettülerinin vadeli hesapta tutulması konusunda talimat verildiğini,ve bu talimat uyarınca 2004 yılı temettülerinin vadeli hesaba yatırıldığını ve tedbir kalktığında işlemiş faizi ile birlikte davacıya ödendiğini ,davacının hisse senedi bedellerinin vadesiz hesapta tutulduğunu bilmesine rağmen vadeli hesaba alınması için talepte bulunmadığını,verilen tedbir kararının uygulanmasından dolayı bankanın herhangi bir sorumluluğu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN KADIKÖY 2. ASL. HUK. MAH’NİN 2009/30 E SAYILI DOSYASINDA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalıların muris Kadıncık Yıldız Hasoğlu’nun çocukları olduklarını, murisin düzenlediği vasiyetname ile tüm mal varlığını davacı … ile dava dışı diğer çocuğu …’e vasiyet ettiğini, davalıların açtığı vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının Kadıköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden görüldüğünü, davacıların lehine sonuçlanan kararın 10/10/2008 tarihinde kesinleştiğini, karar sonucunda davacıya ait altı adet…bank T.A.Ş’ye ait kurucu Hisse senedi üzerine konulan tedbirlerin 12/11/2008 tarihinde kaldırıldığını, 2005 yılında konulan tedbir sebebi ile …bank T.A.Ş’ye satılamayan kurucu hisse senetlerinin şu an satılması halinde yalnızca 2005 yılında belirlenen 403.248,00,-TL’nin ödeneceğinin, geçen zaman için faiz talebinin ödenmeyeceğinin bildirilmiş olduğunu, geçen süre içinde nema kaybı olan davacı için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 150.000.-TL zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalılar … ve … vekilleri ayrı ayrı cevap dilekçelerinde özetle; dava dışı …bank T.A.Ş’nin dava konusu olayda sorumluluğu olduğunu,bankanın herhangi bir faiz veya temettü ödememesinin müvekkillerinin kusuru veya konulan ihtiyati tedbir sonucu olmadığını,davacının hak ve alacaklarını banka nezdinde koruma girişiminde bulunmadığını,tedbir ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddine,davanın Akbank’a ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın ihbar edildiği …bank T.A.Ş vekili tarafından sunulan dilekçede; davacıya ait kurucu hisse senetleri bedellerinin davacıya ödendiği ve ibranamenin alındığı, temettü ödemesinin yapılmasını mümkün olmadığının da bildirildiği beyan edilmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 11. ATM’NİN 2011/261 E SAYILI DOSYASINDA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait …bank kurucu intifa senet bedellerinin ihtiyati tedbir nedeniyle tahsil edilememesinden dolayı müvekkilinin uğradığı zarar nedeniyle 2.035.000 TL nin 26.11.2008 tarihinde itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte (davalılar … ve… 1.985.000 TL den sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Kadıköy …Asliye Hukuk Mahkemesi ve İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesine davacı tarafından açılan dava dosyaları mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.
Kadıköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı … tarafından … ve …aleyhine vasiyetnamenin iptali ve tenkis, davacı … tarafından … aleyhine Mirasın iadesi, yine … tarafından … ve … aleyhine vasiyetnamenin iptali için açılan davaların birleştirildiği,
yargılama sırasında mahkemece 19.01.2000 tarihli yazı ile davacı …’ın elinde bulundurduğu 7 adet kurucu hisse senedi ve temettülerinin 3. Şahıslara intikalinin önlenmesi hisse senedi ve temettülerinin ödemesinin yapılmaması diğer işlemlerin serbest bırakılması konusunda tedbir kararı verildiğinin bankaya bildirildiği, 28.03.2005 tarihli karar ile dava konusu 9 adet hisse senedinin …’a verildiği diğer mirasçılara 3’er hisse verilmiş olması nedeniyle 3 hisse dışında kalan 6 hisse ile ilgili olarak 2004 yılı temettülerinin ihtiyati tedbir yoluyla yine banka da … adına açılacak en yüksek vadeli hesaba yatırılarak bloke edilmesinin istenildiği, banka tarafından 29.03.2005 tarihli cevabi yazı ile …’a ait 6 adet kurucu senet ile ilgili olarak 2004 yılı temettü tutarının …bank … Şubesi’nde …’a ait 1 ay vadeli hesaba yatırıldığının ve hesaba bloke konulduğunun bildirildiği, Kadıköy … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 30.03.2006 tarihinde vasiyetnamenin kısmen iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay… H.D. Tarafından onandığı, davacı … tarafından karar düzeltme talebinde bulunulduğu, aynı daire tarafından karar düzeltme talebinin reddedildiği, dolayısıyla mahkeme kararının 10.10.2008 tarihinde kesinleştiği, Kadıköy … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 10.10.2008 tarihli yazı ile kararın kesinleştiği bildirilerek tedbirin kaldırılmasının ilgili bankadan talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler …, … ve…tarafından düzenlenen raporda; davalı bankanın senet bedellerini en iyi şekilde muhafaza sorumluluğunun bulunduğu, bu anlamda senet bedellerinin vadeli hesapta değerlendirilmesi ve davacı zararının önlenmesi bakımından davalı bankanın akdi sorumluluğu olduğu, bu çerçevede vekil gibi sorumlu tutulmasının gerektiği, mahkemece verilen tedbir kararının davalı bankanın vekalet ilişkisinden doğan özen ve sadakat ilişkisini ortadan kaldırmayacağı, davacının asıl dosya davalısı …bank AŞ ‘den akdi ilişki kapsamında 2.135.278,81 TL faiz talep edebileceği, birleşen davada zarar 3. Kişi konumunda bulunan bankanın kusurlu eylemi nedeniyle meydana geldiğinden illiyet bağının birleşen davanın davalıları bakımından kesildiği, bu nedenle davacının birleşen davada davalılardan herhangi bir talepte bulunamayacağını bildirmişlerdir.
Davalı … vekili tarafından rapora itirazları bildirilmiş, itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından tedbir kararının bankadaki alacağın nemalandırılmasına engel oluşturmadığı, davalı bankanın tedbir dolayısıyla ihtilaflı parayı faizsiz muhafaza etmeyi tercih ettiği, birleşen davada haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat talebinin şartlarının oluşmadığı, bu nedenle davacının davalılardan herhangi bir talepte bulunamayacağı, birleşen davada davalı bankanın kendisine intikal ettirilen senet bedellerini davacıya ödeme yükümlülüğü altına girdiği, vekalet ilişkisinde alacağın 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, zaman aşımı süresinin muacceliyet anından itibaren işlemeye başlayacağı dikkate alındığında davalı bankanın ihtiyati tedbir kararının ortadan kalması akabinde ödeme engelinin ortadan kalkmış bulunması ve nihayet söz konusu ödemenin 30.12.2008 tarihinde gerçekleşmiş bulunması dikkate alındığında bu tarihte 5 yıllık zaman aşımı süresinin işlemeye başladığı, birleşen davanın zaman aşımı süresinde açıldığı, davalı tarafça yapılan zaman aşımı savunmasının yerinde olmadığı belirtilerek kök raporla aynı doğrultuda görüş bildirilmiştir.
Davalı … vekili tarafından ek rapora itiraz edilmesi, rapor ve ek raporda hesap hataları bulunduğuna ilişkin itirazların teknik inceleme gerektirmesi nedeniyle mahkememizce 18.09.2012 tarihinde oluşturulacak başka bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler …, … ve …tarafından düzenlenen 19.02.2013 tarihli raporda; asıl davada davalı bankanın bir vekil gibi hareket
etmesi ve ileride belli olacak gerçek hak sahiplerinin menfaatlerini ve iradesini nazara alarak özen ve sadakat borcuna uygun davranması gerektiği, davalı bankanın rapora itirazlarında beyan ettiğinin ve savunduğunun aksine davacı ile davalı banka arasında yazılı olmayan bir vekalet sözleşmesinin varlığının kabul edilmesi gerektiği, davalı bankanın davacıya tedbir kararı nedeniyle vermeyip uhdesinde tuttuğu ve nemasından yararlandığı senet bedellerinden ötürü söz konusu dönemde tahakkuk edecek vadeli mevduat faizi nispetinde sorumluluğunun söz konusu olduğu, vekalet sözleşmesinden doğan davaların 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, davacının zararı 30.12.2008 tarihinde öğrendiği, birleşen …ATM’nin …esas sayılı davanın açılış tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, davacı zararının önceki bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde 2.135.278,81 TL olduğu, birleşen Kadıköy …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davalılar aleyhine haksız olarak aldırdıkları tedbir kararı nedeniyle 150.000 TL’nin tahsilinin talep edildiği, birleşen davadaki davalıların haksız tedbir kararı nedeniyle sorumluluğu, zarar ile haksız ihtiyati tedbir kararı arasında bulunması gereken illiyet bağının tedbir koyduran davalılar ile aleyhine tedbir kararı verilen davacıya nazaran 3. kişi konumunda bulunan bankanın fiili ile kesilmesi nedeniyle söz konusu olmadığı, bu itibarla davacının birleşen davada davalılardan bir talepte bulunamayacağı, birleşen …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/261 esas sayılı dosyasında davacının davalı … AŞ’den asıl davada istenilen 100.000 TL’ye ilave olarak 2.035 TL, diğer davalılardan ise Kadıköy …Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2009/30 esas sayılı dosyada istenilen 150.000 TL’ye ilave olarak 1.985 TL’nin tahsilinin talep edildiği, davalılardan …bank AŞ’nin davacıya karşı 2.035 TL’den sorumlu bulunduğu bildirilmiştir.
Toplanan deliller yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; davacı …, …bank T.A.Ş. Kurucu intifa senedine sahip olup senetlerden 4 tanesini …bank’ın çağrısı üzerine 29.06.2005 tarihinde bankaya devir etmiş, geri kalan 6 adet intifa senedi ise davalılar … ve … tarafından aleyhine Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 1999/160 esas sayılı dosyası üzerinden konulan ihtiyati tedbir kararı nedeniyle bankaya devredilememiş, dolayısıyla senet bedellerini tahsil edememiştir. Kadıköy …Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından karar verilmesi ve ihtiyati tedbirin kaldırılması üzerine davalı bankaya müracaat ederek 6 adet intifa senedinin bedelini Mayıs 2005 tarihindeki değeri üzerinden 30.12.2008 tarihinde tahsil etmiştir. Davacı asıl ve birleşen davalarda 6 adet intifa senedinin 29.06.2005-30.12.2008 tarihleri arası bankada vadesiz hesapta tutulmuş olması nedeniyle uğramış olduğu zararın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacıya ait 6 adet intifa senedinin banka tarafından vadesiz hesapta tutulduğu ve davacıya 30.12.2008 tarihinde daha önce İstanbul… ATM’nin … esas sayılı dosyası ile belirlenen değerleri üzerinden ödeme yapıldığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı banka gerek davacı gerekse mahkeme tarafından senet bedellerinin vadeli hesapta tutulmasına ilişkin olarak herhangi bir talimat verilmediği, senet bedellerinin blokeye alındığı konusunda ilgili mahkemeye bilgi verildiği, davacı tarafından senet bedellerinin nemalandırılması konusunda herhangi bir çaba gösterilmediği ve zararın davacı kusurları ile meydana geldiğini iddia etmektedir. Banka tarafından ibraz edilen ve Kadıköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben yazılan 17.03.2006 tarihli yazıda, üzerine tedbir konulan 6 adet kurucu-intifa senet bedellerinin Mehmet Yazgan adına bloke hesapta bekletildiği bildirilmiş olmasına rağmen bu hesabın vadeli ya da vadesiz olduğu konusunda yazıda herhangi bir açıklama olmadığı gibi banka tarafından intifa senet bedellerinin vadeli veya vadesiz hesaba alınmasına ilişkin olarak mahkemeden herhangi bir görüş sorulmamıştır. Tarafların ve bankanın kabulünde olduğu üzere davacıya ait 6 adet hisse senedi bedeli davacıya dava konusu olmayan 4 adet hisse senedi bedelinin ödendiği, 28.06.2005 tarihinden itibaren ihtiyati tedbirin kaldırıldığı ve davacıya ödeme yapıldığı 30.12.2008 tarihine kadar vadesiz hesapta tutulmuş banka tarafından bu para kullanılmış olmasına rağmen davacı adına değerlendirilmemiştir.
Davacı tarafından … Noterliği’nden 26.11.2008 tarihinde davalı bankaya ihtarname gönderilerek 28.06.2005 tarihinde belirlenen beher hisse senedi bedeli olan 403.248 TL’nin o tarihten itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tarafına ödenmesi ihtar edilmiştir.
2 ayrı heyetten alınan bilirkişi raporlarına göre; davacıya ait intifa hisse senedi bedellerinin vadesiz hesapta tutulması nedeniyle davacı zararının oluşmasında davalı bankanın kusurlu olduğu,senetler 23.06.2005 tarihinde genel kurulca itfa edilmiş olduğundan temettü ödenmesinin söz konusu olmadığı,senedin ortadan kaldırılması ile senedin sahibine bahşettiği hakkın kararda belirtilen esaslara göre belirlenecek olan değer üzerinden bedele dönüştüğü ,davacının temettü ve senetlerin rayiç değerini talep etmesinin mümkün olmadığı,ancak 28.06.2005 tarihinden fiili ödeme günü olan 30.12.2008 tarihine kadar oluşan ticari faizi söz konusu paranın tabii semeresi olarak talep edebileceği ve davacının toplam zararının 2.135.278,81 TL olduğu bildirilmiştir. Davalı banka tarafından davacıya ait kurucu intifa hisse senedi bedellerinin vadesiz hesaba alındığının davacı tarafından bilindiği ve ayrıca tedbir kararı veren mahkemeye bu konuda bilgi verildiği ve davacının eylemsiz kalarak zarara kendisinin neden olduğunu iddia etmiş ise de ,banka tarafından senetlerin devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra senetlerin temettülerinin davacı adına açılacak vadeli hesaba yatırılması ve bu hesaplar üzerine de ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş mahkeme bu şekilde hak sahiplerinin zarara uğramasının önlenmesi amacını gütmüştür.Davalı banka tarafından mahkemeye gönderilen 17.03.2006 tarihli yazıda 6 adet hisse senedinin …bloke hesaba alındığı belirtilmiş olmasına rağmen bu hesabın vadesiz hesap olduğu konusunda açıklama yapılmamıştır.Davalı banka 2005/2008 yılları arası davacıya ait parayı vadesiz hesapta tutarak kendisi kullanmış olmasına rağmen nemalanmasını engelleyerek davacının zarara uğramasına neden olmuştur.Davacı tarafından ihtarname tebliğ tarihi 1.12.2008 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiş ise de davacı tarafından senet bedellerinin 30.12.2008 tarihinde bankadan tahsil edilmiş olması nedeniyle davacı alacağına bu tarihten itibaren faiz yürütülmüştür.
Davacı birleşen davalarda davalılar … ve … aleyhine haksız ihtiyati tedbir nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu oldukları gerekçesi ile dava açmış ise de bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere davalılar … ve …’nın açmış oldukları davalarda konulan ihtiyati tedbir ve oluşan zarar arasındaki illiyet bağı bankanın kusurlu eylemi nedeniyle kesilmiş olduğundan davalı şahısların oluşan davacı zararından sorumluluğu söz konusu olmadığından asıl davanın kabulüne, birleşen Kadıköy … Asliye Hukuk Mahkemesi ile açılan davanın reddine, birleşen … ATM … esas sayılı dosyada Akbank aleyhine açılan davanın kabulüne, şahıslar aleyhine açılan davanın reddine dair 19/11/2013 tarihinde verilen mahkememiz kararı Yargıtay … HD.nin 14.04.2015 tarih …Esas …sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamında; asıl dava ve birleşen … E. sayılı dava, davalılar… ve…ile davacı … arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasında ihtilaf konusu kurucu intifa senetleri üzerine mahkemece konulan ihtiyati tedbir kararından sonra 2005 yılında davalı banka kurucu intifa senetleri sahipleri genel kurulunca itfa kararı alınması nedeniyle dava konusu 6 adet kurucu intifa senedi bedelinin ihtiyati tedbir kararına rağmen davalı bankaca vadesiz hesapta tutulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davalı bankanın sorumlu olduğu meblağ belirlenirken “senet bedellerinin 28.06.2005 tarihinde ödeneceği genel kurulca kararlaştırılmış olup davacıya ödeme 30.12.2008 tarihinde yapılmış olmakla davacının talep edebileceği zarar tutarı 28.06.2005 tarihinden itibaren bankalarca Türk Lirası üzerinden açılan 1 yıllık mevduata uygulanacağı bildirilen azami faiz oranlarının tatbiki ile 2.135.278,81 TL olacağı” bildirilmiş ise de davalı banka vekilince söz konusu raporlara itiraz edilmiştir. Bankaların mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları azami faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri, tespit edilen mevduat ve kredi faiz oranlarını ve bunların yürürlük tarihlerini banka şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan etmeleri ve ayrıca bu faiz oranlarını Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirmeleri T.C.Merkez Bankası tebliğleri ve buna ilişkin kararnameler ile öngörülmüştür. T.C.Merkez Bankası’nca dosyaya bildirilen ve bilirkişilerce esas alınan oranlar bankaların 1 yıllık mevduata fiilen uyguladıkları oranlar olmayıp uygulayabilecekleri azami oranlardır. Bu itibarla davacının zararının Merkez Bankasına bankalarca bildirilen azami faiz oranları esas alınarak değil davalı bankanın fiilen uyguladığı faiz oranlarına göre hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece anılan hususlar nazara alınmadan Merkez Bankasına bildirilen azami oranlara göre hesaplama yapan bilirkişi raporlarına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı banka yararına bozulması gerekmiştir. Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin ve davalı banka vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin birleşen … E. ve birleşen 2011/261 E. sayılı davalarda davalılar … ve …’ya yönelik tüm temyiz itirazlarının, davalı … vekili ve davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve birleşen … E. sayılı davaya yönelik kararın davalı banka yararına bozulmasına, davacı vekilinin ve davalı banka vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretini davacıdan alınarak davalı banka ve diğer davalılara verilmesine karar verilerek Mahkememize intikal etmiş ve …Esas sayılı dosya numarasını almıştır.
Mahkememizce yargıtay bozma ilamı usul ve yasaya uygun olduğundan yargıtay bozma ilamına uyulmasına oybirliği ile karar verildi.
Mahkememizce yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Alınan ek bilirkişi raporunda özetle; daha önceki irdelemeler ile 28.06.2005 tarihinden 30.12.2008 tarihine kadar olan dönemde 2.419.488,00 TL alacak için yeniden yapılan faiz hesaplaması aşağıda gösterildiğini, bu hesaplamaya girişilmeden önce; faiz hesaplama yöntemiyle ilgili bir kısım açıklamalar yapılması faydalı görüldüğünü, şöyle ki; eğer Faiz hesaplamasında her ne kadar da mevduata verilen faiz oran­ları esas alınacak ise de; yapılacak olan faiz hesaplamasının bir temerrüt faizi hesaplaması sayılması halinde; bilindiği gibi 3095 sayılı kanuna göre; temerrüt faizine faiz hesaplama­yacağından, faize faiz yürütülmeyecek bir yöntemle faiz hesaplaması yapılması gerekecektir, ki tarafımız görüşü bu yönde olmadığını, yok eğer bu faizlendirmenin bir temerrüt faizi hesabı değil, davacı eğer bu parayı bir mevduat hesabına yatırmış olsaydı sonuçta davacının eline geçecek tutarın ne olacağı, bir zarar hesabı gibi olacak ise; o zaman bankaca fiilen uy­gulanan faiz oranlarına göre aylık hesaplamalar yapılacak ve bundan yapılan stopaj kesintileri düşüldükten sonra oluşan faizli alacak tutarına, her ay yeniden faiz tahakkuku yöntemiyle 30.12.2008 tarihinde oluşan alacağın hesaplanması gerekecektir, ki bu yöntemle yapılacak hesaplamanın somut olay ile örtüşen ve en uygun düşen hesaplama yöntemi olduğu kanaatinde olduğunu, bir üçüncü yöntem olarak da; tarafımızca buna katılın ma ma kla birlikte, aylık faiz yürütülerek bulunan tutardan stopaj kesintisi indirilmeden, brüt faiz anaparaya eklenerek, yeniden mevduat faiz oranıyla faizlendirilmesi yöntemidir ki yönteme tarafımızca katılınmamakla birlikte bir takdir imkânı yaratılmasını teminen takdire sunulacağını, bankaca fiilen uygulanan aylık faiz oranlarına göre; ancak faize faiz uygulanmayacak biçimde temerrüt faizi yöntemiyle yapılan faiz hesaplaması aşağıda arz edildiğini, istenebilecek faiz alacağı 1.446.572,10 TL olarak hesaplandığını, bu yöntemi kabulü halinde istenebilecek faiz alacağı 1.519.615,21 TL olarak hesaplanmakta olup tarafımızca kabul gören yöntem bu olduğundan talep edilebilir alacak tutarının da 1.579.009,63 TL olduğunu, hesaplamanın, davacı yan bu oranlarda mevduat faizi almış olsaydı ancak emsal hesaplama yapıldığından stopaj yapılması gerekmediği düşünüldüğünde; buna göre istenebilecek alacak tutarı aşağıdaki şekilde hesaplandığını, davacı yanın talebi mümkün faiz tutarı 1.9661.097,74 TL. olarak hesaplandığını, bozmanın sadece esas dosya ve 2. birleşen dosya olan 2011/261 Esas sayılı dosyalar bakımından hüküm ihtiva edip, diğer davalar hakkında verilen hükmün geçerli olduğu tespitinin ışığında; davacının davalıdan toplam 1.579.009,63 TL istemde bulunabileceğini, davacı bu alacağının 100.000,00 TL lik kısmını esas dosyada, kalan kısmını da 2.035.000,00 TL olarak 2. birleşen dosya olan … Esas sayılı dosyadan talep ettiğinden, asıl dosya bakımından 100.000.-TL. ve birleşen … Esas sayılı dosyadan ise kalan (1.579.009,63 – 100.000,00 ) = 1.479.009,63 TL lik bir talepte bulunmasının mümkün olduğu hesaplanmakta olup davacının tespitleri aşan talebinin yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller, yargıtay bozma kararı , dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Birleşen Kadıköy .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya ile ilgili karar kesinleştiğinden karar verilmesine yerolmadığına, asıl dava ile ilgili 100.000,00 TL 30/12/2008 tarihinden itibaren değişen avans faizi ile birlikte , birleşen İstanbul …ATM’NİN … Esas Sayılı dosya ile ilgili 1.479.009,00 TL’nin 30/12/2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle;
1-Birleşen …Esas sayılı dosya ile ilgili karar kesinleştiğinden karar verilmesine yerolmadığına,
2-Asıl dava ile ilgili 100.000,00 TL 30/12/2008 tarihinden itibaren değişen avans faizi ile birlikte,
– Birleşen …Esas sayılı dosya ile ilgili 1.479.009,00 TL’nin 30/12/2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan ( davalı …Ş. ) alınarak davacıya verilmesine,
Bakiye istemin REDDİNE,
3-(B)Birleşen Kadıköy…Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası yönünden;
3/a-Evvelce verilen karar kesinleşmiş olmakla, yeniden harç, vekalet ücreti ve yargılama gideri taktirine yer olmadığına
4- Asıl dava yönünden;
4/a-Alınması gerekli 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 1.350,00 TL harcın mahsubuna, bakiye 5.481 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına.
4/b-Evvelce 28/02/2014 tarihli, Esas No…, Karar No:…, Harç No:2014/42 sayılı Harç Tahsil Müzekkeresi ile 5.481,00 TL bakiye karar ilam harcı, davalı … Şirketinden tahsil edilmiş ise, yeniden harç alınmasına yer olmadığına bu hususun yeniden yazılacak olan Harç Tahsil Müzekkeresinde belirtilmesine,
4/c-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.350,00 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4/d-Davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 10.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4/e-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı, vekalet harcı, tebligat ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti toplamı olan 5.303,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, .
5-Birleşen İstanbul …ATM’nin … Esas sayılı dosyası yönünden;
5/a-Alınması gerekli 101.031,11 TL harçtan peşin alınan 30.219,75 TL harcın mahsubuna, bakiye 70.811,36 TL harcın davalı …’tan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
5/b-Evvelce 28/02/2014 tarihli, Esas No:…, Karar No:…, Harç No:2014/42 sayılı Harç Tahsil Müzekkeresi ile 108.791,10 TL bakiye karar ilam harcı, davalı … Şirketinden tahsil edilmiş ve tahsil edildiğine dair “Sayman Mutemedi Alındısı Makbuzu” aslı Mahkememize sunulması halinde; 108.791,10 TL harçtan, işbu gerekçeli karar sebebiyle alınması gereken 70.811,36 TL nispi karar ve ilam harcının mahsubu ile geriye kalan 37.979,74 TL nispi karar ve ilam harcının, kesinleştiğinde davalı … veya vekiline iadesine.
5/c-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 30.219,75 TL harcın davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5/d–Davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 68.320,27 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5/e-Davalı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 36.189,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
5/f-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı, vekalet harcı, tebligat gideri toplamı olan 49,87 TL muhakeme giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK.nun 333.maddesi gereğince; Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Dair kararın yargıtay yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır