Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1192 E. 2020/592 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1192 Esas
KARAR NO:2020/592

DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/12/2016
KARAR TARİHİ:20/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından … A.Ş alınması planlanmış olan teknenin sipariş avansı olarak toplam 325.000 TL tutarında üç adet çek keşide edilerek şirkete teslim edildiğini, ayrıca şirkete banka transferi olarak 100.000 TL nakit ödeme yapıldığını, çeklere ilişkin olarak müvekkili adına herhangi bir fatura düzenlenip tebliğ müvekkiline tebliğ edilmediği gibi müvekkilinden herhangi bir onay veya bilgi alınmadığını, avans niteliğinde olan ve karşılığında hiçbir şekilde fatura düzenlenmemiş olan 16/12/2016 – 20/01/2017 – 24/02/2017 tarihli çeklerin … ye verildiğine ilişkin bilgi müvekkilinin dışarıdan muhasebe işlerini yapan Volkan Uğurlu tarafından öğrenildiğini, bunun üzerine davalı … ye ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman şirketleri Kanunun 9/2 maddesi gereğince Faktoring şirketlerinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın almaları, tahsilini üstlenmelerini mümkün bulunmadığın, davalı şirket tarafından müvekkili adına düzenlemiş geçerli bir fatura bulunmadığını, şirket kayıtlarında müvekkilinin davalı … … A.Ş’den alacağının olduğunu, bu nedenlerle müvekkili tarafından düzenlenmiş bulunan ve fakat hiçbir karşılığı alınmamış çekler ile ilgili olarak ihtiyati tedbir kararının verilmemesi durumunda müvekkil şirket aleyhine telafisi mümkün olmayan hukuki ve ticari sonuçlar olacağını belirterek çekler hakkında ödeme yasağı konulmasını, davanın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile diğer davalı … A.Ş arasında imzalanan faktoring sözleşmesi çerçevesinde müvekkilinin faturaya dayalı alacağının bulunduğunu, çekin bir ödeme aracı olduğunu, çeklerin anılan borcun ifası için anılan çeklerin devir alındığını, müvekkili tarafından yapılan iş ve işlemlerin faktoring mevzuatına uygun olduğunu, diğer davalı …’in davacıdan olan ve faturaya bağlanmış alacaklı müvekkili şirket tarafından temlik alınmış ve anılan faturaların ifası için … A.Ş … Şubesin de bulunan … hesaptan keşide olunan 3 adet 75.000 TL bedelli çekleri diğer davalı … cirosu ile müvekkiline teslim ettiğini, diğer davalı … tarafından düzenlenmiş olan 19/08/2016 tarih Seri … nolu 225.000 TL fatura 6361 sayılı finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri kanunu’nun 43.maddesine istinaden kurulmuş olan merkezi fatura kaydı sistemine girilerek sorgulanması ve mükerrerlik kontrolü yapılarak muhasebeleştirildiğini, davacının dilekçesinde ileri sürmüş olduğu çeklerin avans olarak verildiği iddiası da hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacının 6361 sayılı finansal kiralama faktoring ve finansman şirketleri kanununun 9/2 maddesine göre faktoring şirketleri kambiyo senedine dayalı olsa dahi fatura ile tevsik edilmeyen mal ve hizmetlerin satışından doğmuş alacakları devralamazlar, bu hükmün amacı gerçek mal ve hizmet tedarikine dayanan alacakların devir alınması amacıyla konulmuş olup davada uygulanması söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini, %20 aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı … tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davalı … şirketinin faturayı temlik aldığı ve davaya konu çekleri iktisap ettiği aşamada Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uyduğu, faktoring işlemleri için kendilerine ibraz olunan belgeler arasındaki uyuma dikkat ettiği, davaya konu ekleri faturaya bağlı olarak devralmış olmakla yönetmeliği 22/2 ve 6361 Sayılı yasanın 9/2 maddesi hükmü şartlarına aykırı hareket etmediği, davalı … şirketinin fatura ekinde teminata aldığı çeklerin iktisabında ise TTK 686/2 ve 687/1 maddeleri kapsamında iktisapta kusurlu olmadığı borçlunun zararına hareket etmediği ve 6361 sayılı Yasanın 9/3 maddesi kapsamında poliçeyi iktisap ederken bile bile davacı borçlunun zararına hareket ettiğinin ispat olunamadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; Davalı … şirketinin faturayı temlik aldığı ve davaya konu çekleri iktisap ettiği aşamada Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkıda Yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, faktoring işlemleri için kendilerine ibraz olunan belgeler arasındaki uyuma dikkat ettiği, davaya konu çekleri faturaya bağlı olarak devralmış olmakla yönetmeliği 22/2 ve 6361 sayılı yasanın 9/2 maddesi hükmü şartlarına aykırı hareket etmediği, davalı … şirketinin fatura ekinde teminata aldığı çeklerin iktisabında ise TTK 686/2 ve 687/1 maddeleri kapsamında iktisapta kusurlu olmadığı borçlunun zararına hareket etmediği ve 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi kapsamında poliçeyi iktisap ederken bile bile davacı borçlunun zararına hareket ettiğinin ispat olunamadığı, davacının edimlerini yerine getirmeyen davalı … A.Ş ne borçlu bulunmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ticari alım satıma dayalı olarak keşide edilen çekler sebebiyle açılan menfi tespit davasıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı ile davalılardan … A.Ş. arasındaki ticari alım satıma istinaden verilen 225.000,00-TL tutarlı çeklerin, diğer davalı … şirketine ciro edildiği, ancak davalı … … A.Ş. tarafından yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin yerine getirilmediği iddiasıyla Mahkememizdeki iş bu menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanarak dava dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş, 17.05.2019 tarihli asıl ve 03.12.2019 tarihli ek bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/1159 E. ve 2019/12752 K. Sayılı kararında;
“Faktoring sözleşmeleri temelinde alacağın temliki hükümlerini barındıran Borçlar Kanunundaki tip sözleşmeler arasında yer almayan ve birden fazla tip sözleşmeyi kapsamına alan atipik nitelikte karma sözleşmelerdir. Faktoring sözleşmeleri üç köşeli işlemlerdir. Faktoring işlemlerinin taraflarını alacağı temlik alan faktoring şirketi, temlik eden önceki alacaklı (faktoring şirketinin müşterisi) ve önceki alacaklıyla arasında temel hukuki ilişki bulunan borçlu olarak gösterebiliriz. Faktoring sözleşmesinin niteliği gereği kural olarak borçlu önceki alacaklısına karşı ileri sürebileceği şahsi defileri temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürebilir. (6098 sayılı TBK md. 188/1, 6361 sayılı yasanın 9/2 md.) Somut olay bakımından uyuşmazlık 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi hükmünün bu olayda uygulanıp uygulanmayacağı yönünde toplanmaktadır. Belirtilen yasa hükmü faktoring işleminin tarafları olan borçlu önceki alacaklı ve temlik alan faktoring şirketi dışındaki kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hükümdür. Kanunun 9/3 maddesi hükmünün faktoring işleminin tarafları arasında yer almayan kambiyo borçlularını ilgilendirdiği madde gerekçesinden de anlaşılabilmektedir. Zira gerekçenin son cümlesinde “Bu bağlamda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun defiler başlıklı 687. maddesi ile paralellik sağlanması hedeflenmiştir.” denmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 687/2 maddesinde “Alacağın temliki hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır. 6361 sayılı kanunun 9/2. maddesi hükmünden hareketle faktoring sözleşmelerinde de alacağın temliki hükümleri uygulanacağından gerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 687/2. maddesi, gerekse 6361 sayılı kanunun 9/2 maddesi karşısında faktoring işleminin taraflarından olan kambiyo borçluları hakkında alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı aynı kanunun 9/3 maddesi hükmünün ise faktoring işleminin tarafı olmayan ve ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesinde; faktoring şirketlerine ciro yoluyla devredilen çeklerde keşideci davacı (borçlu), lehtar …. Ltd. Şti. (önceki alacaklı), faktoring şirketleri ise lehtardan çekleri ciro yoluyla temlik alan son hamil durumunda olup, faktoring işleminin taraflarındandır. Hal böyle olunca somut olayda 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla olayımızda anılan kanunun 9/2 maddesi hükmünün ve dolayısıyla 6098 sayılı TBK nın 188/1 maddesi hükmünün uygulanması gerekmektedir. Buna göre borçlu önceki alacaklısına karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri alacağı önceki alacaklıdan faktoring sözleşmesi çerçevesinde temlik alan faktoring şirketlerine karşı da ileri sürebilecektir.” hususlarını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, ticari alım satıma istinaden düzenlenen uyuşmazlık konusu edilen çeklerin, davalı … A.Ş.’ye teslim edildiği, akabinde de diğer davalı … şirketlerine ciro edildiği hususlarında taraflar arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı, bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere, lehine çek tanzim edilen … A.Ş.’nin, temel ilişkideki yükümlülüklerini yerine getirmediği, bu sebeple de davacının bu davalıya karşı borçlu olmadığı, yukarıda emsal nitelikteki Yargıtay kararında da belirtildiği üzere, davacının bu defisini, faktoring şirketi olan diğer davalıya karşı da ileri sürebileceğinden, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KABULÜ İLE
1- Davacının;
A) … Bankasına ait 16.12.2016 keşide tarihli, 75.000,00-TL bedelli, … seri numaralı,
B) … Bankasına ait 20.01.2017 keşide tarihli, 75.000,00-TL bedelli, … seri numaralı,
C) … Bankasına ait 24.02.2017 keşide tarihli, 75.000,00-TL bedelli, … seri numaralı çeklerden dolayı, davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2- Mahkememizce verilen 12.12.2016 tarihli ihtiyati tedbir kararının, Mahkememiz kararının kesinleşinceye kadar aynen devamına,
3-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 15.369,75-TL harçtan, peşin alınan 3.842,44-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 11.527,31-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 24.200,00-TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı + 3.842,44-TL peşin harç + 800,00-TL bilirkişi ücreti + 220,00-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 4.891,64-TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …’nin yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’a kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/10/2020

Katip …

Hakim …