Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1153 E. 2018/482 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1153 Esas
KARAR NO : 2018/482
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/11/2016
KARAR TARİHİ : 19/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili 18/08/2016 tarihinde … sevk ve idaresindeki davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın ve… sevk idaresindeki davalı …şirketine sigortalı … plakalı aracın kaza yapması sonucu yaralanmış ve kasak kaldığını, kazada müvekkilinin bir kusuru bulunmayıp yolcu konumunda olduğunu, müvekkili kaza sonrasanıda … Devlet Hastanesi ve…Hastanesin’de tedavi gördüğünü, talep edilen maddi tazminat müvekkilinin iş göremezlik ve kalıcı sakatlık dolayısıyla meslekte kazanma gücünü kaybetmesi gelir kaybı ve maddi zararlarını tazmine yönelik olduğunu, bu nedenlerle kusur, maluliyet, tazminat ve tüm diğer haklarımız saklı kalması kaydı ile 4.000 TL madi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi olmaması halinde mevduata uygulanan en yüksek faizi, olmaması halinde yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartının yerine getirilmemesi sebebi le davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacı taraf sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapmaksızın doğrudan doğruya dava açma yolunu seçtiğinden dava şartını yerine getirmediğini, davacı yan mahkemede görülmekte olan 18/08/2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle açtığı işbu dava ile…plakalı aracın müvekkili nezdinde karayolları ZMMS kapsamında sigortalı olduğundan bahisle müvekkilleri … ve … adına maddi tazminat talep ettiğini, sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, öncelikle davacılar tarafından müvekkili şirket sigortalısı…plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde yol ya da araç kusurunun bulunup bulunmadığının tespitinin yapılması ve tazminat hesaplaması yapılması halinde şartalır var ise tazminat tutarından birlikte kusur ve hatır taşıması indirimin yapılması gerektiğini, davacıların dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususu adli tıp kurumu 3.ihtisas dairesi tarafından incelenmesi ve maluliyet var ise sosyal sigortalar sağlık işlemleri tüzüğüne göre belinlenmesi gerekeceğini, davacı tarafın çalışamayacağı tedavi işileşme sürecindeki maddi zararları geçici iş göremezlik dönemi ile ilgili olduğunu, davacıların dava konusu kaza nedeniyle elde ttiği gelir ve tazminatların mahsubu gerekli olduğunu, müvekkilinin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı…Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karştığı ifade edilen … plakalı araç müvekkili …tarafından 18/09/2015 – 2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, davacı yanın maluliyet iddialarını değerlendirilebilmesi için adli tıp kurumu 3.ihtisas dairesine sevk edilerek yalnızca kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet durumuh kakında rapor alınmasını talep ettiklerini, bu nedenler maluliyet hesabında yalnız fiziki ve sürekli nitelik taşıyan arazların dikkate alınmasın, buna göre kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet oranını belirlenmesi gerektiğini, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte KTK ilgili hükümleri ie ZMM genel şartları gereği sigorta şirketinin temerrüdü hesaba esas tüm belgelerle başvuru tarihinden 8 iş günü geçmekle mümkün olduğunu, davacının maluliyeti henüz kesinleşmediğniden temerrüt gerçekleşmediğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizde açılan dava; trafik kazasında yaralama nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Davacı vekili 15/05/2018 tarihli dilekçesi anlaşmaya vardıklarını, tarafların birbirlerinden başkaca yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını bildirmiştir.
Sulh; 6100 sayılı HMK 313,maddesinde tanımlanmıştır.
Buna göre 313/1; “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
313/2 ;Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu olan davalarda yapılabilir.
313/3;Dava konusunun dışında kalan hususlarda sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
313/4;Sulh, şarta bağlı olarak yapılabilir” hükümlerin içermektedir.
Daha açık bir deyişle, mahkeme içi sulh tarafların karşılıklı fedakârlıkta bulunmak suretiyle aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan bir uyuşmazlığı sona erdirmek üzere, mahkeme önünde yaptıkları sözleşmedir. Sulhun unsurları,bir sözleşmenin mevcudiyeti, bir uyuşmazlık yahut tereddüdün bulunması ve karşılıklı fedakârlıkta bulunulmasıdır. Sulh bir sözleşme olduğundan tek taraflı olarak dönülmesi caiz değildir.
Yukarıda belirtilen tüm bu açıklamalar ışığında; taraflar sulh olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davada sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanununun 22.maddesi “Davadan feragat veya dâvayı kabul veya sulh muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmünü ihtiva ettiğinden;
-İlk celseden sonra tarafların sulh oldukları anlaşılmakla;
Peşin alınan 29,20 TL maktu harçtan, 492 sayılı Harçlar Kanununun 22 maddesi gereğince 2/3 oranı gözetilerek 19,47 TL harcın mahsubuna, fazla yatan 9,70’TL nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-Davacı vekili sulh protokolünde “…her ne nam altında olursa olsun sulhen ya da dava yolu ile domuş ve doğacak başka herhangi bir talebinin olmadığını…” bildirmiş olmakla,davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti tayin ve TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-HMK.nun 333.maddesi gereğince;gider avanslarının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde istek halinde İLGİLİ TARAFA İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır