Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1134 E. 2020/635 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1134 Esas
KARAR NO :2020/635

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:18/11/2016
KARAR TARİHİ:27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 09/06/2009 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı traktör … beldesinden köye dönerken traktörün kayması neticesinde araç devrilerek tek taraflı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada sürücü …’un hayatını kaybettiğini, kazanan meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’un asli ve tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, kazaya neden olan … sevk ve idaresindeki … plakalı araç kaza tarihi olan 09/06/2009 tarihinde trafik sigortasının olmaması nedeniyle 2918 sayılı KTK’nın 97.maddesine göre, müvekkili adına, tazminat taleplerinin karşılanabilmesi amacıyla 20/07/2016 tarihinde … idaresine başvuru yapıldığını, maddi tazminat ve temerrüt tarihinden işletilmek üzere faiz istendiğini, ancak … idaresi 26/07/2016 tarih ve … ilgi sayılı yazısıyla taleplerinin karşılanmasının mümkün olmadığının belirtildiğini, 09/06/2009 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle vefat eden … 1945 doğumlu olduğunu, kaza tarihinde 64 yaşında olduğunu, murisin ölümüyle geriye kalan davacı eş … destekten yoksun kaldığını, davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, trafik kazasında müvekkillerinin desteği …’un vefatı nedeniyle destekten yoksun kalan davacı eş … için 6100 sayılı yasanın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak maddi tazminatın … yönünden sigorta limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsilini karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın, kazaya karıştığı belirtilen … plakalı motorlu aracın olay tarihindeki işletenin tespiti ile davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, trafik kazasının 09/06/2009 tarihinden meydana gelmesinden ötürü davanın zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı itirazlarının incelenmesini, 2918 sayılı KTK. 109.maddesi uyarınca iki yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden ötürü davanın esastan reddi gerektiğini, davacı eşin yeniden evlenip evlenmediğinin, yeni tarihli nüfus kaydı ile tespit edilmesini talep ettiklerini, dava konusu olay tek taraflı trafik kazası olması sebebiyle, davacının destekten yoksun kalma taleplerinin reddi gerektiğini, Cumhuriyet Savcılığı “Kovuşturmaya Yer olmadığına Dair” karar verdiğini, trafik kazasının meydana geldiği yerine Karayolu olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, 2918 sayılı KTK hükümlerinin uygulama olanağı olmadığı yerde meydana gelen kaza sonucu müvekkili kurumun sorumluluğuna gidilmemesi gerektiğini, davacıların murisinin vefat ettiği kaza tarla vb. Meydana gelmiş ise Karayolları trafik kanunun kapsamına göre meydana gelen olay bir trafik kazası olarak nitelendirilmez olduğunu, bu nedenle müvekkili kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceğinin, davanı esastan reddinin gerektiğini, yukarıda sunulan nedenlerle, zaman aşımı sebebiyle davanın esasına girilmeksizin reddini, davacının murisinin tek taraflı olarak asli ve tam kusuru neticesinde meydana gelen kaza sebebiyle müvekkili kurum aleyhine sorumluluk üstlenemeyeceğinden haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddi ile avukatlık ücreti dahil her türlü yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE ;
Orhangazi CBS 2009/1000 nolu soruşturma dosyası, trafik kayıtları, kaza raporları, otopsi raporu, hasar dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan keşif ve inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 53.maddesinde düzenlenen ölüm nedeniyle yoksun kalınan destek tazminatının tahsili davasıdır. Buna göre destek yoksun kalma tazminatı TBK 55. maddeye göre; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Müteveffanın, davacının kocası olması nedeniyle, yaşasa idi, davacıya destek olacak olduğu, dolayısıyla ölenin, davacının desteği olduğu mahkememiz tarafından kabul edilmiştir.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesinin yollamasıyla anılan Kanunun 85. maddesine göre belirlenmektedir. Buna göre; sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana gelen kişinin yaralanması veya ölmesinden kaynaklanan bedeni zararlara dayalı maddi tazminat ile tedavi giderleri ve maddi hasarlar sigortacının poliçe limitleri dahilinde tazmin zorunda olduğu zararlar olup, motorlu aracın sigorta poliçesinin bulunmaması halinde bu zorunluluk …na aittir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış olup, davacının desteği olan kocanın, 09/06/2009 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda hayatını kaybettiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, … A.O.’nın işleten, müteveffa …’un sürücü konumunda bulunduğu, kazaya konu traktörün, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinin bulunmadığı, bu nedenle üçüncü kişi konumundaki destekten yoksun kalan davacının uğradığı zarardan …nın sorumlu olduğu sabittir.
İhtilaf, vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ile destek tazminatı miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve destek tazminatı miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyası ile bilirkişi Makine Müh. A Sınıf İş Güvenliği Uzmanı, Trafik Kusur ve Hasar Uzmanı …’in 30/04/2019 tarihli raporunda sonuç olarak: “…… plaka nolu, traktörün sürücüsü …’un, dava konusu tek taraflı kazada, %100 asli kusurlu olduğu, dava konusu kazada, başka herhangi bir kişi ve kurumun kusurunun bulunmadığı…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişi rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Aktürer-Ekonomist … tarafından hazırlanan 02/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda, “…hak sahibi davacı eş Sebahat’in talep edebileceği DYKT tutarının 79.872,80-TL olduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davalı vekilince, cevap dilekçesinde süresi içerisinde zaman aşımı def’inde bulunulmuş ise de, haksız fiilden kaynaklı tazminatlarda zaman aşımı mevzu 6098 sayılı TBK’nın md.72’de düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre zarar görenin zarara ve tazminat yükümlüsüne öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle hakkın zaman aşımına uğrayacağı ve ancak tazminata sebep haksız fiil bakımından ceza kanunlarınca daha uzun bir zaman aşımının öngörüldüğü hallerde ceza zaman aşımının uygulanacağı öngörülmüştür.
2918 sayılı yasanın 109.maddesinde de motorlu araç kazalarında doğan maddi zararları tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zaman aşımına uğrayacağı zarara sebep fiil bakımından ceza kanunlarınca daha uzun bir zaman aşımı süresinin öngörülmüş olması halinde ceza zaman aşımının uygulanacağı öngörülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 1482.madde düzenlemesi ile de sorumluluk sigortalarında sigortacıya yöneltilecek tazminat istemlerinin sigorta konusu olaydan itibaren 10 yılda zaman aşımına uğrayacağı öngörülmüştür.
6098 sayılı TBK’nın 72.maddesi, 6102 sayılı TTK’nun 1482.maddesi ve 2918 sayılı yasanın 109.maddesi birlikte değerlendirildiğinde davaya konu tazminatın trafik kazasından kaynaklanmış olması ve motorlu bir aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun 2918 sayılı yasanın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olması ve bu kanunun TBK ve TTK’ya göre daha özel bir kanun olması karşısında davamıza konu olay bakımından uygulanması gereken zaman aşımının 2918 sayılı yasının 109.maddesine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
2918 sayılı yasanın 109.maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zaman aşımına uğrayacağı, zarara sebep fiilin 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 66.maddesi ile ölümlü trafik kazalarında zaman aşımının 15 yıl, yaralamalı trafik kazalarında ise zaman aşımının 8 yıl olarak öngörüldüğü görülmektedir.
Bu çerçevede somut olaya bakıldığında 09/06/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının desteğinin vefat ettiği, bu nedenle zaman aşımının 2918 sayılı yasanın 109.maddesinde öngörülen 10 yıllık zaman aşımı ve 5237 sayılı TCK’nın 66.maddesinde yaralanmaya sebep haksız fiil nedeniyle öngörülmüş olan 15 yıl zaman aşımına tabii olduğu görülmekle, davalının zaman aşımı def’i, yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilince, kazanın meydana geldiği yerin karayolu olmadığı iddiası ile davalı … Hesabının sorumluluğu olmadığı ve davanın reddi talep edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 2.maddesinde bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş ise de, aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarında esasen karayolu tanımında girmediği halde, genel trafiğin kullanımına açık yerlerde “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Ayrıca, karayolunun asfalt, beton, taş veya toprak olma arasında da bir fark bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yasal düzenlemeler ve Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş uygulamaları da gözetildiğinde; KTK’nın uygulanması için bir kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemektedir. Kazanın karayolu ile bağlantısı olan veya karayolu sayılan bir alanda meydana gelmiş olması da yeterlidir.
Somut olayda, ….Asliye Hukuk Mah…. Tal. sayılı dosyasından keşif sonucu alınan 30/04/2019 tarihli raporda, yolun karayolu değil ancak, bahçe iç yolu ve toprak yol olduğunun,keşif sırasında yolda otların çıkmış olduğunun belirtildiği, kazanın karayolu ile bağlantısı olan ve karayolu sayılan alanda meydana geldiği, dolayısıyla 2918 sayılı KTK’nın 2.maddesi gereğince, karayolu sayılan yerde meydana gelen kazanın teminat kapsamında olduğu kabul edilmiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.H.D. 30/05/2019 tarih, 2017/2033 E.- 2019/1072 K. sayılı kararı)
Davalı vekilince, kazanın tek taraflı ve davacı desteği sürücünün %100 kusuru ile meydana geldiği ve davalı …’nın sorumlu olmadığı iddia edilmiş ise de, ölenin desteğinden yoksun kalan başvuru sahibinin üçüncü kişi konumunda olduğu, desteğin kusurunun kendisine yansıtılamayacağı bu nedenle davalının sorumluluğu olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay 17. H.D. 21/02/2019 tarih, 2018/2927 E.- 2019/1870 K. sayılı ilamı)
Bursa SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan yazı ile davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması neticesinde bildirilen 08/03/2017 tarih – 3097314 sayılı cevapta rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili HMK m.107 kapsamında miktarı belirsiz alacak davası olarak açmış bulunduğu davasında 26/02/2020 tarihinde, bedel arttırım dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatını 100-TL. üzerinden, 79.772,80-TL. arttırarak 79.872,80-TL. tazminatın temerrüt itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ile eksik harcı ikmal etmiştir.
Dosya kapsamı, düzenlenen kusur ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, kazanın meydana geldiği 2009 yılı için, Hazine Müsteşarlığı tarafından, ölüm/sakatlık için kişi başı teminat limitinin 150.000 -TL. olarak belirlenmesi, aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatın, nitelik ve miktar olarak teminat limiti kapsamında kaldığı anlaşıldığından, mahkememizde de davacının yukarıda belirtilen olgulara göre, destekten yoksun kalma talep hakkı mevcut olduğu, davalı … hesabının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kanaati oluştuğundan davacının davasının kabulü ile 79.872,80-TL. destekten yoksun kalma tazminatının, davalının 26/07/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, davasının kabulü ile 79.872,80-TL. destekten yoksun kalma tazminatının, 26/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 5.456,11-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL + 272,47-TL ıslah harcı toplamı olan 301,67-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 5.154,44-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 11.183,46-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı + 314-TL keşif harcı + 29,20-TL peşin harç + 460,20-TL tebligat-müzekkere +1.750-TL bilirkişi giderleri olmak üzere toplam 2.582,60-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır