Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1121 E. 2022/653 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1121 Esas
KARAR NO :2022/653

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:15/11/2016
KARAR TARİHİ:04/10/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 14.09.2009 tarihinde … Plakalı motosikleti ile seyir halinde iken, davalılardan …’ın sevk ve idaresinde bulunan ve davalılardan … San. A.Ş.’ne ait olan … plaka sayılı araç ile çarpıştığını ve yaralandığını, bu kazanın meydana gelmesinde …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının bu kazada vücudunda kemik kırığı olacak şekilde yaralandığını, davacının kaza tarihi itibarıyla 25 yaşında olduğunu, bu kaza nedeniyle travmalar atlattığını, davacının maluliyetinin söz konusu olduğunu ve bu maluliyetin halen devam ettiğini, … … Devlet Hastanesi Engelli Sağlı Kurulu tarafından düzenlenen rapora göre davacının maluliyet oranının % 2 olduğunu, davacının tedavisinin halen devam ettiğini, tedavi giderlerinin bir kısmının SGK tarafından karşılandığını, kurum tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin davacı tarafından yapıldığını, halen tedavinin devam ettiğini ve bu durumun daha ne kadar devam edeceğinin belli olmadığını, tedavi giderlerinin tamamının makbuza bağlanmasının gerekmediğini, Yargıtay kararlarına göre tedavi giderleri konusunda belge ibraz edilemediği durumlarda yapılan giderlerin bilirkişi eliyle belirlenmesi ve Mahkeme tarafından takdir edilmesi gerektiğini, davacı tarafından yapılması zorunlu olan tedavi giderlerine hükmedilmesi gerekeceğini, davacının maluliyetinin sürekli olduğunu, davacının bu kaza nedeniyle acı ve ızdırap duyduğunu, hayatının alt üst olduğunu, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin olduğunu, davalı …’ın kullandığı ve kazaya karışan aracın, davalılardan … Sigorta A.Ş. nezdinde 105124017 nolu poliçe ile mali mesuliyet poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu nedenle de sigorta şirketinin de dava edildiğini, dava öncesinde davalı sigorta şirketi ile iletişime geçildiğini ve sigorta şirketi tarafından davacıya bir ödeme yapıldığını ancak bu ödemenin düşük bir miktar olduğunu, Yargıtay uygulamalarına göre davadan önce tazminat lehtarına yapılan ödemelere istinaden düzenlenen ibranamelerin geçersiz olduğunu, davalılardan … San. A.Ş.’nin. kazaya karışan … plakalı aracın maliki olduğunu, araç malikinin de kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminattan sorumlu bulunduğunu, davacıdan alınan ibranamenin geçersiz olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre ibranamenin geçersizliğine ve iptaline dair davalar 2 … içerisinde dava açılabilirse de huzurdaki gibi tazminat davalarında ibranamenin iptali için ayrı bir dava açmaya gerek olmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından, davacıya yapılan ödemenin normal faiz sistemine göre hesaplandığını, oysaki “Progresif Rant Tekniği” ile hesaplama yapılması gerektiğini, bu nedenle sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın düşük kaldığını, yeniden yapılacak olan hesaplama sonucunda aradaki farkın davacıya ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin trafik kazasının meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmadığını belirterek olay tarihinden itibaren işleyecek ticari veya yasal faizi ile birlikte tedavi giderleri için 100,00-TL, çalışamadığı dönemlerdeki kazan kaybı için 100,00-TL ekonomik geleceğinin sarsılmadan doğan zararlarına ilişkin 100,00-TL ve bakım giderleri için 100,00-TL olmak üzere toplamda 500,00-TL maddi tazminata hükmedilmesini ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, … ve … San A.Ş’den 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı … Gıda ve Turizm San A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin yetki ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kazaya karışan ve maliki oldukları … Plaka sayılı aracın kasko sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin de kazdan dolayı mali sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenle de huzurdaki davanın bu şirkete ihbarına karar verilmesi talep ettiklerini, davayı kabul etmediklerini, kazanın oluşunda davacının tam kusurunun bulunduğunu, davalılara herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma …Karar Sayılı dosyasının takipsizlik ile sonuçlandığını, davacının bu dosyada şikayetçi olmadığını ve zarar ve ziyanının bulunmadığını söylediğini, aradan uzun süre geçtikten sonra bu davayı açmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının dava dilekçesinde de bildirdiği üzere tüm zarar ziyanını, sigorta şirketinden tahsil ettiğini, davacının maddi tazminata ilişkin bir alacağının kalmadığını, davacının manevi tazminat talebinin de haksız olduğunu, kendilerinin araç maliki olduğu ve kazanın meydana gelmesinde sebebiyet vermedikleri ve kusurlarının bulunmadığını, iddia edilen manevi zararlardan da sorumlu olmayacağını, davacının maddi zarar konusunda sigorta şirketi ile anlaştığını maddi zararın kalmadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak davanın yetkili mahkemede açılmamış olduğunu, bu nedenle de yetki itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak ise meydana gelen trafik kazasında kendilerinin bir kusurunun olmadığını, araç içerisinde bulunan tanıkların Savcılık huzurunda ifade verdikleri ve olayı anlattıklarını, davacının motosikleti ile seyir halinde iken yol kesişiminde hızını azaltmadığı ve yolu kontrol etmediğinden kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, davacı tarafından ileri sürülen hususların gerçekle bağdaşmadığını ve kabul edilemeyeceğini, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan tedavi giderleri ve kazaya ilişkin belgeleri incelediklerinde beyanda bulunacaklarını, kati raporun da mevcut olmadığını düşündüklerini, davacı tarafından bir kısım tedavi giderlerinin kendisi tarafından karşılandığı iddia edildiği halde buna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, bu belgelerin temininin gerektiğini, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, istenmesinin bu nedenle mümkün olmadığını, olayın meydana geliş şekli ve kendilerinin kusursuz olduklarını, yapılan yargılama sonucunda ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, bu nedenle de zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, ilgili kaza nedeniyle hesaplanan tüm tazminatın davacıya ödendiğini, bu ödeme karşılığında davacı tarafından ibra edildiklerini, fahişlik söz konusu olmadığından ibranamenin iptalinin talep edilemeyeceğini, huzurdaki dava açılmadan önce davacının başvurusu üzerine aktüerler siciline kayıtlı aktüerden alınan rapor doğrultusunda hesaplanan 8.001,00- TL nin, düzenlenen ibraname karşılığında 01.09.2016 tarihinde davacıya ödendiğini, davaya konu talepler bakımından, davacı tarafından kayıtsız şartsız ibra edildiklerinden davanın kendileri açısından reddinin gerekeceğini, ibranamede ancak açıkça fahiş bir fark var ise iptal edilebileceğini, dava konusu olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığını, kendilerinin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın 27.09,2008 — 27.09.2009 tarihleri arasını kapsayacak şekilde kendilerine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kişi başı ölüm ve sakatlık durumunda poliçe İimitinin 125.000- TL olduğunu, manevi tazminat ve tedavi giderlerinin teminata dahil olmadığını, sigortalılarının kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, Adli Tıp Kurumu’ndan kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, davacının sürekli sakatlık durumunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile belirlenmesi gerektiğini, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin de aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihi olan 01.09.2016 tarihli verilerin dikkate alınması gerektiğini ve işlemiş faizin güncellenmesi gerektiğini, SGK ya müzekkere yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının, yapıldı ise hangi koldan yapıldığının sorulması gerektiğini, Maluliyet Tazminatı belirlenirken bilinen ücret, belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin esas alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve dolaylı zararlar zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında olmadığından davacının teminat dışı taleplerinin de reddinin gerekeceğini, davacının bakım giderleri talebinin de poliçe kapsamında olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere bakıcı giderinin tamamından sorumluluklarının bulunmadığını, davacının tedavi giderleri talebinden dolayı bir sorumluluklarının bulunmadığını, davacının, meydana gelen kazada müterafik kusuru olup olmadığının Mahkeme tarafından tespitinin gerektiğini, müterafik kusur belirlenir ise belirlenen bu kusur oranında indirim yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere kendilerinin ancak davadan sonraki faiz ile sorumlu tutulabileceklerini, uygulanabilecek olan faizin ise yasal faiz olabileceğini belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazsından kaynaklı, geçici ve sürekli iş göremezlik, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar, tedavi giderleri ve bakıcı gideri tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğudur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. İşleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten ve teşebbüs sahibi sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması başlıklı 86. maddesi ”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmünü içerir. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşın, meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görendedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, ZMMS zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edecektir.
TBK 50.maddesi ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir.
TBK54.maddesinde Bedensel zararlar özellikle, Tedavi giderleri. Kazanç kaybı. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ,Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayılmıştır.
Bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, tazminata esas kusur oranı, maluliyet oranı, iyileşme sürelerinin tespiti ve zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Bu hususlarda mahkememizce bilirkişilerden ve ATK’dan raporlar alınmıştır.
Mahkememizce alınan 24.06.2019 tarihli ATK raporunda sonuç olarak; … oğlu 1984 doğumlu …’nin 14.09.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malululiyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, 2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosyada mevcut … Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporunda davacının %2 maluliyetine ilişkin rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Davacının … Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporunda %2 maluliyet raporu verildiğini belirterek ATK maluliyet raporuna itirazı üzerine ATK’dan yeniden rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan 23.09.2019 tarihli ATK raporunda sonuç olarak; 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği ile 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği farklı yönetmelikler olduğu ve hastaların değerlendirilmesinin farklı parametrelere göre yapıldığı, dava konusu kaza tarihinde geçerli olan yönetmeliğin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği olduğu göz önüne alındığında … oğlu 1984 doğumlu …’nin 14.09.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle Kurulumuzun 24.06.2019 tarih ve 11794 sayılı kararına eklenecek husus bulunmadığı oy birliği ile mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 24.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı aracın sürücüsü davalı …’ın % 40 oranında, davacı …’nin ise %60 oranında kusurlu olduğu, “Geçici İş Göremezlik Tazminatı” ve “Bakıcı Giderleri” tazminatı şartlarının oluştuğuna karar verilmesi durumunda, davacının talep edebileceği, Geçici İşgöremezlik Dönemi Tazminatı: 886,65 TL, Bakıcı/Bakım Gideri Tazminatı 1.123,80 TL olmak üzere toplamda 2.010,45- TL olarak hesap edildiği, davalı sigorta şirketinin, davadan evvel temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir yazılı delil sunulmadığından. kural olarak davalı sigorla şirketinin dava tarihinden (15.11.2016) itibaren temerrüde düştüğü, ancak davalı siporta şirketi tarafından, cevap dilekçesinde, davacıya 01.09.2016 tarihinde 8.001 ‘TL ödeme yapıldığı beyan edilmekle, en geç 01.09.2016 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, davalı sigorta şirketinin avans faizi ile sorumlu olduğu, sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olduklarından haksız fiilin meydana geldiği tarih olan kaza tarihinden (14.09.2009) itibaren yasal faiz ile sorumlu olacakları, davalı sigorta şirketi tarafından, 01.09.2016 tarihinde davacıya 8.001- TL ödeme yapıldığının kabulü durumunda, davadan evvel yapılan bu ödemenin güncelleştirilmiş halinin 10.508,49-TL olduğu, davacı tarafından, tedavi giderlerine ilişkin olarak herhangi bir belge sunulmadığı gibi belgesiz yapıldığı iddia edilen tedavi giderleri ile ilgili olarak da etraflı bir açıklama yapılmış ya da tedavi giderlerinin miktarının ne kadar olduğu, hesaplama yapmaya olanak tanıyacak şekilde detaylı belirtilmediğinin mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 17.11.2021 tarihli adli tıp uzmanı bilirkişi raporunda sonuç olarak; … oğlu. 23/01/1984 Demirköy doğumlu …’nin; yaralanma sonrası iyileşme süresinin ilk 1,5(bir buçuk) ayında bir başkasının yardımına gereksinim duyacağı, bakıcı giderlerinin 1.039,50-TL x % 40 (karşı tarafın kusur oranı) = 415,60-TL olduğu, yaralanma nedeniyle bir başkasının sürekli bakımına muhtaç olmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizin 04.05.2018 tarihli celse 4 numaralı ara kararı ile davalı … Gıda ve Turizm San A.Ş ve davalı …’ın yetki itirazlarının HMK 7.maddesi gereğince davalı sigorta şirketi mahkemenin yetki sınırları içerisinde olduğundan reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 04.05.2018 tarihli celse 5 numaralı ara kararı ile davalı sigorta şirketinin ve davalı …’ın zamanaşımı itirazlarının 2918 sayılı kanunun 109/2.maddesi gereğince uzayan zamanaşamı süresi dolmadığından reddine karar verilmiştir.
… 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasından dinlenen tanık … beyanında; olay tarihinde davalılardan …’ın kullandığı aracında yolcu olarak bulunduğunu, davacının sol ara sokaktan sevk ve idaresindeki motosikletiyle geldiğni, içinde bulunduğu aracın sol arka kapısına çarptığını, davacının süratini bilemediğini, ancak sol arka kapıya birden çarptığını farkettiğini, kendilerinin ana yolda olduklarını, davacının ara sokaktan geldiğini, beyan etmiştir.
Davacı tarafından sunulan 10.03.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile bakıcı gideri talebi 1.123,80 TL’ye, geçici işgöremezlik tazminatı ise 886,65 TL’ye çıkarılmıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde 24.02.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı sürücü …’ın % 40 oranında, davacının %60 oranında kusurlu olduğu, mahkememizce de kusur dağılımının uygun olduğu, hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatının 886,65 TL olduğu, her ne kadar bakıcı gideri olarak 1.123,80 TL hesaplanmış ise de heyet içerisinde adli tıp uzmanı olmadığından yapılan bu hesabın mahkememizce benimsenmediği, adli tıp uzmanı bilirkişi tarafından sunulan rapora itibar edilmesi gerektiği, mahkememizce Adli Tıp Kurumundan alınan maluliyet raporlarının kaza tarihinde yürürlükte olan 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre düzenlendiği bu nedenle de hükme esas alınması gerektiği, raporun hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu, davacı tarafından tedavi giderlerine ilişkin bir belge sunulmamış ise de tedavi süresince SGK tarafından karşılanmayacak belgesiz masrafların olacağının kabulü gerektiği davacının bu bakımdan 100,00 TL talebinin uygun olduğu, davacının sürekli maluliyetinin olmadığı, geçici işgöremezlik süresinin 4 ay olduğu, sürekli olarak bakıma muhtaç olmadığı 1,5 aylık geçici bakıcıya ihtiyaç duyacağının ATK ve adli tıp uzmanı raporu ile tespit edildiği, davacı alacak kalemlerinin toplam tutarı her ne kadar davalı sigorta şirketince ödenen miktarın altında ise de dosyaya herhangi bir ibraname sunulmadığı, davalı sigorta şirketince sunulan hasar dosyasında yine ibraname olmadığı, hasar dosyasında, … Devlet Hastanesi Engelli Sağlı Kurulu raporunun olduğu, raporun kalıcı maluliyete ilişkin olduğu ve ödemenin de kalıcı maluliyete ilişkin olduğu, ödemenin davacının dava ettiği diğer talepleri kapsadığına ilişkin bir belgenin olmadığı anlaşılmıştır. SGK tarafından karşılanmayan/karşılanmayacak olan geçici işgöremezlik tazminatından belgesiz masraflardan, bakıcı giderlerinden davalı sigorta şirketinin de sorunlu olacağı, davacının kalıcı maluliyet tazminatı ve ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı tazminat talebinin yerinde olmadığı değerlendirilerek davacının geçici işgöremezlik maddi tazminatı talebinin kabulü ile 886,65 TL’nin kaza tarihi olan 14.09.2009 tarihinden ( davalı … A.Ş bakımından 01.09.2016 tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının bakıcı gideri maddi tazminatı talebinin kısmen kabulü ile 415,60 TL’nin kaza tarihi olan 14.09.2009 tarihinden ( davalı … A.Ş bakımından 01.09.2016 tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinin kabulü ile 100,00 TL’nin kaza tarihi olan 14.09.2009 tarihinden ( davalı … A.Ş bakımından 01.09.2016 tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının daimi maluliyet tazminatı ile ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı maddi tazminat taleplerinin reddine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, meydana gelen neticenin ağırlığı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma durumu gibi hususlar gözetilerek davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının geçici işgöremezlik maddi tazminatı talebinin kabulü ile 886,65 TL’nin kaza tarihi olan 14.09.2009 tarihinden ( davalı … A.Ş bakımından 01.09.2016 tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Davacının bakıcı gideri maddi tazminatı talebinin kısmen kabulü ile 415,60 TL’nin kaza tarihi olan 14.09.2009 tarihinden ( davalı … A.Ş bakımından 01.09.2016 tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Davacının tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinin kabulü ile 100,00 TL’nin kaza tarihi olan 14.09.2009 tarihinden ( davalı … A.Ş bakımından 01.09.2016 tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının daimi maluliyet tazminatı ile ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı maddi tazminat taleplerinin reddine,
5-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Harçlar Kanunu ve Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 164,10 TL harçtan peşin alınan 67,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 96,23 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.402,25 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar … A.Ş. Ve … SAN. A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 908,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 3.193,70 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına göre takdiren 623,22 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … tarafından yapılan 15,00 TL yargılama davanın red/kabul oranına göre takdiren 12,07 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Taraflarca mahkememiz veznesine depo edilen ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN
12-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … GIDA VE TRUZİM SAN. A.Ş. VE …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı RIFAT İMANOĞULLARI GIDA VE TRUZİM SAN. A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekillinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/10/2022

Katip …

Hakim …