Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1042 E. 2021/855 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1042 Esas
KARAR NO:2021/855

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:20/10/2016
KARAR TARİHİ:21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;davacının 16.09.2016 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın kaza yapması sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını, kazada davacının bir kusuru bulunmadığını, yolcu konumunda olduğunu,kaza sebebiyle … Cumhuriyet Savcılığı`nın soruşturma numaralı dosyası ile ceza takibatı yapıldığını, davacının kaza sonrası … Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü, kusur, maluliyet, tazminat ve tüm diğer haklarıda fazla, üst ve sair hakları saklı kalması kaydı ile 4.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren Ticari faizi olmaması halinde, mevduata uygulanan en yüksek faizi,olmaması halinde yasal faizi ile birlikte davalılardan kusur durumları sigorta poliçeleri yönetmelik ve mevzuat sorumlulukları dahilinde olmak üzere tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava öncesinde ve sonrasında taraflarına davaya konu kaza ile ilgili hiçbir bilgi ve belge sunulmadığından, davacıların delilleri taraflarına tebliğ edilene kadar cevap verme haklarını saklı tuttuklarını, kaza tespit tutanağı ve varsa ceza soruşturma evrakları gibi kazanın tarihi ve nasıl meydana geldiği hakkında taraflarına tebliğ edilen hiçbir delil olmadığından ilk itiraz haklarının halel gelmemesi açısından öncelikle davaya süre yönünden itiraz ettiklerini ve dava eğer süresinde açılmadıysa davanın öncelikle süre yönünden reddini talep ettiklerini, davacı tarafın davadan önce şirketlerine başvuru yaptığını, bu başvurunun usulüne uygun olmadığını davacının başvurusundaki eksiklikler; (ifade tutanakları, savcılık iddianamesi ve heyet raporu) ve bu eksiklikler tamamlandıktan sonra dosyanın değerlendirmeye alınacağının 14.10.2016 tarihli cevabi yazı ile davacıya bildirildiğini, davacı tarafın eksiklikleri gidermek yerine davalı şirkete usule uygun başvuru yapmadan 20/10/2016 tarihinde bu davayı açtığını eksik evrak tamamlandıktan itibaren 15 gün içinde sonuçlandırılamazsa dava açmaya hakkı bulunduğunun açık olduğunu, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 27.6.2013 Tarihli 2013/12458 E.2013/14561 K. Sayılı ilamında usulüne uygun yapılmayan başvurunun Sigorta Şirketini temerrüde düşürmeyeceği, dolayısıyla dava şartının gerçekleşmeyeceğinin açıkça izah edildiğini, HMK 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğu nedeniyle dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini,dava konusu kazada davacının yaralandığı … plaka sayılı aracın davalı nezdinde 01/02/2016-01/02/2017 tarihlerini kapsayan … nolu Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda poliçede belirtilen azami oran ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmemesini, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin ve yahut gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğini,davacının daimi sakatlığının bulunduğunu iddiası nedeniyle ATK raporu alınması gerektiğini, … plakalı araçta yolcu konumunda olan davacının kendi can güvenliği nedeniyle gerekli güvenlik tedbirlerini alıp almadığı ve müterafik kusur durumunun tespiti bakımından yargıtay denetimine elverişli rapor alınmasını,ayrıca dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacının kaza yapan sigortalı araçta yolcu konumunda olduğunu, bu anlamda hatır taşımacılığının olacağını, kabul anlamına gelmemek şartıyla tazminata hükmedilmesi halinde indirim sebebi teşkil edeceği, Davacının kaza anında, emniyet kemeri veya kask takıp takmadığı vb. güvenlik önlemlerini alıp almadığı dosya kapsamından anlaşılmadığını, Kask vs. Gibi önlemlerin alınıp alınmadığının araştırılması tazminata hükmedilmesi halinde indirime gidilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemece faize hükmedilecek olması halinde, faiz başlangıcı olarak dava tarihinin esas alınması gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle davanın, zamanaşımı, husumet,dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle reddine, Tüm delillerin toplanması takiben “ Adli Tıp Kurumu ve Trafik İhtisas Dairesi ’’ tarafından kusur tespitinin yapılamasından sonra müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; yine “ Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “ destekten yoksun kalma” tazminatının hesaplanmasına,.Müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; sorumluluğunun yukarıda açıkladığımız çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağına, Müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine,Müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava; trafik kazası nedeniyle 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazminine ilişkindir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğudur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. İşleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten ve teşebbüs sahibi sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması başlıklı 86. maddesi ”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmünü içerir. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşın, meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görendedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, ZMMS zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edecektir.
TBK 50.maddesi ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir.
TBK54.maddesinde Bedensel zararlar özellikle, Tedavi giderleri. Kazanç kaybı. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ,Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayılmıştır.
Bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Dava konusu olay; 16.09.2016 günü saat 20:30 sıralarında davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile … istikametinden … Mahallesi yönüne seyir halinde iken kaza mahalli olan 7. kilometreye geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışında kalması neticesi dava konusu araçta yolculuk etmekte olan yolcu …’in yaralanması şeklinde gerçekleştiği dosyada mevcut kaza tespit tutanağı içeri, savcılık dosyası içeriğinden anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, ATK raporu alınmasına karar verilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 08/11/2018 tarih ve … sayılı raporun sonuç kısmında;”…A) Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,B) Yolcu …’in kendi yaralanmasında kusursuz olduğu…” mütalaa edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 08/03/2021-… karar nolu ve … A.T.Nolu raporunun sonuç kısmında; “…1.Mehmet oğlu 1978 doğumlu …’in 16.09.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı,2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği,3.Kişinin dava konusu yaralanmaya bağlı olarak başka birisinin geçici veya sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı…” mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi OP. DR. … tarafından hazırlanan 04/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;
“…1-ATK Trafik İhtisas Dairesinin 08.11.2018 tarih-… sayılı kararında 16.09.2016 tarihinde trafik kazasının meydana gelmesinde;
a)Sürücü …’in %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
b)Yolcu …’in kendi yaralanmasında kusursuz olduğu,
2-ATK.2.İstanbul 2.Adli Tıp İhtisas Kurulunun … karar nolumaluliyet raporunda …’in 16.09.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle;
a)Maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı,
b)İyileşme(iş göremezlik) süresinin kaza tarihiden itibaren 6(altı) aya kadar uzayabileceği,
c)Dava konusu yaralanmaya bağlı olarak başka birisinin bakımına geçici veya sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı,
3-Kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığından 19.09.2016 kaza tarihinden itibaren 6 aylık geçici işgöremezlik tazminatının 6.762,48 TL olduğu…” belirtildiği görüldü.
Davacı vekili 12/07/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesiyle; davacı için 4.000,00 TL geçici iş göremezlik zararı dava miktarının HMK`unun 107. maddesine göre 2.762,48 TL artırılarak toplam 6.762,48 TLolarak kabulüne, toplam 6.762,48 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de kaza tarihinin 19.09.2016 tarihi olduğu dava tarihinin ise 20.10.2016 tarihi olduğu dolaysıyla 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gibi eylemin suç teşkil etmesi nedeniyle uzamış ceza zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacının alacağının miktarını ve zararı tam olarak belirlemesi kendisinden beklenemeyeceğinden belirsiz alacak davası olarak açılabileceği, Karayolları trafik kanununda 97 maddesinde sigortacıya zorunlu başvuru düzenlenmiş ise evrak ibrazına ilişkin bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle davacının başvuruyu yapmakla dava şartını yerine getirdiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 08/11/2018 tarih ve 40968900-101.01.02-2018/40971 sayılı raporuna göre dava dışı Sürücü …, sevk ve idaresindeki aracıyla seyir halindeyken yola gereken özeni göstermediği, sevk ve idare hatası yaparak direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesi yol dışı kaldığı anlaşılmakla gerçekleşen kazada asli derecede kusurlu olduğu, davacı yolcu …, yolculuk yaptığı motosikletin karıştığı kazada kendi yaralanmasında atfı kabil kusurunun bulunmadığı rapor edildiği, mahkememizce de yolcu konumunda olan davacının kazaya etkisinin olmadığının değerlendirildiği ve kusursuz olduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 08/03/2021-… karar nolu ve … A.T.Nolu raporunda davacının 16.09.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, kişinin dava konusu yaralanmaya bağlı olarak başka birisinin geçici veya sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı yönünde olduğu, Tarafların ATK’ raporuna beyanlarında maluliyet oranlarına ve maluliyet tespitine esas alınan yönetmeliğe yönelik bir itirazlarının olmadığı, Bilirkişi OP. DR. … tarafından hazırlanan 04/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda 6 aylık geçici işgöremezlik tazminatının 6.762,48 TL olarak hesaplandığı taraflarca hesaba yönelik bir itirazda bulunulmadığı, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı öngörülmüş olup, geçici iş göremezlikten kaynaklı zarar bakımından sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği, davacının koruyucu ekipman takmadığına dair dosya kapsamında bir delilin bulunmadığı, dosya arasında bulunan poliçede ölüm/sakatlık için kişi başı teminat limitinin310.000 -TL. olarak belirlendiği, aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatın, nitelik ve miktar olarak teminat limiti kapsamında kaldığı, mahkememizce de davacının davalıdan, maddi tazminatı talep hakkının mevcut olduğu, bilirkişi ve ATK raporlarının hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu, ancak davacının, 6098 sayılı TBK. nun 52 maddesi gereğince, Yargıtay yerleşik Yargıtay içtihatları ve uygulama gereği, arkadaşının motosikletine kendisini köye götürmesi için bindiği, olayda hatır taşımacılığı bulunduğu kabul edilmiş ve bilirkişi tarafından hesaplanan 6.762,48 TL tazminattan takdiren %20 oranında indirim yapılarak davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.409,99 TL geçici iş göremezlik tazminatının davacı tarafından davalı sigorta şirketine tazminat hesabına esas olacak tüm evraklarla başvuru yapıldığının kanıtlanamaması nedeniyle dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı lehine hesaplanan tazminattan, yasa gereği ve takdiren yapılan hatır taşıması indirimi sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.409,99 TL geçici iş göremezlik tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 369,55 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL ve 10,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik alınan bakiye 330,35 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınmasına,
3-Davacının yatırmış olduğu 29,20 TL peşin harç,10,00 TL tamamlama harcı ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 68,40 TLnin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.166,80 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
7- Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır