Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1013 E. 2020/719 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1013 Esas
KARAR NO:2020/719

DAVA : Hisse Devir Sözleşmesinin Geçersiz ve Hükümsüz Olduğunun Tespiti
DAVA TARİHİ : 12/10/2016
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Hisse Devir Sözleşmesinin Geçersiz ve Hükümsüz Olduğunun Tespiti
DAVA TARİHİ : 20/10/2016
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA:Hisse Devir Sözleşmesinin Geçersiz ve Hükümsüz Olduğunun Tespiti
DAVA TARİHİ :08/09/2020
KARAR TARİHİ:12/11/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; davacı ve davalının ortak murisi olan …’ın 09/11/2013 tarihinde vefat eden gazeteci ve belgeselci olduğunu ve davalının; murisin ilk evliliğinden olma 1978 doğumlu oğlu, davacının ise murisin dava dışı … ile beraberliğinden olma 1998 doğumlu kızı olduğunu ve murisin dul olarak vefat etmiş olması nedeniye iki çocuğu olan davacı ve davalıdan başka yasal mirasçısı bulunmadığını,… Sulh Hukuk Mahkemesinin … Tereke sayılı dosyasında tereke tespit davasının ikame edilmiş olduğunu, mirasın halen paylaşılmamış olduğunu, murisin noterde düzenlettirdiği ve mirasının tamamını davalı oğluna bıraktığı 30/12/2001 tarihli resmi vasiyetnamenin, davacı müvekkilinin … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. … K. sayılı dosyasında açtığı dava neticesinde iptal edildiğini ancak dosyanın halen temyiz incelemesinde olduğunu, Murisin iştigal konusu “sinema filmi, video ve televizyon yapım faaliyetleri” olan “Tasfiye Halinde … Tur. Tem. San. ve Tic. Ltd. Şirketi” unvanlı limited şirketinin 26.10.1998 tarihinde … kurup, … Ticaret Odası nezdinde … sicil numarasıyla tescil ettirildiğini, 6762 sayılı Mülga Türk Ticaret Kanunun yürürlükte olduğu dönemde limited şirketlerin asgari 2 ortağı bulunması zorunlu olduğundan, murisin çalışma arkadaşı olan …’ın da murisle birlikte şirkete %10 hisse oranıyla ortak olduğunu, geriye kalan %90 hissenin murise ait olduğunu, …’ın şirkette sahip olduğu %10 hisseyi, murisin talebi üzerine …. Noterliğinin 17.11.1999 tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmesiyle davalıya sattığını, her ne kadar söz konusu resmi senet içeriğinde devreden …’ın “devir bedelini nakden, tamamen ve peşinen aldığı” ve yine devralan davalının”devir bedelini nakden, tamamen ve peşinen ödediği” yazılı ise de; devir tarihinde 21 yaşında bir öğrenci olan davalının, …’tan devraldığı %10 Şirket hissesi karşılığında hiçbir bedel ödemediğini, diğer bir ifadeyle resmi senette birleşen gerçek bir satış iradesi olmadığını, dolayısıyla söz konusu hisse devrinin muvazaalı olup kesin hükümsüz olduğunu, devirden sonra şirketteki hissedarlık oranlarının %90 muris, %10 davalı halini aldığını, şirketin … İli … İlçesi … Mah. … Sokakta bulunan ve tapuda …Pafta … Ada … Parsel numarasıyla kayıtlı olan taşınmazı 05.04.2000 tarihinde dava dışı üçüncü şahıstan bedelini ödemek suretiyle satın aldığını ve taşınmazın tapu sicilinde şirket adına tescil edildiğini, Söz konusu satın alma sürecinde şirketi temsil eden kişinin aynı zamanda şirketin eski ortağı olan … olduğunu, tüm tapu ve ödeme işlemlerinin kendisi tarafından vekâleten takip edilip sonuçlandırıldığını, 06.11.2001 tarihinde ise murisin, şirket sermayesinde sahip olduğu %39 hisseyi …. Noterliğinin … yevmiye numaralı sözleşmesiyle davalı oğluna sattığını, tıpkı …’ın davalıya yaptığı ilk devir gibi muris tarafından davalıya yapılan bu devrin de muvazaalı olduğunu ve kesin hükümsüz olduğunu, zira devir tarihinde 23 yaşında bir kişi olan davalının hiçbir gelirinin olmadığını, muris babasının kendisine yaptığı bu devir karşılığında -resmî senette yazılanın aksine- murise hiçbir bedel ödemediğini, işlem gerçekte bağışlama olmasına karşın resmi senede yansıyan bir bağışlama iradesinin olmadığını, dolayısıyla görünürdeki satış işleminin muvazaalı olduğunun her türlü duraksamadan uzak olduğunu, bu devirden sonra şirketteki hissedarlık oranlarının %51 muris, %49 davalı halini aldığını, nihayet 01.11.2004 tarihine gelindiğinde şirket, adres ve tapu bilgileri yukarıda belirtilen taşınmazı tapuda satış göstermek suretiyle davalıya devrettiğini, tıpkı yukarıda zikredilen dava konusu şirket hisse devirleri gibi tapuda satış olarak gözüken söz konusu taşınmazın devrinin de muvazaalı olduğunu, şirket tarafından davalıya yapılan söz konusu taşınmaz devrinin iptali talepli ayrı bir dava ikame edildiğini, murisin 09.11.2013 tarihindeki vefatıyla birlikte murisin şirkette sahip olduğu %51 ‘lik hissenin de tereke dahilinde davacı ve davalıdan oluşan miras ortaklığına intikal ettiğini, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün 27.01.2015 tarih ve … sayılı ihtar yazısının şirkete gönderildiğini ve şirket ortağı olan murisin ölümü akabinde yeni pay dağılımına ilişkin hususun 30 gün içerisinde tescil ve ilan ettirilmesinin talep edildiğini, şirketin kayıtlı merkez adresinin aynı zamanda davacı müvekkilinin ikamet adresi olduğundan söz konusu yazının davacıya tebliğ edildiğini, yapılması talep edilen işlemlerin verilen süre içerisinde gerçekleştirilmediğini ve bu sebeple Sicil Müdürlüğü 27.02.2015 tarihinde resen tescil yoluna giderek bu hususu 06.03.2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan ettirildiğini, şirketin halen tasfiye halinde olup … isimli şahsın tasfiye memuru olarak görevlendirildiğini, muvazaalı hisse devirlerinin davacıyı yasal miras hakkından mahrum bıraktığını, belirtilen dava konusu hisse devirleri yapılmamış olsaydı, murisin terekesine şirketin %51 değil %90 oranındaki hissesine intikal edeceğini, bu sebeple davacının işbu davayı ikame etmekte hukuki yararı olduğunu, Muris ve dava dışı … tarafından davalıya yapılan dava konusu hisse devirlerinin, resmi geçerlilik şartına bağlı işlemlerden olduğunu, her iki hisse devrinde de gerçekte bir satış iradesi olmadığından ötürü satış işlemlerinin muvazaa sebebiyle geçersiz, gizlenen bağış işlemleri ise resmi şekil şartına uyulmadığı için geçersiz olduğunu, dava konusu hisse devirlerini tasdik eden ortaklar kurulu kararlarında murisin imzası olarak atılan imzaların murise ait olmadığını, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca bir limited şirket hisse devrinin tamamlanması için noterde imzalanan hisse devir sözleşmesinin şirket ortaklar kurulu tarafından nitelikli çoğunlukla tasdik edilmesi ve şirket pay defterine kayıt edilmesinin bir geçerlilik şartı olduğunu, bu olmadıkça tamamlanan bir devirden bahsedilemeyeceğini, gerek dava konusu 17.11.1999 tarihli dava konusu birinci hisse devrini tasdik eden 25.11.1999 tarihli Şirket ortaklar kurulu kararında, muris …’ın ismi altına atılmış olan imzanın, gerekse dava konusu 06.11.2001 tarihli dava konusu ikinci hisse devrini tasdik eden 08.11.2011 tarihli Şirket ortaklar kurulu kararında muris …’ın ismi altına atılmış olan imzanın, murisin Şirketin ilk kuruluş aşamasında … Ticaret Sicil Müdürlüğüne verdiği 16.10.1998 tarihli imza örneklerindeki imzalar ile farklı el ürünü oldukları hususunun daha ilk bakışta açıkça göze çarptığını, diğer bir deyişle dava konusu hisse devirlerinin sahte imzalı ortaklar kurulu kararlarına dayanılarak tescil edildiğini, bu durumda söz konusu devirlerin hukuken olmadığını, öyle ki şirketin ortaklar kurulunun aldığı sair kararlarda da muris …’ın yerine başkasının imza attığının belli olduğunu, bu nedenlerle; dava konusu hisse devirlerinin öncelikle yoklukla malul olduklarının, bu talebi kabul görmezse söz konusu hisse devirlerinin muvazaa sebebiyle kesin hükümsüz olduklarının ayrı ayrı tespit edilmesinin terditli olarak talep edildiğini belirterek, …. Noterliğinin 17.11.1999 tarih ve … yevmiye numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesi uyarınca yapılan ve …. Noterliğinin 25.11.1999 tarih ve … yevmiye numaralı ortaklar kurulu kararıyla tasdik edilen hisse devrinin yoklukla malul olduğunun tespitine, bu talebi kabul görmezse 17.11.1999 tarihli söz konusu sözleşmenin muvazaa sebebiyle kesin hükümsüz olduğunun tespitine, …. Noterliğinin 06.11.2001 tarih ve … yevmiye numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesi uyarınca yapılan ve …. Noterliğinin 08.11.2001 tarih ve … yevmiye numaralı ortaklar kurulu kararıyla tasdik edilen hisse devrinin yoklukla malul olduğunun tespitine, bu talebi kabul görmezse 25.11.2001 tarihli söz konusu sözleşmenin muvazaa sebebiyle kesin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkilinin Saat Film şirketinin hisselerinin bir kısmını dava dışı …’tan devraldığını, davacının iddiasını hisse devir tarihinde müvekkilinin öğrenci olmasına ve dolayısıyla hisse devir bedelini ödeyecek parasının olamayacağına dayandırdığını, Noterlikte yapılan hisse devir sözleşmesinde devreden hisse devir bedelini nakten, peşinen ve tamamen almış olduğunu beyan ederek resmi sözleşmeyi imzalamış olması karşısında davacının iddiasının hukuki hiç bir itibarı bulunmadığını, kaldı ki söz konusu şirket hissesini devretmiş olan kişinin bu davanın tarafı olmadığını, davanın tarafı olmayan üçüncü kişi ile müvekkili arasında yapılmış olan sözleşmenin hükümsüzlüğünü istemekte, davacının hukuki yararının bulunmadığını, davacının aynı nedene dayanan diğer iddiasının müvekkili ve davacının murisi olan … tarafından müvekkiline devredilen şirket hisseleri ile ilgili olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere söz konusu devir işleminin Noterde yapılan hisse devir sözleşmesine dayanmakta olduğunu, hisse devri ortaklar kurulunun onayından geçtiğini, ticaret siciline tescil edildiğini ve keyfiyetin ticaret sicil gazetesinde de yayımlandığını, hisse devri işlemi devir tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 520. maddesinde belirtilen şartları taşıdığını, davacının dava dilekçesindeki iddialarının yersiz olduğunu, üniversite eğitimi sırasında ve eğitimini tamamladıktan sonra aynı alanda faaliyet yürüten babasının yardımcısı olarak çalışmalarda rol aldığını, müvekkilinin babası ile birlikte ortağı olduğu şirketin bir çok faaliyetinde görev aldığını ve ayrıca çeşitli yapımlarda yer aldığını, müvekkilinin şirkete ortaklığının kağıt üzerinde bir ortaklık olmayıp bizzat tüm faaliyetlere aktif katılımı şeklinde olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; davacının murisi olan …’ın dul olarak vefat etmiş olduğunu ve iki çocuğu olan davacı ve …’dan başka yasal mirasçısının bulunmadığını, murisin iştigal mevzu”sinema filmi, video ve televizyon yapım faaliyetleri” olan davalı şirketi 26/10/1998 tarihinde … kurduğunu, murisin çalışma arkadaşı olan dava dışı …’ın murisle birlikte davalı şirkete %10 hisse oranıyla ortak olduğunu, bu %10 luk hissenin murisin diğer yasal mirasçısı olan …’a sattığını, murisin 06/11/2001 tarihinde davalı şirkette bulunan %39 luk hisseyi mirasçı …’a sattığını, davacı müvekkilinin hisse devirlerinin yoklukla malul olduklarının tespiti talepli bir davayı diğer yasal mirasçı …’a karşı Mahkememizin 2016/1013 Esas sayılı dosyası ile 12/10/2016 tarihinde ikame ettiğini, asıl davadaki yokluk iddiasının dayanağının dava konusu devirleri tasdik eden ortaklar kurulu kararında muris …’a izafeten atılan imzaların murise ait olmaması olduğunu, yokluk iddiasının ispatlanamaması halinde terditli olarak sürdükleri diğer iddialarının ise, yapılan işlemlerin muvazaalı işlem olduğu, yoklukları talep edilen davalı şirket hisse devirlerinin şirketin almış olduğu ortaklar kurulu kararı ile tasdik edilmiş işlemler olduğu, dava sonunda şirketin ortaklık yapısının değişebilecek olması nedeniyle asıl dava ile aynı hukuki sebebe dayanan ve aynı talepleri içeren bu davanın asıl dava ile birleştirilmesine ve sonuç itibariyle dava konusu hisse devirlerinin yoklukla malul olduğunun tespitine, bu talepleri yerinde görülmez ise muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; Mahkememizin 2016/1013 Esas sayılı dosyasında … aleyhine,1999 ve 2001 tarihli iki ayrı limited şirket hisse devir sözleşmesinin kesin hükümsüzlüklerinin ayrı ayrı tespiti ve ticaret sicil kayıtlarının buna göre düzeltilmesi talepli dava ikame edildiğini, söz konusu davanın halen derdest olduğunu, söz konusu davanın 06/02/2020 tarihli 11. celsesinin 2 nolu ara kararı ile devir sözleşmesinde devreden …’ın davada taraf olarak yer alması gerektiğinden, bu kişiye karşı birleştirilmek üzere dava açılması için kendilerine süre verildiğini, bu nedenle bu davayı açtıklarını belirterek, davaların birleştirilmesine ve dava konusu hisse devir sözleşmesinin muvazaa nedeniyle kesin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 21/09/2020 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin Mahkememizin 17.10.2019 tarihli 10. celsesinde tanık olarak dinlendiğini ve beyanlarında hisse devrinde herhangi bir satış iradesinin mevcut olmadığını, hissenin bedelsiz şekilde diğer davalı …’a devredildiğini belirttiğinden, müvekkili hakkında açılan bu davayı kayıtsız şartsız kabul ettiklerini belirtmiştir.
Asıl ve birleşen davalar; hisse devirlerinin yoklukla malul olduğunun tespiti ve terditli olarak muvazaa sebebiyle kesin hükümsüz olduğunun tespitine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, taraf tanıkları dinlenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
…. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. ve … K. sayılı ilamına göre muris …’ın mirasçılarının davacı … ile davalı … olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketin tasfiye halinde olduğu, tasfiye memurunun … olduğu görülmüştür.
Dava konusu 2 adet hisse devir sözleşmesinin incelenmesinde, …. Noterliğinin 17/11/1999 tarih ve … yevmiye nolu limited şirket hisse devir senedine göre davalı şirketteki 10 paya karşılık 500.000.000 TL sermayenin tamamının, davalı … tarafından davalı …’a devredildiği, bununla ilgili olarak sunulan karar defteri fotokopisine göre 19/11/1999 tarih ve 2 sıra nolu karar ile bu devrin kabulüne ve keyfiyetin pay defterine işlenmesine, bu devirden sonra 90 paya karşılık 4.500.000.000 TL ‘sinin …’a, 10 paya karşılık 500.000.000 TL’sinin davalı …’a ait olduğunun karar altına alındığı, bu ortaklar kurulu kararının …. Noterliğinin 25/11/1999 tarih ve … yevmiye nosu ile tasdik edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu diğer hisse devir sözleşmesinin; …. Noterliğinin 06/11/2001 tarih ve … yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesine göre davalı şirketteki 39 paya karşılık 1.950.000.000 TL sermayenin tamamının …’a ait iken, tamamının davalı …’a devredildiği, bununla ilgili olarak sunulan karar defteri fotokopisine göre 08/11/2001 tarih ve … sıra nolu karar ile bu devrin kabulüne ve keyfiyetin pay defterine işlenmesine, bu devirden sonra 51 paya karşılık 2.550.000.000 TL ‘sinin …’a, 49 paya karşılık 2.450.000.000 TL’sinin davalı …’a ait olduğunun karar altına alındığı, bu ortaklar kurulu kararının …. Noterliğinin 08/11/2001 tarih ve … yevmiye nosu ile tasdik edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler … ve … Mahkememize sundukları 15/10/2018 tarihli raporlarında; sahte imzaya ilişkin iddialarının hisse devrini tasdik eden şirket ortaklar kurulu kararlarında olduğunu belirtildiğini, bu nedenle Ortaklar Kurulu kararlarının incelenmesi gerektiğini, ancak dava dosyası incelendiğinde ortaklar kurulu karar defterinin dosya içerisinde bulunmadığını, dosyanın içerisinde ayrı olarak zarfın içine konulmuş l adet karar defteri bulunmakta ve bu karar defteri incelendiğinde de davacının iddia etmiş olduğu kararların yer almadığı, dolayısıyla davacının iddiaları inceleme konusu yapılmadığını, diğer talebi ile ilgili huzurdaki uyuşmazlık hisse devirlerinin muvazaalı yapılıp yapılmadığının tespitlerinden biri hisse devir bedelinin ödenip ödenmediği olduğunu, hisse devirlerinde yer alan ifade ile her iki devirde de devir bedelleri ” nakden, tamamen ve peşinen” ödenmiş olduğu, hisse devir bedellerinin ödenmediğinin ispatının davacı tarafça ispat edilemediğini, davacının iddia ettiği, davalının hisse devirlerinin yapıldığı tarihte 21 ve 23 yaşında olduğu, dolayısıyla gelirinin olmadığı, bu nedenle hisse devirlerinde, devir bedellerinin ödenmediği iddiasının bir tahmine dayanmakta olduğu, hisse devir bedellerinin ödenmediğinin tespit edilemediğini, ancak Mahkeme aksi kanaatte ise, yani muvazaa olduğu kanaatinde ise hisse devrinin kesin hükümsüz olduğunun kabulü gerekeceğini belirtmişlerdir.
Davacı tanığı olarak dinlenen ve daha sonra birleşen davada davalı olan …, Mahkememizin 17/10/2019 tarihli celsesinde; davalı şirkette 1999- 2002 arasında genel koordinatör olarak çalıştığını, bu nedenle davacı …’ı davalı …’ı tanıdığını, şirketin kuruluşunda … şirketin hisselerinin %90’ına sahipti geri kalan %10′ nun da kendisine ait olduğunu, ancak gerçekte şirketin tamamı …’a ait olduğunu, o tarihte limited şirket için en az 2 ortak gerektiğinden kendisine %10 hisse verilmiş gibi gösterildiğini, gerçekte şirketin maaşlı çalışanı olduğunu, 2-3 yıl içinde %10 hissesini davalı …’a babası …’ın isteği üzerine bedelsiz olarak devrettiğini, herhangi bir bedel almadığını, hisse devrettiği tarillerde …’ın 19-20 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğini, davalı …’ın davalı şirkette çalıştığını, muhabirlik yaptığını, programların müziklerini yaptığını, davalı …’ın o tarihlerde Londra’da üniversite’de okuduğunu, sömestr veya yaz tatillerinde şirketteki söylediği işleri yaptığını, daha sonra …’ın hisselerinin %39 kısmını …’a devrettiğini, …’ın …’a hisse devrerken para konusunun konuşulmadığını, davalı …’ın bildiğim kadarıyla İspanya’da, davacının ise İstanbul’da yaşadığını, davalı şirketin ticari defterlerinin nerede olduğunu tam olarak bilemediğini, hisse devrine ilişkin sözleşme ve karar defterinin yanında imzalanmadığını, bu nedenle imzanın kime ait olduğunu bilemediğini, davalı …’ın hisse devirlerinin yapıldığı tarihte yurtdışında öğrenci olduğunu, herhangi bir işi ve geliri olup olmadığını bilmediğini, şirkette çalıştığı yaz ayları ve sömestr tatillerinde çalışmasına karşılık harçlık mahiyetinde ücret aldığını, ancak düzenli ücret almadığını belirtmiştir.
Davalı tanığı …; davalı şirkette 3 defa aralıklı olarak kameraman olarak çalıştığını, davalı şirketin televizyon programı yapım işi yaptığını, çalıştığı tarihleri tam olarak bilmediğini, 2000’li yıllarda çalıştığını, çalıştığım tarihlerde davalı …’ın asistan gibi çekimlere sık sık geldiğini, davalı …’ın ne şekilde şirket ortağı olduğunu ve ne zaman olduğunu bilmediğini belirtmiştir.
Davalı tanığı …; davalı şirkette 1999-2004 tarihleri arasında part-time olarak çalıştığını, davalı …’ın programlarda zaman zaman röportajlar yaptığını, muhabirlik yaptığını, gece nöbetlerine eşlik ettiğini, yaz aylarında kendilerine eşlik ettiğini, davalının sürekli mi işe geldiğini, arada bir mi geldiğini tam hatırlamadığını, kendisinin şirket hissedarı olup olmadığını bilmediğini belirtmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı terditli olarak açtığı davada; limited şirket hisse devir sözleşmesine istinaden alınan ortaklar kurulu kararındaki … adına atılan imzaların sahte imzalar olduğunu, bu nedenle bu kararların yoklukla malul olduğunun tespitini talep etmiş ise de, ilgili karar defterleri aslının Mahkememize ibraz edilemediği ve nerede olduğunun bilinemediğinden ve fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılamayacağından davacı vekilinin bu talebini ispat edemediği kabul edilmiştir.
Davacının terditli talebi olan muvazaa nedeniyle her iki işlemin kesin hükümsüz olduğunun tespiti talebine ilişkin olarak taraflarca bildirilen tanıklar dinlenmiş ve değerlendirme yapılmıştır.
Davacı vekili davalı …’a hisse devrine ilişkin yapılan işlemlerin her ikisininde muvazaalı olduğunu, …’ın hisse devir sözleşmelerinin ilkinde 21 yaşında, ikincisinde 23 yaşında olduğunu, öğrenci olup gelirinin bulunmadığını, kendisine yapılan devir işlemlerinde yapılan gerçek satış iradesinin bulunmadığını, bu hisselere karşılık herhangi bir ödemede bulunulmadığını, işlemin gerçekte bağışlama olmasına karşı resmi senede yansıyan bir bağışlama iradesinin olmadığını, bu nedenle muvazaalı işlemlerin hükümsüz olduğunun tespitini talep etmiştir.
Davalı …’a yapılan hisse devirlerinden ilki davalı … tarafından 17/11/1999 tarihinde yapılmış olup, nüfus kaydına göre bu tarihte davalı …’ın 21 yaşında olduğu, ikinci hisse devir işleminin 06/11/2001 tarihinde yapıldığı ve bu tarihte 23 yaşında olduğu, ikinci hisse devir işlemini yapanın babası muris … olduğu, ilk hisse devrini yapan …’ın Mahkememizdeki ifadesinde; şirkette 1999-2002 tarihleri arasında genel koordinatör olarak çalıştığını, şirkette hisselerinin %90’nın …’a, %10’unun kendisine ait olduğunu, ancak gerçekte şirketin tamamının …’a ait olduğunu, o tarihte limited şirket için en az iki ortak gerektiğinden kendisine hisse verildiğini, gerçekte şirketin çalışanı olduğunu, 2, 3 yıl içinde kendisine ait gözüken %10 hissesinin davalı …’a babası …’ın isteği üzerine bedelsiz olarak devrettiğini, herhangi bir bedel almadığını ve davalının o tarihte … üniversitede okuduğunu, …’ın …’a hisse devrederken de para konusunun konuşulmadığını bildiğini, davalı …’ın hisse devirlerinin yapıldığı tarihte yurtdışında eğitimde olduğunu, herhangi bir işi ve geliri olup olmadığını bilmediğini, şirkette çalıştığı yaz ayları ve sömestr tatillerinde çalıştığında harçlık mahiyetinde ücretler aldığını, düzenli ücret almadığını beyan ettiği ve daha sonra bu tanığın birleşen davada davalı olarak davayı kabul beyanları göz önüne alındığında dava konusu her iki limited şirket hisse devrine karşılık gerek hisse devreden davalı …’ın, gerekse muris …’ın herhangi bir ücret almadığı, bu devirlerin muvazaalı şekilde yapıldığı, gerçek iradenin davalı …’a hisselerinin bedelsiz olarak devri olduğu, bu nedenle muvazaalı olarak yapılan her iki devir işleminin geçersiz olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davacının muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespiti davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ASIL VE BİRLEŞEN DAVALARIN KABULÜ İLE; … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE … TURİZM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKET‘inde davalı …’a ait 10 adet hissenin davalı …’ a devrine ilişkin ….Noterliğinin 25.11.1999 tarih ve … yemviye no ile tasdik edilen ortaklar kurulunun 19.11.1999 tarih ve 2 sayılı kararının ve bu karara dayanak ….Noterliğinin 17.11.1999 tarih ve … yevmiye nolu Limited Şirket Hisse devir senedinin, muris …’a ait 39 adet hissenin davalı …’ a devrine ilişkin ….Noterliğinin 08.11.2001 tarih ve … yemviye no ile tasdik edilen ortaklar kurulunun 08.11.2001 tarih ve … sayılı kararının ve bu karara dayanak ….Noterliğinin 06.11.2001 tarih ve … yevmiye nolu Limited Şirket Hisse devir sözleşmesinin MUVAZAA NEDENİYLE GEÇERSİZLİĞİNİN TESPİTİNE,
2-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 25,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
b)Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma ve 29,20 TL peşin harç toplamı 58,40TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Davacı tarafından yapılan 4.022 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
f)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
3-BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 25,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
b)Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma ve 29,20 TL peşin harç toplamı 58,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesine göre 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Davacı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan kısmı var ise, davacı tarafça Birleşen Mahkemeye müracaatta bulunularak, tarafına iadesinin istenilmesine,
4-BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harç peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
b)Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma ve 54,40 TL peşin harç toplamı 108,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Davacı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan kısmı var ise, davacı tarafça Birleşen Mahkemeye müracaatta bulunularak, tarafına iadesinin istenilmesine,

Davacı vekilinin ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*