Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1 E. 2018/176 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1 Esas
KARAR NO : 2018/176
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/01/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Olay günü olan 27/11/2015 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç Ankara istikametinde gelip Bolu istikametine gitmek istediğinde km 108+150 geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş yönünde yolun sol kısmındaki orta refüjde bulunan trafik levhasına çarptıktan sonra karşı yan yoluna geçer sonra takla atarak savrulur ve aynı esnada Bolu yönünden gelen sürücü Yavuz erken idaresindeki … plaka sayılı kamyonu ile Bolu yönünden gelip Ankara yönünde gitmek isterken olay mahalinde levhaların çarpan araçtan kopan parçalar ve trafik levhası aracın sol arka kasa kısmına çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, işbu kazada davacı … yaralanarak… Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldğını, burda tedavi gördüğünü, müvekkilinde kaza nedeniyle pelvis kırığı meydana geldiğini, meydana gelen işbu kırık nedeniyle hareket kısıtlılığına ve işgücü kaybına uğradığını, işgücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını alabilmesi için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan 1.000 TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınmasını, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kaza tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki dava dışı … adına tescilli … plakalı araç için müvekkil şirketçe 15/12/2014-15/2015 tarihleri arasında … nolu poliçe numarası ile karayolları … poliçesi düzenlendiğini, poliçe üzerinde ölüm sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti azami 268.000 TL ile sınırlandırıldığını, bu miktar maksimum talep edilebilecek miktar olup müvekkil şirketin asıl sorumluluğu gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, davaya konu kaza sırasında kazaya karışan … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının kaza nedeniyle malul kalması nedeniyle uğradığı zarardan müvekkil sigorta şirketinin sorumlu tutulması mümkün olmadığını, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, faiz, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizde açılan dava; trafik kazasında yaralanmaya bağlı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu görüldü.
Davacı vekili 12/03/2018 tarihli dilekçesi ile trafik kazasına bağlı tazminat davasında, taraflar anlaşmaya vardıklarını, tarafların birbirlerinden başkaca yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını bildirmiştir.
Davalı vekili 13/03/2018 tarihli celsede karşı taraf ile sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını bildirmiştir.
Sulh; 6100 sayılı HMK 313,maddesinde tanımlanmıştır.
Buna göre 313/1; “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
313/2 ;Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu olan davalarda yapılabilir.
313/3;Dava konusunun dışında kalan hususlarda sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
313/4;Sulh, şarta bağlı olarak yapılabilir” hükümlerin içermektedir.
Daha açık bir deyişle, mahkeme içi sulh tarafların karşılıklı fedakârlıkta bulunmak suretiyle aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan bir uyuşmazlığı sona erdirmek üzere, mahkeme önünde yaptıkları sözleşmedir. Sulhun unsurları,bir sözleşmenin mevcudiyeti, bir uyuşmazlık yahut tereddüdün bulunması ve karşılıklı fedakârlıkta bulunulmasıdır. Sulh bir sözleşme olduğundan tek taraflı olarak dönülmesi caiz değildir.
Yukarıda belirtilen tüm bu açıklamalar ışığında; taraflar sulh olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanununun 22.maddesi “Davadan feragat veya dâvayı kabul veya sulh muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmünü ihtiva ettiğinden;
-İlk celsede tarafların sulh oldukları ve ayrıca davalı … davacıya “Sulh Protokolü-İbraname” de belirtildiği üzere 48.780 TL ödediği anlaşılmakla;
Peşin alınan 29,20 TL maktu harçtan , 492 sayılı Harçlar Kanununun 22 maddesi gereğince ve 15.maddesi gereğince, (1) sayılı tarifenin 3/1 nolu bendinde belirlenen 0,06831 oran üzerinden hesaplanan 68,31 TL nispi harcın 2/3 oranına tekamül eden 45,54 TL nispi karar ve ilam harcının mahsubu ile geriye kalan 16,34 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, Hazine adına irad kaydedilmesine.
3-Taraf vekilleri yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiklerinden bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-HMK.nun 333.maddesi gereğince;gider avanslarının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde istek halinde İLGİLİ TARAFA İADESİNE,
Dair, davacı tarafın yokluğunda davalı tarafın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır