Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/941 E. 2018/386 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/941 Esas
KARAR NO : 2018/386
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/09/2015
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkette Müvekkili …’ ün % 11,42 oranında … ııin ise % 22.76 oranında paya sahip olduğunu, davalı şirketin 26.06.2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 4. Ve 9. Gündem maddelerinin karnına ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle iptalinin gerektiğini, taraflarınca 26.06.2015 tarihli yenel kurula katıldığını, yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin gündemin 4. Maddesi uyarınca alman kararın iptalinin gerektiğini, davacı müvekkilinin 26.06.2015 tarihli genel kurulda fînansal tabloların okunması, müzakeresi ve karar alınmasına ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olarak olumsuz oy kullandıklarını, genel kurul toplamışının 4. gündem maddesinde yönetim kurulu üyelerinin avrı ayrı ibra edilmesine karar verildiğini, ancak alman bu kararın afaki iyi niyet kurallarına ve kanuna alenen aykırı olduğundan iptalinin gerektiğini, Finansal tabloların, genel kurul gündeminde “okunması, müzakeresi ve tasdiki ” olarak belirlenmiş olmasına rağmen okunmaması suretiyle ve TTK 437. maddesi kapsamında sorulun sorulara sağlıklı ve açıklıkla cevap verilmediğini, bu suretle müzakeresine dahi izin verilmemişken yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verilmesinin usut ve yasaya aykırı olduğunu, TTK 413. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçiminin, yılsoııu finansal tabloların müzakeresi ile ilgili sayılır denilmekte olduğunu, eğeı yılsonu finansal tablolar ve bağlılık raporları okunmaz vc müzakere edilmez ise bu halde nasıl yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davaları açılabilecek ve nasıl yetersiz üyeler görevden alınabileceklerini, TTK.nın 4l3/3″ün açık gerekçesinin de bu yönde olduğunu ve “genel kurula yönetim kurulu üyelerini her olağan genel kurul toplantısında görevden alabilme olanağını verdiği, genel kurul yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun ortaya koyduğu sonuçlardan memnun kalmamışsa yönelim kurulunu değiştirebilmesi gerektiği, İcraatı beğenilmeyen bir yönelim kurulu süre endişeleriyle görevde tutulmamalı” dendiği, ancak Genel Kurul’da finansal tabloların gizlendiğini ve müzakereye dc açılmadığını, genel kurulda finansal tablolara ilişkin bilgi edinme ve inceleme haklarının da engellenmek suretiyle, finansal tabloların müzakere edilmemiş olmasının yönelim kurulu üyelerinin ibra edilmesine engel teşkil etmekte olduğunun, finansal tablolara ilişkin bilgi edinme ve inceleme kapsamında incelenmeye muhtaç eksikliklerin, belirsizliklerin ve çelişkilerin nıcvcut iken ibra kararı alınmasının mümkün olmadığını, objektif iyi niyet kurallarına aykırı şekilde kararlar alındığını, bu bakımdan, gündemin 4. Maddesinde yer alan yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin alınan kararların iptal edilmesinin gerektiğini, davalı şirketin yönetim kııııılıı üyelerinin …,…. … ve … ten oluştuğunu, davalı Şirket pay sahiplerinin …,…, … vc… olduğu, … (%11,42). … (%0,0000l), … (%0,00001). … (%11,42),…A.Ş, (%3L64), … Holding A.Ş. (%22,76). …Holding A.Ş, (%22,76) paya sahip olduklarım, davalı Şirketin ortağı olan … Holding A.Ş.’nin yönetim kurutu üyeleri arasında … vc … olduğunu, davalı Şirketin diğer ortağı … A.Ş/nin yönelim kurulu üyeleri arasında ise . … ve…’in yer aldığını, bu nedenle: S … vc …’ün menfaatine işlemlerde … A.Ş. in… vc…’in menfaatine işlemlerde … A.Ş.’nin oy kullanmamasının gerekliğini,TTK 436/2. Maddesi gereğince; “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönelimde görevli im/a yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz,1′ şeklinde düzenlenmiş olduğunu, dolayısıyla. Yönetim Kurulu Üyelerine TTK 395 ■ 396. maddelerindeki izinlerin kendilerine verilmesinde… A.Ş.’nin ve… A.Ş’ nin oydan yoksun olması gerekirken oy kullanmış olmasının gündemin 9. maddesinde alınan işbu kararın hukuka aykırı olarak alındığını, yönetim kurulu üyelerine TTK nın 395 vc 396. Maddelerinde belirtilen izinlerin verilmesine ilişkin gündemin 9. Maddesi uyarınca alınan kararın iptalinin gerektiğini, … ve … ün menfaatine işlemlerde … A.Ş. nin oy kullanmamasının gerektiği, … ve… in menfaatine işlemlerde … A.Ş. nin oy kullanmamasının gerektiğini belirterek: 25.06.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının 4. ve 9. Gündem maddelerinde alınan kararların yasa ve dürüstlük kurallarına aykırı olması hasebiyle TTK 455. Maddesi uyarınca iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Finansal tabloların müzakere edilerek tasdik edildiğini vc yönetim kurulu üyesi olan pay sahipleri oylamaya katılmadığı için, yönelim kurulu üyelerinin ibrası bakımından gündemin 4. maddesinde alınan kararın iptalinin istenemeyeceğini, 26.06.2015 tarihli genel kurul toplantısından önce, müvekkili şirketin Finansal tablolarının 12.06.2015 günü davacılara teslim edildiğini, söz konusu tabloların ana başlıklarının, pay sahibi tarafından verilen önergenin kabulü ile 26.06.2015 tarihli genel kurul toplantısı gündeminin 3. Maddesinde okunduğunu ve daha sonra fmansal tabloların müzakereye açıldığını, Genel kurulda bütün pay sahiplerine 2014 yılına ait Fiııansal Tablolar ile İlgili olarak sorularının olup olmadığı sorulduğunu, davacıların finansal tablolar ile ilgiti olarak herhangi bir soru yöneltmediklerini, sonrasında genci kurul tarafından finansal tabloların tasdik edildiğini, bu kapsamda genel kurulda fmansal tablolara ilişkin bilgi edinme ve inccleme haklarının kullanılmasının engellenmesi şeklindeki ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını, davacıların isteselerdi faaliyet raporunun görüşüldüğü gündem maddesindeki gibi bu gündem maddesinde de sorularını yöneltebilecekken hiçbir sorularının bulunmadığını beyan ettiklerini, davacıların iddialarının aksine, TTK 199 uyarınca bağlılık raporları genel kurulda okunan ve müzakere edilen belgeler olmadığı gibi, genel kurul gündeminde bağlılık raporlarının okunması da bulunmadığını, şirketin bağlılık raporu hazırlamasını gerektirecek bir hakim şirketi dahi bulunmadığını, Genel Kurul’da finansal tabloların gizlenmesinin söz konusu olmadığını, finansal tabloların genel kurul tutanağında da ifade edildiği üzere genel kurul toplantı tarihinin on beş gün öncesinden başlayarak pay sahiplerinin incelemesine açıldığını ve teslim tutanağından da görüldüğü üzere davacı pay sahibine teslim edildiğini, Gündemin 3. Maddesinde finansal tabloların müzakeresi ve tasdikinden sonra, gündemin 4. Maddesinde alman karar ile her bir yönetim kurulu üyesinin ibra edildiğini ve bunda hiçbir hukuka aykırılık olmadığını, … A.Ş.nin müvekkil şirkette %22,76 paya sahip olduğunu. …A.Ş. nin ise müvekkili şirkette %3I,64 paya sahip olduğunu* dolayısıyla … A.Ş.’nin ne dc … A.Ş.’ııin genel kurulda sadece tek başlarına kaıar aldıracak kadar payı bulunmadığını, burada TTK 195’te belirtilen “bir sözleşmeye dayanarak, tek httşına veya diğer pay sahiplen ya da ortaklarla birlikle oy haklarının çoğunluğunu oluşturma”, “bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hakimiyeti altında tutabilme” ncıieesini doğuran hiçbir sö/leşme veya başka bir yolun mevcut olmadığını, Yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 da belirtilen izinlerin verilmesine ilişkin gündemin 9. Maddesinde alınan kararların iptali talebinin kabul edilemeyeceğini, oylamadan yoksunluk halini düzenleyen 436/1 uyarınca pay sahibi kendisi, eşi. alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri yada hakimiyetleri altındaki semıayc şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme ilişkin müzakerelerde oy kullanamayacağını, yönetim kurulu üyelerinden … … ve … in şirkette pay sahibi olduklarını ve TTK 436 uyarınca oydan yoksun olduklarını, kendilerinin de ibra oylamasında paylarından doğan haklarım kullanmadıklarını bu nedenle TTK 436 ya riayet edildiğini. … A.Ş. ve … A.Ş nin müvekkili şirkette yönetim kurulu üyesi yada yönetimde görevli imza yetkilisi olmadıklarından TTK 436/2 deki oydan yoksunluk hali söz konusu olmadığını, huzurdaki davada, dava hakkının kötüye kullanılması suretiyle, müvekkil şirketin yönetimini ve diğer hissedarları taciz amacıyla açıldığını, davacının, kızı … ve/veya davacının hakim pay sahibi olduğu …,nin müvckkilli şirkette, ayrıca müvekkili şirketin dc iştirakleri arasında bulunduğu…A.Ş.’ne ve … A.Ş.’nin diğer iştiraklerine vc bu şirketlerin bazı yönetim kurulu üyelerine çok sayıda dava açtığının ve söz konusu davaların müvekkili şirketin 19.06.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı Olağan Genel Kurul Kararının iptal edilmesine ilişkin olduğunun bildirildiğini belirterek davanın reddi savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava; 26/06/2015 tarihli genel kurul kararının 4, ve 9.maddesinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı, iddia ve savunmalar doğrultusunda bilirkişi raporu alınması cihetine gidilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; dosyada bulunan bilgi ve belgelerden davalı şirketin 2014 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 26.06.2015 tarihinde davalı şirket merkezi adresinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Komiseri … gözetiminde yapıldığını, 26.06.2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına ilişkin hazirun cetveli dosyada bulunmadığından ortaklık durumu incelenemediğini, ancak davacıların davalı şirkette dava dilekçesinde belirtildiği şekilde ortak olduklarına yönelik olarak herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin …,…, … ve İzer Lodrik’ten oluştuğunu, … A.Ş.’ nin 2014 yılına ait Olağan Genel Kurul toplantısı, 19.06.2015 tarihinde saat 14:00’da …adresinde T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İstanbul Ticaret İl Miidürlüğü’ nün 23.06.2015 tarihli ve 803858 sayılı yazısı ile görevlendirilen Bakanlık Temsilcisi Sayın …gözetiminde yapılmış olup Genel Kurul tutanağında; 2014 takvim yılına ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu, Finansal Tablolar ve Yönetim Kurulu’nun Kar Dağıtım Önerisi şirket merkezinde genel kurul toplantı tarihinin onbeş gün öncesinden başlayarak pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğunu, Hazirun cetvelinin tetkikinden şirket paylarının 146.228.559,31 TL toplam itibari değerinin; toplam itibari değeri 146.228.559,21.-TL olan 14.622.855.921 adet payın temsilen toplantıda temsil edildiği ve böylece gerek Kanun gerekse Esas Sözleşme’de öngörülen asgari toplantı nisabının mevcut olduğunun anlaşıldığını, gündemin 4. Maddesinde; Yönetim Kurulu Başkanı …’ün, Yönetim Kurulu Üyesi …’ ün, Yönetim Kurulu Başkan Vekili …’ in, Yönetim Kurulu üyesi…’ in Şirketin 2014 yılı faaliyetlerinden dolayı ibra edilmesine oy çokluğuyla karar verildiğini, … temsilcileri ve … vekili söz alarak; gündemin işbu maddesine ve alınan işbu karara muhalefet ettiğini ve dava açma hakkını saklı tuttuğunu beyan etti ve muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesini talep etti. … vekili tarafından bu madde ile ilgili olarak herhangi bir soru sorulmadığı toplantı tutanağından anlaşıldığını, Gündemin 9. maddesi; Yönetim Kurulu üyelerine Türk Ticaret Kanunu’nun 395. ve 396. madde hükümlerinde belirtilen izin ve yetkilerin verilmesi hususu pay sahiplerinin oylamasına sunulduğunu, yapılan oylama sonucunda, Yönetim Kurulu üyelerine Türk Ticaret Kanunu’nun 395. ve 396. madde hükümlerinde belirtilen izin ve yetkilerin verilmesine; pay sahiplerinden … temsilcileri ve … vekilinin 4.997.837.281 adet olumsuz oyuna karşılık, toplantıya katılan diğer pay sahiplerinden … A.Ş. ve… A.Ş. nin toplam 7.955.457.997 adet olumlu oyu ve neticede oy çokluğuyla karar verilmiştir. Pay sahipliği sıfatı bulunan yönetim kurulu üyelerinin 1.669.560.653 adet paydan doğan oy haklarının bu maddenin oylanmasında kullanılmadığını, … temsilcileri ve … vekili söz alarak; gündemin işbu maddesine ve alınan işbu karara muhalefet ettiğini ve dava açma hakkını saklı tuttuğunu beyan ederek muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesini talep ettiğinin anlaşıldığını, davalı şirketin 26.06.2015 tarihinde genel kurulunun onayına sunulan 2014 yılı bilanço ve gelir tablosu incelendiğinde söz konusu mali tabloların davalının yasal defter kayıtlarını teyit ettiği ve 2013 yılına göre 2014 yılında varlık borç özkaynak yönünden olağan dışı bir değişimin yaşanmadığı tespit edildiğini, şirketin aktif toplamı, borçlar toplamından fazla olduğu ve şirketin borçlarını ödeyebilecek mali yeterliliğe sahip olduğu esas sermayesinin mevcudiyetini fazlasıyla korumakta olduğu ve TTK 376. Maddesinde belirtilen tedbirlerin uygulanmasını gerektirecek herhangi bir durumun söz konusu olmadığı görüldüğünü, 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının iptali istenen 4. Maddesine ilişkin ; şirket yönetim kurulu üyeleri genel kurullarda ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. (TTK 436/2) Bu çerçevede yönetim kurulu üyeleri, birbirlerinin ibra oylamasında da oy hakları yoktur. Dava konusu edilen olayda, yönetim kurulu üyesi olan pay sahiplerinin oylarının, ibra kararlarının alınmasına etkili olmadığı saptandığından, ibra kararlarının iptalini veya yokluğunun tespitini gerektirir bir aykırılığın mevcut olmadığı kanaatine ulaşıldığını, 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının iptali istenen 9. Maddesine ilişkin değerlendirmelerde; davacılar tarafından Kanuna aykırı olarak ibra edilen yönetim kuruluna TTK 395 ve 396. md. çerçevesinde izin ve yetki verilmesinin yasaya aykırı olduğunu davalı şirketin …A.Ş. ve … A.Ş. nin hakim şirket konumunda olmaları hasebiyle bu şirketin ortaklık ve yönetim kurulunda görev alanlar yönünden davalı şirket açısından kısmi ayniyet ilişkisi bulunduğundan bu kişilere TTK 396 md. Çerçevesinde izinler verilmesi nedeniyle menfaat elde etmelerine sebebiyet verileceğini, bu şekilde davalı şirketin çıkarları aleyhine iş ve işlem yapılmış olacağını, sadece yönetim kurulu üyelerinin menfaatinin korunacağı vb. nedenlerle TTK 395 ve 396 maddesi çerçevesinde verilen izin ve yetkilerin iptalinin gerektiği iddia edildiğini, davalı taraf ise yönetim kurulu üyesi olan pay sahiplerinin oylarının TTK 396.da belirtilen izinlerin verilmesine ilişkin kararların alınmasına etkili olmadığını ve yönetim kurulu üyesi olan pay sahiplerinin oylarının hesaba katılmadığını bu nedenle iptalinin talep edilemeyeceğini beyan ettiğini, yönetim kurulu üyelerine rekabet ve işlem yapma yasağı bakımından izin verilmesi çoğunluğun takdirine bağlı olduğunu, şirketler arasında hâkim şirket-bağlı şirket ilişkisi bulunsa dahi, yönetim kurulu üyelerinin aynı zamanda hâkim şirketin de yönetim kurulu üyesi olması hukuka aykırı bir durum olmadığını, hatta yönetim kurulu üyelerinin aynı kişilerden oluşması bu şirketler bakımından daha muhtemel olduğunu, TK m. 195 ve devamı hükümlerinde hâkim şirket ile bağlı şirket arasındaki ilişki düzenlenmiş ve bağlı şirketin zarara uğratılması ihtimalinde başvurulabilecek hukuki yollara yer verildiğini, netice itibariyle yönetim kurulu üyelerinden bazılarının aynı zamanda hâkim şirketin de yönetim kurulu üyesi olması, rekabet yasağından muaf tutulmak bakımından engelleyici bir durum değildir. Kaldı ki, şirketler topluluğu içinde şirket menfaati (TTK m. 369) ile topluluk menfaati arasındaki çatışmalar, hakimiyetin hukuka aykırı kullanılmasını şahsi sorumluluk yaptırımına bağlayan TTK m. 202 hükmüyle telif edilmektedir soyut olarak, şirketin yönetim kurulu üyeleri, şirketi, kendi menfaatine aykırı olacak şekilde yönettikleri takdirde, bu suretle bağlı şirketin yöneticilerinin şahsi sorumluluğunun yanısıra, hakim şirketin ve onun kayba yol açan yöneticilerinin de, bağlı şirkette meydana gelen kaybı tazmin etme yükümlülükleri doğduğunu, bu gerekçelerle, birden fazla topluluk şirketinde aynı yönetim kurulu üyelerinin görevlendirilmesi, TTK m. 395 ve 396 uyarınca gereken izinlerin verilmesine kendiliğinden engel teşkil eden bir olgu niteliğini taşımadığını, yönetim kurulu üyesinin, rekabet ve işlem yapma yasağının kaldırılması ile ilgili alınacak kararlarda, ilgili üye oy hakkından yoksun olduğunu, (TTK m. 436/1) her üye sadece kendisiyle ilgili oylamada oydan yoksundur, üyeler birbirleri hakkındaki kararlarda oy hakkını kullanabileceğini, bu görüşün TTK m. 436/2 hükmü uyarınca geniş anlamda sorumluluğu ilgilendiren bir husus olması hasebiyle hiçbir yönetim kurulu üyesinin oy kullanamayacağı bir husus olarak addedilmesi halinde dahi, somut olayda oy hakkından yoksun üyenin oyu bulunmasa da kararların alınabileceği belirtildiğini, bu noktadan hareketle, iptali gerektirir bir hukuka aykırılığın mevcut olmadığı yönünde görüş bildirildiği anlaşıldığından davalı şirketin 26.06.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kuruluna ilişkin toplantı tutanağının 4. ve 9. Gündem maddeleri çerçevesinde alınan kararların iptalini gerektirir herhangi bir durumun söz konusu olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Nitekim Yargıtay … HD.nin 27/11/2001 tarih …sayılı kararında; TTK.nın 274.mad.uyarınca pay sahiplerinden hiçbiri kendisi yada karı kocası yahut şirket arasındaki şahsi bir işe veya davaya dahil olan müzakerelerde rey hakkını kullanamaz. Burada çözümü gereken sorun tüzel kişiler tarafından alınan yasa maddesi uygulamasının ne şekilde olacağıdır. Dairemizin 14/10/1982 gün 3556-1556 sayılı kararında; tüzel kişilerin yönetim kurulundaki temsilcilerin ibrasında oy kullanabilecekleri belirtilmiş olup, dairenin kökleşen uygulamaları da bu yöndedir. Tekinalp Çamoğlu Ortaklıklar syf. 540, 541. Keza Yargıtay … HD.nin 04/06/2016 tarih … sayılı kararında; 2011 yılı kar zarar ve bilanço hesapları ile muhalefet oyuna karşı oy çokluğuyla alındığı, dava dışı şirketin temsil yetkisinin kullanılmasından kaynaklanması nedeniyle kendi ibra kararına oy kullanıldığından bahsedilemeyeceği, şirketin 2011 yılı bilançosuna göre bir önceki yıl bilançosuna göre zarar ettiği şirketin ticari hayatına devam edebilmesi, öz sermaye sıkıntısı yaşanmaması için sermaye artırımı kararının şirketin menfaati için alınması zorunlu bir karar olduğu nedeniyle davanın reddine dair kararın onanmış olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay … HD.nin 07/11/2017 tarih … sayılı kararında; Mahkemede bilançonun gerçeği yansıtmaması ve bazı konuların bilançoda bulunmaması nedeniyle dava konusu genel kurul finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 3 nolu ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4 nolu gündem maddesinin iptaline karar verildiği, mahkemece bilançonun nasıl ve hangi yönlerden gerçeği yansıtmadığı hususunun incelenmesi gerekeceği belirtildiğinden ayrı ayrı genel kurul da bilançoyla ilgili 5, yönetim kurulunun ibrası ile ilgili 6 nolu bendin ayrı ayrı genel kurul iptali kararının gözönüne alınacağı belirtilmiş olup Mahkememizce 5 nolu genel kurul kararının iptali ile ilgili belirtilen yargıtay kararı ışığında inceleme yapılmıştır.
Yargıtay … HD.nin 29/11/2017 tarih … sayılı kararında; 6102 sayılı TTK’nın rey hakkında mahrumiyetini düzenleyen 436.maddesi uyarınca muhalefet dolayısıyla ibra oylamasının kanuna aykırı olduğu belirtilmiş ise de genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde yönetim kurulu üyelerinin ibra oylamasına katılmadıkları, diğer pay sahiplerinin yöneticilerle sıkı irtibatı bulunan ibra oylamasına katılabilmesini sınırlayıcı herhangi bir düzenleme ihtiva etmediği, iptal talebinin yerinde olmadığına dair mahkeme kararının onanmış olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay …HD.nin 04.02.2015 tarih … Esas ve … karar sayılı kararında; ” yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibralarında oy kullanamaz iseler de yönetim kurulu üyeleri birbirlerinin ibraları için oy kullanabilirler. Bakınız … , Açıklamalı-İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu, 3. Baskı, sayfa: 2138; Paroy-Tekinalp-Çamoğlu Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, 11. Baskı, sayfa: 587-589 somut olayda, denetçinin ibrası yönünden yeterli nisap sağlanmışsa iptal edilemeyeceği kararı verilmiş olup, belirtilen içtihatlardan da anlaşılacağı üzere; davacıların, birbirlerinin ibrasında oy kullanabilecekleri ve nisaplarına göre de yönetim kurulu üyelerinin iptalini gerektiren oy oranına ulaşılmadığı”
Keza Yargıtay … HD.nin 04/06/2016 tarih… sayılı kararında; 2011 yılı kar zarar ve bilanço hesapları ile muhalefet oyuna karşı oy çokluğuyla alındığı, dava dışı şirketin temsil yetkisinin kullanılmasından kaynaklanması nedeniyle kendi ibra kararına oy kullanıldığından bahsedilemeyeceği, şirketin 2011 yılı bilançosuna göre bir önceki yıl bilançosuna göre zarar ettiği şirketin ticari hayatına devam edebilmesi, öz sermaye sıkıntısı yaşanmaması için sermaye artırımı kararının şirketin menfaati için alınması zorunlu bir karar olduğu nedeniyle davanın reddine dair kararın onanmış olduğu kararları gerekse,
Yargıtay … HD.nin 12/05/2014 tarih … sayılı kararında; dava konusu genel kurulda tüm yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağının kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu karar sırf yönetim kurulu üyelerinden biriyle ilgili olmadığına göre oy yoksunluğunun halinin yalnızca anılan yönetim kurulu üyesinden aranması yönündeki değerlendirme isabetsizdir. Her bir yönetim kurulu üyesi yönünden şirketle rekabet yasağının kaldırılması kararının yeterli nisapla alınıp alınmadığının belirlenmesi gerekir. Bu durumda bir yönetim kurulu üyesi kendisiyle ilgili kararın alınması durumunda oy hakkından yoksun ise de diğer yönetim kurulu üyesi ile ilgili oylamaya katılabilir. Her bi yönetim kurulu üyesinin yasağın kaldırılması oylamasında yeterli oy nisabının sağlanıp sağlanmadığının ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, her bir yönetim kurulu üyelerinin oy oranlarına göre olumlu oyların olumsuz oylardan fazla olduğundan, bu itibarla ;
Yargıtay … HD.nin 27/11/2001 tarih…sayılı kararında; TTK.nın 274.mad.uyarınca pay sahiplerinden hiçbiri kendisi yada karı kocası yahut şirket arasındaki şahsi bir işe veya davaya dahil olan müzakerelerde rey hakkını kullanamaz. Burada çözümü gereken sorun tüzel kişiler tarafından alınan yasa maddesi uygulamasının ne şekilde olacağıdır. Dairemizin 14/10/1982 gün … sayılı kararında; tüzel kişilerin yönetim kurulundaki temsilcilerin ibrasında oy kullanabilecekleri belirtilmiş olup, dairenin kökleşen uygulamaları da bu yöndedir. Tekinalp Çamoğlu Ortaklıklar syf. 540, 541.
Yine Yargıtay …. HD.nin 14/10/1982 tarih … sayılı kararında; Anonim şirketin tüzel kişisi olan paydaşın yönetim kurulunda temsilcisi olsa da bu temsilci yada genel kurula gönderdiği temsilci aracılığı ile yönetim kurulunun ibrası konusunda oy kullanabileceği ve bunun iptal sebebi sayılamayacağı, keza aynı dairenin 29/04/1982 gün 1360-1996 sayılı kararı. Görüldüğü üzere yargıtay tüzel kişiliği temsilen yönetim kuruluna seçilen yönetim kurulu üyesi ibrasında tüzel kişiliği temsilen yönetim kuruluna seçilen kimse temsil ettiği tüzel kişinin oylarıyla genel kurulda ibra edilebilecektir. Buna göre, davalıların tamamının vekaleten temsilcilerin marifetiyle oy kullanmaları ve ibra ettirmelerinde bir usulsüzlük bulunmadığı ve iptal sebebi sayılmayacağı belirtilen yargıtay kararlarıyla belirtilmiştir.
Yargıtay … HD.nin 12/12/2016 tarih … Esas ve … karar sayılı kararında; ” … TTK’nın 436. maddesi hükmü emredici olup bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olacağından alınan genel kurul kararı da yok hükmünde olacaktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. Davalı şirketin altı ortağı bulunup, davacılar da dahil olmak üzere beş ortak yönetim kurulu üyesidir. Yönetim kurulunda temsil edilmeyen ortak sadece … A.Ş’dir. Davalı şirket yönetim kurulu üyesi olan …’ın şirketin ortağı … A.Ş’nin temsilcisi olduğu savunulsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında oy kullanamayacak olmasına rağmen, yönetim kurulu üyesi olmayan şirketin temsilcisi kendisi yönetim kurulu üyesi olsa dahi yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen ibrada oy kullanması mümkündür. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda ibra kararında kullanılan oyların sonuca etkili olduğu yönünde görüş bildirilmiş iken, mahkemece aksi yönde karar verilmiş ve kullanılan oyların sonuca etkili olmadığı ifade edilmiştir. Bu durumda, mahkemece yönetim kurulu üyelerinin ibrada oy kullanmalarının sonuca etkili olup olmadığının, her yönetim kurulu üyesi açısından ayrı ayrı ve denetime elverişli olacak şekilde değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak birleşen davanın bu yönden reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirdiğinden davacılar yararına bozulmasına karar verildiği, belirtilen içtihatta da anlaşıldığı üzere, Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, yönetim kurulunun ibra edilmesine ilişkin kararlarda kendilerine ait doğan kararlardan oy hakkını kullanamaz ise de , yönetim kurulu üyesi olmayan şirketin ibrada oy kullanılmasının mümkün olduğu,
Yukarıda belirtilen yargıtay kararları doğrultusunda 4 nolu genel kurul kararında; 2014 yılı faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu üyelerin ibrasına ilişkindir. Temsilciler marifetiyle oy kullanılabileceği yukarıda belirtilen yargıtay kararlarından anlaşılmış, davacıların kullandıkları oyun 4.997.837.281 olup ibra ile ilgili ise 7.955.457.997 oy nisabıyla ibralara karar verildiğinden ve bilirkişiler de tefsiratlı raporlarında iptali gerekmediğine dair rapor verdiklerinden 4 nolu genel kurul kararının iptali talebinin reddi cihetine gidilmiştir.
Yukarıda belirtilen yargıtay kararları doğrultusunda 9 nolu genel kurul kararında; TTK.nın 395 ve 396.maddelerinde yönetilen izin ve yetkilerin verilmesi hususuna ilişkindir. …, …, … ve…’in TTK.nın 395 ve 396.maddesine göre 7.955.457.997 olumlu oylarla ayrı ayrı izinler verildiğinden belirtilen yargıtay kararları doğrultusunda ve alınan bilirkişi raporuna göre de 9 nolu genel kurul kararının iptali talebinin reddi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle;
1-Davacı vekilinin açmış olduğu davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsup edilerek eksik olan 8,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına.
3-Davalı yararına tayin ve takdir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davalı tarafa verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır