Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/930 E. 2018/385 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/930 Esas
KARAR NO : 2018/385
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/09/2015
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette % 4,64 oranında paya sahip olduğunu, davalı şirketin 19.06.2015 tarihli 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 3. 4 ve 9. Gündem maddelerinin tamamının kanuna ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle huzurdaki iptal davasına konu edildiğini, davalı şirketin 19.06.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısına katıldıklarının ve alınan kararlara ilişkin muhalefet şerhlerinin tutanağa dere edildiğini, bu şekilde genel kurul kararının iptali için TTK nın 445. Ve 446. Maddelerinde aranan şartların gerçekleştiğini, faaliyet raporunun okunmaması ve bunlarla ilgili hususlarının sağlıklı bir şekilde müzakere edilememiş olması ve faaliyet raporundaki bir takım önemli bilgilerin eksik olması nedeniyle gündemin 2. Maddesi uyarında alınan kararın iptalinin gerektiğini, finansal tabloların okunmaması ve bunlarla ilgili hususların sağlıklı bir şekilde müzakere edilmediğini, finansal tablolardaki bazı ve önemli bilgilerin eksik olması nedeniyle gündemin 3. Maddesi uyarınca alınan kararın iptalinin gerektiğini, yönetim kurulu üyelerinden …. … ve …’nun ibralarına ilişkin gündemin 4. Maddesi uyarınca alınan kararın iptalinin gerektiğini, belirterek davalı şirketin 19.06.2015 tarihli 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alman 2. 3, 4. ve 9. Gündem maddeleri uyarınca alınan kararlarının müvekkilinin yasadan kaynaklanan vazgeçilmez ortaklık haklarını sınırlandırması ve ortadan kaldırması nedeniyle TTK 447/1-a maddesi gereğince butlanlarının tespitine, bu istemin kabul görmemesi halinde talep konusu kararların TTK 445. Maddesi gereğince iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin…Holding A.Ş. nin ana şirketi olduğu…Şirketler Grubunun üyelerinden birisi olduğunu, davacının hem müvekkili şirketin hem de…Şirketler Grubundaki diğer şirketlerin pay sahipleri olduğunu, gündemin 2. Maddesi kapsamında faaliyet raporunun ayrıntılı bir şekilde müzakere edildiğini, bu sebeple 2. Madde kapsamında alınan kararının iptalinin islenemeyeceğini, ancak müvekkili … A.Ş.’nin 2014 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı incelendiğinde yasaya uygun olduğunun Gündemin 2. Maddesinin iptali istemi için: TTK 437/1’e göre şirket merkezinde hazır bulundurulması gereken belgeler arasında bulunan faaliyet raporunun genel kurul toplantısından önce müvekkili şirket merkezinde hazır bulunduğunu, 19,06.2015 tarihli genel kurul toplantısından önce, müvekkili şirketin faaliyet raporunun 12.06.2015 günü davacı pay sahibine teslim edildiğini ve bunun tutanağa bağlandığı ve tutanağın dava dosyasına deliller arasında sunulduğunu, Genel kurul toplantısı sırasında ise pay sahibinin önergesinin oy çokluğu ile kabul edilerek faaliyet raporunun yeniden okunmamasına karar verildiğini, toplantı tutanağında yer aldığı üzere faaliyet raporunun toplantı tarihinden on beş gün öncesinden şirket merkezinde pay sahiplerinin incelemesine sunulduğunu, bu sebeple, toplantıda raporun tekrar okunmasından elde edilebilecek bir yarar bulunmadığını, davacının on dört adet kapsamlı sorusunun da toplantıya katılan pay sahiplerinin faaliyet raporunu okuyarak toplantıya hazırlıklı geldiklerini gösterdiğini, bu kapsamda davacının sorularına muğlak cevap verildiğine ilişkin beyanlarının gerçek dışı olduğunu, davacının sorularına yönetim kurulu tarafından yetkilendirilen Toplantı Başkanlığından … tarafından TTK 437 ye uygun bir şekilde cevap verildiğini, davacının huzurdaki iptal davasında ancak TTK 437/5’e göre bilgi alma ve inceleme haklarının kullanılması konulu bir davada ileri sürülebilecek iddialarda bulunmakla olduğunu, ancak davacının TTK 437’ye aykırı olarak bilgi alma ve inceleme haklarını kullanmasının engellenmesinin kesinlikle söz konusu olmadığı gibi, davacının TTK. 437/5’te düzenlenen davayı açmadığını, hem toplantı sırasında davacının sorularına verilen cevaplar, hem TTK 437/5’te düzenlenen davanın açılmamış olmasının davacının bilgi alma ve inceleme haklarının kullandırmadığı iddialarının mesnetsiz olduğunu ispat ettiğini , davacının, dava dilekçesinde bahsettiği ve yetersi/ cevaplara örnek olarak gösterdiği değerleme raporunun aynen genel kurulda beyan edildiği gibi genel kum İd an sonra davacıya noter kanalıyla gönderildiği hususundan ise hiç bahsetmediğinden davacının külü niyetinin bir göstergesi olduğunu, davacının kötü niyetle, genel kurulda müzakere edilen faaliyet raporu ile kendisine belge teslim tutanağı ile teslim edilen faaliyet raporunun aynı olup olmadığım sorguladığını, oysa ki faaliyet raporu genel kurul toplantısı sırasında hazır edilen belgelerden olup, davacı tarafından toplantı sırasında talep edilmiş olsaydı kendisine derhal yeniden sunulabileceğini, toplantıda hazır bulunan bakanlık temsilcisine de raporun bir örneğinin teslim edildiğini ve bunun da rapor sicil kayıtlarında mevcut olduğunu, TTK’da ne de Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul vc Ksaslan Hakkında Yöııetmclik’te, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun toplantı sırasında ‘ tekrar okunmasını” sorunlu kılan hiçbir maddenin bulunmadığını, Gündemin 3. Maddesinin iptali istemi için; davacının finansal tablolar ile ilgili genel kurul toplantısı sırasında herhangi bir soru yöneltmeyjp raporun eksik olduğundan bahisle ilgili gündem maddesinin iptalini huzurdaki davada talep etmesinin iyi niyet ve dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığını, ilnaıısal tabloların TTK’na ve Muhasebe Standartları Uygulama Genel Tebliğlerine göre düzenlendiğini, gerçeğe ve dürüst resim ilkesine uygun, açık, anlaşıln bir şekilde hukuka uygun olarak düzenlendiğini, 3568 sayılı Serbest Muhasebcci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu çerçevesinde Yeminli Mali Müşavir vc kendisine bağlı denelim ekiplerıncc denetlenerek, yine aynı kanun uyarınca Kurumlar Vergisi Beyannamesi ekinde yer alan iinansal tabloların, Yeminli Mali Müşavir taralından tasdik edildiğini. Kurumlar Vergisi Tasdik Raporu hazırlandığını, Gündemin 4. Maddesinin iptali istemi için; Gündemin 3. Maddesinde finansal tabloların müzakeresi ve tasdikinden sonra, gündemin 4. Maddesinde alman karar ile her bir yönetim kurulu üyesinin ibra edildiğini, şirketin yönetim kurulu üyeleri …, …, … ve… olduğunu, konusu kişilerin şirkette pay sahibi olmadıklarını ve bu sebeple ibra oylamasında oy kullanmadıklarını, Gündemin 9. Maddesinin iptali istemi için; yapılan oylama için oydan yoksunluk halini düzenleyen TTK 436/ î uyarınca, pay sahibi kendisinin, eşi, alt ve üstsovu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme ilişkin müzakerelerde oy kullanamayacağından hareketle bu maddeye uygun olarak, pay sahibi …’ün TTK 395 ve TTK 396’dakİ izinlerin verilmesi oylamasına katılmadığını belirtilerek, …’ün vc …’nun ise…Holding A Ş.de doğrudan paylan bulunmadığı gibi, dolaylı pay oranlarının %10’un altında olduğundan, bu kişilerin…Holding A.Ş. hakimiyetleri altında bulunduğundan bahscdilemeyeceğini, davacının, kızı … ve/veya davacının hakim pay sahibi olduğu … A Ş. nin müvekkili şirkette, ayrıca müvekkili şirketin de iştirakleri arasında bulunduğu…Holding A.Ş.’ye ve…Holding A Ş.1 nin diğer iştiraklerine ve bu şirketlerin bazı yönetim kurulu üyelerine çok sayıda dava açtığının ve söz konusu davaların müvekkili şirketin 19,06.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı Olağan Genel Kurul Kararının iptal edilmesine ilişkin olduğunun bildirildiğini, Finansal tabloların müzakere edilerek tasdik edildiğini, bu sebeple gündemin 3. Maddesi kapsamında alınan kararın iptalinin isıenilemeyeceğini, finansal tabloların genel kurul toplantısından önce şirket merkezinde hazır edildiğini ve 12.06.2015 tarihinde de davacı teslim edildiğini, Finansal tabloların müzakere edilerek tasdik edilmiş olduğu ve ibra oylamasında Tl K 436 ya aykırılık bulunmadığı için yönetim kurulu üyelerinin ibrası bakımından gündemin 4. Maddesinde alınan kararın iptalinin istenemeyeceğini, Yönetim Kurulu üyelerine TTK 395 ve TTK 396 da belirlilen izinlerin verilmesine ilişkin olarak gündemin 9. Maddesinde alınan kurann iptalinin kabul edilemeyeceğini davanın dava hakkının kötüye kullanılması suretiyle müvekkili şirket yönetimini ve diğer hissedarları taciz amacıyla açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; 19/06/2015 tarihli genel kurul kararının 2,3,4, ve 9.maddesinin iptali istemine ilişkindir.
Bilirkişilerden rapor alınması cihetine gidilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; dava da davacılar pay sahibi oldukları davalı şirketin 19.06.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının 4. ve 9. Gündem maddeleri ile ilgili olarak alınan kararların yasaya aykırılık nedeniyle iptalini talep ettiklerini, TTK 446/1a maddesinde yapılan düzenleme gereği anonim ortaklık genel kurul kararlarının iptalinin istenebilmesi için genel kurul kararının iptalini isteyen ortağın genel kurul toplantısına katılması, alınan karara olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhini genel kurul toplantı tutanağına geçirmesi gerektiğini, TTK 445. Madde çerçevesinde kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olarak genel kurul kararlarının iptaline karar verilebileceğini, davacılar tarafından davalı şirketin 19.06.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısına katılınmış ve iptali istenen genel kurul kararlarına ilişkin muhalefet şerhleri toplantı tutanağına derç edildiğini, 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının iptali istenen 2. Maddesine ilişkin değerlendirmelerde; 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının 2. Gündem maddesi 2014 yılı yıllık faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi hususundadır. Verilen önerge ile yönetim kurulu faaliyet raporunun genel kurul toplantısından 15 gün önce şirket merkezinde hazır bulundurulması ve davacı tarafa da 12.06.2015 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle okunmamasına davacının muhalefetine karşın oy çokluğu ile karar verildiğini, “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik” in Gündem başlıklı 13/b maddesinde; “Yönetim kurulunca hazırlanan yıllık faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi” yer almakta, şirket içi hazırlanacak İç Yönerge ile ilgili aynı yönetmeliğin Ek.5’indeki zorunlu yer alması gereken gündem maddelerinde ise “10/b) Yönetim kurulu yıllık faaliyet raporunun. denetime tabi şirketlerde denetçi raporlarının ve finansal tabloların görüşülmesi” şeklinde belirtilmektedir. Ayrıca aynı ekin “İç Yönergede öngörülmemiş durumlar başlıklı 17/1. Maddesinde de Toplantılarda, bu İç Yönergede öngörülmemiş bir durumla karşılaşılması halinde genel kurulca verilecek karar doğrultusunda hareket edilir.” hükmü bulunduğunu, davalı şirketçe genel kurul ile ilgili tüm evrakları genel kurul tarihinden 15 gün önce şirket merkezinde hazır edilmesi ve faaliyet raporunun davacıya 12.06.2015 tarihinde teslim edilmesi nedeniyle davacının faaliyet raporunu okuyup incelemek üzere bir zamanının olduğu hususundan hareketle 19.06.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurulda faaliyet raporunun okunmamasının bilgilenme hakkını engellendiği şeklinde bir kanaate varmak olanaklı görünmediğini, 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının iptali istenen 3. Maddesine ilişkin değerlendirmeler davacı tarafça davalı şirketin finansal tablolarının okunmaması ve müzakere edilmemesi nedeniyle finansal tabloların kabulü ve tasdikinin yapılmamasının gerektiğini iddia ettiğini, “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik” in Gündem başlıklı 13/b maddesinde; “Yönetim kurulunca hazırlanan yıllık faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi” yer almakta, şirket içi hazırlanacak İç Yönerge ile ilgili aynı yönetmeliğin Ek.5’indeki zorunlu yer alması gereken gündem maddelerinde ise “10/b) Yönetim kurulu yıllık faaliyet raporunun. denetime tabi şirketlerde denetçi raporlarının ve finansal tabloların görüşülmesi” şeklinde belirtilmektedir. Ayrıca aynı ekin “İç Yönergede öngörülmemiş durumlar başlıklı 17/1. Maddesinde de Toplantılarda, bu İç Yönergede öngörülmemiş bir durumla karşılaşılması halinde genel kurulca verilecek karar doğrultusunda hareket edilir.” hükmü bulunduğunu, davalı şirket genel merkezinde genel kurulla ilgili tüm bilgi ve belgeler genel kurul tarihinden 15 gün öncesinde hazır bulundurulduğundan ve davacıya 12.06.2015 tarihinde teslim edildiğinden davacıya söz konusu mali tabloları genel kuruldan önce inceleme fırsatı sunulduğunu, Genel kurulun 3 nolu gündem maddesinde finansal tabloların okunması ve müzakere edilmesi olarak yer aldığını, 2014 yılıyla ilgili olarak tenkidi gerektirecek herhangi bir husus tespit edilmediğini, finansal tabloların okunmamasının söz konusu maddenin iptalini gerektirecek bir husus olmadığı kanaatine varılmasını sağladığını, 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının iptali istenen 4. Maddesine ilişkin değerlendirmeler; davacı tarafından 2014 yılında görev yapan yönetim kurulu üyelerinin kanuna aykırı bir şekilde olağan genel kurulda ibra edildiğini, genel kurulda müzakere edilmeyen finansal tablolara rağmen her bir yönetim kurulu üyesinin ibra edilerek kanuna ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olarak kararlar alındığını, yöneticilerin kendileri dışındaki yöneticilere ilişkin kararlarda oy kullanmasının yerinde olmadığını, bu nedenle iptalinin gerektiği iddia edildiğini, davalı taraf ise yönetim kurulu üyesi olan pay sahiplerinin oylarının hiçbir şekilde ibra kararlarının alınmasında kullanılmadığını ve neticeye etkili olmadığını beyan ettiğini, şirket yönetim kurulu üyeleri genel kurullarda ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağını, (TTK 436/2) Bu çerçevede yönetim kurulu üyeleri, birbirlerinin ibra oylamasında da oy haklarının olmadığını, dava konusu edilen olayda, yönetim kurulu üyesi olan pay sahiplerinin oylarının, ibra kararlarının alınmasına etkili olmadığı saptandığından, ibra kararlarının iptalini veya yokluğunun tespitini gerektirir bir aykırılığın mevcut olmadığı kanaatine ulaşıldığını, 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının iptali istenen 9. Maddesine ilişkin değerlendirmelerde; Yönetim kurulu üyelerine rekabet ve işlem yapma yasağı bakımından izin verilmesi çoğunluğun takdirine bağlıdır. Şirketler arasında hâkim şirket-bağlı şirket ilişkisi bulunsa dahi, yönetim kurulu üyelerinin aynı zamanda hâkim şirketin de yönetim kurulu üyesi olması hukuka aykırı bir durum değildir. Hatta yönetim kurulu üyelerinin aynı kişilerden oluşması bu şirketler bakımından daha muhtemeldir. TK m. 195 ve devamı hükümlerinde hâkim şirket ile bağlı şirket arasındaki ilişki düzenlenmiş ve bağlı şirketin zarara uğratılması ihtimalinde başvurulabilecek hukukî yollara yer verildiğini, netice itibariyle yönetim kurulu üyelerinden bazılarının aynı zamanda hâkim şirketin de yönetim kurulu üyesi olması, rekabet yasağından muaf tutulmak bakımından engelleyici bir durum değildir. Kaldı ki, şirketler topluluğu içinde şirket menfaati (TTK m. 369} ile topluluk menfaati arasındaki çatışmalar, hakimiyetin hukuka aykırı kullanılmasını şahsi sorumluluk yaptırımına bağlayan TTK m. 202 hükmüyle telif edilmektedir Soyut olarak, şirketin yönetim kurulu üyeleri, şirketi, kendi menfaatine aykırı olacak şekilde yönettikleri takdirde, bu suretle bağlı şirketin yöneticilerinin şahsi sorumluluğunun yanısıra, hakim şirketin ve onun kayba yol açan yöneticilerinin de, bağlı şirkette meydana gelen kaybı tazmin etme yükümlülükleri doğduğu, bu gerekçelerle, birden fazla topluluk şirketinde aynı yönetim kurulu üyelerinin görevlendirilmesi, TTK.m. 395 ve 396. uyarınca gereken izinlerin verilmesine kendiliğinden engel teşkil eden bir olgu niteliğini taşımadığını, Yönetim kurulu üyesinin, rekabet ve işlem yapma yasağının kaldırılması ile ilgili alınacak kararlarda, ilgili üye oy hakkından yoksundur (TTK m. 436/1). Her üye sadece kendisiyle ilgili oylamada oydan yoksundur, üyeler birbirleri hakkındaki kararlarda oy hakkını kullanabilir. Bu görüşün TTK m. 436/2 hükmü uyarınca geniş anlamda sorumluluğu ilgilendiren bir husus olması hasebiyle hiçbir yönetim kurulu üyesinin oy kullanamayacağı bir husus olarak addedilmesi halinde dahi, somut olayda oy hakkından yoksun üyenin oyu bulunmasa da kararların alınabileceği belirtildiğini, davalı şirketin 19.06.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kuruluna ilişkin toplantı tutanağının 2, 3, 4. ve 9. Gündem maddeleri çerçevesinde alınan kararların iptalini gerektirir herhangi bir durumun söz konusu olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Yargıtay … HD.nin 27/11/2001 tarih …sayılı kararında; TTK.nın 274.mad.uyarınca pay sahiplerinden hiçbiri kendisi yada karı kocası yahut şirket arasındaki şahsi bir işe veya davaya dahil olan müzakerelerde rey hakkını kullanamaz. Burada çözümü gereken sorun tüzel kişiler tarafından alınan yasa maddesi uygulamasının ne şekilde olacağıdır. Dairemizin 14/10/1982 gün 3556-1556 sayılı kararında; tüzel kişilerin yönetim kurulundaki temsilcilerin ibrasında oy kullanabilecekleri belirtilmiş olup, dairenin kökleşen uygulamaları da bu yöndedir. Tekinalp Çamoğlu Ortaklıklar syf. 540, 541.
Keza Yargıtay … HD.nin 04/06/2016 tarih… sayılı kararında; 2011 yılı kar zarar ve bilanço hesapları ile muhalefet oyuna karşı oy çokluğuyla alındığı, dava dışı şirketin temsil yetkisinin kullanılmasından kaynaklanması nedeniyle kendi ibra kararına oy kullanıldığından bahsedilemeyeceği, şirketin 2011 yılı bilançosuna göre bir önceki yıl bilançosuna göre zarar ettiği şirketin ticari hayatına devam edebilmesi, öz sermaye sıkıntısı yaşanmaması için sermaye artırımı kararının şirketin menfaati için alınması zorunlu bir karar olduğu nedeniyle davanın reddine dair kararın onanmış olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay … HD.nin 07/11/2017 tarih … sayılı kararında; Mahkemede bilançonun gerçeği yansıtmaması ve bazı konuların bilançoda bulunmaması nedeniyle dava konusu genel kurul finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 3 nolu ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4 nolu gündem maddesinin iptaline karar verildiği, mahkemece bilançonun nasıl ve hangi yönlerden gerçeği yansıtmadığı hususunun incelenmesi gerekeceği belirtildiğinden ayrı ayrı genel kurul da bilançoyla ilgili 5, yönetim kurulunun ibrası ile ilgili 6 nolu bendin ayrı ayrı genel kurul iptali kararının gözönüne alınacağı belirtilmiş olup Mahkememizce 5 nolu genel kurul kararının iptali ile ilgili belirtilen yargıtay kararı ışığında inceleme yapılmıştır.
Yargıtay … HD.nin 29/11/2017 tarih… sayılı kararında; 6102 sayılı TTK’nın rey hakkında mahrumiyetini düzenleyen 436.maddesi uyarınca muhalefet dolayısıyla ibra oylamasının kanuna aykırı olduğu belirtilmiş ise de genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde yönetim kurulu üyelerinin ibra oylamasına katılmadıkları, diğer pay sahiplerinin yöneticilerle sıkı irtibatı bulunan ibra oylamasına katılabilmesini sınırlayıcı herhangi bir düzenleme ihtiva etmediği, iptal talebinin yerinde olmadığına dair mahkeme kararının onanmış olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay … HD.nin 04.02.2015 tarih … Esas ve … karar sayılı kararında; ” yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibralarında oy kullanamaz iseler de yönetim kurulu üyeleri birbirlerinin ibraları için oy kullanabilirler. Bakınız … , Açıklamalı-İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu, 3. Baskı, sayfa: 2138; … Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, 11. Baskı, sayfa: 587-589 somut olayda, denetçinin ibrası yönünden yeterli nisap sağlanmışsa iptal edilemeyeceği kararı verilmiş olup, belirtilen içtihatlardan da anlaşılacağı üzere; davacıların, birbirlerinin ibrasında oy kullanabilecekleri ve nisaplarına göre de yönetim kurulu üyelerinin iptalini gerektiren oy oranına ulaşılmadığı”
Keza Yargıtay … HD.nin 04/06/2016 tarih …sayılı kararında; 2011 yılı kar zarar ve bilanço hesapları ile muhalefet oyuna karşı oy çokluğuyla alındığı, dava dışı şirketin temsil yetkisinin kullanılmasından kaynaklanması nedeniyle kendi ibra kararına oy kullanıldığından bahsedilemeyeceği, şirketin 2011 yılı bilançosuna göre bir önceki yıl bilançosuna göre zarar ettiği şirketin ticari hayatına devam edebilmesi, öz sermaye sıkıntısı yaşanmaması için sermaye artırımı kararının şirketin menfaati için alınması zorunlu bir karar olduğu nedeniyle davanın reddine dair kararın onanmış olduğu kararları gerekse,
Yargıtay … HD.nin 12/05/2014 tarih … sayılı kararında; dava konusu genel kurulda tüm yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağının kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu karar sırf yönetim kurulu üyelerinden biriyle ilgili olmadığına göre oy yoksunluğunun halinin yalnızca anılan yönetim kurulu üyesinden aranması yönündeki değerlendirme isabetsizdir. Her bir yönetim kurulu üyesi yönünden şirketle rekabet yasağının kaldırılması kararının yeterli nisapla alınıp alınmadığının belirlenmesi gerekir. Bu durumda bir yönetim kurulu üyesi kendisiyle ilgili kararın alınması durumunda oy hakkından yoksun ise de diğer yönetim kurulu üyesi ile ilgili oylamaya katılabilir. Her bi yönetim kurulu üyesinin yasağın kaldırılması oylamasında yeterli oy nisabının sağlanıp sağlanmadığının ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, her bir yönetim kurulu üyelerinin oy oranlarına göre olumlu oyların olumsuz oylardan fazla olduğundan, bu itibarla ;
Yargıtay … HD.nin 27/11/2001 tarih … sayılı kararında; TTK.nın 274.mad.uyarınca pay sahiplerinden hiçbiri kendisi yada karı kocası yahut şirket arasındaki şahsi bir işe veya davaya dahil olan müzakerelerde rey hakkını kullanamaz. Burada çözümü gereken sorun tüzel kişiler tarafından alınan yasa maddesi uygulamasının ne şekilde olacağıdır. Dairemizin 14/10/1982 gün 3556-1556 sayılı kararında; tüzel kişilerin yönetim kurulundaki temsilcilerin ibrasında oy kullanabilecekleri belirtilmiş olup, dairenin kökleşen uygulamaları da bu yöndedir. … Ortaklıklar syf. 540, 541.
Yine Yargıtay … HD.nin 14/10/1982 tarih …sayılı kararında; Anonim şirketin tüzel kişisi olan paydaşın yönetim kurulunda temsilcisi olsa da bu temsilci yada genel kurula gönderdiği temsilci aracılığı ile yönetim kurulunun ibrası konusunda oy kullanabileceği ve bunun iptal sebebi sayılamayacağı, keza aynı dairenin 29/04/1982 gün 1360-1996 sayılı kararı. Görüldüğü üzere yargıtay tüzel kişiliği temsilen yönetim kuruluna seçilen yönetim kurulu üyesi ibrasında tüzel kişiliği temsilen yönetim kuruluna seçilen kimse temsil ettiği tüzel kişinin oylarıyla genel kurulda ibra edilebilecektir. Buna göre, davalıların tamamının vekaleten temsilcilerin marifetiyle oy kullanmaları ve ibra ettirmelerinde bir usulsüzlük bulunmadığı ve iptal sebebi sayılmayacağı belirtilen yargıtay kararlarıyla belirtilmiştir.
Yargıtay … HD.nin 12/12/2016 tarih … Esas ve … karar sayılı kararında; ” … TTK’nın 436. maddesi hükmü emredici olup bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olacağından alınan genel kurul kararı da yok hükmünde olacaktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. Davalı şirketin altı ortağı bulunup, davacılar da dahil olmak üzere beş ortak yönetim kurulu üyesidir. Yönetim kurulunda temsil edilmeyen ortak sadece …A.Ş’dir. Davalı şirket yönetim kurulu üyesi olan…’ın şirketin ortağı … A.Ş’nin temsilcisi olduğu savunulsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında oy kullanamayacak olmasına rağmen, yönetim kurulu üyesi olmayan şirketin temsilcisi kendisi yönetim kurulu üyesi olsa dahi yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen ibrada oy kullanması mümkündür. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda ibra kararında kullanılan oyların sonuca etkili olduğu yönünde görüş bildirilmiş iken, mahkemece aksi yönde karar verilmiş ve kullanılan oyların sonuca etkili olmadığı ifade edilmiştir. Bu durumda, mahkemece yönetim kurulu üyelerinin ibrada oy kullanmalarının sonuca etkili olup olmadığının, her yönetim kurulu üyesi açısından ayrı ayrı ve denetime elverişli olacak şekilde değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak birleşen davanın bu yönden reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirdiğinden davacılar yararına bozulmasına karar verildiği, belirtilen içtihatta da anlaşıldığı üzere, Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, yönetim kurulunun ibra edilmesine ilişkin kararlarda kendilerine ait doğan kararlardan oy hakkını kullanamaz ise de , yönetim kurulu üyesi olmayan şirketin ibrada oy kullanılmasının mümkün olduğu,
Belirtilen yargıtay kararları ışığında gündemin 2 ve 3.maddesinde ; 2014 yılına ait yıllık faaliyet raporunun toplantı tarihinden 15 gün öncesinden başlayarak pay sahiplerinin incelemesine açılmış olması ve talep eden pay sahiplerine elden teslim edilmiş olması, tekrar geri pay sahiplerinin genel kurulda okuyup incelemeler için geçerli sürenin geçmiş olması nedeniyle yeniden okunmaması , 3.maddesi de aynı gerekçe ile finansal tabloların kabul ve tasdiki ile ilgilidir. Bu doğrultuda 896.000 itibarı pay oranı nedeniyle davacının 41.544 muhalefet oyuna karşılık 844.44 oyla kabul edildiğinden bu doğrultuda bilirkişiler tarafından mali konular üzerinde yapılan incelemelerde Anonim Şirketlerde toplantıda bulunacak gümrük ve Ticaret Bankaları temsilcileri hakkındaki Yönetmelik ve iç Yönergeye göre faaliyet raporunun okunmaması ve finansal tabloların okunmamasının iptali gerektirecek bir husus olmadığı ,
Yukarıda belirtilen yargıtay kararları doğrultusunda nolu genel kurul kararında; 2014 yılı faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu üyelerin ibrasına ilişkindir. Temsilciler marifetiyle oy kullanılabileceği yukarıda belirtilen yargıtay kararlarından anlaşılmış, davacıların kullandıkları oyun 41.544 olup ibra ile ilgili ise 844.44 oy nisabıyla ibralara karar verildiğinden ve bilirkişiler de tefsiratlı raporlarında iptali gerekmediğine dair rapor verdiklerinden 4 nolu genel kurul kararının iptali talebinin reddi cihetine gidilmiştir.
Yargıtay … HD.nin 12/05/2014 tarih … sayılı kararında; dava konusu genel kurulda tüm yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağının kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu karar sırf yönetim kurulu üyelerinden biriyle ilgili olmadığına göre oy yoksunluğunun halinin yalnızca anılan yönetim kurulu üyesinden aranması yönündeki değerlendirme isabetsizdir. Her bir yönetim kurulu üyesi yönünden şirketle rekabet yasağının kaldırılması kararının yeterli nisapla alınıp alınmadığının belirlenmesi gerekir. Bu durumda bir yönetim kurulu üyesi kendisiyle ilgili kararın alınması durumunda oy hakkından yoksun ise de diğer yönetim kurulu üyesi ile ilgili oylamaya katılabilir. Her bi yönetim kurulu üyesinin yasağın kaldırılması oylamasında yeterli oy nisabının sağlanıp sağlanmadığının ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, her bir yönetim kurulu üyelerinin oy oranlarına göre olumlu oyların olumsuz oylardan fazla olduğundan, bu itibarla ; Yargıtay … HD.nin 04.02.2015 tarih … Esas ve 2015/1213 karar sayılı kararında; ” yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibralarında oy kullanamaz iseler de yönetim kurulu üyeleri birbirlerinin ibraları için oy kullanabilirler. Bakınız Gönen Eriş , Açıklamalı-İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu, 3. Baskı, sayfa: 2138; Paroy-Tekinalp-Çamoğlu Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, 11. Baskı, sayfa: 587-589 somut olayda, denetçinin ibrası yönünden yeterli nisap sağlanmışsa iptal edilemeyeceği kararı verilmiş olup, belirtilen içtihatlardan da anlaşılacağı üzere; davacıların, birbirlerinin ibrasında oy kullanabilecekleri ve nisaplarına göre de yönetim kurulu üyelerinin iptalini gerektiren oy oranına ulaşılmadığından ve
Yargıtay … HD.nin 27/11/2001 tarih … sayılı kararında; TTK.nın 274.mad.uyarınca pay sahiplerinden hiçbiri kendisi yada karı kocası yahut şirket arasındaki şahsi bir işe veya davaya dahil olan müzakerelerde rey hakkını kullanamaz. Burada çözümü gereken sorun tüzel kişiler tarafından alınan yasa maddesi uygulamasının ne şekilde olacağıdır. Dairemizin 14/10/1982 gün… sayılı kararında; tüzel kişilerin yönetim kurulundaki temsilcilerin ibrasında oy kullanabilecekleri belirtilmiş olup, dairenin kökleşen uygulamaları da bu yöndedir. Tekinalp Çamoğlu Ortaklıklar syf. 540, 541.
Yine Yargıtay … HD.nin 14/10/1982 tarih 3556-3887 sayılı kararında; Anonim şirketin tüzel kişisi olan paydaşın yönetim kurulunda temsilcisi olsa da bu temsilci yada genel kurula gönderdiği temsilci aracılığı ile yönetim kurulunun ibrası konusunda oy kullanabileceği ve bunun iptal sebebi sayılamayacağı, keza aynı dairenin 29/04/1982 gün 1360-1996 sayılı kararı. Görüldüğü üzere yargıtay tüzel kişiliği temsilen yönetim kuruluna seçilen yönetim kurulu üyesi ibrasında tüzel kişiliği temsilen yönetim kuruluna seçilen kimse temsil ettiği tüzel kişinin oylarıyla genel kurulda ibra edilebilecektir. Buna göre, davalıların tamamının vekaleten temsilcilerin marifetiyle oy kullanmaları ve ibra ettirmelerinde bir usulsüzlük bulunmadığı ve iptal sebebi sayılmayacağı belirtilen yargıtay kararlarıyla belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen yargıtay kararları doğrultusunda 9 nolu genel kurul kararında; TTK.nın 395 ve 396.maddelerinde yönetilen izin ve yetkilerin verilmesi hususuna ilişkindir…., …, …, … TTK.nın 395 ve 396.maddesine göre 844.44 olumlu oylarla ayrı ayrı izinler verildiğinden belirtilen yargıtay kararları doğrultusunda ve alınan bilirkişi raporuna göre de 9 nolu genel kurul kararının iptali talebinin reddi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle;
1-Davacı vekilinin açmış olduğu davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsup edilerek eksik olan 8,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına.
3-Davalı yararına tayin ve takdir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davalı tarafa verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır