Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/920 E. 2019/1546 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/920 Esas
KARAR NO : 2019/1546

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/07/2013
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin idare alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra yoluyla takip başlattığını, davalının süresi içerisinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini ve icra takibini durdurduğunu, borçlunun itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, takip tarihi itibariyle davalının toplam 42.882,77-TL borcunu ödemediğini, davalı şirketin …adresinde … nolu sözleşmeden dolayı hem abone sıfatıyla hem de fiili kullanıcı olarak su kullanımının mevcut olduğunu, müvekkili idarenin, … Belediyesi’nin görev alanı içinde su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere 2560 sayılı kanun ile kurulduğunu ve tüzel kişiliğini haiz bir kamu kuruluşu olduğunu, su ve kanalizasyon hizmetleri noktasında tekel manada yetkili ve görevli kılınan müvekkili idarenin, yetki ve kapsamına giren hizmet alanlarını ayrıntılı bir biçimde tanzim etmek ve kanunların tatbikini sağlamak amacıyla ve yine 2560 sayılı kanunun verdiği yetkiye müsteniden yönetmelik ve yönergeler tanzim ettiğini ve yürürlüğe koyduğunu, bu izah edilenlerin zorunlu bir gereği olarak, … Tarifeler Yönetmeliğini tanzim etmiş ve yürürlüğe koymuş olduğunu ve eylemin niteliğine göre uygulanan yaptırım tarifeleri ve tahsilatla ilgili esasların düzenlendiğini, davalı şirketin,… numaralı abonman mukavelesinin tarafı olup, sözleşme hesabındaki borçlardan sorumluğu olduğunu, davalının sözleşme hesabına yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun surette tahakkuk ettirilerek atılan dönem borçlarını ödemediğini, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla icra dosyası ve borçlu aleyhine ilamsız icra yoluyla takip başlattığını, davalının sadece takibi sürüncemede bırakmak amacıyla haksız ve yersiz bir şekilde takibe itiraz etmiş olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalının delil listesinde hangi delilin hangi vakıanın delili olduğuna dair hiçbir emarenin bulunmadığını davacı kurumun HMK’ya aykırı olan delillerinin hiçbirine muvafakat etmediklerini, takibe konu alacağın 6102 sayılı TTK muvacehesinde ticari alacak olmadığı gibi huzurdaki davanın da ticari bir dava olmadığını, görevli mahkemenin Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yine davalının ikametgahı itibariyle yetkili mahkemenin Gaziosmanpaşa Mahkemeleri olduğunu, davacı alacağının zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından müvekkiline şebeke suyu hizmeti sunulmadığını, taraflar arasında imzalanmış bir abonelik sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin davacının abonesi ve fiili kullanıcı olmadığını, müvekkilinin ihtiyaçları için kullanılan suyun davalının faaliyet gösterdiği bölgede sakin çeşitli firmalardan taşıma su satın alarak karşıladığını belirterek davanın reddini, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 15/04/2014 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında; “…İstanbul Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 29.495,91 TL asıl alacak, 13.386,86 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 42.882,77 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince tüm delilleri ibraz edilmiş, dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi … tarafından düzenlenen 03.01.2014 tarihli raporda; davalının işyerinde tankerle temin ettiği suyu kullandığı, …’nin davetine rağmen sözleşme imzalamadığı, …nin sözleşmeyi resen düzenleyerek davalıyı bir işyeri … abonesi kaydetmesinin abone kaydetmesinin tarifeler yönetmeliğine uygun olduğu, davalının tankerlerle temin ettiği suyu biriktirdiği depo çıkışına 10/03/2008 tarihinde 30266 nolu sayaç bağlandığında sayaç üzerinde 0 (sıfır) m3, aynı sayaç üzerinde 21/04/2008 tarihinde 148 m3 tüketim okunduğundan abonede kullanılan ortalama günlük su miktarının 3.52 m3 olduğu, bu ortalama esas alınarak abonenin sayaç olmadan su kullandığı 25/03/2004-21/04/2008 tarihleri arası 1488 gün için hesaplanan 9.981 TL bedel ile bu bedele ait gecikme cezasını … ye ödemesi gerektiği ,davalının 21/04/2008 – 05/12/2008 tarihleri arasında 30266 nolu sayaç üzerinde okunan tüketimlere göre düzenlenen fatura bedelleri ile bu bedeller için hesaplanan gecikme cezalarını … ye ödemesi gerektiği, davalının iş yerine de 21/07/1999 tarihinde yapılan sayaç okuma işleminde “kullanım yok ifadesi” kullanıldığından ve davalının kaç su kullandığını kanıtlayacak herhangi bir belge bulunmadığından kaçak su uygulamasının yerinde bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 12.488,46 TL fatura bedelleri toplamı,12.269,32 TL gecikme cezası, 147.50 TL sayaç bedeli, 23.60 TL sayaç açma- kapama bedeli olmak üzere toplam 24.868,88 TL alacaklı olduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği bildirilmiş, taraf vekillerince bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, davacı vekili tarafından itiraz dilekçesi ekinde 27/08/2009 -13/06/2012 tarihli tutanaklar gecikme cezası oluşum tablosu sözleşmeli tutanak, kaçak su hesaplama evrakı ve tüm idari kayıtlar ibraz edilmiş, taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen 27/02/2014 tarihli ek raporda, … görevlileri tarafından davacı iş yerinde yapılan kontrol sonunda düzenlenen 25/03/2004 tarihli tutanakta, iş yeri yetkililerinin atık su sözleşmesi yapmayacaklarını ve sayaç taktırmayacaklarını beyan ettiklerine ilişkin tutanak düzenlendiği 02 Nisan 2004 tarihinde davalının kuyu suyu veya tanker ile dışarıdan alının suyun kullanılması nedeniyle kullanılan suyun miktarına göre atık su miktarının hesaplanması ilgili mevzuat gereği olduğundan bunun tespitinin sözleşme yapılması ve depo çıkışına su saati takılması suretiyle mümkün bulunduğundan 15 gün içerisinde KSUB sözleşmesi yapmak için müracaat edilmek üzere davalının davet edildiği, davalının müracaat etmemesi üzerine davacı tarafından re’sen abone kaydedildiği, 10/03/2008 tarihinde tesisatına (depo çıkışına) sayaç takılarak 25/03/2004-10/03/2008 tarihleri arası kıyas yolu ile 9.881 TL fatura ve 10/03/2008 tarihinden 05/12/2008 tarihine kadar sayaç üzerinde okunan tüketimler esas alınarak fatura düzenlendiği, 05/12/2008 tarihinde sayaç üzerinde 1192 m3 tüketim okunduğu, abonenin sözleşmesinin 21/01/2009 tarihinde borç nedeniyle iptal edildiği, 27/01/2009 tarihinde abonede su tüketimi olmadığı bildirildiği halde … görevlilerince düzenlenen 27/08/2009, 13/06/2012 tarihli kaçak su tutanakları esas alınarak aboneye 2 defa kaçak su tahakkuku yapıldığı, davalı tarafından gönderilen ihtarnamelere rağmen ödeme yapılmadığı, re’sen yapılan mukaveleye rağmen müşteri tarafından borç ödenmediğinden takip tarihi itibariyle davacı alacağının 21.674,41 TL fatura bedelleri toplamı, 13.057,05 TL gecikme cezası, 7.650,40 TL kaçak su cezası, 147.50 TL sayaç bedeli, 23.60 TL açma kapama bedeli olmak üzere 42.552,96 TL alacaklı olduğu, davalı vekili tarafından müvekkilinin su kullanımı ve bölgede … nin şebekesi bulunmadığı yolunda itirazları mevcut ise de … tarifeler yönetmeliğine göre , su ve kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan her abonenin tükettiği kadar suyu kirleteceğinden bunların nihai bertarafı ve uzaklaştırılması için kullanılmış suların uzaklaştırma bedelini ödemekle yükümlü olduğu, davalının iş yerinde tankerle temin ettiği suyu kullandığı , davete rağmen … ile sözleşme imzalamadığı, davacının davalıya re’sen abone kaydetmesinin yönetmeliğe uygun bulunduğu bildirilmiştir.
Açılan dava İİK 67 md. Kapsamında itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından davalının fiili kullanıcı olarak atık su kullanımından dolayı adına tahakkuk ettirilen fatura ve gecikme cezasının tahsili için davalı aleyhine icra takibi yapılmış davalının itirazı üzerine takip durmuştur. Davalı vekili tarafından mahkememizin görevine ve yetkiye itiraz edilmiş ise de … Özel Hukuk Tüzel Kişisi olduğundan ve ihtilaf her iki tarafından ticari işletmesi ile ilgili bulunduğundan davalının mahkememizin görevine yönelik itirazı reddedilmiş davacı adresi itibariyle yetkili olduğu bildirilen Gaziosmanpaşa ilçesi ticari davalar yönünden mahkememiz yetki alanında bulunduğundan davalının yetki itirazı reddedilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapora göre, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 21.674,41 TL fatura bedelleri toplamı, 13.057,05 TL gecikme cezası, 7.650,40 TL kaçak su cezası, 147.50 TL sayaç bedeli , 23.60 TL açma kapama bedeli olmak üzere 42.552,96 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili müvekkilinin faaliyet gösterdiği bölgede … nin içme suyu ve kanalizasyon şebekesi bulunmadığı, müvekkilinin davacıdan hizmet almadığı, dolayısıyla icra takibine konu borçtan sorumlu olmadığı iddia edilmiş ise de ,Yargıtay 13. HD nin 2010/15580 Esas 2011/5924 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere her abonenin kullandığı su kadar atık su ürettiği kuşkusuz olup, … bu atık suları kanalizasyon vasıtasıyla veya toplanma çukurlarına boşaltmak suretiyle zararsız hale getirecektir. … nin olanaklarının yetersiz kaldığı ve hizmeti bizzat yerine getiremediği durumlarda bu iş için uygun teknik donanıma sahip gerçek veya tüzel kişilere ruhsat verilmek suretiyle hizmetin gördürülmesi yasadan kaynaklanan hak ve yetki tekelinin ortadan kalktığı anlamına gelmez, idarenin hizmeti hiç yerine getirememesi idare hukukunun hizmet kusuru kavramı çerçevesinde sorumluluğunun doğmasına yol açabilir ise de bu durum her hangi bir şekilde su kullanan ve bu sebeple zorunlu olarak atık su üreten abonelerin izin almaksızın gelişigüzel atık su boşaltmalarına ve hizmetin yerine getirilmediği gerekçesine dayanak atık su bedeli ödemekten kaçınmalarına hak vermez. Bu nedenle davalının atık su bedelinden sorumlu olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının kısmen iptaline, takibin 21.674,41 TL fatura bedelleri toplamı, 13.057,05 TL gecikme cezası, 7.650,40 TL kaçak su cezası, 147.50 TL sayaç bedeli , 23.60 TL açma kapama bedeli olmak üzere toplam 42.552,96 TL üzerinden devamına, gecikme cezası harici 21.674,41 TL fatura bedelleri toplamı,7.650,40 TL kaçak su cezası,147.50 TL sayaç bedeli , 23.60 TL açma kapama bedeli olmak üzere 29.495,91 TL asıl alacağı takip tarihinde itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı alacağı yargılama ile belirlendiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine, dair taktiren aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibine itirazının kısmen iptaline, takibin 42.552,96 TL üzerinden devamına, Asıl alacak 29.495,91 TL ‘ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının icra inkar tazminat talebinin reddine…” karar verildiği;
Kararın, davalı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/06/2015 tarih, 2015/411 Esas, 2015/10595 Karar sayılı ilamında; “… Dava konusu uyuşmazlık, davacı tarafından davalı şirketten fatura ile talep edilen normal ve kaçak atık su bedelinden davalının sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Dairenin istikrar kazanmış uygulaması; kanalizasyon hizmetinden yararlanmayan kişi ve kurumlardan atıksu bedeli alınamaz.
Her abone, tükettiği kadar suyu kirleteceği için atıksu bedeli ödemek zorundadır. Atık su kulanım bedelinden, fiili kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler kullanım süre ve miktarı ile sorumludur.
HUMK’nun 275. ve devamı maddelerinde; “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hâkimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK’nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.
HMK’nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebililecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Dosyada mevcut ve hükme esas alınan bilirkişi raporu, mahallinde keşif ve inceleme yapılmaksızın, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenmiştir.
Öyle ise, mahkemece; bu ilke ve esaslar gözetilerek, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapılarak, davalı şirketin tesisinde kullandığı suyu, tankerler ile alıp su ihtiyacını bu şekilde karşıladığının anlaşılması karşısında , kullandığı bu suyu ne şekilde deşarj ettiği, davacının davalının işletmesinin bulunduğu bu bölgede, kanalizasyon tesisinin bulunup bulunmadığı, sonuç olarak davalı kullandığı suyu deşarj ederken, davacının sunduğu hizmetten faydalanıp faydalanmadığının kesin olarak belirlenmesinden sonra, davacının davalıya bu konuda bir hizmet sunmadığının anlaşılması karşısında, davacının talep edebilceği bir alacağının da bulunmadığı, davalının davacının deşarj hizmetinden faydalandığının anlaşılması durumunda ise, davacının tahakkuk ettirdiği bedelden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğunun tespiti halinde, davalı tarafından tüketilen normal ve kaçak atık su miktarı belirlenerek, davalının ödenmesi gereken atık su bedelinin ayrıca sözleşme ve yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması gerekmektedir.
Bu hususlar göz ardı edilerek, eksik incelem ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise, 1-Dava konusu 9.881 TL ‘lik alacak bölümü için, bilirkişi tarafından, sayacın takılı olmadığı dönemde kıyas hesabı yapılmak üzere rapor tanzim edildiği görülmüştür. Ne var ki, mahallinde keşif yapılarak davalı tarafın defter ve belgeleri de incelenerek işyerinin büyüklüğü, çalışan personel sayısı, işyerinin müşteri kapasitesi belirlenip, davalının tüketilebileceği su ve atık su miktarının tespit edilerek, dava konusu atık su bedellerinin bilirkişi tarafından ayrıca denetime elverişli bir şekilde hesaplaması gerektiği kuşkusuzdur. Bilirkişi raporu yetersiz olup hükme esas alınamaz.
2-Dava konusu 1.296 TL’lik su bedeline ilişkin olarak,bilirkişinin herhangi bir değerlendirme yapmayıp, doğrudan talep gibi hesaplamada dikkate alması da doğru görülmemiştir.
3-Diğer yandan da; kaçak atık su bedelinin bilirkişi tarafından hesap edilmesi sırasında, kaçak atık su bedeline ilişkin mevzuatın açıklanmasından sonra, davacının talep ettiği bedelin yerinde olduğunu bildirmiştir. Kaçak atık su bedelinin hesaplama aşamaları ve hesap şekli açıklanmadan ve Yargıtay denetimine imkan sağlamayan bu rapor doğrultusunda, hüküm tesisi de doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA…” yönünde içtihadında bulunduğu,
Bozma sonrası mahkememize gelen dosyanın, … Esas sayıya kaydı yapılarak, bozmaya uyma kararı ile yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, … nolu sözleşme, Kaçak Su ve Usulsüz Su Kullanım Tutanağı, faturalar, ihtarnameler, ticari defterler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı, keşif ile yapılan inceleme sonucu bilirkişi rapor ve ek raporları alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalı şirketten, abonelik sözleşmesi kapsamında düzenlenen su faturası, kaçak su kullanım bedelleri ile atık su bedellerinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 29.495,91-TL asıl alacak, 13.386,86-TL gecikme cezası olmak üzere toplam 42.882,77-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının süresi içerisinde, borca ve gecikme zammına itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde, itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma ilamından sonra alınan, bilirkişiler Makine Mühendisi …ve Yeminli Mali Müşavir … ve Makine Mühendisi …tarafından hazırlanan 16.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “…davaya konu olan bölgede 5 ve 15 tonluk iki adet su deposu ve pompaj tesisatlarının bulunduğu, işyerinde 30-50 arasında personelin değişen zamanlara göre çalıştığı, işletmede yeteri kadar lavabo, WC ve duş tesisatının bulunduğu, kullanılan sular için fosseptik depolarının bulunduğu, keşif mahallinde bulunan davalı tarafa suyun ne şekilde temin edildiği ve fosseptiğin kimin tarafından boşaltıldığının bir önceki bilirkişi heyeti raporunda tespit edildiği, ayrıca … yetkililerinin 25.03.2004 tarihinde tanzim ettikleri tutanakta, atık su sözleşmesi yapmak ve sayaç takmak için gidildiğinde işyeri yetkililerinin atık su sözleşmesi yapmayacakları ve sayaç taktırmayacakları bilgilerini beyan ettikleri, dosya içerisindeki belgeler incelendiği, 09.05.2016 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda yapılmış olan hesaplamanın bilirkişi heyetimizce doğru olduğu, asıl alacak su bedeli 21.674,41-TL, sayaç açma/kapama bedeli 23,60-TL, kaçaksu cezası (tahakkuksuz) 7.650,40-TL + sayaç bedeli 147,50-TL= 7.797,90-TL, gecikme cezası 13.376,8564 olmak üzere toplam 42.882,77-TL tutarındaki ödenmeyen borç tutarının tamamından sorumlu olduğu….” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda keşif yapılmadığı anlaşıldığından, mahallinde keşif yapılmak suretiyle, aynı bilirkişilerden alınan 12.11.2019 tarihli ek raporda; “…Davalının 42.882,77-TL tutarındaki ödenmeyen borç tutarının tamamından sorumlu olduğu, davalı şirketin… adresinde 14.06.2019 tarihinde mahkeme heyetince yapılan keşfinde kök raporu değiştirecek bir olguya, bulguya keşifte rastlanmadığı….” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Davacı … tarafından tahakkukların yapıldığı tarihte yürürlükte olan … Tarifeler Yönetmeliği’nin “Kaçak Su Kullanım Bedeli Hesaplaması ve Diğer İşlemler ” başlığı altında bulunan 47. Maddesinin;
“(9)Abone olmaksızın kuyu ve tanker suyu kullananlara ait olduğu tarife grubunun %50 fazlası tahakkuk yapılarak imar mevzuatına uygun ise re’sen abone yapılır, uygun değilse kaçak su bedeli tahsil edilerek kaçak su hattı iptal edilir.
(11)Kaçak su kullanımının tespiti halinde kaçak su kullanıcıları hakkında ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Mükerrer kaçak su kullanımının tespiti halinde Katma Değer Vergisi Çevre Temizlik Vergisi tutarı hariç bir önceki kaçak su tahakkukunun 2 katı kaçak su kullanımı müeyyidesi uygulanır.”” hükmünü içerdiği, davacı tarafından, yönetmelik hükümleri gereği, 25/03/2004 tarihinde davalının iş yerinde “…iş yerine Atıksu sözleşmesi yapmak ve sayaç takmak için gidildiğinde iş yeri yetkilileri Atıksu sözleşmesi yapmayacaklarını ve sayaç taktırmayacaklarını beyan ettiler..” ve ayrıca davalı iş yerinde 30 kişi çalıştığını belirtir şeklinde düzenlenen Tutanak’a istinaden, re’sen, … nolu abonelik sözleşmesi düzenlendiği ve davalının … abonesi olarak kaydedildiği anlaşılmıştır.
Aynı yönetmeliğin “Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Bedeli” başlıklı 22. maddesi,
“(1)İdarenin şehir şebeke suyu hizmetlerinden yararlanmayıp, kuyu kaptaj, havuz ve benzeri tesislerden veya tankerle yer altı ve yüzeysel sular temin ederek kullanan veya kanalizasyon şebekesinden yararlanan özel ve tüzel kişiler kullanılmış suların uzaklaştırılması bedelini ödemekle yükümlüdürler.
(2)Tüketilen her bir m2 su üzerinden alınan kullanılmış suların uzaklaştırılması bedeli abonenin ait olduğu tarifenin yarısı olarak belirlenir.” ve
“Kaçak ve Usulsüz Su Kullanmak” başlıklı 36. maddesinin,
“(1)Abone olmaksızın … ‘ye ait su taşıyan borulardan veya yer altı suyu kaynaklarından herhangi bir teknik düzenleme su almak kaçak su kapsamına girer. Bu durum zabıta ile tespit edilir, bu durum zabıtla kaçak su hükmünü içerdiği, davacı tarafından davalıya 02/04/2004 tarihli, 32571 sayılı “…kuyu suyu veya tankerle dışarıdan aldığınız suyu deponuza boşaltarak kullandığınız sabit olup, kullanılan suyun miktarına göre atıksu miktarının hesaplanması ile ilgili mevzuat gereği olduğundan bunun tespiti de ancak sözleşme yapılması ve depo çıkışına su saati takılması suretiyle mümkün bulunduğundan sözleşme yapmanız için şahsen müracaat etmeniz…” yazı gönderildiği, davalının yazıya cevap vermediği görülmüştür.
10/03/2008 tarihinde davalı abonenin tesisatına (depo çıkışına)… nolu sayacın takıldığı, 15/05/2008 ve 02/02/2009 tarihleri arasında, sayaç üzerinde okunan tüketimlerin esas alınarak davalı aboneye 5 adet su faturası düzenlediği, ayrıca, davacı … görevlilerince, 27/08/2009 ve 13/06/2012 tarihlerinde davalı iş yerinde düzenlenen tutanaklarla davalının sayaçsız olarak kaçak su kullandığının tespit edildiği ve kaçak su kullanım bedeli borç tahakkuku yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalıya 25/11/2009 tarihli ihtarname ile su asıl alacak bedeli 13.615,99-TL., gecikme cezası ve fer’ileri ile birlikte toplam 18.825,37-TL. ‘nın, 04/01/2012 tarihli ihtarname ile su asıl alacak bedeli 13.615,99-TL., gecikme cezası ve fer’ileri ile birlikte toplam 29.984,20-TL. ‘nın ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyetince düzenlenen 16/11/2018 tarihli kök ve 08/11/2019 tarihli ek raporlara göre, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 21.674,41-TL fatura bedelleri toplamı, 13.386,85-TL gecikme cezası, 7.650,40 TL kaçak su cezası, 147,50 TL sayaç bedeli, 23.60 TL. sayaç açma kapama bedeli olmak üzere 42.882,77-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, davacı şirket tarafından düzenlenen su faturaları, sözleşme, Kaçak Su ve Usulsüz Su Kullanım Tutanakları, ihtarnameler, ticari defterler ve dayanılan tüm dosya kapsamına göre alınan kök ve ek bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, davacı ile davalı arasında … kanun ve yönetmelik hükümleri kapsamında usulüne uygun olarak re’sen düzenlenmiş bulunan abonelik sözleşmesinin mevcut olduğu, davaya konu bölgede davalının 5 ve 10 tonluk su deposu ve pompaj tesisatlarının bulunduğu, işyerinde 30-50 arasında personelin değişen zamanlara göre çalıştığı ve işletmede yeteri kadar lavabo,wc ve duş tesisatının bulunduğu, kullanılan sular için fosseptik depolarının bulunduğunun, bu fosseptik depolarını, davacı … yetkililerinin boşalttığının yani davalı tarafından kullanılan suların davacı … tarafından uzaklaştırılma hizmeti verildiğinin teknik bilirkişi raporu ile tespit edildiği bu nedenle, davacı tarafından, davalıya düzenlenen 5 adet fatura ve kaçak su tutanaklarına istinaden tahakkuk edilen borcun, sözleşme ve yönetmeliğe uygun olduğu, davalının bilirkişilerce hesaplanan toplam 42.882,77-TL fatura bedellerinden sorumlu olduğu ancak 15/04/2014 tarihli kararın temyiz eden davalı yararına bozulması ve mahkeme tarafından bozma kararına uyulması, önceki karara oranla davalı aleyhine olan bir hüküm verilemeyeceğinden (aleyhe hüküm verme yasağı) davacının davasının kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının kısmen iptaline, davalının Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasından, 29.495,91-TL. asıl alacak, 13.057,05-TL. işlemiş faiz olmak üzere, toplam 42.552,96 TL. üzerinden yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı alacağı yargılama ile belirlendiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalının Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün.. E. sayılı dosyasından, 29.495,91-TL. asıl alacak, 13.057,05-TL. işlemiş faiz olmak üzere, toplam 42.552,96 TL. üzerinden yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine,
3-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 2.906,79-TL harçtan, peşin alınan 732,35-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.174,44-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.030,81-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 329,81-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 24,30-TL başvurma harcı + 732,35-TL peşin harç, 774,10-TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.530,75-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 349,35-TL tebligat-müzekkere + 5.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.549,35-TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre 5.506,67-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 260,00-TL yargılama giderinden giderinin ret ve kabul oranına göre 1,99-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.