Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/855 E. 2021/244 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/855 Esas
KARAR NO:2021/244

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:27/08/2015
KARAR TARİHİ:17/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 28/08/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 14/03/2015 günü saat 09:20 sıralarında … İli, … İlçesi, … Mah. … Cad. üzerinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında; sürücü … idaresindeki … plakalı aracın geri geri gitmeye çalıştığı sırada müvekkili …’e çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, … plaka sayılı aracın geri geri gelerek müvekkiline çarptığının tespit edildiği, bu kazanın oluşumunda sürücü …’ın asli kusurlu olduğunu, … plakalı aracın … A.Ş.’nin sigortalısı olduğunu, müvekkilinin ticaretle iştigal edip trafik kazası nedeniyle çalışamadığını ve kendisi ile ailesinin mağdur olduğunu, tedavisinin halen devam etmekte olduğunu, artık hayatına engelli bir birey olarak devam edeceğini, bu nedenlerle müvekkili için tazminatın aktif ve pasif dönemlerle birlikte talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, Borçlar kanunu 54. Madde gereği trafik kazasından kaynaklı cismani zararına dair tazminat hesabı yaptırılarak olay tarihindeki sigorta limiti çerçevesinde, 100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği 02/10/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; 14/03/2015 tarihinde yaralamalı trafik kazasına karıştığı belirtilen … plakalı aracın 25/10/2014-25/10/2015 tarihleri arasında geçerli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile kaza tarihi itibariyle maluliyet için şahıs başına 290.000TL azami sorumluluk hadleri ile sorumlu olduğunu, müvekkilinin kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, maluliyet oranının belirlenmesi için heyet raporu alınması gerektiğini, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının belirlenerek tazminat hesaplamasının Hazine Müsteşarlığına bağlı sigorta aktüeri tarafından yapılması gerektiğini, sakatlığın sürekli hale gelip gelmediğinin Adli Tıp Kurumunca tespit edilmesi gerektiğini, dava tarihinden önce müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığından müvekkili sigorta şirketinin davacıya karşı temerrüdünün söz konusu olmadığını, haksız fiil sözkonusu olduğundan bu gibi hallerde 3.kişilerin uğrayacakları maddi zararlar için ticari faize değil yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, aksi halde belirtilecek şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

14/03/2015 günü saat 09:20 sıralarında … İli, … İlçesi, … Mah. … Cad. üzerinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında; Sürücü … idaresindeki … plakalı aracıyla geri geri gitmeye çalıştığı sırada müvekkil …’e çarpması sonucu davacı yaralandığı iddiası ile; mahkememizde açılan işgöremezlik tazminatına ilişkin davada; davacının maluliyet oranının tespit edilmesi amacıyla 28/12/2016 tarihinde Adli Tıp Kurumu’na müzekkere yazılmış, 19/04/2017 tarihli …Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun geri çevirme yazısında davacının 21/07/2017 tarihinde muayene olmak üzere kurumda hazır bulunması için randevu verilmiş, davacı bu randevusuna gitmemiş, bunun üzerine davacı vekilinin talebi ile yeniden yazılan müzekkere sonucu davacı için 11/10/2019 tarihli yeni bir Adli Tıp Kurumu randevusu belirlenmiş, davacı bu randevusun da gitmemiş ve muayene olmamış, mahkememizin 02/12/2020 tarihli 12 nolu celsesinde davacı tarafa “Adli Tıp Kurumunda muayene olmak üzere gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, belirtilen işlem bu süre içerisinde yapılmadığı takdirde dosyanın mevcut hali ile karar verileceğinin ihtarına” şeklinde ara karar tesis edilmiş, bu ara kararın gereği için davacı vekili mahkememize başvurmamış ve ara kararın gereğinin yerine getirmemiştir. Açıklanan nedenle davacı tarafa usulüne uygun olarak verilen ve ihtar edilen kesin süreye rağmen belirtilen işlem yapılmadığından; dosyanın mevcut durumu ile davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının ispatlanamayan davasının reddine; karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Dava değeri itibariyle kesin olarak verilmesi gereken karar sehven istinaf yolu açık olmak üzere verilmiş, bu konuda HMK 304/1 maddesi gereği tashih kararı yazılmıştır.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-)Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından eksik alınan 53,76 TL. harcın davacı taraftan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta işlem yapılmasına yer olmadığına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2021

Katip …
e-imza*

Hakim ….
e-imza*