Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/851 E. 2018/239 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/851 Esas
KARAR NO : 2018/239
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2015
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı borçlu … Şti. İle müvekkil davacı … arasında 19/02/2013 tarihinde sözleşme imzalandığını ve görev başlandığını, bilahane 01/12/2014 tarihinde sözleşmenin yenilendiğini, davalı şirket müvekkile bu hizmetleri bedeli olarak aylık bürüt 11.562,50 TL ücret ödediklerini, müvekkil şirket arasındaki sözleşmenin yenilenmesinden dört ay sonra 08/04/2015 tarihinde müvekkil …’a davacı şirket tarafından fesih belgesi tebliğ edilmediğini, sözleşme haksız, mesnetsiz ve tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkil …’a 01/01/2015 tarihinden itibaren 3 maaşı ödendiğini, ancak 01/04/2015 tarihinde Nisan, Mayıs ve Haziran maaşının birlikte ödenmesi gerekirken bu maaşların ödenmediğini, sözleşmenin tek taraflı olarak 08/04/2015 tarihinde fesih edilmesi sonucu müvekkil tarafından … Noterliğinin 24/04/2015 tarih, 9071 sayılı ihtarnamesi keşide edilerek sözleşme hükümlerine göre, sözleşmenin tek taraflı fesih edilmesi neticesinde ödenmemiş aylara ait aylık ödemelerin tamamı muaccel hale geleceğine tamamı ödenmesi gerekmekte olduğu bu nedenle şirkete üç gün içinde 104.062,50 TL nin ödenmesini talep ettiklerini, ihtarname 28/04/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ancak bir ödemenin yapılmadığını, müvekkil davacı …’ın alacağının ihtarnamede verilen sürede ödenmemesi üzere, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, icra takibinde davalı tarafa ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı şirket borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalının bu itirazının tamamen mesnetsiz ve takibin ilerlemesini sekteye uğratmak amacını taşımakta olup, kötü niyetli olduğunu, iş bu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali için dava açma zorunluluğunun doğduğunu, kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını, kötü niyetli davalı borçlu aleyhine alacağı %20 sinden az olmamak kaydıyla İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve masrafları ile yasal vekalet ücretinin davalı yükletilmesini talep ile dava açtığı görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı ve talepleri kabul etmediklerini, davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının dayanağı olan sözleşme 01/12/2014 tarihli olduğunu, bu sözleşmenin 8. Maddesi incelendiğinde sözleşmenin sadece 2014 dönemini kapsadığının açıkça belli olduğunu, bu sözleşmede sadece 2014 yılı düzenlendiğini ve 2015 yılına ilişkin olarak da bir ibarenin olmadığını, davacıya 2015 yılında şirketin yeni bir yapılanma içinde olduğu ve verdiği hizmetlerle kendine göre durumunun değişeceği açıkça beyan edildiğini ve kendisinin de bu kabul ettiğini, davacının iddia ettiği 08/04/2015 tarihinde yapılan bir feshi olmadığını, 08/04/2015 tarihinde … yevmiye sayılı … Noterliğinden keşide edilen, davacıya yazılan ihtarname ile davacının yapması gereken işlemleri yapmadığı, telefonlara cevap vermediği ve KDV dahil diğer hiçbir işlemi yapmadığından bahisle işi kendi bırakıp giden davacıya gerekli ihtar ve uyarı yazıldığını, bu ihtara rağmen işi kendi bırakıp giden davacının yapması gereken işleri gereği gibi yapmaması nedeniyle 26/05/2015 tarihli … yevmiye sayılı … Noterliğinden gönderilen ihtarlarıyla sözleşme haklı nedenle fesih edildiğini, davacının çalışmadığı dönemlere ilişkin olarak ücret talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının mali müşavir olduğu halde şirketten aldığı ödemeleri karısı… adına banka hesabına yatırtması da yarı bir tartışma konusu olduğunu, davacının icra takibinde söz konusu ettiği alacak miktarı rakamsal olarak belirtmiş ancak bu alacağın neden kaynaklandığı belirlenebilir olmadığını, icra dosyasına yapmış oldukları itirazlarının kötü niyetli olmadığını, likit bir alacak olmayıp yaptıkları itirazların yerinde olduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, sözleşme aslının dosya içeresine sunulmasını, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava serbest muhasebecilik ve mali müşavirlik sözleşmesine müstenid alacak için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, somut olayda
uyuşmazlık, serbest muhasebecilik ve mali müşavirlik sözleşmesine müstenid alacak için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı serbest mali müşavir olup 4857 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi gereken bir hizmet akdi ilişkisi söz konusu değildir. Davadaki istem ve davacının sıfatı gözönüne alındığında davanın mutlak ticari dava olmadığı da belirgindir. O halde davanın görev ve çözüm yerinin somut olayda davanında mutlak ticari dava niteliğinde bulunmaması ve 4857 Sayılı yasa kapsamında değerlendirilmemesi nedeniyle de davanın görülmesi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir.
Yargıtay …Hukuk Dairesi … esas, …karar sayılı ilamında “Davalının davacıya muhasebecilik hizmeti verdiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Muhasebecelik hizmeti davacının ticari işletmesinin kayıt ve defterlerinin tutulması ile ilgili olup davalı ise tacir değildir. Muhasebe hizmeti veren davalının yaptığı iş ticari mahiyette bulunmamaktadır. Davalı tacir olmadığı gibi, eldeki dava da Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. O halde mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davaya bakılması gerekirken, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davanın esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” şeklinde içtihatta bulunmuş olup, Yargıtay … Hukuk dairesi … esas ve … karar sayılı ilamı, Yargıtay … Hukuk Dairesi … esas … sayılı ilamı, bu içtihadın istikrar kazanmış ve benimsenmiş bir içtihat olduğunu göstermektedir
Davacının davalıya muhasebecilik hizmeti vermek üzere anlaştıkları taraflar arasında ihtilafsızdır. Muhasebecilik hizmeti davalının ticari işletmesinin kayıt ve defterlerinin tutulması ile ilgili olup davalı ise tacir değildir. Muhasebe hizmeti veren davacının yaptığı iş ticari mahiyette bulunmamaktadır. Davalı tacir olmadığı gibi, eldeki dava da Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Dava konusu somut hadise Asliye Hukuk Mahkemesi görev alanında kaldığından görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava eser sözleşmesinden kaynaklanıp nispi ve mutlak ticari deva olmaması gözetildiğinde asıl dava yönünden Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE HMK 114/1-C VE 115/2 MADDESİ GEREĞİNCE DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİ İLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
4- Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır