Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/814 E. 2019/1623 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/814 Esas
KARAR NO : 2019/1623

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2015
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 25/02/2011 tarihinden Bayilik Sözleşmesi akdettiklerini, bununlar birlikte 21/03/2011 tarihinde ayrıca protokol imzaladıklarını, bu sözleşmeler kapsamında davalı şirkete teslim edildiğini, 17/3/2015 tarihinde EPDK bayilik lisansını, Petrol piyasası lisans yöntemliğinin 17. Maddesinin birinci fıkrasının c bendi uyarınca davalı şirket talebi doğrultusunda sonlandırıldığının tespit edildiğini, ayrıca davalı şirketçe keşide edilen … Noterliği 13/03/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin, herhangi bir haklı gerekçe gösterilmeksizin, bitiş süresinden 345 gün önce sona erdirildiğini belirterek fazlaya/hataya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirketin ilişkinin başlangıçta öngörülen süre kadar devam edeceğini nazara alarak yapmşı olduğu işletme yatırım destek bedelenin geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kulanılmayacak süresine karşılık gelen KDV hariç 8.638,38-TL’si ile KDV dahil toplam 10.193,28-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsilini, ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalı şirkete ait taşınmazların UYAP sisteminden tespiti ile tapu kayıtları üzerine teminatsız olarak veya sayın mahkemece takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasını, davalarınnı kabulü ve fazlaya hataya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile müvekkili şirketin, ilişkinin başlangıçta öngörülen süre kadar devam edeceğini nazara alarak yapmış olduğu işletme yatırım destek bedelinin geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanıllamayacak süresine karşılık gelen KDV hariç 8.638,38-TL’si ile KDV dahil toplam 10.193,28-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsilini, fazlaya ve hataya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile mahrum kalınan kura karşılık gelen 162.755,87-TL + KDV/KDV dahil toplam 192.051,92-TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 21.05.2015 tarihinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsilini, 21/03/2011 tarihli protokolün 7. Maddesi uyarınca 25.000,00-USD + KDV cezai şart alacaklarının ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 21/05/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının ABD doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf dilekçesinde taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı bir gerekçe göstermeksizin sözleşme bitim tarihinden önce sonlandırıldığı beyan ettiklerini, ancak davacının bu iddialarının taraflarınca kabul edilmesi mümkün olmadığını, davacı tarafından cezai şart talep edilmesi mümkün olmadığını, müvekkilinin davacı taraf herhangi bir borcunun bulunmadığı vekili edene ait ticari defterler incelendiğinde tespit edilecek olduğunu, davacı taraf yatırım yaptığını ve bunun iadesini talep etmiş olduğunu, ancak bunun kabulü mümkün olmadığını, davacı taraf müvekkili aleyhine zenginleşmeye çalışmata olduğunu, davacı tarafnı beyan ve iddialarına göre sözleşme geçersiz kaldığını, bu sözleşme boycuna elde ettiği edim ve kazançları da tüm faiz ve ferileri ile birlikte müvekkile iade etmesi ondan sonra müvekkilden verdiğini geri istemesi gerekmekte olduğunu, bunun yanında yapılan sözleşme gereği davacı taraf ile müvekkili arasında herhangi bir faiz düzenlenmesi öngörülmemiş olduğunu ve kararlaştırılmamış olduğunu, müvekkili şirketin davacıya cari hesaplardan kalan hiçbri borcu bulunmamakta olduğunu, davacının iddia ettiği borç ve faturaların taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle davacının iddiaları gerçeklikten uzak, haksız ve kötü niyetli olduğunu, usüle yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklarınnı saklı kalması kaydı ile beyanlarının ve toplanacak deliller neticesinde yasal dayanaktan yoksun ve haksız açılan işbu davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE,
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 25/02/2011 Tarihli Bayilik Sözleşmesi, 21/03/2011 tarihli protokol, Ürün alım taahhütnamesi,ihbarname, ihtarname, ticaret sicil kayıtları defter ve kayıtlar, vergi dairesi beyannameleri ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
İhtilaf, taraflar arasında imzalanan, sözleşme, protokol ve taahhütname uyarınca, davalı tarafından fesih edilen sözleşme kapsamında, feshin haklı ve usulüne uygun olup olmadığı, davacının, davalıdan, işletme yatırım destek bedeli, cezai şart ve kâr mahrumiyeti alacağı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Ekonomi ve Finans Uzmanı Ticaret ve Borçlar Hukuk Öğr. Üyesi Dr. … , Mali Müşavir Finans Uzmanı … ve Akaryakıt ve LPG Sektör bilirkişisi … tarafından hazırlanan 04/04/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda,”…davacının talebinin, sözleşmenin süresinden önce haksız olarak feshedilmiş olması nedeniyle sözleşmenin geriye kalan kısmına tekabül eden işletme yatırım destek bedelinin; kar mahrumiyetinin ve cezai şart tazminatının ödenmesine ilişkin olduğu, davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin süresinden önce feshedilmesinin haklı nedene dayandığına dair herhangi bir somut delil sunulmadığı, bu nedenle sözleşmenin haksız olarak feshedilmesinden kaynaklanan zararların davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği, davacının işletme yatırım destek bedeli ödediğine ilişkin herhangi bir delil sunmadığı dolayısıyla davacının bu yöndeki talebinin yerinde olmadığı, davacının sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle uğramış olduğu kar kaybının 12.390,44-TL olarak hesaplabileceği, sektörel değrelendirme doğrultusunda, davacının dava konusu istasyonun bulunduğu “il” de, herhangi bir akaryakıt istasyon bayiliği anlaşması yapılabilmek için “Makul Süre olarak 3 ay ı tespitle ” ve davacının uğramşı olduğu kar mahrumiyetinin üç ay ile sınırlı olması gerektiğinin sayın mahkemece de kabul edilmesi halinde, talep edilebilecek kar mahrumiyeti alacağının 3.195,24-TL olarak hesaplanabileceği, taraflar arasındaki 21/03/2011 tarihli protokolün 2/h maddesi uyarına davacının 25.000-USD + KDV şeklindeki cezai şart tazminatı talebinin yerinde olduğu, şirketin faaliyet konusu ve büyüklüğü dikkate alındığında kararlaştırılan cezai şartın fahiş olduğundan da sözedilemeyeceği, sektörel değerlendirme doğrultusunda KDV’ye de hükmedilmesinin gerekip gerekmediğinin takdirinni Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacının göndermiş olduğu ihtarnamenin davalıya 21/05/2015 tarihinde tebliğ edidiği anlaşıldığından, yukarıda belirtilen davacının alacaklarına anılan tarihten itibaren mevduat faizinin uygulanması gerektiği…” sonuç ve kanaatini mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Davacı ve davalı vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı ve davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir ek raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişiler tarafından hazırlanan 19/07/207 tarihli ek raporda sonuç olarak; “… bilirkişi kurulumuzun kök rapordaki görüş ve kanatinden bir değişiklik oluşmamıştır…” sonuç ve kanaatini mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Davalı tarafından keşide edilen, … Noterliğinin … yevmiye numaralı 13/03/2015 tarihli ihbarname ile, “…görülen lüzum üzerine sözleşmeyi tek taraflı fesih ettiğini…” belirtilerek ve süre verilmeksizin tek yanlı olarak sözleşme feshedilmiştir. Süreli bir borç sözleşmesinde sözleşmeye aykırılık durumunda, BK.nun 106.maddesi hükmü gereğince (TBK.nun 123.) karşı yanın önce bir ihtarname göndererek ifa için uygun bir süre vermesi, aykırılığın bu sürede giderilmemesi durumunda sözleşmeyi feshetmesi gerekmektedir. Somut olayda davalı tarafça davacıyı temerrüde düşürecek herhangi bir ihtarname gönderilmeksizin sözleşme doğrudan feshedilmiştir.
Dosya içeriği delillere göre, davalı bayii tarafından süre tayini olmadan yapılan feshin haklı sayılmayacağı kabul edilmiştir. Başka bir anlatımla davalı tarafça yapılan fesih haksız fesih niteliğindedir. Davalının fesih beyanı haksız kabul edildiğinden, davacı tarafından fesih nedeniyle talep edilen işletme yatırım destek bedeli, cezai şart ve kâr mahrumiyeti alacakları, sözleşme ve protokol hükümleri kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılmalıdır.
Taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesi ve Protokol davalı tarafından haksız olarak ve süresinden önce feshedildiğinden bu kapsamda, davacı mahrum kalınan kâra ilişkin istemde bulunabilecektir. Davacının bu sözleşmenin feshi sonrasında aynı bölgede 3 aylık makul bir süre sonucunda yeni bayilik anlaşması yapabileceği kabul edilerek mahrum kalınan kâr kaybı tutarının 3.195,24-TL olduğu sonucuna varılmıştır. Bu taleple ilgili olarak KDV isteminde bulunulmuş ise de, bu konuda davacı tarafından herhangi bir faturanın düzenlenmemesi nedeniyle istemi yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki protokolün 7. maddesinde, belirtilen koşullarda davalının 25.000-USD tutarında cezai şart ödemesi kararlaştırılmıştır. Davalının sözleşmeyi feshinde haksız bulunduğu kabul edildiğinden protokolün 7. maddesinde öngörülen cezai şartın istenebileceği sonucuna varılmıştır. Kararlaştırılan cezai şart miktarının, ekonomik yönden tacirin mahrumuna sebebiyet verebilecek derecede fahiş olmadığı ve davalı şirketin belirlenen ticaret hacmine göre kararlaştırılan cezai şart tutarı ekonomik yönden mahvına sebebiyet verebilecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, 25.000-USD. tutarındaki cezai şartın makul bir seviyede olduğu ve bu miktara hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu taleple ilgili olarak KDV isteminde bulunulmuş ise de, bu konuda davacı tarafından herhangi bir faturanın düzenlenmemesi nedeniyle istemi yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafından talep edilen, işletme yatırım destek bedelinin ödendiğine dair herhangi bir delil sunmadığından, davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı, alacağı ile ilgili olarak …Noterliğinin 14/04/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş olup, ihtarnamenin tebliği ve verilen süreye göre davalının 25/05/2015 tarihinde temerrüde düştüğü sonucuna varılmış ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 25/02/2011 Tarihli Bayilik Sözleşmesi, 21/03/2011 tarihli protokol imzalandığı ve 5 yıl süre ile davalı şirketin davacının bayiliğini üstlendiği, davalının, tek yanlı ve haksız olarak 13/03/2015 tarihli ihbarname ile sözleşmeyi fesih ettiği, davacının sözleşme kapsamında cezai şart ve hesaplanan oranda kâr kaybı talep edebileceği ancak davacının dava işletme yatırım destek bedelinin ödendiğine dair herhangi bir delil sunmadığı anlaşıldığından, davacının davasının kısmen kabulü ile, kâr mahrumiyeti alacağına ilişkin davasının 3.195,24-TL. üzerinden kabulü ile, 25.05.2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, cezai şart alacağına ilişkin davasının, 25.000-USD. üzerinden kabulü ile 25.05.2015 temerrüt tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, KDV istemi ile birlikte fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının kısmen kabulü ile,
1-Kâr mahrumiyeti alacağına ilişkin davasının 3.195,24-TL. üzerinden kabulü ile, 25.05.2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,KDV isteminin ve fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Cezai şart alacağına ilişkin davasının, 25.000-USD. üzerinden kabulü ile 25.05.2015 temerrüt tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, KDV isteminin reddine,
3-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
4-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 4.491,54-TL harçtan peşin alınan 4.112,81-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 378,73-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı taraf lehine …Ü.T. gereğince taktir olunan 8.339,60-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan …Ü.T. gereğince taktir olunan 10.650,92-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 27,70-TL başvurma harcı + 4.112,81-TL peşin harç + 253,80-TL keşif harcı toplamı olan 4.394,31-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 3.000,00-TL bilirkişi ücreti + 2.795,40-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 5.795,40-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 2.455,51-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 131,10-TL tebligat-müzekkere yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 77,85-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalanın kdavacı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.