Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/717 E. 2018/372 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/542 Esas
KARAR NO : 2018/409
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2015
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin maliği olduğu… ilçesi… Mahallesinde bulunan taşınmaz üzerinde bulunan… akaryakıt istasyonunda muhtelif tarihlerde bayilik sözleşmesi akdedildiğini, 27.02.2001 tarihinde müvekkili ile davalı arasında akdedilen sözleşmeye istinaden konu olan taşınmazla ile ilgili olarak 15 yıllık intifa hakkı verildiğini sözleşmeye istinaden konu olan… istasyonunun davalıya devir edilerek… markası adı altında çalıştırılması temin edildiğini, Rekabet kurulunun 2002/2 Sayılı Dikey Anlaşmalara ilişkin grup muafiyeti tebliği ile 2003/3 Sayılı Tebliği ile bayilik sözleşmelerinin azami 5 yıl süre için akdedilebileceğinin belirtilmesi ¸ üzerine müvekkilinin 08.12.2004 tarihinde 5 yıllık sözleşme yaptığını ve konu olan sözleşmenin 15.08.2006 tarihinde yenilerek yeni bir 5 yıllık sözleşme yaptıklarını, Rekabet Kurulunun 05.03.2009 tarih ve 09.09/187-56-57 sayılı kararları ile 12.03.2009 tarihinde internet sayfasında yayınlanan idari işlem niteliğindeki duyurusu ile bayilik sözleşmeleri ile bağlantılı olarak dağıtım şirketi ve bayi veya bayi ile ilgili kişi arasında akdedilen intifa sözleşmelerinin tek bir dikey anlaşma bütünü teşkil ettiği ve bunların sürelerinin birlikte 5 yılı geçemeyeceğini, bu hususta sözleşmelerin uyumlu hale getirilmesi için geçiş sürecinin son gününü 18.09.2010 olarak tespit ettiğini, bundan ötürü taraflar arasındaki sözleşmelerin bir kez daha yenilendiğini, tarafların 04.08.2010 tarihinde bir protokol yaptıklarını, buna göre aralarında 18.09.2010 tarihinden itibaren 5 yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmesi akdettiklerini ve taşınmaz üzerindeki intifa hakkının 18.09.2015 tarihine kadar kısalttıklarını, taraflar arasında münakit sözleşmeler uyarınca her türlü vergi, resim, harç ve giderin bayi tarafından karşılanacağını, bunun sözleşmenin 34. maddesinde açıkça belirtildiğini, taşınmazın Mayıs 2012 gününde dava dışı 3. bir kişiye devir edildiğini, taşınmazı devir alan kişinin emlak vergisini ödemek için Belediyeye gittiğini ancak taşınmazın 15 yıllık süre ile intifa hakkının müvekkilinde olduğunu öğrendiğini, Belediye’nin intifa hakkı nedeni ile vergilerin de müvekkiline ait olduğunu iddia ettiğini ve 2001/1 döneminden 2013/11 dönemine kadar olmak üzere tüm vergileri tahakkuk ettirerek suretiyle müvekkiline iki usulsüzlük cezası ve gecikme cezaları birlikte 170.454,59 TL olmak üzere ödeme emri çıkardığını, müvekkilinin Belediye yapılan görüşmesinde davalı tarafından yapıldığı bildirilen vergi ödemelerinin geçerli sayılabilmesi için davalının dilekçe vermesi gerektiğini,aksi halde sorumluluğun müvekkilinde olduğunun bildirildiğini, müvekkili şirketin belediye ile mutabık kalmak suretiyle 14.05.2014 tarihinde 147.409.89 TL ödemek zorunda kaldığını, mevcut sözleşmeye göre ödenen bu bedelin davalının sorumluluğunda olduğunu, bedelin davalıdan talep edildiğini ancak ödemediğini, bu nedenlerle davaya konu taşınmazla ilgili olarak ödenen 147.409,89 TL ni dava tarihi itibariyle hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ile 04.08.2010 tarihinde bir protokol imzaladığını, başkaca bir sözleşme imzalamadığını, …Noterliğinden 12.02.2010 tarihinde … yevmiye sayılı olarak gönderilen ihtarname ile müvekkilinden hiçbir alacağının olmamasına rağmen intifa bedelinin iadesini talep ettiğini, bunun içinde bayilik sözleşmesinin yapılmadığını, 16.11.2011 tarihinde…Noterliğinden … yevmiye sayılı ihtarname keşide edilerek bayilik sözleşmesinin fesih edildiğini, intifanın taraflar arasında 21.04.2004 tarihinde kurulduğunu ve 15 yıl süreli olduğunu, 18.09.2005 tarihinden önce yapılmış olan sözleşmelerin 18.09.2010 tarihinde son bulacağını, 18.05.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin ise süreleri ne olursa olsun 5 yıllık muafiyetten yararlanacağının kabul edildiğini, her iki sözleşmenin akaryakıt istasyonu işletmesini amaçlayan sözleşme olduğunu, müvekkili ile davacı arasında yeni sözleşme yapılmasına karşın davacının sözleşmedeki bu hükümleri kaldırmadığını, Eskişehir …Sulh Hukuk Mahkemesinden yaptırılan tespitte … D.iş sayılı dosyasından dava konusu olan akaryakıt istasyonunun uzunca bir süre işletilmediği ve amblemlerin dahi üzerlerinin kapatıldığını, vergilerin ödenmesinin davacının sorumluluğunda olduğunu, Türk Medeni Kanunun 813. maddesine göre intifa hakkı konusu olan malın olağan bakım ve işletme giderleri güvencesini oluşturduğu borçların faizleri vergi ve resimleri intifa süresince intifa hakkı ait olduğunu, vergi ve resimleri malik ödemişse intifa hakkı sahibi yukarıda belirtilen esasa göre bunları malike tazmin etmek zorundadır. Diğer bütün yükümlülükler malike ait olduğunu, ancak intifa hakkı sahibi bunların yerine getirilmesi için gereken parayı istemi üzerine malike karşılıksız olarak sağlamazsa malik intifa hakkı konusu malı bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için kısmen veya tamamen paraya çevirebileceği dendiğini, TMK.nın anılan bu maddesi göz önünde bulundurularak davanın reddi gerektiğini, davacının böyle bir talebinin olamayacağını, davanın haksız açıldığını reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler konu uzmanı … ve mali müşavir …’tan alınan 05/12/2017 tarihli raporda sonuç olarak; taraflar arasında mevcut bulunan sözleşmeye göre davalıya akaryakıt bayiliği verilmiştir. Davalı da sahibi olduğu taşınmaz üzerine davacı adına intifa hakkı vermiş olup, intifa hakkı verilen taşınmazın vergilerinin sözleşmeye göre davalının sorumluluğunda olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafından ödenmiş bulunan 147.409.89 TL tutarındaki emlak vergisi her ne kadar intifa hakkı sahibi olarak davacının sorumluluğunda olsa dahi sözleşmeye göre bu sorumluluk davalıya verilmiş olmasından ötürü bedelin davalı tarafından ödenmesi gerekeceği, talep doğrultusunda alacak için dava tarihinden itibaren temerrüt faizinin hesaplanması gerekeceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın sözleşme ile davalının sorumlu olduğu iddia edilen vergilerin davacı tarafça karşılanması nedeniyle ödenen meblağın rucüen tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki serbest iradeleri ile imza altına alınmış bulunan sözlşemenin 34.maddesinde bulunan hüküm nedeniyle davacı tarafça ödendiği sabit olan 147.409,89 TL tutarındaki emlak vergisinden davalı tarafın sorumlu olacağı, tacir olan davalı şirketin serbest iradesi ile akdettiği sözlşemle hükmü nedeniyle normalde davacıya ait olan yükümlülüğü üzerine almasının hukuki sonuçlarına katlanması gerekeceği anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulüne, 147,409,89 TL nin dava tarihinden işleyecek değişen oranlarda avans faizinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 10.069,56 TL harçtan, peşin alınan 2.517,40 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 7.552,16 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf lehine av asg üc tarifesi gereğince taktir olunan 14.542,79 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı + 2.517,40 peşin harç + 1.500 TL bilirkişi ücreti + 171,10 TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 4.216,20 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır