Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/656 E. 2019/386 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/441
KARAR NO : 2019/218
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 03/09/2010
KARAR TARİHİ: 19/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 03/09/2010 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davacının 30.05.2010 tarihinde… Otomotivden … plakalı araç satın aldığını, satın alındıktan 2 gün sonra aracın arıza yaptığını, seyir halinde iken abs ve el fren ışıklarının yanmaya başladığını, servisin sorun olmadığını söylediğini, ancak tekrarı üzerine 20 gün serviste kalarak şanzımanının değiştiğini, araç üzerindeki gizli değil aleni kusur olduğunu, bunun üzerine noterden süresinde ihtar çekilerek aracın kusurlu olması nedeniyle aracın bedelinin iadesi talep edildiğini, gelen cevabi yazıda kusur olmadığı ve taleplerinin reddedildiğinin bildirildiğini, takip eden günlerde yine araç seyir halinde iken fren ikaz lambalarının yanması şikayeti ile servise gittiğini, ancak aracın fren sisteminde sorun olmadığını, Almanya’da mühendislerin yeni yazılım sistem geliştirmelerinin beklendiği belirtilerek ve aracın ayıp nedeniyle değişmesini engellemek için bu hususun iş emrine yazılmadığını, aracın aynı zamanda bozuk satıhta iken rahatsızlık veren bir ses geldiğini, bu durumun aracın seyir güvenliğini tehdit ettiğini, alındığı günden itibaren sürekli serviste tamire bırakıldığını, 3 ay içerisinde 5 kez bakıma girdiğini, şanzımanı değiştiğini ileri sürerek … plakalı vasıtanın davalıya iadesine ve fatura bedeli olan 44.956 TL’nin iadesine, ayrıca vasıta üzerinde takılan jantların bedeli olan 1.104,67 TL’nin reeskont faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 46.060,67 TL’nin imalattan kaynaklanan kusur, aleni ve gizli ayıplı mal nedeniyle aracın iadesi ve bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkememize verdiği 17/03/2011 havale tarihli dilekçesinde özetle; dava konusu araç ayıplı olmadığı gibi bir an için aksi düşünülse dahi davacı firmanın ayıp ihbarının süresinde olmadığını, belirtilen şikayetlerin kullanım kaynaklı olduğunu, nitekim iş emirleri incelendiğinde davacının ilk kez 10.06.2010 tarihinde müvekkil şirkete başvurduğu ve şikayetinin seyir halinde aşırı gaz vermeden kaynaklandığının anlaşıldığını, kaldı ki TTK 24/3 maddesi gereğince süresi içinde ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, her ne kadar davacının aracın mütemmim cüz niteliğindeki jantların değiştirildiğini ve bunun bedelini talep etmiş ise de jantın aracın görselliğine ilişkin olup, aracın ayrılmaz parçası niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkememize verdiği 10/03/2011 havale tarihli dilekçesinde özetle; husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının süresinde yaptığı bir ayıp ihbarının bulunmadığını, davacının aracı kullanmaya devam ettiğini, BK 205 maddesi uyarınca kullanım bedelinin hakkaniyet gereği mahsubunun gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla araçta varsa değer kaybı miktarının da tespitinin gerektiğini, davacı taleplerinin dayanağının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:… plaka sayılı vasıtanın trafik sicil kaydı kaytları, …Noterliği 30/06/2010 tarih ve … yev. nolu ihtarname, …Noterliği 19/07/2010 tarih ve … yev. nolu ihtarname, …Noterliği 08/07/2010 tarih ve … yev. nolu ihtarname, …oto. servis kayıtları, … oto. servis kayıtları ve iş emri, teknik raporlar, faturalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Bozma Öncesi Borçlar Hukukçusu, Ekonomist, Makine Yüksek Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; dava konusu araçta imalat hatasından kaynaklanan ancak önemli olmayan bir ayıp bulunduğu, satım bedelinden 8.000 TL’lik bir indirim yapılabileceği bildirilmiştir.
Bozma Öncesi Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen ek raporda; Aracın şanzımanının müşteri memnuniyeti kapsamında değiştirildiği, şanzıman değişiminin aracın kullanımını sürekli engelleyecek nitelikte olmadığı, araçta meydana gelen 4 arızanın garanti kapsamında giderildiği ve aracın değerini azaltmayacak nitelikte olduğu, davalıların ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu olmadıkları bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava ayıplı araç nedeniyle aracın iadesi bedelinin tahsili talebinden ibarettir.
Davacı taraf … plakalı vasıtanın davalıya iadesine ve fatura bedeli olan 44.956 TL’nin iadesine, ayrıca vasıta üzerinde takılan jantların bedeli olan 1.104,67 TL’nin reeskont faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 46.060,67 TL’nin imalattan kaynaklanan kusur, aleni ve gizli ayıplı mal nedeniyle aracın iadesi ve bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … dava konusu aracın ayıplı olmadığını, ayıplı olsa bile ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davacının aracın mütemmim cüz niteliğindeki jantların değiştirildiğini ve bunun bedelini talep etmiş ise de jantın aracın görselliğine ilişkin olup, aracın ayrılmaz parçası niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … husumet itirazında bulunduklarını, aracın ayıplı olmadığını, araçta varsa değer kaybı miktarının da tespitinin gerektiğini, davacı taleplerinin dayanağının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce 24/10/2013 tarihli duruşmada “Davacının davasının REDDİNE,” ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2014/15144 Esas 2015/47 Karar 12/01/2015 tarihli ilamı ile “Davacı satın aldığı araçtaki ayıp nedeniyle aracın davalı tarafa iadesini ve araç bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ve ek raporda araçta şanzıman değişikliği yapıldığını, bundan sonra da meydana gelen bir kısım arızaların giderildiğini, ancak bu durumun aracın iadesini gerektirmeyeceği belirtilmiş ve mahkemece bu raporlara itibar edilerek hüküm kurulmuşsa da, raporlar kendi içerisinde çelişkili değerlendirmeler ihtiva ettiğinden hükme esas alınması doğru olmamıştır. Mahkemece yeniden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, araç üzerinde teknik inceleme yapılarak ve davacı iddialarına yönelik değerlendirmeleri içeren yeni bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı” gerekçesi ile Mahkememiz kararının bozulması üzerine usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı doğrultusunda mahkememizce yeniden bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Borçlar Hukukçusu, Makine Yüksek Mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; aracın fabrikasyon orjinalliğinin bozulmadığı, araçta önemli nitelikte bir ayıp olmadığı, araçtaki arazının onarılmış olduğunu, davacı yararında satım bedelinden 3.000 TL. indirim yapılabileceği, davalıların kendi iç ilişkilerinden rücu hakları saklı kalarak bu yön huzurdaki davanın konusu olmadığından iç ilişki değerlendirilmeyerek davalıların davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduklarının benimsenebileceği, davacının ikame tarihinden başlayarak ayrıca kısavadeli avans faizi oranında faiz de talep edebileceği, istenen jant bedeli ile davalıların durumu arasında illiyet rabıtasının ise kurulamadığı görüşüne varıldığını bildirmişlerdir.
Makine Mühendisi ve Hukukçu Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 28/02/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre; … plaka numaralı … marka, …tip … model taşıtta çok erken ortaya çıkan arızaların kullanıcı hatasından kaynaklanacak nitelikte olmadığını, arızaların canm ve mal güvenliğini tehdit edici niteliğe haiz elemanlarda gerçekleştiği ve taşıttan faydalanmayı etkileyecek tipte olduğunu, fakat 2011 yılındaki son onarım neticesi beş yıldır kullanıldığını, halihazırda araçta güvenli sürüş kabiliyetini ortadan kaldıracak taşıttan faydalanmamayı sürekli hale getirecek derecede bir imalat hatasının varlığından söz edilemeyeceğini, arızaların belgeler ışığında garanti kapsamında giderilmiş olduğunu, taşıtın onarım sırasında servis kusuru oluştuğunu, taşıtta yapılan değişiklikler dolayısıyla genel hükümler uyarınca 3.000 TL. Değer kaybı dolayısıyla tazminat talep edilebileceğini, ithalatçı/dağıtıcı firma ve yetkili servisin müşterek ve müteselsil sorumluluğunun mevzu bahis olduğunu raporlarında bildirmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller ve düzenlenen bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dava konusu …Otomotivden satın aldığı … plakalı … marka, … tip …model aracın alındıktan 2 gün sonra aracın arıza yaptığı, seyir halinde iken abs ve el fren ışıklarının yanmaya başladığı, servisin sorun olmadığını söylediği, ancak tekrarı üzerine 20 gün serviste kalarak şanzımanının değiştiği, araç üzerindeki gizli değil aleni kusur olduğu bunun üzerine noterden süresinde ihtar çekilerek aracın kusurlu olması nedeniyle aracın bedelinin iadesi talep edilmiş, davalı taraflar ise dava konusu aracın ayıplı olmadığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkememizce daha önce verilen karar ile davalıların ayıba karşı tekeffül sorumlulukları olmadığından davanın reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay ilgili dairesince yeniden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, araç üzerinde teknik inceleme yapılarak ve davacı iddialarına yönelik değerlendirmeleri içeren yeni bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından mahkememiz kararının bozulması üzerine mahkememizce alanında uzman makine mühendisi bilirkişi heyetinden raporlar alınmış olup, bozma sonrası düzenlenen her iki rapora göre de dava konusu araçtaki arazının giderildiği, söz konusu arızanın araçta güvenli sürüş kabiliyetini ortadan kaldıracak, taşıttan faydalanmamayı sürekli hale getirecek derecede bir imalat hatasının varlığından söz edilemeyeceği, araçta önemli bir ayıp olmadığı, arızaların belgeler ışığında garanti kapsamında giderilmiş olduğu tespit edilmiş olup düzenlenen her iki raporun birbiriyle örtüşmesi ve mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle raporlarda da tespit edildiği üzere dava konusu araçta imalat hatası bulunmadığı ve aracın ayıplı olmadığı, araçtaki arızanın giderilmiş olduğu olayda ilk baştaki onarımdan kaynaklanan servis kusuru bulunduğu açık olup bunun araçtaki ayıp olarak yorumlanması mümkün olmadığından dolayı dava konusu aracın ayıplı olmaması nedeniyle davacı tarafın bedel iadesi talebinde bulunamayacağından davanın reddine ve ayrıca her ne kadar bilirkişilerce değer kaybı tespit edilmiş ise de davacı tarafın bu yönde bir talebi olmadığından ve değer kaybının dava konusu olmaması nedenleriyle bu hususta herhangi bir karar verilmeyerek oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN REDDİNE;
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan maktu 44,40-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 640,20-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı … tarafından yargılama sırasında yapılan 3 adet tebligat gideri 28,00-TL, posta masrafı 16,00-TL olmak üzere toplam 44,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e tarafa verilmesine,
5- Davalı taraflar yargılama sırasında kendisini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.421,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile YARGITAY yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imza*
Hakim …
e-imza*
* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.